Bir yazı yazdım.
Yazım, yapılan bir hakarete tepki bağlamındaydı.
Yazıda, eşek ve tilki geçince sansüre uğradı ve aşağıya kaydı.
Aşağıdaki zincirde de, Züğürt Ağa'nın eleşitirisine ve
sevgili Kenan'ın da hicvine mahzar oldu.
Bir yergi ve bir hicivle ödüllendirilen yazım,
kavgaya neden olan bir söylemden ziyade, öz ve biçim ilişkisi bağlamında kavranılmalıydı.
Malesef öyle bir sonuç, çıkarılmadı.
Aslan postu giyen Karakaçan, biçimiyleydi.
Zırlaması da, özü itibarıyle öne çıkarılarak algılanılmalıydı.
Tilki ise, sadece Karakaçana hatırlamada bulunmuştur.
Yani, senin sesin (siz bunu yazı, anlatım, ilişki v.s bağlamında da algılayabilirsiniz) seni anlamama yetti.
Öğretici bir fabl'dan nasip almayan serzeniş sahibine, ancak bunu ithaf edebiliyorum.
Sayin Fani'ye de hicivselliğinden dolayı teşekür.
Ama Sayın Fani, anlamıyanlara da yorum ekleseydin. Bu eksik kalmış.
Yani, okuma yazamdan pek fazla çıkarma yapamayanlar da olabilir.

Millete küfredenlere sahiplenmek, ne zamandan beri pirim yapiyor ve erdemleşti? Sorusunu da bir bilene sormalı...
Zincirde, selam veren dostlara bir mukabil...