Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 22 November 2008

Bağımsızlık Kürtlerin yer yüzünde geç kalmış ,en tabi haklarından biridir.Şu veya ,bu şekilde,kendi iç dinamikleri,uluslarası çıkarlar,Kürtlerin aleyhine durum teşkil etmiş,bu nedenle gelinen aşamada sadece güney kürdistanda ilerleme kaydedilmiştir.

Diğer alanlarda mucadele sürmektedir.

Özellikle bağımsızlık taraftarları(ki ben bunlara dahilim)bir arada yaşamayı öneren partiler ve onların kulandığı,argümanlara büyük tepki duymaktadır.

Devşirme ile kardeşçe yaşamanın mümkün olmadığına inanalardan biri olarak,barış içinde ,bir arada yaşamak isteyen kürt kitlesinin bu duruşunu ihanet olarak görmüyorum.

Kürdistanı işgal altında tutan devletlerin metropollerinde yaşayan kürt kitlesi,neredeyse kürdistanda yaşayan nufus kadardır.Yani dört devletin diasporasından bahsediyorum.

Sadece İstanbul,İzmir,bursa,adana,mersin ve genele serpilmiş kürt kitlesi on milyondan fazladır.
Bu durum Suriye ve iran içinde kısmen geçerlidir.

Hayatın doğal akışı içinde bu kitleler,bulundukları yerlerde,iş adamı,işçi,memur,işletmeci,çiftçi ve pek çok iş alanında hayatını idame etirmektedir.Feodal akrabalıklar oluşmuştur.
Bağımsızlık sorununa soğuk bakanları ikiye ayırmak mümkündür. Birisi ideolojik düşünerek,buna bağlı çözüm üretmeye çalışanlardır.Diğeri ise işgalcilerin metropolerinde,ekonomik ve sosyal nedenlerle mahkum olmuş,zorunluluktan kaynaklı bir arada yaşama talepleri bulunmaktadır.Bunlar kürt sorununu anayasal güvence altına alınması ve kimlik sorunu konusunda çözüm istemektedir.Çünkü yaşamsal çıkarları bunu zorunlu kılıyor.
Milyonlarca insanımız,ben burayı terk etsem,nerede iş bulacağım,coluk çocuğumu nereye götüreyim,bunu hangi güçle yapacağım? Gibi pek çok gerekçesi bulunmaktadır.

Haliyle insanlarımız kürt sorununun çözülmesi konusunda,bulunduğu yerde yaşayarak çözülmesi taraftarı oluyor.
Düşünün tc'metropolerinde yaşayan kürt nufusu,iki tane güney kürdistan nufusuna ulaşmaktadır.Bu kitlemizin büyük bölümü yurtseverdir.

Tabiki bu kitlelerin ruhunda bağımsızlık vardır.Ancak yaşadığı koşullar,bundan geri adım atmayı zorluyor.
Durum böyle olunca kürdistandaki partiler içinde ,en fazla konumlanmış bu kitle,bu talepleri gündeme taşımaktadır.
Yani bağımsızlıktan kimsenin vaz geçtiği yok,koşuların zorlaması söz konusudur.

Kürt ulusal burjuvazisi gelişmediği için,insanlarımız bu duruma düşmüşlerdir.

Dört parçada ve özelikle kuzey kürdistandaki bu durm,kaçınılmaz olarak çeşitli kürt örgütlerini'bağımsızlık dişinda ,çözüm dilini kulanmaya itiyor.

Bağımsızlık dışındaki çözümle,hem daha az kanın dökülmesi,tahribatlar,kürdistanın insansızlaştırılması gibi durumların engelenmesi ve tc metropolerindeki kürt kitlesinin talepleri hesaba katılmaktadır.

Ortadoğu ve kürdistanın kendine özgü koşularında,kürdistanda ve dünya diasporasında yaşayan kürt kitlesi bağımsızlık çizgisine en yakın olanlardır.

Ancak işgalci devletlerin coğrafyasında yaşayan kürt kitlesinin küçük bir kısmı bağımsızlığı pratikte görmek istiyor.Buda çaresizlikten kaynaklı bir vakadır.

Çünkü bağımsızlığı pratikte görmek isteyenler,yaşadığı işgalci devletlerin toprağından,her şeyini bırakıp,kürdistana dönmeye hazır olanlardır.Hazır olmayanlar yurtsever olmalarına karşı,malını mülkünü,mesleğini ve işini bırakmayı göze alamayanlardır.

Bunlarda azımsanmayacak kitleye sahipve kürt hareketlerine destek sunanlardan oluşmaktadır.Koşularından dolayı onları suçlayamayız.
Ancak tc'de yükselen ırkçılık,tam bir saldırı konseptini devreye sokarsa,tersi bir gelişme olur.

Tc'metropolerindeki bu kürt gerçekliği,çeşitli parti ve kurumlarımızın,söylemlerinde bağımsızlık çizgisinin gerisinde hareket etmeye zorluyor.

Elbeteki toplumsal koşular hep böyle sürüp gidecek değildir.İnanıyorumki bu çıkmazada bir çare bulunur.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.