Pkk´nin bir aylik İşgalcı Devleti savunma Siyaseti, istek ve Propagandasi
Kendini bilmezlerin bir ezberi vardir. Ben Burda Imralı´yı körü körüne destek veren tayfalarını bahs ediyorum. Okumadan yalan söylemek, okumadan desteklenmek, okumadan haince desteklemek bir çikar kapısı olarak biliyorlar. Yada Kendilerini güten Imralidan çikan bütün emirnamelerini meşrü görürler hiç okumadan. Sonra gerçek analize tabi tutulduğunda ve bu çıkan ihanet talimatlarini, ihanet buyotunu, kavramların içerik anlamlarını, hiçliğini kamuoyuna sunulduğunda, bu sefer beyinsizlerin tepesini atar ve dünyasını kaybederler bilincsizce.
Kürd gençlerini Genel kurmayin istek ve paralelinde birer yem parçası olarak kollanan kemalist PKK Açik olarak Genel kurmayi destekled. MHP ve CHP gibi gerek Kozmik Oda olsun gerek Askeri bir cuntaya hazır belge ve ses kayıtlarina alaylı bir sekilde karşı çıkarak her iki partinin önüne geçme şmpiyonu oldu bu kemalist Pkk.
Görünürde Kuzey Kürdistanda Kürd halkini savunabilecek ne bir Örgüt ve nede siyasi şahsiyet ve nede akıl adamlar yoktur. Kemalist İşçi Partisi(pkk) zaten ismi gereği derin rejimin siyasetini fiili olarak benimsemiş ve uygulanmaktadir. Buna karşı her kimki engel olursa bu devletin şebekesi karşı atağa geçip yalan ve dolan siyasetini devlereye sokar.
Bu kendine Kürd adini veren Kemalist İşçi Partisi(PKK) 2010 yılına girerken, önümüzdeki bu bir yıllık boyunca nasıl kemalist devlet siyasetini savunacaklarını, ve kendi sürülerinide buna entegre edeceklerini daha yılın başınyaken beyan etmiş bulunmaktadir.
-„Devletin bütünlüğüne, birliğine karşı değilim, bu yönlü bir tutumum ve konuşmam yoktur“. Mustafa Kemal Cumhuriyetçidir. yaşadığı sürece İngilizler ve Sovyetler arasında denge politikaları izledi. “Mustafa Kemal'in.... Mustafa Kemal'in... Mustafa Kemal'i...“ Bu yönüyle Mustafa Kemal'e Robespierre'e yapılanın aynısı yapılmıştır. Devrimi'nde Kral, Robespierre'e öldürtülmüş, daha sonra daha ılımlı bir gruba da Robespierre öldürtülmüştür.“ Yani Kemalist pkk´ nin içindeki kardeşi kardeşe vurdurtma taktiğinı gibi..
-“O dönemde Mustafa Kemal'in etrafı İngilizler tarafından İttihat Terakki kadrolarıyla müthiş kuşatılmıştır; İngilizler onun etrafını çepeçevre sarmışlardır. İngilizler, İttihatçı kadrolar eliyle kendi politikalarını dayatıyorlardı. Mustafa Kemal ise Moskova ve Lenin kartını oynamak istiyordu.
-„İngilizler Kürtleri de Kuzey'den sürüp Güney'deki ulus-devletçiğe hapsetme politikasını yürütüyorlar. Şeyh Sait ayaklanmasında, Şeyh Sait'in haberi bile yoktur. Şeyh Sait ayaklanma yürütecek durumda da değildir. İngiltere'nin birinci gündem maddesi Musul-Kerkük ve petroldür. Bu yerler Misak-ı Milli sınırları içinde olmasına rağmen İngiltere ile yapılan gizli bir anlaşmayla Türkiye bunlardan vazgeçmek zorunda kalmıştır“.
-„AKP'nin son yedi yıllık iktidarında gerçekleştirmeye çalıştığı budur.“
PKK'siz ve Öcalansız, sırtını Irak, Amerika ve kısmen Avrupa, Talabani ve Barzani'ye dayayan, Kuzey'den bazı sahte Kürt liderlikleri yaratarak, bunlar üzerinden sonuç almaya çalışan AKP'nin yumuşak imhacı çözümdür“. İşte MHP ve CHP nin de anlatmak istediikleri ve buna karşı nasıl bir yöntem belirleneceklerini adeta bu Kemalist Kürd düşmanı PKK başını çekmektedir.
