بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 28 July 2011

Toplumsal gelisimleri irdeleyen sosyal bilimlerin günümüze dek süren cikmazi, toplumsal sürecleri belirleyen olgulari (dinamikleri) öngören bir model yaratamamasidir. Böylesi bir modeli üretebilmek icin, Hek'in de önerdigi gibi fen bilimlerinden modeller ve izah yöntemlerine zaman zaman basvurulmaktadir. Ancak karmasik sosyo-ekonomik gelisimin izahinda, daha dogrusu gelisimi belirleyen dinamiklerin önceden yakalanabilir olmasi yönünde fenbilimleri yöntemleri, Hek'in önerdigi ekolojik model dahi, iki sebepden dolayi yetersiz kalmakta:

1. Insanlarin ögrenme kabiliyeti. Yani insanlar - mekan ve zaman olgusunu bir yana birakirsak - ayni olaylar karsisinda ayni davranisi göstermiyebiliyorlar. Gecmisteki tecrübeleri onlari ( belki de yeni) cikarlari dogrultusunda ayri bir davranis bicimini sürükleyebiliyor ve farkli bir sonuc cikabiliyor. Insanlarin ögrenme kabiliyetini, düzeyini ve boyutunu öngörmek mümkün olmuyor.

2. Fenbilimleri modellerinin yakalayamadigi diger bir olgu ise F. Schiller'in su cümlesinde barinmakta: "In deiner Brust sind deine Schicksals Sterne" ( Kaderinin yildizlarini yüreginde tasiyorsun ). Insanlar ortak cikarlari icin örgütlenme yetenegine, Schiller'e göre yürekliligine sahipler. Örgütlenmeler sonucu olarak karsimiza siyasi aktörler, gücler cikiyor. Ve bu gücler dogal gelisimlere müdahale ediyor, veya en azindan müdahale girisiminde bulunuyor ve dogal gelisimi bloke edebiliyorlar. Yani farkli boyutlardaki dinamiklerin iletisimi sonucu dogan beklenmedik yeni toplumsal fenomenlerle karsi karsiya kaliyoruz.

Bundan dolayi tolumsal sürecleri belirleyen dinamikleri önceden tespit edebilmemiz veya yakalayabilmemiz icin ( Hek'in degimi ile "yeni dalgalari önceden görmek" icin) elimizde henüz ne sosyalbilimlerine nede fen bilimlerine ait bir model bulunmamakta . Bu anlamda eger toplumsal sürecleri belirlemek veya en azindan kendi cikarlarimiz dogrultusunda yön vermek istiyorsak elimizedeki tek olgu örgütlenmek. Bunun icinde, Schiller'in dedigi gibi yüreklilik gerek. Israrli, riskleri de göze alarak toplumun icine dalmak ( sürecin bu asamasinda akil, siyasi öngörü fazla bir önem tasimiyor !). Bu baglamda örgüt/örgütlülük hem arac, hem amac hemde sonuc oluyor. PKK olgusunu ve diger Kürd potansiyellerinin basarisizligini belki bu pencereden izah etmek mümkün. Biri kör topal mayinli tarlalara girip, bazi mayinlara carpip onlari ayni zamanda imha eder ve yerine kendi mayinlarini döserken, digeri "tarlanin ilk önce temizlenmesi gerek" diyor (I. Güclü'nün Kürd gencligi üzerine verdigi röportaj bu yaklasimin bir göstergesi) ve tarlanin disinda kaliyor. Söylediklerim Hek icin fazla makul ve akilli olabilir, Balyoza göre de bir keklik gibi görünebilir. Ama ne yüreksiz bir akil calisir, ne de yüreksiz bir keklik yasar. Tarla mayinli da mayinsiz da üzerinde duran güclerin elinde kalir ;)

Beyin cimnastigine devam....

Orgutlemenin konusunda dediklerine katililyorum. Fakat orgutlenmenin yaninda birde alabildigince deneylere acik olmak gelecekte ortaya cikacak durumlardan azami duzeyde yararlanmanin bir yoludur. Bunu en cok Avusturya ekonomik dusuncesine sahip olanlar soylemekte. Bir cok dusuncelerine katilmama ragmen bu konuda dogru olduklari kanisindayim. Iyi orgutlenen bir toplum eger butur deneylere fazla olanak tanimazsa, gelecekte cikacak firsatlardan yararlanamaz. Merkezi planlama ekonomilerin en buyuk eksikigi ve capitalist sistemin en onemli ozeligi burda kaynaklanmakta. slav u rez Shevhat

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.