Bir olayın net sonuçlarını görmek için ya ondan uzaklaşmamız ya da uzak bir perspektift açıdan bakılması gereklidir.
Gündelik hayatta yaşanan olaylar özellikle de toplumsal olaylar da binlerce ayrıntı ve irade içinde bulunduğundan, bunu başarmak neredeyse olanaksızdır.
Ancak deha diyebileceğimiz beyinler ve insanlar tersini başarır.
Einstein, binlerce tarihi yazıları, fiziksel problemleri, kendinden önce yüzlerce bilim adamın eserlerini ele alarak İzafiyet teorisine ulaşmadı. O sadece kendine has olan imgeleme ve düşünme kabiliyeti ile İzafiyet teorisini çözdü. Bir örnek verirsek, kendisi daha lise zamanlarında "ben bir ışığın üzerine atlayarak seyahat etseydim, o hızla dünyayı ve eşyaları nasıl görürdüm" gibi basit ve keşfetici imgelerle teorisini yazdı.
Bugün biz Kürd ve Kürdistan denen olguların siyasal ve sosyolojik yapısını anlamaya ve çözmeye çalışıyoruz. Ama en büyük handikapımız ise bu olguların hala tarih değil yaşanan güncel olay olmasından, tam olarak uzak ve beraberinde bütünlüklü şefaf bir resmi yakalayamıyor olmamızdır.
Düşünsenize 2. Dünya şavaşı sırasında kimin, neyin.... doğru yada yanlış olduğunu insanlar anlayamazdı, ancak olayların bitiminden sonra resim yavaş yavaş meydana çıkıyordu.
Olaylar güncellikten çıkıp tarihi bir yola giriyordu.
70 yıllara gelindiğinde salt savaşı gerçekleştiren iradeler değil aynı zamanda aydın, sanatçı, siyasetçi, filozof.... denen kesimlerde, bu kirli savaşlarda rollerini gördüler.
Bugün Amerika ve Avrupa romanında, literatüründe, sinemasında...savaşa dair her şey yerden yere vuruluyor.
Ama savaş zamanlarında suçlu her zaman ötekidir.
PKK'yi eleştirmek kolay değildir, hatta bir paradoks olarakta insanların önünde duruyor.
Ondan dolayıdır ki Kürd halkı PKK'yi eleştirenlere sadece kızmazlar aynı zamanda acıyarak ve dudaklarını yana kaydırarak dalga geçerler; "bunlar gerçekten kafayı yemiş" ve "körler" derler.
Haklılarda.
Çünkü güncel olarak bu halk hala TC devleti tarafından kabul görülmüyor, öldürülüyor, coplanıyor, infaz ediliyor...ve buna karşı PKK hala bu insanların acılarını, intikamlarını, haklarını...biçim olarak dolduruyor ve gideriyor.
Ama ayrıntılarda, PKK'nin kendilerinden neleri götürdüğünü, sömürdüğünü... görmemeleri doğaldır.
PKK'nin objektij koşullarını yaratan TC devleti, ve bu örgüttün giderek kendi çocuklarını yemesi hoşuna gitmesinden olacak sorunu çözmüyor!, sürümceye bırakıyor ve olay helozonik bir girdap gibi 30 yıldır dolanıp duruyor.
Taraflar boyutunda kazanan ve kaybeden yok, ama kazanmayıp sadece kaybeden ise Kürd ve Türk halkı oldu.
Kürd tarafı, görece mücadelenin doğasına verdiği emek ve değerlerle bir çok kimliği ve hakkı kazandı.
Ama, ilerde bu olaylar tarih olmaya doğru seyrederken, kazandığı bu hakların ve kimliğin dili ile kayıplarınıda yazacak ve sinemaya dökecek.
O zaman kazanılanların kaybedilenlerin yanındaki kirini ve çirkinliğini görecek.
Ama iş işten geçmiş olacak.
Re: Tarih ve Güncellik