-„ikincisi AKP, ABD, kısmen Avrupa ve Talabani ile Barzani'nin içinde olduğu yumuşak tasfiye çizgisi.
Üçüncüsü ise radikal demokratların çizgisi.“ MHP nin çok çok ilerisinde Kürd düşmanlığına soyunan PKK, aslında kendi amac ve hedefinide açiklanmaktadır.
“Ben yol haritasında çözümün nasıl olması gerektiğini açıkça ortaya koydum. Bu çerçevede çözüme varız, başka türden bir çözüme kimse beni dahil edemez.“
Neyin yon haritası? Zaten herşey daha sonra kendi basinlarında posta posta yayınladılar. Hiç bir şey Kürdler için yoktu. Varsa yoksa Kemalizmin milli sınirlarıni kurumak ve kollamak Kemalist Kürd düşmanı PKKye kalmişti. Açıkçası buydu.
-„Kozmik oda bir görüntüdür. Bunun gerisine, arka planına bakmak gerekir. AKP tek başına yapmıyor, arkalarında ABD var“. Küdr düşmanı PKK bu katil ve işgalcı generallerden daha fazla Kozmik Odaya sahip çikıyor ve Inkilaplarıda adeta meşru görülmektedir.
Oral Çalışlar/Radikal Barış ve Demokrasi Partisi'nin yöneticilerinin, İstanbul'da gazetecilerle gerçekleştirdiği buluşmaya, günün tartışması damgasını vurdu: “Türkiye askeri vesayetten kurtulmaya çalışırken, bunun yerine polis vesayetine mi giriyor?“
* Yeni bir vesayet dönemi başlarsa, askeri vesayetten daha kötü bir döneme girmiş oluruz.
* Askeri vesayet dönemleri sivil vesayetlerden daha kısa sürmüştür.
* Beli silahlı askeri yıldırıp, beli silahlı polisi üzerimize salacaklar...
* Askeri vesayet istemiyorum, onun yerine hükümeti payidar kılacak ’polis devleti' kurulmasını da istemiyorum.
* Gladio'yu tasfiye edip yerine İslamcı Gladio kuruyorlar. Ergenekon davası da bu amaçla tezgâhlandı.
PKK nin kendisi de Terör örgütü Ergenekonun bir parçası olduğu için feryad ediyor. Zaten Kermalist Pkknin bu terör örgütü tarafindan yönetildiğini bir sürü belgelerde açığa çıkmıştı. Imralideki Bu genelkurmaya bağlı olan PKK nin başındaki Kişi BDP Trkleşmesini isterken, sanki bu 17 yıldır HEP den beri Türkleşmemişlerde şimdi Türkleştireceklerini akılarınamgeldi? Gerçi Imrali kkomuta karargahı bunu çok iyi biliyor, ama genede kamuoyuna bu açık talimatlarını hem BDP´ye ve Hemde Kandile bir kez daha yolladı:
-„ BDP'nin bu boşluğu doldurması gerekir.“BDP Türkiyelileşmeli, Türkiye'nin tüm sorunlarını ele alan bir perspektifle çalışmalarını yürütmelidir. üç ilkeden bahsetmiştim; demokratik cumhuriyet, demokratik vatan, bunun içinde Kürdistan'da var, inkar edilmiyor. Ve demokratik ulus“. BDP çok renkli. Barış ve Demokrasi Partisi, ’Demokratik Siyaset İçin Demokratik olmalı, Türkiye'nin renkliliğini yansıtmalı“. PKK´nin Bu bildirilerde Kürd düşmanlığından başka bir şey yoktur.
