Bütün siyasi partiler adaylarını açıklayıp, YSK’ya bildirdiler. PKK-BDP de destekleyeceği bağımsız adayları açıkladı. BDP’nin desteklediği aday listeleri incelendiği zaman, listenin hayli renkli ve şenlikli olduğu görülür. PKK-BDp listelerinde doğrusu “yok-yok”. Listede demokrasiyle alakası olmayan, Muhafazakârlar, Dindarlar, Marksistler, Stalinistler, Kemalistler var. Listede var olan Kürtlerin Kürtlükleri de Türkiyecilikle malûl. Bu seçim listesinin, Baas türü bir seçim ulufesi tadından hazırlandığı kesinlik kazanmış durumda. Bu seçim ulufesinden, Barzanici ve muhafazakâr tanınan Şerafettin Elçi’ye de bir pay düştü. Haklı olarak bu listede konumu tartışılacak insanların başından da Elçi gelmektedir. Bu konuda çoktandır tartışmalar başlamış durumda. Ben de, “PKK diktatörlüğü ve Baas türü seçim ulufesi” başlıklı makalemde Şerafettin Elçi’ye ilişkin tartışmayı başlatmış, bu tartışmayı derinleştirip genişleteceğimi ifade etmiştim. Bu sözümü yerine getirmek için Elçi’ye ilişkin yazmayı sürdürüyorum.
Üç kesime karşı özeleştiri ve özür sorumluluğu…
Kürtlükle ilgili siyasetin ulu bir iş olduğu, belirli ilkeler, ahlaki değerler sistemi çerçevesinde sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Ne yazık ki, bazı Kürt siyasetçileri hayatları boyunca, bazıları da belirli pzaman peryodları içinde değişerek ilkesiz, ahlaki değerleri bağlı olmayarak siyaset yürütmüşlerdir. Bu nedenle de, yaptıklarından dolayı özür dileme, özeleştir yapma gereği görmemişlerdir. Bütün zamanlarda ilkesiz ve siyaset için gerekli olan etik sistem içinde hareket etmeyen Kürt siyasetçilerinden biri Şerafettin Elçi’dir. Özellikle seçimler döneminde ve mebusluk kapıya dayandığı zaman, ilkesizliği ve etik değerler dışında hareket etmesi, çok açık bir şekilde açığa çıkar.
PKK-BDP listesinde bağısız milletvekili adayı olması bunun en somut tezahürlerinden biridir. Şerafettin Elçi, PKK-BDP listesinde bağımsız milletvekili adayı olduğu zaman, kendisine önemnli sorumlulukların düştüğünü ve bu sorumşluluklarını yerine getrimesi gerektiğini bşilmaesi gerekir.
Eliçi’nin bu durumunu bile-bile onunla iş yapmak bana da önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili özeleştirimi Kürt yurtsever kamuoyuna sunacağım.
Bulunulan aşamada üç alanda ve üç kesime Şerafettin Elçi’nin özeleştiri yapması ve özür dilemesi gerekir.
Bunları açarsak.
I-Elçi’nin PKK ve Öcalan hakkında ifade ettiği görüşler bilinmekte. Bu düşüncelerin, hiç de öyle eleştiri niteliğinde olmadığı da açık. Elçi, PKK ve Öcalan’ı, Kürtlük cephesinde görmediği, PKK’nın devletin Kürt ulusal hareketine karşı geliştirdiği bir proje, Öcalan’ı da devletin ajanı olarak kabul ettiği de bilinmektedir. Ayrıca, PKK ve Öcalan’ın Kürt yurtseverlerinin düşmanı ve katili olarak tanılamaktadır.
PKK ve Öcalan’a böyle baktığı zaman, PKK ve Öcalan’ın ittifak edilecek bir güç olmadığını söylemiş oluyordu.
Elçi, bu düşünceleriyle Kürt halkına bir bilinç taşımaya çalıştı. Kendisinin PKK-BDP listesinden bağımsız aday olmasıyla da, söylediklerinin doğru olmadığını kabul etmiş oldu. Böylece de Kürt halkını ve Türkiyeciliğinden dolayı bağlı olduğu Türk kamuoytunu da yanlış yönlendirmiş oldu. Bu nednele, Kürt halkına ve Türk kamuoyuna karşı özeleştiri yapmalı ve özhalktan özür dilemelidir.
II-Elçi’nin halka karşı özeleştir yapması ve özür dilemesi de yetmez, PKK-BDP kurucularından, üyelerinden, tüm taraftarlarından, özellikle de Öcalan’dan özür dilemeli. Bu konuda özeleştirisini yapmalıdıdr.
Elçi’nin bu durumuna rağmen, PKK-BDP’nin onu milletvekili adayı yapmasının, ona ses çıkarmamaıosnın, büyük hesaplara dayanmış olmasından, Kürdistan Federe Devlet yönetimine karşı cephe oluşturma plânındandan, yeni bir hareket ve örgütlenme sürecini dinamitleme/likide etme, Elçi’yi rezil-rüsva yapmasından dolayı, duruma tahammül etmesi onun için onun için bir kazanç. Bu hesaplara rağmen, sodurumu sorgulayacak PKK-BDp taraftarları da mutlaka olacaktır. Özellikle de Elçi’den dolayı yererini kaybdenler bu konuya daha sıcak bakacaklardır.
III-Elçi’nim halktan, PKK tarftarlarından ve Öcalan’dan özür dilemesi de yetmez. Elçi aynı zamanda, yeni bir hareket için birlikte çalıştığı 4’lüden (Kürdistan Part Hareketi, Demokrat Kürtler Arauyışı, Dicle-Fırat Diyalog Grubu, Kürt Devrimci Demokratlar Haraaketi) özür dilemesi gerekir.
Bilindiği gibi kısa bir zaman önce, Şerafettin Elçi’nin kendisi, éKADEP’in parti olarak bir şey yapamadığını ve geişmediğini, bundan dolayı yeni bir harekete ve örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu” ifade dederek, ismi geçen taraflara ortak çalışma önerisi getrimişti. Karşılıklı görüşmelerden sonra bu çalışmalara başlanmasına karar veridi. Taraflar ilk plânda Kürdistan’ı merkez alan, devlete ve PKK’ya alternatif olacak olan, “Kürt”, éKürdistani” ve demokrat b-yeni bir hareket ve örgüt yaratmayı yazaılı bir protokollaa bağladılar. Bu protokol akabinden KADEP hariç tüm taraflar toplantılar yaptılar, yeni bir szöleşme konusunda öneriler aldılar. Bu önerilerin ışığında, bir demet prensipte anlaşma sağladılar. Bu prensipler, önümüzdeki çdönemde programa ve çalışma plânına ışık tutan nitelikteydi.
Elçi, bu çalışmalar hiç yokmuş, karşılıklı bir hukuk oluşmamış gibi, bu çalışmayaı hiçe sayarak, PKK-BDP’ye mileltvekili uğruna ortaklarını satışa sunmuştur.
Elçi neden 2007 genel seçimlerinde AK Parti’yi destekledi, 2011 seçimlerinde PKK-BDP’yi iltihak etti….
SOZCUKLERIN kirlilgi, SOZCUKLERIN gucu