Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 June 2012

PNA´da yer verilen bir haberde, PKK/PYD´nin Suriye yönetimini desteklediği bildirildi. İlgili haberde şunlar kaydedildi: “Suriye devrimi üzerinden 15 ay geçti ki Suriye halkları, Esed rejimini devirmek ve demokrasiyi gerçekleştirme çabalarını sürdürmektedir, Kürdler de partilerinin ve gençlerinin eylemleri ile bu mücadeleye katılmaktadırlar, fakat ne yazık ki Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Batı Kürdistan´da yanlış bir siyasetin temsilcisi konumunda ve Esed rejimini desteklemektedir. Her ne kadar Kürdistan, rejimin askeri operasyonlarına (şimdilik) maruz kalmıyorsa da, rejim PKK’nin Batı Kürdistan örgütlenmesi, Demokratik Birlik Partisi(PYD) aracılığıyla bir süreden beri Batı Kürdistan ve Suriye de sorumsuzca siyaseti ve eylemleriyle Kürt halkının mücadelesinin yoluna engeller çıkartmaktadır. Ek bir bilgi olarak bu parti yani PYD, Abdullah Öcalan´ın başkanlığını yaptığı PKK ye bağlı ve aynı fikir ve düşüncelere sahiptir.

Halk direnişinin başlaması ve Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulmasından bu yana, rejimin güvenlik birimleri Kürd halkının direnişteki rolünü sekteye uğratmak için çaba sarf etmekte ve bunu da Kürdistan İşçi Partisinin bağlaşığı olan PYD ve onun başkanı Salih Müslüm üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu amaçla Salih Müslüm Qandil dağından Suriye’ye çağrılmıştır. Bu gerçeklik kendisinin yapmış olduğu açıklamalardan da açıkça anlaşılmakatdır.

Kürd hareketi Suriye de oluşan bu duruma hazırlıklı değildi, çünkü Suriyedeki krizin böyle bir hal alabileceğini ön görmemişti ve bundan dolayı Kürdler arasında söylem birliğinin oluşması için çok çaba sarf edildi ve Suriyedeki krizin çözümü için bir proje de sunuldu. PYD’de bu projeye katılım gösterdi.(Çünkü Abdullah Öcalan’ın yakalanışı ve Suriye ile Türkiye ilişkilerinin iyileşmesi dolayısı ile halkın içinde büyük bir etkinliğe sahip değildi.)

Daha sonra Suriye Ulusal Konseyi kuruldu ancak PYD temelsiz bazı gerekçelerle katılmadı. Bunu takiben Batı Kürdistan Halkının Konseyi ilan edildi ve Kürdistan Bölgesi sınırlarında ve Suriye’de silah zoru ve Suriye Güvenlik güçlerinin desteğiyle halktan para toplamaya başladı. Batı Kürdistan Halk Konseyi sahip olduğu askeri kanatla halkı tehdit etti ki bunun başkanlığını Xebat Kesani adanında biri yapmaktaydı. Xebat Kasani Qandilden göderilmiş. Daha sonra Abdulla Bedir olayı olarak bilinen kavgada Xebat Kesani öldürüldü ve PYD intikam amaçlı Bedir’in 3 oğlunu öldürdü.

Afrin bölgesinde askeri bölgeler kurularak gençler eğitime alındı ve gençler Kürdistan dağlarına taşındı ki PYD tüm eylemlere karşı durdu ve engel olmaya çalıştı. Suriye’de Kürd Ulusal Konseyi ve Kürdler gençleri Şubat 2012 tarihinde, bir eylem düzenlemek istediler ancak Şehit Xebat Cengawerleri isimli silahlı grub Esad rejimi güvenlik güçleri desteği ile eylemcilere saldırdı ve eylemin yapılmasına engel oldular.

Afrin ve Halep’te halkı denetlemek ve arama etmek için kontrol noktaları oluşturdular ve Halep hava alanına yakın bir yerde tuttukları bir evi hapishane olarak kullandılar. Akabinde halk arasında tutuklamalara başladılar. Bu yöndeki çalışmalar karşında Suriye güvenlik güçleri sessiz ve hiç tepki göstermiyorlar.

Aynı zaman da Kürdistan Bölgesi Suriye ve Türkiye üçkenine düşen Cizre’de kurdukları askeri noktalarla bölgeyi kontrol atına aldılar ve Abdulllah Öcalan’ın resmini bölgeyede yaymaya başladılar. Bununla berarber halkın Esad rejimine karşı düzenlemeye çalıştığı tüm eylemlere engel oldular. En son yapınlan Kürd aktıvist Ciwan Qurne’nin bir terör saldırısı ile katledilmesidir ki kendileri bu olayla bir ilgileri olmadığını söyleseler de, herkes suçlu olarak onları işaret ediyor.

Kürd siyasilere karşı yürütülen bu terör saldırılarına onların da karıştıkları ifade ediliyor anca elbetteki bu terör saldırılarının birici derecenden sorumlusu Esad ve rejimidir.

Açık olan ve herkesçe bilinen Kürdistan Demokrat Partisi- Suriye(parti) PolitBüro üyesi Şehit Nesreddin’e düzenlenen saldırısıdır. Bu saldırıda kullanılan aracın sahibi arabayı, saldırıyı gerçekleştiren grubun üyelerinden birine kiraladığını söylemesine rağmen, Esad güçleri bu konuda tek bir adım atmadı.

Kurmuş oldukları kontrol noktalarında beklemeyi (yani gelenleri durudurup kontrol etmeyi) kabul etmeyen bir vatandaşı kurşun yağmuruna tuttular ve sonra hiç bir şey olmamış gibi öldürdükleri Kürd vatandaşının cenaze törenine katıldılar.

Aynı şeyi Basute’de de yaptılar ancak halkın tepki göstermesi üzerine, Kürd partilerinin birkaç destekçisini kaçırdılar.Ve daha sonra basına verdikleri bir yazılı açıklama ile bu kişileri Türkiye için çalışmakla(ajanlık yapmakla) suçladılar. Tabii bu onların klasik siyasi gerekçeleridir. Ya benimlesindir yada ajan ve hainsin. Onların fikirleri dışında bir fikri savunmaya hakkın yok.

Şuanda Suriye’nin bir çok yerinde Esad karşıtı gösteriler devam ediyor ancak Kürd bölgelerinde, bu partinin yaptıkları nedeni ile Kürd halkı Esad’ın arkasından gözyaşı dökecek duruma getirilmiştir.
Siyasi açıtanda PYD Özgür Suriye Ordusu SUK karşıtlığı yapıyor ve onları Türkiye çıkarları için çalışmakla suçluyor.Bu görüşte Salih Müslim’in yapmış olduğu bir açıklama ile ortaya çıkıyor.Diyor ki “hangi silahlı güç olursa olsun Suriye’ye yöneldiği taktirda karşı durmaya hazırız ve özellikle Türkiye ise.”

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.