DBP Imraliden gelen bu emre fiili olarak yerine getirmek için :
-„Demir Çelik, Bu tarihi eşiği önemseyen, kendi tarihi rol ve işlevini doğru oynamak zorunda olan bir siyasal parti olarak kendimizi değerlendiriyoruz“. Kürt siyasal hareketinin demokratik cumhuriyet, demokratik toplum, demokratik siyaset paradigmasının da görülmeye değer olduğunu ifade ederek,“İşte BDP, HEP'ten bu yana yirmi yıllık süreçte bu paradigmaya uygun demokratik ülke, demokratik siyaseti esas alan ve toplumun demokratik örgütlülüğü üzerinden şekilnenen bir algıyla yaklaşmakta. Devleti öngörmeyen hedefine koymayan sistemin muhalifleriyle birlikte değişim dönüşme paradigması tüm muhaliflerin birlikte hareketini geliştirecek bir paradigma olmaya başlamıştır“.
Kim ne anladı bu BDP´nin siyasetinde acaba? „Devleti öngürmeyen hedefine koymayan“ açık düşmanlıkta ostalaşmiş bu 17 yıllık HEP geleneği BDP açik bir şekilde Kürd ve Kürdistan düsmanlığı hedefinine koymuş bulunmaktadır.
* PKK/Imrali İkinci hafta da Kendi TC savunma siyasetini ilerleterek: „Kurdistana karşi bu fikrimiz yerleşmiştir“! Kemlist PKK Imraliden:
„Ben buradan kimseye talimat vermiyorum, bunu doğru da bulmuyorum. Bu esaret koşullarında, bir hükümlü koşullarında bunu yapmam mümkün değildir, bu durumda bunu yapmayı ahlaki de bulmuyorum“. „Ancak görüşlerimi ifade etmeye devam edeceğim“. Diyen Imrali Özel kuvvetlerin emir eri Öcalan/ PKK siyaseti rahatlıkla Kürdlerin güzüne bakarak, mudern yalanlarina devam ediyorlar!
„Ulus-devlet anlayışı kapitalizmin, kapitalist modernitenin sonucudur“. Sakız gibi çiğnemek ve bunu da Kürd kitlelerine inandırmak için can atan bu zihniyete karşi her unurlu Kürd görevidir.
“Avrupa tekilliği esas alıyor. Bu tek başına eksiktir, yetersizdir. Benim önerdiğim ne Avrupa tarzı tekilcilik ne de Reel Sosyalizmdeki gibi enternasyonalizmdir. Yine benim önerdiğim ne iktidar, ne federal ne de klasik konfederal sistemdir. Bu anlayış gereği demokratik ulus, demokratik vatan kavramları kullanılabilir. Bu anlayış iktidar ve devleti hedeflemiyor, iktidar ve devlete bulaşmıyoruz“. Öcalan PKK adına devam ediyor:
„Benim bu anlayışım Kürdistan'a biraz yerleşmiştir“.
Kürtlerin çok ezilmelerine, katliamlara uğramalarına rağmen yine de bu anlayış Kürtler arasında biraz gelişti. Herkes ulus-devlete bulaştığı için çözüm gelişemiyor. Güney'de de bu nedenle bir katliam gelişebilir, katliama uğrayabilirler, uyarıyorum. Talabani ve Barzani'yi de bunun için uyarıyorum“.
Neden Ulus-devlet anlayışı kürdler sözkonusu olunca kapitalist moternitenin sonucu oluyor da İşgalcı devletlerin emrindeki Kemalist PKK bütün bu işgalcı ulus-devletlerinin bütün siyasetlerini savunup, Kürd halkına da ulus-devleti haram görüyorlar?
Kürd gençlerini pisokolojik olarak aldatan Kandildeki TC bekçileri de, Kürdistan devletine karşı Kürd gençlerini dağa çıkmasını beyanat östüne beyanat veriyorlar! Murat Karayılan: “Kürdistan özgürlük mücadelesinde bugün en stratejik mevzi dağlardır. Eğer gençlik en stratejik mevzide yer almak istiyorsa gerillaya katılmalı“ dedi.
Peki „stratejik mevzi“ dedikleri ulgu nedir? Kürdistan´ın devlet olmasina karşı olması için mi bu gençleri dağlara çekiyorlar? Bu sorunun yanıtı yokarida sumut bir şekilde Imrali vermiş bulunmaktadir. Bir başka deyişle: PKK nin resmi siyasetine göre Kandile çikıp silah alanlar Öcalanin fedaileri olarak görev almaktadir. Ey Kürdler! Niye siz kendi gençlerini bu düşman zihniyetinin hizmetine heba ediyorsunuz?
