Kürtler icin en önemlisi Kürt hareketinin durumudur ve o da cok kötüdür. Abdullah Öcalan konu$malariyla, duru$uyla yakla$imlariyla Türk devletine hizmet etmeye ve Kürt hareketine zarar vermeye devam ediyor. Evet, Abdullah Öcalan cok acik ve nettir ki Türk devletine hizmet ediyor ve Kürt hareketine zarar veriyor. Ve bunu da tutuklandigi ilk günden beri yapiyor. Di$ardaki PKK yönetimi de Öcalana bakiyor, ona göre hareket ediyor, Öcalan gibi teslimiyetci yakla$imlar sergiliyorlar. Devrimci sava$i geli$tirmek yerine eylemsizlik yapiyorlar. Türk Devleti her alanda sava$ yürütüyor Kürt hareketine kar$i. Iran öbür tarafta PJAK’a saldiriyor. Murat Karayilan ve PKK yönetimi Türk ve Iran devletinin kabul edilemez yakla$imlari kar$isinda ne yapacak? Herhalde her zamanki gibi, yillardir yaptiklari gibi, pasif kalacaklar, Kürt halkini devletin insafina birakacaklar, devlet terörüne seyirci kalacaklar, ve TCye yalvarmaya devam edecekler. Bu PKK yöneticileri olmasaydi, adam gibi bir tek ki$i olsaydi ne yapacagini bilirdi, ve TC bu kadar $imarmazdi. Murat Karayilan görevinin ve sorumlulugun farkinda mi? Degilse, görevini yapmayacaksa örgütün ve ordunun ba$indan cekilmesi gerekiyor. Eger görevli, yetkili ve imkan sahibi yöneticiler görevlerini yapmiyorsa, yetkilerini, imkanlarini ve gücünü halkin cikarlari dogrultusunda devrim dogrultusunda kullanmiyorlarsa, genclik o zaman inisiyatifi ve öncülügü devralmasi gerekiyor...

Kürdistanda örgütlenmesi gereken cizgi TCnin, Fethullah Gülenin veya ba$ka birilerinin halk dü$mani kontra cizgisi degildir, PKK cizgisidir. Kürdistanda Kürt halkina gerekli olan örgütlenme PKK örgütlenmesidir. Kürdistanda Kürt halkina gerekli olan önderlik, PKK önderligidir. Gerekli olan politika PKK politikasidir, gerekli olan tarz PKK tarzidir. Bunlarin ne demek oldugunu PKKnin sembol isimlerinden ögrenebiliriz. Mazlum Dogan, „Agit“ Mahsum Korkmaz ve „Zilan“ Zeynep Kinaci gibi PKKnin en ba$ta gelen öncüleri ve sembolleri PKK’nin ne oldugunu, tarzini cizgisini en iyi $ekilde ögretmekte, göstermektedir. Gerekli olan PKKnin Mazlum Agit ve Zilan cizgisinde örgütlenmeyi geni$letmesi ve güclendirmesidir. Bu temelde PKK devrimci örgütlenmesini geli$tirmeli ve her türlü kontra örgütlenmesine Kürdistanda müsade etmemelidir.

PKK olayi nedir? Kürtce konu$ma yasagini örnek alalim: Cikmi$lar "Anadilimizde egitim istiyoruz Kürtce serbest birakilsin" diye devletten istemeyi, devlete yalvarmayi iyi dogru bir$ey saniyorlar. PKK icin anadil yasagi, insanlik di$i bir durumdur ve tarti$masiz bir sava$ gerekcesidir. PKK, insanlik onurunun ayaklar altina alinmasina kar$i en onurlu eylemin, sava$in adidir. PKK sava$tir, kölece yalvarmak, onursuzca, zavallica devletten istemek ve beklemek degildir. Bu cok net ve kesin bir duru$tur. Peki bu Duran Kalkan ve Murat Karayilangiller bilmiyorlar mi? Bunlar PKKli degildir. PKK gercegini ters yüz edemezler. Halk gercek PKKlileri istiyor, ama bunlar PKKden cok uzaktirlar, PKKden kopmu$turlar. PKKli gibi konu$muyorlar PKKli gibi hareket etmiyorlar. Mahsum Korkmaz ve Mazlum Dogan'in takipcileridir PKKliler. Abdullah Öcalan'in takipcileri PKKli degildir. Abdullah Öcalanin takipcileri vatan hainleridir. Abdullah Öcalan kutsal Kürt davasina, Kürdistana ve Kürt halkina ihanet etmi$tir. Bu objektif olarak böyledir dogruyu söylemek ve kabul etmek gerekir. Acikca Türk devletinin hizmetine girmi$tir. Kürt devletine kar$i cikmasinin ve PKKyi degi$ime ugratmasinin sebebi budur. Dünya degişime zorlanirken o Kürtlük adina degişime karşi çikiyor, sözde demokratik çözüm dişinda herşeyi yasakliyor, karşi çikiyor, mahkum ediyor.

