بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

HAINLIK TÜRK EGEMENLIK SISTEMINDE BIR KURUMDUR(13)

TC DEVLETININ ÜC TASARON ÖRGÜTÜ ÜCÜZ KARDESTIRLER

Pasa vurula der. Kadi hemen fetva cikarir. Ulema uygular. Türk sol hareketleri, mücadele tarihi boyunca bu üc görevi birden yapar. Analar ne yigit dogurmus. Göz cikar dendiginde öldüren cinsinde. Sag´in „mümin“i olurda, „sol“un olmaz mi? Burasi Türkiye ! Olmaz diye birsey olmaz. Olmasada olur göstermek adettendir. Resmi görüs racunudur. “Devlet babanin bekasi” , “devletin ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bütünlügü” icin hersey mübahtir.

Bak hele ! Demezler mi “su gavur´un isi ne ülkemizde?” “Gavur” kim? Kim kime “gavur” der? Bunun tartismasina girmeyacegiz. Fakat bu yaklasim sahiplerinin nerelerde gezindiginide görmek gerekir. Bu yaklasim Türk „mümin sol“ gücleri, ümetci ve milliyetci Arap kardesleriyle dayanisma ve birlikte mücadele etmesine sürükler. Dahasi yedegine düsürmüstür. „Anti-siyonizm“ adi altinda Yahudi milletine karsi cihat acan Arap ümetciliginin, milliyetciliginin Türk kolunu olusturmuslar. Öyle bir „müminlik“ örnegi vermisler ki, hayra alamet degildir.

„ Anti-siyonizm“ adi altinda anti-semitizm gerici islam aleminin temel bir yaklasimidir. Bunun “sol”a izdüsümüde vardir. Irkci, fasist, gerici Arap yönetimlerini “anti-emperyalist ilerici iktadarlar” olarak degerlendiren Türk sol hareketlerin programlarinin bir maddeside “anti-siyonist olmak”tir. Bu bile bu “sol”un niteligini aciklayacak niteliktedir. Bunu kendi programlarina niye koyduklarini bile anlamayacak kadar geri zekalidirlar. Dahasi bu ilkeyi onlarin programlarina koyanlar kendileri degil, “anti-emperyalist ilerici iktidarlar” dedigi Arap yönetimleri koymuslardir. Türk sol hareketi, irkci,fasist ve gerici Arap iktidarlarin en sadik müttefigi olmuslardir. Iran Mollalari, Saddam Hüseyin, Hafiz Esat, Hamas, Islami Cihat, Hizbullah , Taliban vs.Arap ve Islam gerici ve fasist gücleri ile kol kola olmuslar. Cikarlari aynilasmis. Anti-semitizm ve anti-KUKM ortak paydasinda bulusmuslar.

Türk solu, sahibine yakisan bir soldur. Kemalist, misak-i millici, Kürt ulus egemenligi gaspi yüklü „Türkiye toprak bütünlügü“nü korumaya kendini görevli kilmis sosyal-sömürgeci bir soldur. Filistinlilere hergün bir devlet kurmaya göre kendilerini sartlandiranlarin KUKM´ne karsi kendi sömürgeci devletleri ile ayni safta yer almalari bu niteliginden kaynaklanmaktadir. Yüzlerine taktiklari „devrimcilik“ buna engel degildirdir. Bu da az gelmis olacak ki, Iran, Irak ve Suriye devletlerin „toprak bütünlügü“nü korumayida kendilerine görev kilmislar. Sol adina dört sömürgeci devletin görevlerini üslenmis Türk sol hareketlerin kimligide zaten burada kirletilmistir.

KUKM´ni „emperyalist kiskirtma sonucu dogan bölücülük“ olarak degerlendiren Türk sol hareketleri, mücadele tarihi boyunca Filistin avukatligini yapmistir. Avukatligini yaptiklari Hamas, Islami Cihat, Hizbullah ve Arafat gibi gerici Arap ümetci ve milliyetcileriydi. Onlarin propaganda servislerine dönüstüler. Parti programlarina „anti-siyonizm“ diye bir ibare alarak Filistinlilerin görevlerini üslendiler. Bunun sorgulamnasi lazim. Sorgulandiginda altinda cabanoglu cikmaz, ama Kürt ve Yahudi milletlerine karsi Türk, Acem, Arap „kutsal ittifak cephesi“ cikar.

„ Emperyalizmin bölgedeki sicrama tahtasi ve Arap halklarinin bas düsmani Israil´e karsi savas.“ (Kurtulus.Sayi. 41. Sf. 46).