Kemalizmin resmi siyasetinin bekçiliğini yörüten PKK/Öcalan bütün dünya´nın güzü önünde, özellikle Kürdlerin gözüne baka-baka; „PKK´nin yani Bizim Kürdistana karşı düşmanlık fikrimiz yerleşmiş bulunmaktadir“ diye beyan ediyorlar. Ve Barzanî ve Talabani´yide Kürdistan devletini kurmamalısın uyarısı yineleyen PKK nin bu ihanet ve düşmanlık siyasetine karşı, her akilli Kürdün buna karşı uyanması gerekmektedir.
Yeni yer „Çok özel ve bilinçli olarak ve ince planlamayla yapılmış bir yerdir“. Çok masraf edilmiş, bundan sonra bunun düzeltilme durumunun olacağını da zannetmiyorum“.
Hani 15 metre yerin dibindeyim diyorsun? Nasil olur yapılan yer çok güzeldir ve ince planlarıyla yapılmış ise diyorsan? Sonrada 15 metre yerin dibindeyim diyorsun? Yoksa sen deniz altinda mi kaliyorsun? Denizaltıyla mi TC devletinin sinirlarini tutmaya başladin? Gerçi seni destekleyen iki düşünceli kitle (sürüsü) nede olsa senin yalanlarina ve düşmanlığına da „duğru derler“. Eh, o zaman sende yerin dibinde 15 metre deyil, Genel Kurmayın Özel Kuvvetler kumutanlığına bağlı devlete sadakatını yerine getirme „anahtar gürenivini“ bu aptal kitleye ulaştırmaya devam et!
TC devletinin bekçileri olan Imrali perestlerinde Bahoz Erdel:“Bu tasfiye planlarını Kürtler içinde PKK ve Öcalan karşıtı bir oluşum yaratarak gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bunu da bazı, ruhlarını ve onurlarını satmış hain Kürtleri yanlarına çekip bir araya getirerek yapmak istiyorlar“. Eğer Türk ordusu buna rağmen başaramamışsa bunu ordunun bir zaafı, generallerin veya Genelkurmay'ın bir eksikliği, bir suçu olarak değerlendirmemek gerekir. Bence bunlar Türk ordusuna yönelik yapılan haksız eleştirilerdir
„Önderliğimizin barışa yönelik bütün çabalarına karşın, adeta ölüm çukuruna bırakılarak fiziki ve psikolojik işkencenin yoğunlaştırılması.. Bundan böyle kızıyla erkeğiyle her Kürt genci bir gerilla adayıdır. Her an bir gerilla olarak karşılarına çıkabilecektir. Ben de bu temelde bütün onurlu ve cesaretli Kürt gençlerini Kürdistan dağlarının doruklarına gelmeye ve gerillaya katılmaya çağırıyorum“.
Peki ne için Kürd gençleri dağa çıkmayi istiyor bu ihanet ve düşmanlık içindeki PKK?
Kürdlerin özlemi olan Kürdistanin bağımsızlık mücadelesi için deyil elbette. Ya ne çindir? Yokarıdaki çerçeveye bakıldiğında, analizden geçirildikten sonara, Kürd gençlerini dağa çağırmanın tek bir sebebi vardır diyorum: „Devletin rejim siyasetini savunmak ve Kürdistan devletine karşi kuymaktır. Iradelerı olmayan yönetimin iradesizlik siyasetini bunu kabul etmiştir. Kürdistan Bağımsızlık mücadelesine karşı kemalizmin zihniyetini Kürdistanda yerleştirilen PKK, işgalcı Genel kurmayi bu kadar savunması gayet nurmaldir! Ne de olsa Pkk de onlarin bir parçasıdir.
