Apoculuk Türk egemenlik sisteminin Kürd millet potansiyelini tasviye etme projesidir.
Türk egemenlik sistemin Kemalist “Kürtçü” hareketidir.
Apoculuk düşürülmüş Kürd'ün serüvenidir.
Ankara'dan oluşturuldu. Kürdistan'a salındı. Kürd milli dinamiklerine tamiri zor zarar verdikten sonra tekrar Ankara'ya dönüş yaptırıldı.
Sistemin planı tuttu. Gerek dışındaki, gerek içindeki yurtseverleri tasviye eden Apoculuk Kürd milli hareketin üstüne oturdu. Sistemin istediği plan çerçevesinde tasviye hareketi sürüyor.
Apoculukta Kürd millet haklarının elde edilmesi için hiçbir hedef yoktur. Buna karşın boşa çıkarma vardır. Kirletmediği hiçbir maddi ve manevi değer yargısı bırakmadı.
Bağımsız Birleşik Demokratik Kürdistan, savaş, direniş, gerilla, şehit, ulusal kongre, ulusal birlik, parlemento, hükümet, bayrak, milli marş, dil, seçim, sivil itiatsızlık vs. hepsinin içini boşaltarak kirletti.
Bunun yerine “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti”ni monte etti.
Yanlış anlaşılmasın. Apoculuktan başka bir şey beklediğimden hareketle niye böyle oldu diye bir düşüncem yok.
Demek istediğim açık ve nettir.
Söyledikleri ve yaptıkları varediliş ve varoluş nedenlerine uygundur. Kürdlerin kavrayamadığı budur. Bunun vebali Kürd aydın ve siyasilerin boynundadır. Bunca verdiği zarara rağmen onlardan beklenti içinde olanlardır. Halka bu umudu aşılayanlardır.
Apoculuğu Kürd milli hareketi olarak değerlendirenler artniyetli değillerse büyük bir yanılgı içindedirler. Bilerek veya bilmeyerek Türk egemenlik sistemin Apoculuk vasıtasıyla Kürd milli dinamiklerin tasviye edilmesine hizmet etmektedirler.
Şu veya bu şekilde maddi ve manevi olarak verdikleri destekle halkı Apoculara yönlendirmektedirler. Onlarda bunu tepe tepe kullanmaktadırlar. Bu nedenle Apocuların Kürd milletine karşı işledikleri suça ortak olmaktadırlar.
Herkes aklını başına toplasın. Geriye bir dönüp baksın. Eğer görmek isterlerse, şunu net olarak görebilirler.
Tarumar edilmiş, yakılmış, yıkılmış, ağır bir bedel ödemiş bir Kürd ve Kürdistan gerçekliğini bulacaklar!
Fakat verilmiş bu ağır bedelin karşılığı yoktur. Amaç zaten buydu.
Bunun için varedildi ve varoldu.
Düşünün!
“PKK'yi devletin parasıyla kurdum.”
“Paraysa para, kadınsa kadın, entekletüel birikiminden faydalandım.”
“Benden Kürtlük aşkı yoktur.”
“Kürt kökünü en iyi biz kazarız.”
“Bizim öldürdüğümüz Kürd gençleri devletin öldürdüklerinden katbekat fazladır.”
“İç infazlar yoluyla kendi içimizde 15 bin Kürt gençini öldürdük.”
“Bizim ortak vatan, resmi dil, marş ve bayrak sorunumuz yok.”
“Kürdler için bağımsız devlet, federasyon, otonomi verselerde istemem.”
“İstediğim şu: Kürtlerin Türkiye uluslaşması içinde erimesidir.”
“Bir görev verilirse müthiş yaparım.”
“Bu nedenle Kemalizmi günceleştiriyorum. Ben Kemalizmin kültür milliyatçisiyim.”
“Türkiye'ye bağlılık benim için şereftir.”
Fazla uzatmayayım.
Mal ortada.
Bu düşürülmüş kontranın bu dediklerinde Kürdlük adına ne var?
Sistemin Kürdlerin yakasına bıraktığı bu kontraya “Kürd önderi” veya Kürdlük adına paye biçen çevre ve bireylerin aldıkları kıstas nedir?
