M.KOBAL ARYALI 25 04 2008
TÜRKLER INSANLIK DÖNÜSÜMÜNÜ YASAYAMIYOR.
Susurluk, Semdinli ve Ergenekon meselesindende görüldü ki,temiz eller operasiyonu kirli, gerici ayirimci beyinlerle sürdürülemiyor.Veli Küçük ve Perinçek gibi bir kaç ruh hastasi ve çete artigiyla binlerce faili “meçhul“ açiklanamaz. Insanlar öldürülüyor, Kürdistan köyleri, daglari bombalanmaya devam ediliyor.Tayyip Erdogan, iç ve dis kamuoyun destegi ile hükümet olmasina ragmen silik kaliyor.Türkiye'de farkli ulus ve azinliklarin hak, hukuk esitligine dayali demokratik bir anayasa ve kültür boslugu demogojilerle dolduruluyor. Uluslararasi hukuk, adalet ve demokrasinin oldugu ülkeler burjuva devrimlerin oldugu ülkelerdir. Bilindigi gibi bu tip ülkelerde verilen mücadeleler ciddi alt üst olusumlara, nitel toplumsal dönüsümlere ve kusaktan kusaga devredilen bir miras deneyimine dayanmistir. Her sinif ve birey bu tecrübelerle ciddi mevziler kazanarak olgunlasmistir.
Sözü edilen ülkelerde ciddi reformlar, devrimler yasandi,, elde edilen mevziler herhangi bir karsi ataga hazirlikli ve örgütlüler. Ancak son yilarda inise geçen sinif çeliskisi, mevcut örgütlülügün politik iktidar hedefinde sapmalar meydana getirmedigi sonucu çikarilamaz. Dolayisiyla ekonomi ve politikanin, bilim ve teknigin, hukuk ve kültür felsefesinin geliskin oldugu burjuva demokratik ülkelerde ve Italyan örneginden oldugu gibi temiz eller operasiyonu basari ile sonuçlanmisti.
Ancak put-perest Kemalist türkiyesi gibi, ulusal,toplumsal mücadelelerin hisimla bastirildigi ve kendi kanunlarini çigniyerek seçimle iktidara gelen partilerin askeri veya yargi darbesiyle düsürüldügü, çete mafiya devlet ekonomisi ve siyasetinin temel alindigi,istikrarsizligin derin güçlerle pompalandigi, güçlünün güçsüz-ü inkâr, imha ettigi zihniyet kültürünün ve çete cumhuriyetlerin oldugu sömürgeci, isgalci ülkelerde; temiz eller operasiyonu basarili olamaz. Cünkü türkler insanlik dönüsümünü yasayamiyor! Otuz milyon'a varan Türkiye Küdü'nün özgürlügünü kendileri için yokluk sebebi sayiyorlar. Iran ve Süriye Kürtlerin özgürlgünü engelliyorlar. Kürdistan Bölge Federasiyon'una Araplardan, Farslardan daha çok düsmanlik yapiyorlar. Kürdistan saplantilari devam ediyor.
Kürt ulusun'un, türk ve diger azinliklarin hak esitligine dayali demokratik bir anayasa
olusturulamiyor.Türk kurumlarinda, Üniversitelerinde bilim adamlari, özgür insanlar yetistirilemiyor. yalakaci, irkçi ve katil yetistiriliyor. Cünkü irkçilik, diktatörlük kanunlastirilmistir. Cünkü evrensel hukuk norumlarina bagli bir adalet mekanizmasi, bagimsiz ve insan hukukunun üstünlügüne inanan bir yargi sistematigi ve onu besleyen, gelistiren bir sosyal taban olusamiyor,Vaziyet bu olunca kim kime karsi, neye dayanarak veya hangi hukuk kuvvetiyle digerini ikna edecek yada alt edecektir.?
AKP Basbakan'i ilk iktidar asamasinda özellikle Kürt Ulusal, demokratik taleplerin karsilanmasi noktasinda birbirini yalanlayan mesajlar vermekle yetindi.Tayyip Erdogan, Bahçeli ve Baykal'la girdigi polemiklerden onlari bastirmak türkçülügünü kanitlamak için bütün Kürtleri hedeflemis ve agir hakaretlerde bulunmustur Türk Basbakan; Kürt Ulusal Uyanisinin bastirilmasi, bitirilmesi için elinden geleni yapmistir. AB'ye katilma dogrultusunda sergiledigi izlenim lokal kalmistir. DTP yöneticilerin kendisiyle görüsme talebini; PKK ile iliskilerini kesme sartina baglayarak kürtleri tamamen dislatmistir.Sinsi Kürt düsmanligini demogojik ajitasiyonlarla gizlemeye çalismistir. Kürt partilerin kapatilmasi için kanunlastirilan maddeleri savunan AKP, ayni akibete ugramistir. En sonunda çözülmesi gereken turban sorununu bas mesele yaparak bir ilmik gibi boynuna dolamistir. AKP,
demokrasi kültürü ve Kürdistan meselesinden kendisinden önceki iktidarlardan nitel olarak farksiz oldugunu kanitlamasina ragmen, asker korkusu ve kararsiz tutumundan dolayi bir avuç laik görünümlü irkçi fasist kemaliste yenik düsmenin faturasini Kürtlere kesmistir. Kürt direnisçilerin grup grup öldürülmesini kendileri için garanti ve basari vesilesi sayan Tayyip hükümeti ordu baslarin taktirini almak için operasiyonlarin bütün siddetiyle sürdürülmesini özellikle istemistir. Oysa ülkenin yönetiminden sorumlu olan Basbakan; sadece kürtlerin oylarindan degil, ölümündende sorumlu davranmaliydi. Diyarbekir, Wan vb. bölgelerde çocuklar, kadinlar, ihtiyarlar öldürüldü. Zulme karsi baskaldirinin isyan sembolu, Kürt Ulusal Dirilis Bayrami olarak Kabul edilen Newroz, kutlamalari vesilesiyle bir çok bölgede Kürtler adeta linç ediliyor ve öldürülüyorlar.