KCK Adina Kandilde ezber: „Türkiyelileşememede HEP geleneği de bir özeleştiri yapmalıdır. Buna devletin engelleyici politikalarını görmezden gelmeden ama fazla da abartmadan başlamak lazım. Öncelikle Türkiyelileşmeye Türkiye'nin batısından daha fazla oy almak olarak bakmamak gerekir. Kürt sorunu başta olmak üzere Kürtlerin sorunları ve çözüm yollarıyla ne kadar ilgileniliyorsa ülkenin batısındaki sorunlarla da o kadar ilgilenilmelidir. „Kürt sorununa yapılan vurgunun etnik kökenden dolayı değil“, sorunun Türkiye'nin en temel sorunu olması sebebiyle yapıldığına itina gösterilmeli bu gerçek mutlaka Tüm halka anlatılmalıdır“.
Bakın bu çete örgütü adına ta Kandilde açikalama yapıp Kürd halkını bu yalan ve düşmanlık siyasetine inandırılması da aynen yokarıdaki Özel kuvvetler karargahının emretme verziyonun tekrar kopyasıdir.Kürdlerin bir halk olmasını bırak, etnik dahi deyildirdiyen bu Kemalist Kürd düşmanı pkk yokarıda açıklamış olduğum bu açık siyasetine artık Kürdler dur deme zamanı gelmış ve geçmiştir bile.
BDP´Lİ HASİP KAPLAN: BATASUNA TEÖRİZMİ DESTEKLEDĞİ İÇİN KAPATTI
Hasip Kaplan'ın başvuru dilekçesinde ne vardır?
Strasbourg'ta bulunan BDP Hukuk İşleri Komisyonu Başkanı Hasip Kaplan, yarın(20.01.2010) AİHM yetkilileri ile bir görüşme yapacak. Batasuna ile DTP davası arasında benzerlik olmadığını kaydedecek."Batasuna kararının bizimle ilgisi yok. İspanya'da Bask, resmi dili olan özerk bir eyalet. Bu eyalet ülkeden ayrılmayı, ayrılıkçılığı savunuyordu. ETA ile organik bağı vardı. DTP'nin PKK da dahil hiçbir örgütle organik bağı yok". İspanya, Herri Batasuna partisini, ETA ve alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, ETA eylemlerini kınamaktan kaçındığı, yasal olan ya da olmayan yollardan mücadele vereceklerini açıkladığı, ’'terörizmi'' desteklediği, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik ettiği gerekçeleriyle kapattı“. Anayasa Mahkemesi ise DTP'yi kapatırken, DTP ile PKK arasındaki ilişkiyi "bağlantı" olarak tanımladı. Mahkeme, DTP'nin PKK ile organik bağı bulunduğuna yönelik bir tanım yapmaktan kaçındı“.
İşte bu kişiler güya hukuk okumuşlar! Kerkes bunun ne demek istediği anlamalıdır ve bu kişiler devletin gerçekten gürevli elemanları olarak Kürd halkını bitirdiler ve şimdide AİHM de ETA yi destekleyen Batasunayi terörizmi destekledi , ve halki tahriklere sürükledikeleri için mahleme İspanyayı haklı bulmuşmuş! Diyen Kemalist Hasip Kapkaplan!
ETA kendi halkına ayrılmayı istiyor da, Kemalizmin artikları ne istiyorlar? Sayı siz kemalizmin gürevlileri Kürd halkinda ne istiyorsunuz? Her yerde rejimden daha fazla devletin Kürd düşmanlığı görevini sürdürmek ve buna da zavallı Küdleride bu yalan, sahtekar ve ihanete korban etmek neyin ahlakına sığıyor? ETA ayrılmak istiyor, biz ayrılmak istemiyoruz demek neyin imdadına koşmak istiyorsun? Zaten Sen Hasip Kaplan dahil peninizin devlete sadakatınızı Kürd halkı biliyor.
Bana gore DTP kapanmadıki. Kendi levhalarini ertesi gün indirdiler bir yıl once İmrali emir duğrultusunda kurulan karton partinin kurulan levhalari asmadınız mı?
Kemalizmin partisi olan PKK nin başındaki Öcalan hiç bir zaman ağır esaret kuşullarında olmadı.
