Kürt Önderliği Tarafından, Kürt Halkına Onursuzluk Dayatılmaktadır !-2- [|
Rojhat Badikî
TC' nin dönem dönem Kürtlerin önüne sürdüğü zehirli yem karşısında maalesef, PDK-YNK ve Kurdistan' ın küzeyindeki kimi parti ve aydınlar, İmralı çizgisi ile ayni pozisyona düşmüşlerdir. İmralı çizgisinin amaç ve hedefleri net, bu konuyu bira yana bırakırsak, esas olarak üzerinde durmamız gereken, Güney Kurdistan önderliğinin tutum ve davranışlarıdır. Görülen o ki, güney Kurdistan önderliği sahip olduğu güç ve konuma rağmen 91 öncesinin çizgisini aynen korumasıdır. Güney Kurdistan önderliğinin bu tutumu, Kuzey Kurdistan' lı örgüt, parti ve aydınlara, İmralı çizgisi ile ayni saflarda buluşma, bağımsız Kurdistan olgusunu mezara gömme konusunda cesaret vermiştır.
Güney Kurdistan önderliğinin Türkiye ve İran' la ticari ekonomik ilişkileri geliştirme mantığı iki güç, iki taraf arasındaki faaliyetlerden ziyade, sömürge yarı sömürge mantıği içersinde tutulmaktadır. Türkiye ve İran' ın, Kurdistan' ın güneyinde, güney Kurdistan hükümeti ile eşit temele dayalı ticari-ekonomik faaliyet yürütme yerine küçük bir zümrenin çıkarlarını koruma, ve bu zümreye dayali işgal ekonomisini kurdistan' a dayatma politilasını gütmektedir. Ticari ve ekonomik işgallerle yetinmeyen Türkiye, siyasal kültürel kurum ve kuruluşlarla, Güney Kurdistan işgal etmeyi amaçlamakta ve bu konuda epey mesafe aldığı da aşikardır.
Uzun bir dönemdir, TC ile güney Kurdistan hükümeti, Kuzey Kurdistan, Kerkuk-Musul, Güney Kurdistan-TC arasındaki ilişki ve statü, Irak-Güney Kurdistan atasındaki ilişki, Türkmenlerin statüsü...vs konularda gizli görüşmeler yapılıyordu. Hewler Valiliğince finanse edilen KDP yanlısı Hewlêr post gazetesinin imtiyaz sahibi ve başyazarı Rebwar Kerim Weli ’' Kürt-Türk ilişklerinin yol haritasi'' adlı mekalesinde, Türkiye ile Güney Kurdistan hükümeti arasında 1,5 yıldır gizli görüşmelerin yapıldığını yazıyordu.
Türkiye ve Güney Kurdistan yetkilileri arasında yapılan görüşmelerin içeriği kamuoyu tarafından bilinmemesine rağmen, Güney Kurdistan önderliğinin, Bağdat hükümeti, Türkmen politikası, Kerkuk-Musul sorununa yaklaşım, Kuzey Kurdistan' a yaklaşım, Türkiye ile ekonomik, ticari kültürel, diplomatik ilişkiler ve iç politikaya yaklaşım, gizli görüşmelerin içeriğine dair bir takım ipuçlarını vermektedir. Aslında Güney Kurdistan önderliğinin bu yaklaşımı pek süpriz bir yaklaşım olarak algılanılmaması gerekir. Güney Kurdistan önderliği, Güney Kurdistan' da uygulamaya koyduğu ve sistemleştirdiği politikalar ile Kurdistan ulusal davasını omuzlamaktan ziyade aile oligarşik düzenini yerleştirmek ve PDK-YNK ulusal stratejik ortaklığı ile bunu pekiştirmeyi esas almaktadır. Dünün devrimci-yurtseverleri, yıllarca yıkılması için mücadele ettikleri sistemin küçük bir kopyasını Kurdistan' da yaşama geçirmek için mücadele etmektedirler.
Kurdistan halkının bir trajedisi mi nedir bilemiyorum ! Ama bir gerçek var ki, Güney Kurdistan önderliği özellikle Mam Celal' ın Irak devlet başkanı olması ile birlikte, 4 PARÇADAKİ Kürt halkının Bağımsızlık inancını kırmak, Kürt halkını sömürgeci devletlerin kopmaz bir parçası yapmak, Kürt halkının sömürge statüsünün devami, Kurdistan ulusal sorununu bireysel bir hak düzeyine indirgemek için olağanüstü çaba sarf ettikleridır. Kurdistan bölge başkanı Sayın Mesud Barzani' nin dönemsel olarak dillendiği'' Kürtlerin de bağımsız devlet kurma hakları var'' söylemi duygulara hitabın ötesinde pratik bir adım olarak uygulamaya geçmedi ve bu mantıkla da geçmesi mümkün görünmemektedir.
2003 yılı itibari ile yükselen ve doruğa ulaşma noktasına gelen Bağımsız Kurdistan coşkusu, Sömürgeci Türkiye, İran ve Suriye devletlerinin ecel terleri döktüğü dönemleri çok geride bırakarak, sömürgeci devletlerin atağa geçtip rahatladığı, bağımsız Kurdistan' ın hayal olduğu, Kürt halkına sömürgeci devletlerin kapısında uşak olmaları gerektiği bir sürece girdik........
devam edecek.