Paris Kürt Enstitünün düzenlediği bir konferansa katılan bir arkadaşım, Konferans katılımcılarından Sayın Prf Dr. Baskın Oran’ ın Lausanne antlaşmasına ilişkin ilginç açıklamalarını ve aralarında geçen tartışmayı anlattı. Kendisi bu konuda bir makale yazacağından dolayı konuya girmeyeceğim.
Daha önce Prf Dr. Baskın Oran hakkındaki düşüncelerimi Kurdistan kamuoyu ile paylaştım. Düşüncelerimi Kurdistan kamuoyu ile paylaşırken, Sayın Prf. Dr. Baskın Oran’a kişisel ve şahsi bir teşhir etme düşüncem olmadı, olamazda. Benim, esas olarak eleştirdiğim ve Beyaz Türkler olarak nitelendirdiğim, sömürgeci efendilerin, sömürge haklara karşı takındığı tavırdır.
Bu yeni akımın temsilcileri, kendi alanlarında tanınmış, aydın, yazar, ekonomist, işadamı, sanatçı, akademik önvanlar taşıyan…vs kimselerdır. Bu akımın temsilcileri, Kurdistan ulusal davasını zapt u rapt altına alan Kürt orginli şahısların tavırlarından cesaret alarak iki misyon iki rol üstlenmişlerdır. Misyonlardan biri, Kürtlerin yerine düşünme, karar verme diğeri ise Ortak vatan olarak Türkiyeliliği Kürt halkına yumuşak bir tarzda dayatmadır.
Bu akımın temsilcileri geniş bir yelpazeda yer almakta, bu yelpazenin içersinde İslami akımlardan Fethullah Gülen ve AKP’ den tutun Altan kardeşlerden, Hasan Cemallerden İshak Alaton….vs kadar uzanmaktadır. Bunlar Kürt piyasasına Kürt halkının dostları olarak lanse edilirken, eski tarz klasik sömürgeciliğin modern sömürgeciliğe doğru eksen kayması net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunlar, ağız birliği edercesine Kurdistan halkına yapılanları, sömürge devletlerin sömürge halklara uyguladıkları yöntemleri, gizliyerek ısrarla sorunu iki kardeş arasındaki ilişkiler boyutuna indirgeyerek, Kurdistan halkının sömürgecilikten kaynaklı haklarını inkar etmektedirler.
Sorun bu boyutta ele alındığında esas tehlike, Kurdistan halkının evrensel hakları, ayrı bir halk olma, sömürge statüsü ve nihayetinde kendi topraklarında ( Birleşik Kurdistan) bağımsız ayrı bir devlet kurma hakları ellerinde alma ve sorunu sömürgeci devletin ( Türkiye’ nin ) iç sorunu olarak formüle etme durumu ortaya çıkıyor. Bundan dolayıdır ki Kürt halkına karşı yapılan, sistemli soykırımı, haksızlık şeklinde nitelendirilerek, sömürgeci Türk devletinin asıl amacı gizlenilenilmektedir.
Bunun içindir ki adı geçen ekip Kürt halkına ( Kurdistan halkı demek akıllarının ucundan geçmez. Kurdistan halkı demek farklı Kürt halkı demek faklı sonuçalara ulaşır. Biri devlet olma ile özdeşleşme diğeri ise karşıtı bir durum ortaya çıkarmaktadır) yapılan haksızlıkları vurgularken, yapılan haksızlığın başka bir ülkeyi işgal etme ve başka bir halka karşı soykırım yapma şeklinde değilde, iki komşu-iki kardeş arasındaki ilişkiler boyutuna indirgeyerek, Türkiye’ nin bir iç sorunu olarak Kurdistan halkına dikte etmeye çabası içersine girmektedirler.
Bundan dolayır ki, kendilerini Kürtlerin dostu olarak ilan ederken Türkiyeliliği Kürt – Türk haklarının ortak vatanı olarak dayatmada ısrar etmektedirler. Bunun içindır ki Kurdistan onlar için Doğu ve Güney Doğu Anadolu ve dolaysıyla Türkiye’ nin bir bölgesi olarak dillendirmektedirler.
Çünkü ; Onların hedefi Güçlü ve Emperyal bir Türkiyedır. Ve onlar, bu hedefin önündeki en büyük sorun, en büyük engelin, Kürt ve Kurdistan olduğunu bizden daha iyi idrak etmektedirler. TSK, CHP, MHP, POLİS-MİT..vs Kurdistan halkı içersinde teşhir olmuş, Kurdistan halkı bunları düşman olarak bellemektedır. Bu kanadın, Kurdistan halkını uyutma, sömürgeci Türk devleti içersinde tutma özelliklerini yitirdiklerinden, alternatif AKP, Güllen Cemeati ve Beyaz Türkler olarak nitelendirdiğim akımın temsilcileri kalıyor.
Yapılacak genel seçimlerde, AKP’ nin Kurdistan’ da güçlü Yurtsever-Kürt etiketli sistemle bütünleşmiş aday göstermemesinden dolayı, Bu akımın eleştri oklarına hedef olmaktadır. Bu akımın temsilcileri ne pahasına olursa olsun AKP’ nin mutlaka Kurdistan’ da geniş bir kitleye hitap etmesini, AKP’ nin Kurdistan’ da Türkiyeciliğin tek güçlü temsilcisi olduğu konusunda ısrarcıdırlar. AKP’ nin Kurdistan’ ın büyük bir bölümünde milletvekili çıkaramaması durumunda Türkiyeciliğin zayıflayacağı endişesini taşımaktadırlar. Bundan dolayı AKP’ yi eleştri yağmuruna tutmaktadırlar.
Bu oyun bağımsız ve Birleşik Kurdistan için iyi okunulmalı. Israrla, bize dayatılan,gizli amaç, evrensel haklarımızı - kollektif hafizamızı unutma ve Türkiyeciliğin ortak vatan olarak dayatma, ,İttihaki Terraki ve Kemalizmin hedeflerini farklı kulvarla farklı metodlar dayatmadır.