„Evet elli bine yakın insan öldü“ diyen kanli kemalist partinin basi Öcalan
“Ben burada kararımı vermişim. Ancak ilkelerimden taviz vermeyeceğim“ müritlerine birkez daha deklere eden Generallerin emrindeki Pkk; „Aslında Türkiye Cumhuriyeti Devriminin kuruluşu ve kazandığı karakter de bu yıllara denk geliyor. Bu söylediklerim uygun bir dille ifade edilebilir“. „BDP kimlik partisi görünümünü aşmalıdır. Biz hiçbir zaman bu vatanı bölmek istemedik“. Türklerin ve Kürtlerin birlikteliğine hayati derecede ihtiyaç var. Yine büyüyebilmeleri için Çatı tarzı bir araya gelmek, temel konularda ortaklaşmak zorundalar“. “Ben daha önceleri de söyledim, benim koşullarımı ileri sürerek hareket etmesinler. Beni taklit etmesinler, beni ileri sürmesinler, benim gibi düşünmeye çalışmasınlar, kendileri gibi hareket etsinler, benim yerime geçer gibi hareket etmesinler, kendi düşünceleri olsun. Yapabiliyorlarsa becerebiliyorlarsa önderlik yapsınlar. Kendileri kararlarını alırlar. Ben bu kararlarına müdahale edersem, hayır böyle olmaz dersem beni sert eleştirsinler. Ancak onlar da verdikleri kararları uygulamazlarsa ben de onları sert eleştireceğim“.
Kemalizm ismini anmadan gene kemalizmi savunmaya gecti PKK merkezi. Peki bu açık ihanet ve düşmanlığın başı çeken kişiliksiz, İlkeremimden taviz vermem“ deki içerik anlami ne demek istiyor?
Kemalizme bağlı olarak benimsedığı ilkelerden taviz vermeyiz den mi bahsedir? Yada Bakın ben defalarca burda açıkladım ben bir şey istemiyorum Kurdlükmü kurdistan mi bunlar benim için bir hiçtir, beni anlayan anlasınlar anlamayanlarda çekip gitsinler mi diyor? Evet Her ikiside.
Kandili çekidüzene sukmak için Kemalist Imrali Karargahı devam ediyor; „Ben benimdir, onlar da kendileridir. Kendilerine göre düşünsünler, karar versinler, bana göre karar vermesinler. Onlar kendileri olsunlar. Gerekirse bana, ’'bize karışma'' desinler. Biz kendi kararımızı verdik, desinler, sen niye karışıyorsun desinler. "Ben daha önceleri de söyledim, benim koşullarımı ileri sürerek hareket etmesinler. Beni taklit etmesinler, beni ileri sürmesinler, benim gibi düşünmeye çalışmasınlar, kendileri gibi hareket etsinler, benim yerime geçer gibi hareket etmesinler, kendi düşünceleri olsun“.
Duran Kalkan Kandilde KCK adina, Imralıya bağlılığını ve onunla var olduklarını tez elden açıklama yapmak zorunda kaldı. Ve: İmralı'da Önder Apo üzerindeki baskı, saldırı had safhada artmış durumda. Önder Apo buna 17 Kasım darbesi dedi. Önder Apo'nun yeri değiştirildi, ağır bir baskı ve işkence altına alındı. İşkence sağlık durumundan dolayı fizikidir, psikolojiktir. Bu durumun ölüm kuyusuna atılmak olduğunu ifade etti Önder Apo. Buna karşı da, İmralı'ya götürülen tutuklular da dahil, görüşe çıkmama yönünde bir direniş var“. Türkiye Güney Kürdistan yönetimine ne vaat etmiştir? Hangi tavizler vermeyi öngörmüştür? Neyi pazarlamıştır? Karşı teklif olarak neler almıştır? Bu çerçevede neleri tartışıyor, ne tür kararlar veriyor? Bunların açıklanması gerekiyor. Aslında basının bu konuların arkasına düşmesi, araştırması, bunları açığa çıkartması gereklidir. 17 Kasım İmralı darbesiyle başladı. Bir olguya darbe demek öyle basit bir olay, geçici bir olay değildir, dolayısıyla 17 Kasım darbesi devam etmektedir. Bu darbenin Önder Apo'ya dönük saldırı yönü vardı.“
KCK yalan söylüyor duğru söylemiyor. Onların kendilerine başkan dedikleri kişi hiç bir zaman esaret altinda olmadı. Tersine merkez değişikliğinden beri dahada serbest ve aktif bir şekilde genel kurmayın emirlerine uygun olarak hareket etmektedir. PKK nin merkezi Şamda iken belki biraz düşünebilirdi gerçi orda da TC nin albayları tarafından kurunuyordu. Ama Kemalist PKK nin merkezi İmraliya taşındiğindan buyana böyle bir teredüt, korku ve engelleme olayida artık sifıra indi ve Özel Kuvvet´lerin Kozmik odanın emirlerine göre hareket etmeyi, nerde ne ne zaman avcıliğığa çıkacağını ona göre hareket etmeyi bir mücadele biçimi olarak Kendi kitlererine sonmayi görev biliyorlar. Istediği gibi PKK yi Imralidan sevk ve idare ediyor.Türkleşmeyen HEP geleneğinden gelen Iradesizlere Birde Kandilde bir ikinci emir geldi; „Türleşın“ Imralinin emirlerine paralel olarak.