İddia ediyorum ki, hiç kimse tek bir neden gösteremez.
Halk desteği, savaş, şehit vs. bu birey ve çevreleri haklı kılmıyor.
Nice diktatörler yıllarca halk desteği ile aynı halkın belini kırdı.
Savaşın amacıda ortada. Danışıklı bir savaştır. Amaç Kürd ve Kürdistan demokrafisini bozmaktır. Bu konuda büyük bir başarıları elde ettiler. Bu savaştır, olur böyle şeyler demekle olan biteni izah etmek cahilik değilse bilgi kirliliği yüklüdür.
Gerek Apocuların kendi içinde, gerek Türk egemenlik sistemine öldürdükleri Kürd gençleri elbette Kürdistan halkının şehitleridirler. Fakat bilinçli olarak katledildiler.
Dağa çıkıp silah kuşanan Kürd cıvanların büyük bir hayali vardı. O hayalide öldürdüler. Geriye toprak yiyen amaçsız bir mürit topluluğu kaldı. Bir de yalakalaşmış okumuş tayfası.
Amaç bu muydu?
Kürdlük bu mudur?
Bunun için mi mücadele edildi?
Bunun için mi gerek iç infazlarla, gerek sistem tarafından on binlerce Kürd gençi katledildi.
Bunun için mi beş bine yakın yerleşim birimi yerle bir edildi?
Bunun için mi milyonlarca Kürd Kürdistan'dan koparılıp sömürgeci ülkenin metrepolerin kenar semplerinde naylon çadırlara mahkum edildi?
Evet bunun içindir!
Sistemin Kemalist “Kürtçü” Apoculuk projesi tam da bunun içindir.
Bu açık ve nettir.
Bu nedenle bilinsin ki, sistemin kontrasına Kürdlük payesi biçenler tarih karşısında en aşağı sistemin kontrası kadar suçludurlar.
Şu da bilinsin ki, tarih yaşanan süreçle sınırlı değildir. Geçmişi olduğu gibi geleceğide vardır. Yarın tarih karşısında Kürd millet düşmanları olarak anılmak istemiyorlarsa Apoculuk hakkındaki tutumlarını gözden geçirme sorunları vardır.
Güç tapıcılığı kimseyi haklı kılmıyor. Güç gelip geçicidir. Nice imparatorluklar, nice diktatörlükler tarihin çöplüğünde yerini aldı. Hem de insanlığın lanetlileri olarak. Bununla anılmak istenilmiyorsa Apoculuğa destek verenler ona göre hesap kitabını yapsınlar.
Kürd milletinin karşı karşıya olduğu tehlike orta da. Türk egemenlik sistemi ve onun olmuş Kemalist “Kürtçü” Apocu hareketin kıskacında “Türkiye uluslaşması” içinde eritime planına tabi kılınmıştır. Apocu çevrelerin her söylediği söz ve uygulama buna hizmet etmektedir. Gündemde oluş nedeniyle seçim sürecindeki söz ve eylemleriylede yapmak istediği budur.
Kürdler bunu görmek zorundadır. Fakat siyasal ortam bunu görmeye olanak tanımamaktadır. Sorun, seçimlerde Kürdlerin Kürt milletinin egemenlik hakkını gasbeden sistemin temel kurumlarından biri olan Türk meclisine kaç vekil sokabileceğine indirgenmiştir. Farzedelim ki, aday olarak gösterilenlerin hepsi seçildi ve Türk meclisine gitti. Ne değişecek?
Kürd millet haklarını mı savunacaklar? Elbette değil.
“Bizim ortak vatan, resmi dil, marş ve bayrak sorunumuz yok” deyip duracaklar. Üstüne üstlük Kürd milletinin egemenliğinin Türk egemenlik sistemi altında kalmasına kendilerinden olmayan namus ve şerefleri üzerine ant içecekler.
Hangi aklıselim insan Kürdlük adına kendi oyu ile bunu destekler?
Desteklensin mi?
Ben hayır diyorum.
17 Nisan 2011
BDP den buyuk Apo, Apo dan buyuk hayat