Bazilari aldiklari öldürücü darbelerden dolayi gecikmeli ve aci çekerek ölüyorlar. Kürtleri öldüren türk kolluk kuvetleri cezayi yaptirima tabii tutulmuyorlar, baska sahalara terfi edilerek ödüllendiriliyorlar. Bu agir bir zulumdur. Hakari Newroz kutlamalarindan polise tas atan Cüneyt Ertus (15) isimli Kürt çocugu yakalaniyor ve türk basini önünde kolu kirildiktan sonra, tc'ye hakeretten tutuklaniyor. Kürt öldüren, kol, kemik kiran polis ve jandarmalar ise ödüllendiriliyorlar.! Bu vahseti görmezlikten gelen türk hükümet yöneticileri, basini, medyasi yazarlari ve halki taraftir.
Türk halki, solcusu dincisiyle Kürt bagimsizligina karsi tavir sahibidir, sövendir.Kirli bir sicile sahiptirler. Devlet organlariyla isbirligi içinde olmayan gerçek Devrimciler imha edildiler. Bilim adami BESIKCI'nin basina gelmedik kalmadi. Sahte devrimci icaat eden TC, Uzun bir zamandan beri yeni kemalist kesifçilerini Kürtlerin içine-de salarak Ulusal Birlik çalismalarini engellemis ve birbirlerine karsi kullanmistir. Son onbes yilda bölgesel ve küresel düzlemde Kürtlerin önüne çikan ulusal birlik firsatlari heba edilmistir.
Hitlerin nasyonal sosyalist felsefesini Kemalist ideolojiyle güncellestiren, fasist Kemalist Perinçek'lerin bosalan yerlerine yenileriyle takviye ve garantiledikten sonra Perinçek'lerin 40 yillik Ergenekoncu kimligini desifre ettiler. Parçayi bütüne feda etme, asil mimarlari kurtarma operasiyonu bir TC politikasi oldugu biliniyor. Devletin kontrölünde çikan çeteleri, Susurluk ve Semdinli misali hizaya sokma faaliyeti AKP ile sürdürülecektir. Cünkü Genelkurmaya göre siyaset degistiren Basbakan'in dengesi buna musaittir. Semdinli vakasinda “canlarini cigerlerini“ ve Wan savcisini genelkurmay'a feda etmisti.Tartismali Genelkurmay Baskani Yasar Büyükanit'i gösteren bütün argümanlar hasir alti edilmisti. Wan savcisi'sinin çikisini bastiranlarla birlikte hareket eden AKP yönetimi,bagimsiz düsünebilecek bütün savci ve hakimlere göz dagi vermis, cesaretlerini kirmistir.Sira kendisine gelince hukukçulari, savcilari göreve çagirmasi riyakârliktir.
Ayrica türk hükümet ve mühalefetinin kapismasi medyaya yansima boyutu hedef saptirma temelindedir. Geçekten asil neden mafiya çete devletin tasfiyesi mi, yoksa devlet çetelerin iktidar kavgasimi açiklanmiyor. Kürt meselesini zaten istedikleri kivama getirmisler. AKP'nin alti yillik iktidari ve icra ettigi pratik Kürtler için gerçek manada bir manipulasiyon olmustur.
Türkiye'nin demokratiklesmesini arzulayan, çikarini evrensel hukuk kurallarinin hakim kilinmasinda bulan önemli bir kesim mevcut fakat yaptirim güçlerini kullanma güvenine sahip degiller. Bu insanlar; sermaye sahipleriyle birlikte degisik sinif ve tabakalarda genis yansimasini bulan ve abartisiz türkiyenin yüzde yetmislik gibi çogunlugunu teskil eden katmanlardan olusmasina ragmen, kendine güvensizdir. Sindirilmistir.Veya çikarindan ötürü ses çikaramamakta, dolayisiyla devletin yönlendirilmesinden etkisizler.
Ülkeyi demokrtiklestirmenin anahtari, ekonomik ve sosyal kalkinmanin kriteri huzur ve barisin sigortasi, Kürt Ulusu ve azinlik milliyetlerin, inançlarin özgürlügüyle mümkün olur. Sorunlar inkar edilerek, ertlenerek kapali kapilar ardinda ve kirli eller vasitasiyla düsmanligin kusaktan kusaga sarkitilmasi, irkçiligin yayilmasi, Savasin sürdürülmesi Ordunun tekellesmesi, generallerin kompradorlasmasi çözüm degildir. AKP hükümeti alti yillik iktidarinda bu temel meselenin çözümünde bir rölü olmadi. Kürdistan sorununun bir realite oldugunu Demirel'den Özal'a parlemento'dan sokaga herkesimin tartistigi ve Basbakan Erdogan'inda TC'nin bir gerçegi olarak kabul ettigi, ancak kendisinden öncekiler gibi dara düsünce günü kurtaran duygu hitabetlerin disinda bir sey yapmadi.
Statkocu, soguk savas rantçilarindan kurtulmak istiyen ve genis kesimlerin destegini alan AKP, devlet çetelerine karsi kararli bir durus sergileyemedi. Basbakan; iktidar olmadan önce demokrasinin, hukukun hepimize lazim oldugunu söylemisti ve inanma suçu islenmisti, tabii Kürtler daha çok inanmisti.!Ama tarih tekerür etti, en agir bedeli yine Kürtler ödüyor.