İmralidki PKK merkezi devam ediyor yalanlarına;" Bu koşullarda pratik önderlik yapılamaz, talimat verilemez. Bunu ne ahlaken doğru buluyorum ne de kanunen doğru buluyorum. Bu yaklaşım ne ahlakidir ne de kanunidir“.Bana göre dünyanin en ahlaksiz kisisi sensin. Bu kisa özette de bakildiginda sen Kürdlerin gözüne baka baka yalan söylüyorsun“.
DBP lilere emir veriyorsun: „Kürd kimliginden vaz geçin“ diyorsun. Bu talimat deyilse nedir ? İşte açik yalanların burda. Gerçi senin vermiş olduğun emir duğrultusunda korulan bütün karton partilerin hiç biri Kürd kimliğini savunamazlar, ama nedense bu açik ihtarina neden ihtiyac duyoldu?
İradeleri genel kurmayın emeirlerine bağlı olarak beklemekte olan Kandildeki öldürme „timlerini gevşek mi davrandi´“larda onlara bu sert uyarıyı yaptın generalerin adına? Yoksa senin temel kemalizm siyaseti iflaz mi oldu da, son anda kendini bu zeminde silkelenmek mi istiyorsun? Madem kemalizmin ilkelerine bağlı bir PKK vardir diyorsun o halde, bu siyasetini sonuna kadar Kozmik Odalarin vermiş olduğu emir gereği davranmalıdır KCK diyorsun.
Kemalist Pkknin başındaki açık ihanetçi ve Kürd düşmanı savuncusu Öcalan yalan östüne yalan söylemeye devam ediyor:
Kaldı ki BDP sadece Kürtlerin partisi değildir. Milliyetçi temelde örgütlenen bir parti değil. DTP´yi Uyarmıştım, önerilerimi de yapmıştım, tekrar ediyorum ve uyarıyorum; aynı hatalara düşmemek önemlidir. Şunu da belirtmek istiyorum; İşte ’PKK'nin sözcüsü olmak' falan deyip partiyi kapatıyorlar. BDP Ancak şimdiden bu biçimiyle kimsenin sözcüsü değildirler. PKK'nin sözcülüğü söz konusu değildir. Kaldı ki PKK kendi sözünü söyleyebilir. “
Öcalan burda talimat veriyor mu vermiyor mu? Veriyor.
Kemlist PKK Kurd halkı sözkonusu olduğuna göre Ulus devlete amansız bir düşmanlik besliyor okuyalım aşağıda.
„Ulus-devlet, kapitalizmin var oluş sebebidir. Kapitalizm ulus-devletsiz olmaz, ulus-devletsiz kendini var edemez. Ulus-devlet özgürlüğün ve demokrasinin sonu olmuştur.Ulus-devlet kapitalizm doğurur. Ulus-devletin doğuracağı şey kapitalizmdir“.
Kürtlerin de milliyetçi temelde örgütlenen partileri var. Mesela Şerefattin Elçiler, YNK ve KDP bunlar milliyetçi temelde örgütleniyor. İşte federasyon talepleri ortada.“
“Bu hususlar onların bileceği şeylerdir. Zaten bu temelde örgütlenen partiler var ama bizim anlayışımız böyle değildir. Ancak sadece milliyetçi temelde dar kalan bir anlayışla Kürt sorunu çözülemez“. İşte PKK nin temel siyasti budur.
