Şeddadi Kürd Devleti Üzerine Notlar(1)
Kitêb û defter û kaxez Ger bi Kurdî benûsraye zemanîMella û zana û pîr û padşaman Heta mehşer dema naw û nîşanî Haci Qadrî Koyî Büyük Kürd şairi Haci Qadri Koyî‘nin 18.yüzyılın sonunda kaleme aldığı bu dörtlüğü, aslında Kürd tarihi ile ilgilenenlerin sürekli olarak kendi kendilerine sordukları bir soruyu cevaplıyor. 1898 yılında yaşama veda eden Haci Qadrî Koyî haklı olarak „ kitap, defter ve kağız, eğer zamanında Kürdçe yazılmış olsaydı, Molla, alim, pîr ve padişahlarımızın, mahşere kadar isimleri ve izleri kalırdı“ diyordu. Ben Kafkas Kürdleri üzerine bir yazı hazırlamak istediğimden dolayı ister istemez 951 ve 1198 yılları arasında, yaklaşık olarak 250 yıl varlığını sürdürmüş Şeddadi Kürd devleti hakkında bir şeyler yazmak istedim. Bu devlete dair Kuzey Kürdistan’da mevcut olan kaynakları taradığım zaman, bazı küçük makaleler ve çeşitli kitaplardaki bir kaç cümlenin dışında el ile tutulur hiç bir araştırmaya rastlamadım. Var olan makalelerde Minorsky’nin çok eskide Şeddadiler üzerine yaptığı araştırmanın kötü kopyaları yada Minorsky’den ikinci yada üçüncü elden yapılan ak tarmalardan ibaretti. 250 yıl boyunca bugünkü Ermenistan, Azerbeycan (adirbaygan) ve hatta Gürcistan’ın bir kesimini asırlarca denetim altında bulunduran Şeddadiler hakkında Kuzey Kürdlerince hiç bir araştırmanın yapılmaması gerçekten düşündürücüdür. „Çağdaş“ Türk, Azeri ve Ermeni tarihçileri biliçli bir şekilde Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren Şeddadi ve Rewadi gibi Kürd devletlerinin varlığını minimize etme yada yok sayma faaliyetleri içindeler. Hatta Arşak Polatyan gibi(Kürdler üzerinede bir kitap yazmıştı) insanlar mevcut durumda Ermenistan’da yaşıyan „Kürd azınlığını“ „Ermenilerin ulusal güvenliğ için tehlikeli“ buluyor, müslüman Kürdlerin alanı terketmesi ve „Êzidilerin Kürd değil kendi başına bir millet olduğu“ tezini geliştirerek var olan tehlikeyi bertaraf ettiklerini yazabiliyorlar. Böyle bir ortamda Kafkas Kürdlerinin tarihi hakkında ciddi araştırmaları başkalarından beklemek hiç mantıklı değil. Bu işi Kürd tarihçileri üstlenmeli ve bu konuda çıkan tüm kaynakları derlemeliler. İşin garip yanı yalnızca çağdaş Kürdistan tarihçileri değil, Kürd tarhçilerin babası Şerefxan Bedlisi’de Şeddadi Kürd devleti hakkında tek bir satır yazmamış. Mesela Şeddadilerle aynı dönemlerde varlığını sürdüren Merwaniler gibi bir çok Kürd devleti hakkında Şerefxan bir çok bilgiyi verirken, Şaddileri yok saymış. Bundan dolayı Şeddadiler hakkında ciddi bir araştırmaya girecek Kürd araştırmacıları Ani, Gence, Karabağ, Dvin, Naxciwan, Derbend ve Rewan gibi şehirler hakkında yapılan arkeolojik çalışmalara, eski Bizans ve Ermeni kaynaklarına ve İslam araştırmacılarına baş vurmak zorundalar. Ayrıca Şeddadiler döneminde yaşamış şairlerden, Şeddadilerin hizmetinde bulunan o dönemin alimlerinden ve yine Şeddadiler döneminde yaşamış ve aynı zamanda bölgenin yerlisi olan tarihçilerden yararlanabilirler. Şeddadilere dair bir dizi dağınık bilgi ve belgeler var. Bu belgelerin birer birer ortaya çıkarılması gerekir. Bugünlerde Türk çevreleri yeniden „Malazgirt savaşı“nın yıl dönümünü(26 Ağustos) kutluyacaklar, Alpaslan’ı yeniden gündeme getirecekler. Aslında o tarihsel dönemde Ermenilerin Apou Sivar, Arapların Abu El Uswer ve Bizansların Aplesphares dediĝi Şeddadi Padişah’ı Alpaslan’dan daha çok tanınıyor ve seviliyordu. Abul Aswar Şavur islam dünyasında bir kahramandı. Fakat, başkaları dönemin tarihine ilişkin yazdıklarından dolayı bir çok Kürd şahsiyeti Haci Qadri Koyî’nin söylemiyle ne isimleri kaldı ve ne de izleri. Eğer Şeddadilerin tarihine dair araştırmalar yapılmış olsaydı, Şeddadi-Bizans ilişkileri, Şeddadi-Abbasi ilişkileri, Şeddadi-Ermeni ilişkileri, Şedaddilerin Gence, Dvin ve Ani(başkentleri) süreçlerinin her biri kendi başına ciddi bir akademik çalışmaya kaynaklık edebilirdi. Abul Aswar Şavur gibi Şeddadi Padişahlarının yaşamları ve gerçekleştirdikleri yenilikler kendi başına ciddi akademik araştırmalara konu olabilirdi. Ben bu yazı serisi boyunca Şeddadi devleti hakkında ve Şeddadi devletinin dönemin çeşitli güçleriyle girdikleri ilişkilere dair bulduğum tüm belgeleri imkanlarım dahilinde aktarmaya çalışacağım. Belki kısmende olsa Şeddadiler hakkında var olan kısır bilgilerin aşılmasında bir arpa boyu yardımcı olurum. Aso Zagrosi 18 .08.2009
Re: Şeddadi Kürd Devleti Üzerine Notlar(1)