Kürdistan'ın güzel çocukları içimizi dökülelim.
Düşmana ve ihanete lugatımızda ne varsa söyleyelim.
Teşhir etmede sınır tanımıyalım.
Bu hoş güzel.
Bu çabamızın sayısız Kürd'ün gözünü açacağınada şüphe etmiyelim
Fakat bu yetmiyor.
Sömürgeci ve ihanet elele vermiş Kürd milletiyle oynuyor.
Bir başka cephede “Türk devlet sınırlarına saygılıyız“ diyen malum çevrelerin çabasıda buna ekleniyor.
Bu şer cephesi Kürdistan'da büyük bir tahrifat yaratıyor.
Dediklerimiz, yazdıklarımız bunu engelemiyor.
Yapılması gereken hepimizin bildiği şeyler.
Millet olmamızdan doğan haklarımızı programlaştırmak, bundan diretmek ve dediklerimizin arkasında olmaktır.
Bu da düşmanın anladığı dilde konuşmaktır.
Sömürgeciye dünyayı zindan etmenin ve ihanetin yolunu tıkamanın tek yolu budur.
Yoksa A böyle dedi, B şöyle dedi, yok yok C daha ötesini söyledi deyip kendimize seyircilik misyonu atfettiğimiz sürece Kürd milletinin daha çok çekeceği var.
Bilince çıkaracağımız gereken mesele sömürgeciye ve ihanete karşı bilinçte, pratikte tekleşmiş profesyonel bir ekip çıkarıp çıkaramıyacağımızdır.
Bu gerçekleşmedikçe Kürd milletinin tıkanan önünü açamayız.
Bunun koşulları var mıdır diye sorulursa hem var, hem yok derim.
Kompitumuzun başında oturarak içimizi dökmekle yetindiğimiz müddetçe bu gerçekleşmez, ama birileri biz bu işi üstleniyoruz deyip sahaya inerse olmayacak şey değildir.
Tercihler bu kadar açık ve seçik.
Birey olarak bizim zamanımız var, ama Kürd milletinin bekleme lüksü yok...
Sevgi ve saygılarımla...