Okuyuyocudan af dileyerek tekrar diyorum bu havşi ve Kürd düşmanı kemalist PKK´yi savunan her kimse tarihin kara ve unursuz sayfalarında yerlerini almış bulunmaktadır.
„BDP, DTK değil, BDP'nin daha farklı, bütün Türkiye'yi kapsayan bir parti olması gerekiyor. Bunun gereklerini yerine getirmesi, Bunun ilkelerini daha önceleri ortaya koydum“. Bu konularda temel siyasetlerini içerir bir broşür düzenlenip dağıtılabilir. Bu broşür üzerinden çeşitli çevrelere gidilerek kendileriyle görüşülebilir. Ben de bu hususlarda üzerime düşeni yapmaya çalışacağım“.
Öcalan burda talimat veriyor mu vermiyor mu? Veriyor.
„Açılım falan yok, açılım dedikleri safsatadır. Davutoğlu'nun söyledikleri “sıfır sorun politikası“, bütün bunlar benim yol haritasında açıp tartıştığım meselelerdi“.
PKK´nin Açılıma karşı olduğu şu tezler herkes tarafından bilinen bir durumdur. Hatırlayanlar bilir. Örneğin; „Tek bayrak, Tek Ulus, Tek devlet“ temel siyasi hedefleri olarak Imraliden çikan talaimatlarla beyan etmişti. Birde herhangi bir Kürd devletinin korulmasınada karşı olduklarini, bunun çözüm olmadığını, buna karşı olduklarını bir deyil binlerce defa deklere etmiş bir kemalist pkk den bahs ediyorum.
“CPT heyetiyle de görüştüm. Altı kişiydiler. Onlara işte buranın koşullarını, yeniden yargılamanın önemini, AİHM'deki davamı konuştum. Burada bu hafta diğer arkadaşlarla bir saat görüştüm“.
„Bu hafta arkadaşlarla görüştüğümde o diğer arkadaşa da söyledim işte böyle böyle parçalanarak bir yere varılamaz. Bir araya gelmenin, ortak alanlar yaratmanın, siyaset yapmanın zorunluluğunu görmeleri gerekiyor“.
Geçen hafta da Öcalan yalan söylemişti. Bus on hafta ona eşlik eden 5 mahkumla görüştüğünü söylüyo. Ve talimatlar için nelerin yapılması gerektiği özerinde durulduğuni kendisi açıklıyor. Madem yeni yeri kötüydü acaba neden bu CPT dedikleri reklam hikayesini açiklamiyiyorlar?
Gene kemalist PKK adına Kandilde haftada bilmem kaç kere açıklamada bulunan Generalerin emrindeki „Kürdleri aldatma konseyi“, Ergenekon icimizde vardi- sızmıştı fakat onlari biz attik bilmem nereye gittiler“ demelerinin altindaki gerçeği aslında gizliyorlar. Asıl Ergenekon şu anda Kandildeki o mubarek Kürdistan tuprağını kirleten ve Kürd ve Kurdistan ulusal davasına karşı olan generalerin emrindeki ihanet içindeki Sahtekar açik yalancı ve aldatıcı pkk-kck konseyinin bizzat kendisidir“.
Birileri inatla Kürd ve Kürdistana karşı ihanet ve düşmalığı savunuyorlar, Kurdleride buna inandırmaya çalışıyorlar. Bu uğursuz ve ulusal Kurd devletine karşı ihanet olarak biliyoruz ve biz Kurdistani evlatları olarak bu ihanet ve açık Kürd düşmanlığı teşhir etmek için seferber olmaliyiz. Yazar ve çizerlere bu konuda büyük bir görev düşüyor. Halkını bu felatten kortulası ve İmrali devlet çizgisini buşa çıkarılması bağlamında bu görevi zaman geçirmeden yapmalarıni sağlık veririm. Çönkü Ulus-devlet Kürd halkının doğal hakki olduğu ilkesinde yola çıkarak bu ihanete dur demeliyiz.
Îsmaîl Girikî
30.01.2010