Bu ne anlama gelir? Türk sol hareketin Arap Baasciligi bayraktarligini kendine görev kilmasi anlamina gelir. Bu Yahudi düsmanligi neden? Bu Arap hayranligi neden? Ne demek, „Arap halklarinin bas düsmani Israil´e karsi savas“? Peki Arap halklarinin basina cöreklenmis gerici, seriatci, ümetci, irkci ve fasist Arap yönetimlerini nereye koymaktadirlar? Yoksa „Arap halklar“ derken kastedilen bu yönetimler midir? Kuskusuz öyledir.

Anlasilan TC devleti icazetli düzen solcusu DHKP-C, Türkiye´de üstlendigi rolün aynisini Arap halkina yaptirmaya calismaktadir. Devrimcilik bunun neresinde? Arap halklarinin devrim sorunu yok mudur? Gerici Arap yönetimlerini alasagi edip, kendi iktidarlarini kurma görevleri yok mudur? Arap halklarinin bas düsmanlari bu gerici yönetimler degil midir?

Sistemin sol´u bunu yok sayiyor. Bu gercegi bir yana koyanlar, gericisiyle, seriatcisiyla, milliytcisiyle, her türlü karsi-devrimcisiyle tüm emekci siniflariyla bir „milli mutabakat“ cercevesinde „Israil´e karsi savas“ önerenler, ayni görevi Türkiye´de KUKM´ne karsi „Kimse ülkemizi bölemez.Ülkemizi bölmek isteyenler, sadece emperyalistlerdir“ deyip Türk emekci halkin önüne altemperyalist-sömürgeci Türkiye´nin „devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügü“nü koruma görevini koyanlardir.

Kürt milletine düsmanlariyla „ortak vatan“, „ortak devlet“ „ortak semboller“, „ortak bayrak“„ortak örgürlenme“, „ortak mücadele“, „ortak kurtulus“ dayatanlar avukatligina soyunduklari su Filistinlilerede niye her derdin devasi su meshur „ortak“ literatörüne uygun bir yaklasim sergilemiyorlar? Bunun önündeki engel nedir? Oysa temel yaklasimlari bunu gerektirir. Peki onlari bundan alikoyan kimdir? Sakin „anti-emperyalist kücük burjuva milliyetci iktidarlar“ dedikleri Iran, Irak, Suriye gerici ve fasist iktidarlari olmasin? Kimsenin kuskusu olmasin ki, aynen öyledir. Peki devrimciler böylesi onursuz bir yaklasim sahibi olurlar mi? Kuskusuz hayir. Zaten karsimizdakilerde devrimci degildirler.

„ Ulusal sinirlar icinde kalmis devrimi, sosyalizmi önüne hedef olarak koymamis bir hareketle gercek kurtulusa ulasamaz. Cünkü ulusal devlet, kapitalizmi ortadan kaldirma, sömürüye son verme perspektifinden yoksundur.“ (Milliyetcilik Cikmazi. Sf. 602).

Maskeler düsüyor. Altinda irkci, soven Türk milliyetciligi siritiyor. Yukaridaki satirlari KUKM sözkonusu oldugunda söyleyenler, sabah aksam Filistinlilere devlet kurduruyorlar. Peki bu cifte standartin nedeni nedir? Nedenini biz söyleyelim. Irkci, soven Kemalist oluslarindandir. Sosyal- sömürgeci olmalarindandir. Kürt ulus düsmanlari olduklarindandir. Bu nedenledir ki, Kürtler sözkonusu olduklarinda sistem kaynakli literatörü devrede tutarlar. Sorun Filistinliler olunca kendilerine sabah aksam devlet kurdurturlar.

Oysa Israil, Ortadogunun en demokratik ülkesidir. Ortadogunun hic bir ülkesinde komunist partiye izin verilmezken, Israil Komunist partisi dahil bir cok devrinci parti ve örgüt legal faaliyet yürütmekteydi. Dahasi Musevi halk gercekligi vardir. Yoksa icazetli sol´a göre bu halkin, „katli vacip“ mi? Bunun icin mi Filistinlilere Israil halkiyla „ortak örgütlenin, ortak mücadele edin“ demiyorlar? Oysa sistemin icazetli sol´u „ortak“ literatörü cok sever. Bu „ortak“ literatörü niye Filistinli „kardesleri“ne önermiyorlar? Yoksa bilmedegimiz baska nedenler mi var?

