بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 26 June 2012
Sultan Süleyman’ın şerefi ve Kürtler PDF Yazdır e-Posta
Ahmet Yaman
Cuma, 23 Aralık 2011 10:28

ahmet-yamanAhmet Yaman - Bu aralar; Star TV de Muhteşem Yüzyıl diye bir dizi yayınlanıyor. Ben diziyi izlemedim anacak; basındaki tartışmalardan biliyorum, Osmanlı tarihinin namlı padişahlardan biri olan Kanuni Sultan Süleyman’ın dönemini ve saraydaki yaşantılarını konu ediyor.

Dizinin yayınlanmasıyla Osmanlı tarihi ile ilgili çeşitli tartışmalarda gündeme oturdu. Kendisini, Osmanlıların tartışılmaz varisi olarak belirleyen Fetullah Gülen; Pennsylvania’daki çiftliğinde hiddetlenerek; Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcı ve senaristine hakaretler yağdırdı. Onları hayasızlık ve cehaletle suçladı.

Fetullah Gülen’e göre; Kanuni Sultan Süleyman 46 yıllık padişahlık döneminin sadece 1,5 yılını sarayda geçirmişti... Onun için de dizide konu edilen; saraydaki bölümlerin düzmece ve hayal ürünü olduğunu iddia etmişti.

sultan-suleyman-ahmet-yaman

Taraf gazetesi yazarı ve tarihçi Ayşe Hür ise 11-12-2011 tarihli Taraf gazetesindeki yazısında; Fetullah Gülen’in yanıldığını yazmıştı. Kanuni Sultan Süleyman’ın 46 yıllık hükümdarlık döneminin 37 yılını sarayda geçirdiğini iddia etmişti.

Fetullahçılardan kesin bir yalanlama gelmediğine göre biz; Ayşe Hür’ün iddialarını doğru olarak kabul etmek durumundayız.

Türk tarihçilerinin muhteşem yüz yıl olarak değerlendirdiği dönemlerde Kürtlerden hiç bahsedilmemesi; Türk tarihçilerine göre çok doğaldır. Çünkü onlara göre Türk tarihinin hiç bir yerinde ve hiç bir şeyinde Kürt ve Kürtler yoktur ve olamazlarda.

Oysa 1515 ‘te Çaldıran savaşıyla başlayan Osmanlı ve Kürt ilişkileri asıl meyvelerini 1520’lerde Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta oturmasıyla vermiştir. Kürtler; Rodos, Trablus ve Belgrad’ın fethedilmesinde önemli roller oynamışlar. İran cephesinde; Safavilerin kesin yenilgilerini sağlamış ve Irak seferinde; Osmanlı yayılmacılığına destek olmuşlardır.

Bunların incelenmesi tarihçilerin görevidir. Umarım bir gün tarihi objektif ve yalansız yorumlayan Türk ve Kürt tarihçileri çalışarak her şeyi araştırırlar. Örneğin; bu gün yasaklı olan Kürdistan kelimesinin bizzat Kanuni Sultan Süleyman tarafından nasıl sıkça kullanıldığını görür ve gösterirler.

Ben bu konuları Tarihçilere bırakarak; İran seferine çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın kışı geçirdiği Halep şehrinde; ayaklar altına alınmak istenen şerefinin; Kürtler tarafından nasıl kurtarıldığını anlatmaya çalışayım.

Sultan Süleyman; kışı Halep’te geçirdiği sırada; kuşların bile üzerinden uçamayacağı, hiç kimsenin yaklaşamayacağı çadırına bir hırsız girmiş. Hırsız; muhafız ve hizmetçiler den hiç kimsenin duymadığı bir şekilde padişahın yattığı bölümden, kabzası mücevherlerle işlenmiş bir kılıç çalmış.

Sabah olup haber yayılınca ve haber Sadrazam Rüstem Paşa’nın kulağına gidince aynı zamanda padişahın damadı olan Rüstem Paşa bunu bir şeref ve haysiyet meselesine dönüştürerek; koca Osmanlı ordusu; hükümdarının otağını bile koruyamadı dedirtmemek için ‘’bugün çadıra girerek, Padişahın kılıcını çalanlar; yarın onun başka şeylerini de çalarlar’’ diyerek çok sinirlenmiş.

Zaten Kilis Kürt hükümdarı Kasım bin Canpolat Bey’e kin beslemekte olan Rüstem paşa; bu olayı fırsat bilerek Canpolat Bey’e karşı entrikalar çevirmeye başlamış ve Sultan’a; bu işi Canpolat Bey’e bağlı Kürtlerden başka hiç kimsenin yapamayacağını, hiç kimsenin böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini bildirmiş.

Olay üzerine çok öfkelenen Sultan Süleyman; Kilis hükümdarı Canpolat Bey’i ortadan kaldırmaya karar vermiş. Bunun üzerine Canpolat Bey padişahtan beş gün izin istemiş ve ‘’eğer beş gün içinde kılıcınızı ve onu çalan hırsızları yakalayıp getirmesem vereceğiniz tüm cezalara hazırım’’ demiş.

Dördüncü gün Canpolat Bey; hırsızları, çalınmış mücevher işlemeli kılıçla birlikte padişahın divanına getirmiş. Padişah önce hırsızların idamını istemiş ama sonra şefkate gelerek onları serbest bırakmış.

Canpolat Bey de tüm kuvvetleriyle Osmanlının emrine girmiş ve büyük oğlu Hüseyin Bey’i büyük kuvvetlerle, Zigetvar (Macaristan’da bir şehir) seferine göndermiştir.

İşte böyle; bundan yaklaşık beş yüz yıl önce Osmanlının şerefini koruyan ve Osmanlı yayılmacılığına destek vermeye hevesli olan Kürt liderleri ne yazık ki Kürt milletine güvenli bir gelecek bırakamadılar.

Bakalım bugün; yeni Osmanlıcılık sloganıyla ortaya çıkan AKP hükümetinin şanını yüceltmek hevesinde olan Kürtler; Kürt milletinin geleceğini nasıl etkileyebilecekler?

Bizler göremeyiz belki ama tarih görecektir mutlaka.

22-12-2011

Ahmet Yaman

Not: Bu yazı; Şerefname Kürt Tarihi. Deng yayınları 3. baskısında; sayfa 171-172 den yararlanılarak hazırlanmıştır

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.