PKK devriminde efsane kişilikler vardir, Mazlum, Agit ve Zilan kişilikleri bizim ulusal efsanelerimizdir. Apo onlardan degildir, Imralidaki ihanet ve teslimiyet pratigi ile onlarin yolundan ayrilmiştir. Onlar, ilkeden, çizgiden, dogru bildiklerinden taviz vermediler, sonuna kadar direndiler, ugruna yaşamlarini feda ederek halka umut, cesaret verdiler. Büyük serhildanlara, kutsal direnişlere yol açtilar. Öcalan milletimizin gönlünde yatanlari dile getirdigi sürece sevildi ve desteklendi. Ama gerçek amaçlari farkli oldugu sonradan, esir düştükten sonra ortaya çikti. Türk devletini devirmek adina binlerce degerli insanlari ölümlere gönderen baş komutanin, esas amacinin asla devleti devirmek olmadigi ortaya çikti. Zafere gidecek ordusu olsa engelleyecegini kendisi söylüyordu, ve 1993'ten beri böyle bir çizgide hareket ettigini itiraf ediyor. Yani Öcalan bir ajan gibi örgütü yönetmi$, bir ajan gibi örgüte zarar vermi$, harekete ve halka zarar vermi$tir. PKKnin ba$arisini engellemi$, zaferi engellemi$tir. Ayrica komutan Agit'in vefati hala aydinlanmiş degil. Ama Apo'nun başkalarinin ünlenmesini asla hazm edemedigini ispatlayan birçok örnek var. Hep militanlara Mazlum'u örnek almalarini emretmiştir, kendisini de ayni çizgide göstermiştir. Ama son 12 yillik cezaevi pratigi Mazlum'un çizgisinin tam tersidir. Apo bir PKKli gibi hareket etmemi$tir. Özgürlügünde PKK çizgisine ters düşen binlerce insani idam ettirmiş, ama kendisi bugün tüm hainlerden daha fazla çizgiye ters düşmüştür. Apo'nun kişisel amaçlari Kürt Milletinin büyük çogunlugunun amaçlariyla örtüşmemektedir. Apo'nun zararli biri oldugu, hiç bir fayda getirmedigi cezaevi pratigi, ondan önce 20 yillik önderlik pratigi açikca göstermektedir. Bir örgüt, kurallariyla, ilkeleriyle sürekli kendini üreten bir kurumlaşmayi gerçekleştirmeyi hedefler. Abdullah Öcalan PKK örgütünün böyle bir kurumlaşmayi gerçekleştirmesini engellemiştir. Bu çok nettir.

Abdullah Öcalan Mazlum Dogan gibi kahramanlik yapmadi. Mazlum kişiliginin cezaevi pratigini Apo'nun cezaevi pratigi ile karşilaştirirsaniz, kimin ne oldugunu, kimin kahraman, kimin hain oldugunu anlarsiniz. Kahramanlar yaptiklarinin sorumlulugunu üstlenirler, diktatörler sorumluluktan kaçarlar hep. Gerçek liderler önemli süreçlerde halkin en temel çikarlarinin takipcisi olur, halka göre yaşarlar. Kendi kişisel güdülerini yaşayip dayatmazlar. Gerçek liderler halkina ve yoldaşlarina tepeden bakarak “siz hepiniz bir işe yaramaz, birşey yapamaz, birşey bilmezsiniz, tek ben bilirim“ demezler, milyonlarin davasini kendi hücresine haps etmez, halkin ve yoldaşlarin çalişip gelişmesini, inisiyatif sahibi olmasini engellemezler. Gerçek önderler çogunlugun hakli taleplerini hedef aldiklari için sevilir ve destek alirlar. Halka göre yaşarlar. Sirf ipleri elde tutabilmek için örgütün büyümesine, savaşin gelişmesine engel olmaz, yoldaşlarini ve halkini hergün aşagilayip katleden düşmanin çikarlarini gözetmezler.
Tarih Abdullah Öcalan'in gerçegini dogru yazacaktir. Efsaneleşmesi artik mümkün degildir, gerici diktatörlerle birlikte anilacaktir, özgürlük savaşcilariyla degil. Gerçek önderler ugruna milyonlari ayaklandirdigi amaçlardan zora geldigi anda vaz geçmez, özgürlügünde idamla cezalandirdigi yaklaşimlar, sözler etmez. Bir ateşkes çagrisinda “en fazla devleti devirebilirdik“ diyordu. Devleti devirmek ve bagimsizlik, PKK'nin kuruluş sebebi, Mazlum Dogan'in yazdigi manifestoda ve 15 yillik savaşta en temel amaçtir. Ama PKK'yi zorla, entrika ve komplolarla ele geçiren ve kendisini putlaştiran, kendi dişinda hiç kimsenin inisiyatif sahibi olmasini engelleyen, örgütü işlemez hale getiren, savaşin gelişimini ve başarisini engelleyen önderlik bugün esas amacini açikca belirtiyor. Çizgiden ve ilkelerden kopmuş ve sadece önderlik kültüne endekslenmiş PKK'de cezaevinden TC'nin izniyle çikan talimatlara ve çizgiye harfiyen uyuyor. Bu bir iflas göstergesidir. En temel amaçlardan kopmuş PKK tüm ipleri Imrali'ya devr ettigi için çözümsüzlük sürüyor, firsatlar kaçiyor, zaman kaybediliyor, ve Kürtlerin köleligi sürüyor.

Saygilar