KRAL ÇIPLAK
Haklıyken haksız duruma düşen Kürt mücadelesinin bir kadere dönüşmesini tek başına güçlü dusmanlarımıza baglamamız yersiz ve yanlış olur.
Haklı bir davanın tek başına haklı olması yetmiyor bu haklılığın dünya çapında mesruıyet kazanması için yeni yöntemler olusturulmalı
Liderlikten yoksun oluşumuz;
doğru stratejiler geliştirememizi
müslüman din kardesliğine büyük bir zaafı
gelişytirilemeyen politik manevralarımızda kemalist rejime ve türk solu'na kayıtsız kalamamızı,
içerde izlenilen politikalarda Türk siyasetine ve demokrasisinin çıkarlarını koruma piskolojisinin ağır baskısı nda başarısızlığımızı beraberinde getiriyor
T C karşışında Öcalan liderliğinde tavizler koparmak bir yana Kürdistan sonsuz bir teslimiyet'e mahkum edilmek uzeredir.
Gerçek bir halk lideri olma vasfını daha yakalandığı ilk gündelerdeki duruşu ve açıklamaları ile yitıren Öcalan düşmanın esiri rehinesi hatta güvencesidir.
öcalan Kürdistanı gözden düşürüp salt kendisini yücelten bir yönetimin dayatılan başıdır.
İnsanı bir güdü olan hayatta kalma içgüdüsü değil Öcalan da eleştirebileceğimiz yada yadsıdığımız ama liderlik vasfıdır.
Ne yazıkki yaşam hakkı yaşama güdüsü dediğimiz duygu ve talepler,birey olmaktan vazgeçip topluma mal edilmiş adanmışlıkta üstümüze giydiğimizdir.
Kirlendi, yırtıldı, söküldü deyip çıkarıp atamadığımızdır.
Attığımızda altında çıplak kalışımızdır.
Bu süreçte yapılan Öcalan ın üstüne giydiği toplum adanmıslıgını sıyırıp bireyselleştirmek çıplak bırakmaktır.
On yılı aşkın bi zamanda hukuk dışı tecritinde okuduğu 2500 u aşkın kitap ve dergilerle bir bilgi zeheirlenmesi yaşadığı kesindir.
Bilgisayar a bile alabileceğinden fazlasını yüklemeye çalışırsak beyninin iflas ettiğini görürüz.
Hegel'i Marx'ı Lenin'i Ulus Devleti aştığını söyleyen Apo nun beyin iflasıdır bu.
Daha dışarda olduğu yıllarındaki yüksek egosuna bu bilgi yükünü de yüklersek karşısına geçtiği dev aynasında çıplak olduğunu görmemesi anlaşılır bir durum olur.
Anlamakta zorlandığım siyaset arenasına cıkmış seçilmişlerin, etrafında kümelenmiş avukat güruhunun ve çocuklarını kurban eden kurban veren yüzbinlerce Kürdistanlının bunu görmeyi reddetmeleridir.
kral çıplak değil diyerek çığırtmalarıdır.
Sesimiz azda çıksa Kral çıplak Kürtlüğünü ideallerini ilkelerini soymus dıyen.
Kürtlerin bugün Dünya kamooyunda bile çok makul görünen önerilerini hayata geçirecek ıradenın yoklugunda sosyal ve politik gerçekliğin umuttan cok umutsuzluğu dogurduğu bu psikolojik savaşta erdogan ocalanın muhattaplıgını guclendırerek ortaya kendı cıkarları dogrultusunda guclu tek devlet tek ulus ve tek dil bayrağı altında bırlesık turkıye demokratık cumhurıyetının hesaplarını yapıyor diyen ;
Kürtlerin bu ve benzeri hesapları ortadan kaldıracak yeni siyasi bir stratejıye ve lidere ihtiyaç vardır diye haykıran çocuklarız biz.
Fıratın Batısı yla ilişkilerinde altkimlik piskolojisinin yarattığı düşünüşlerde TC ye sömürü yetiştirmeye calışanlar lara dur diyen çocuklarız.
T C ye demokrasi kazandırma cabamız üşüyen bedenimizi ısıtmak için komşudaki sobaya odun taşımaya benziyor.
Devlet tiyatrosunda oynanan Tür-kürütçülüğü adlı eseri izlerken bize neolacağını bilmediğimiz ama olmasını istediğimiz birşeylerin olmasını beklıyoruz
;sahneyı dolduran dekor malzemesi olması dısşında işlevleri olmayan görsel şovmenlerin;ana olayları bekleyen anakarekter oyuncularının oyunlarını izleyen bilinçsiz oyun sunucuları oluveriyoruz
Bu oyunun içinde ama dışına itilmiş figüranlar olarak,
Ocalan kandıl pkk eksenlı kapalı kapılar ardında yürütülen muzakerelerın sonucunu çok iyi bildiğimiz -tekerrür eden tarihimizden biliriz- sayısız olayların gelişimini beklemekteyiz.
Sonu gelmez spekulasyonlar,itibarı olmayan sözlerde onemsiz dedıkodular, temelsız soylentıler, bilgiler, beklentiler ,bilmişlikler, efendilikler sarmış dört bir parçamızı.
ve biz bekliyoruz...
Geliceğimiz için büyük kararlar alacak küçük adamları bekliyoruz..
Barış antlaşması ımzalandıgında(kı ımzalanacak) sürgündeki binlerce Kürt aydınına ne olucağı, dağdaki savaşçıların uğruna mucadele verdikleri ülkelerine geri dönüp dönemeyecekleri ,Kürtlerin haklarının değil topraklarının geri verilip verılmeyeceğidir beklediğimiz .
Savaşı kürt cocukları veriyor ama barış masasına akbabalar kan emiciler oturmuş..
Kimse açık bir şekilde yaşanan duruma muhalefet edemiyor ama bu duruma tüm Kürtlerin ortak olmadığı dayatılıp oldu bittiye getirilmek istenen Türk özlü çözüm gerçeği ne tüm kürtler katılmayacağı kesin.
Vicdan ve akıl sahibi Kürtlerin
Kürtlüğüne sarınmış, içerde ve ya dışarda kıstırıldığımız bu çemberın içinde ve ya dışındakilerin,
ortak ve ya muhalif,
herkesin ve kesimın bir karar vermesi gerekiyor,geleceğimiz olan coçuklarımız için.
Demokratik Türkiye çatısı altında sömürülen Kürtlükmü?
Birleşik Özgür Bağımsız Kürdistan mı??