Dahasi var! Hic akliniza gelmedi mi? Su Filistinlilere “be kardesim niye bu kadar ´ulusal bir devlet´ pesinde kosuyorsunuz” demeyi? “Ortada 22 Arap devleti var. Bir tane daha kurulursa ne olur”, diye sorma niye akliniza gelmedi? Dahasi icli-disli oldugunuz su Filistinlilere her hangi bir Arap devleti halki ile “ortak” literatör geregini yapmayi niye önermediniz?

Herbiri Iran Mollalarinin, gerici ve fasist Arap iktidarlarinin tetikcileri olmus Hamasli, Islami Cihatli, Hizbullahli, Arafatli bir Filistin devleti ne islev görecek? Dilinize pelezenk yaptiginiz “dünya proleteryasinin genel cikari”na mi hizmet edecek? Yoksa “Ortadogu Fedarasyonu”nun motur gücü mü olacak?

Kimin neye hizmet ettigi ortadadir. Filistinli örgütlerin Iran ve Arap devletlerinin tetikcileri olduklari ortadadir. Sömürgeci sistem kaynakli «ortak » literatörü kullanan sosyal-soven Türk sol hareketlerin de tetikcilerin avukatlari olduguda ortadadir. Üstüne üstlük birde bu reziligi biz Kürdistanli politik güclere kabul ettirmeye ve savundurmaya calismazlar mi ? Fakat Kürdistanli yurtsever ve devrimci politik gücler bu reziligi yapmadi. Yapmayada hic niyeti yoktur. Bunu rezilcesine yapan PKK oldu. PKK´ninde KUKM ile uzaktan yakindan bir alakasi yoktur. TC devletinin Kürdistan´daki resmi « Kürtcü » partisi olus nedeniyle yaptiklari Kürdistan halkini baglamamaktadir.

PKK´nin kendisi gibi TC devleti tarafindan kurulan ve Kürdistan halkina karsi savastirdigi Hizbullah konusundaki yaklasimi bile tek basina kendisine ne gibi bir misyon üslendirildigi konusunda yeterli kanittir.

«Evet, Hizbikontra MHP´nin Kürdistanlasmis bicimidir, Kürdistan devrimine dayatilan islami renkte uluslararasi islami devrim geleneginide, Iran Devriminide kullanarak, bicim degistirmis MHP´dir » (A.Öcalan. Yeni Ülke. Sayi.123.Sf.5. 28 Subat-6 Mart 1993).

PKK, daha sonra Hizbullah´la bir anlasma yapacaktir. Ittifak yapmanin cabasini verecektir. PKK-MK imzali 30 Mart 1993 tarihli «kamuoyuna» baslikli bildirilerinde sunlari yazacaktir.

«Önümüzdeki sürecte bu birlige Kürdistan´in diger güclerininde dahil edilmesi hedeflenmektedir. Biz buna Hizbullah hareketinide dahil etmek istiyoruz. Ramazan ayi süresince gerceklestirilen ateskesinde buna zemin olabilecegine inaniyoruz.»

Bu yaklasim bile tek basina TC´nin PKK´ye üslendirdigi misyonun ne oldugunu aciklar yeterliktedir. PKK´nin kendiside MHP´nin Kürdistanilesen bicimidir. Yüzüne gecirdigi «Kürtcülük» sadece maskedir. Herkes su soruyu kendi kendine sormalidir. TC tarafindan Kürdistan Devrimine karsi savastirilan MHP´in Kürdistanlasmis bicimi Hizbikontra ile PKK´nin yapacagi birlik ne rol oynayacakti ? Eger bu sorunun cevabi dogru verilirse PKK´nin üslendigi misyonda kendiliginde ortaya cikar. Bu misyonunda KUKM´ni tasviye etme oldugu gercegi kendiliginden anlasilir.

TC devletinin Kürdistan´daki resmi «Kürtcü» partisi PKK´nin Hizbullah´a karsi duydugu bu hassasiyeti, Kürdistanli yurtsever ve devrimci hareketlere karsi göstermiyordu. Dahasi bu gücleri «hain» , «isbirlikci» vs. ilan ederek ortadan kaldirilmasi gereken birer güc olarak bakiyordu. Örnegin 1992 «cözümlenmeler»inde «Kawa´cilar genelkurmayin uzantilaridir. Görüldükleri yerde tutuklanmali. Sorgu, yargi ve infazlari birlikte sürdürülmelidir» diyorlardi. Iste TC devleti, ihanet kurumunu böyle calistiriyordu.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.