Tigran Kürt sanatı ve Kürt açılımı
Aram Tigran Atina'dan vefat etmeden önce ismine yakıştığı üzere Diyarbekir'de gömülmek için vasiyette bulunmuştur. Fakat, taşlaşmış TC ırkçı rejimi Aram Tigran'ın cenazesinden bile korktuğundan dolayı Aram'ın bu son dileğine şimdiye kadar olumlu bir yanıt vermemiştir. Bu tavır TC rejiminin Kürt açılımında neler yapabileceğini ve nereye kadar gidebileceğinin de işaretidir. Beşikçi son yazısında, Bildirici'nin çalışmalarında hareketle Kürt edebiyatı konusunda önemli soruları gündeme getirmiştir. Ama, bu arada gözden kaçan bir gerçek, sömürgeleştirilen toplumlarda sanat ve edebiyatın sömürgecilerin dilleriyle kendilerini ifade edebildikleridir. Kürt edebiyat ve sanatının şaheselerinden olan Mem ü Zin'in Türkçe, Arabca veya başka bir dilde olması Mem ü Zin'in Kürt karakterini değiştirmeyecektir. Yani Kürt edebiyatı ve sanatının Türkçe, Arabca, Farsca veya diğer dillerde ifade edilmesi bir geçiş sürecidir. Kürt edebiyatı ve sanatı Kürdistan'ın özgürleşimesinden önce ve özgürleşmesinden bir süre sonra sömürgeciler ve başka dillerde kendisini ifade edebilecektir. Bu Kürt sanat ve edebiyatı için bir zenginlik olacak ve de ifade edilen dillerde bir katkı sunacak ve bu edebiyat ve sanatları zenginleştirecktir. Bu anlamda, Ermeni kökenli olan Aram Tigran sanatını esas olarak Kürt dilinde ifade ettiği için hem bir Kürt sanatçısı, hemde Ermeni sanatçısıdır. Bu durum Kürdistan toprakların yarattığı bir zenginliktir ve diğer coğrafyalarda az rastlanan bir durumdur. Bu durumu en iyi ifade eden durum ise Aram Tigran'ın yaptığı vasiyettir. Kendisini şahsen tanıdığım Sayın Aram Tigran Kürt müziğinin yasaklandığı dönemlerde Kürt müziğini seslendirerek Türk ve Ermeni'ler içindeki ırkçı ve faşizan kesimlere karşı halklar arasındaki kardeşlik ve barış isteğinin sesi olmuştur. Bundan dolayı, Aram Tigran ırkçı faşizan TC rejiminin şimşeklerini, ölümünden sonra da üzerine çekmiş ve Kürdisan'ın başkenti Diyarbekir'de defn edilme isteğine şu ana kadar olumlu yanıt verilmemiştir. Ben Aram Tigran'ı bir çok defa gördüm ve kendisini bilfiil dinledim. Aram bir sanatçı olarak yaşadı ve bir sanatçı olarak vefat etti ve bir sanatçı duyarlılığıyla Diyarbekir'de defn edilmesi yönünde vasiyette bulundu. Aram gibi halkların sentezi olan olan bir sanatçının Diyarbekir'de yerini alması insani anlamda da önem taşımaktadır. Ölümünden sonra vatamndaşlıkları iade edilen Nazım Hikmet ve Yılmaz Güney için yapılanların gecikmeli olarak Aram Tigran için yapılması büyük bir insanlık ayıbı olacaktır. Kürt açılımı için mangalda kül bırakmayan TC hükümeti vr Cumhurbaşkanının öncelikle bu coğrafyanın sentezi olan Aram Tigran'a ilişkin yasakları aşarak onun Kürdistan'ın başkenti Diyarbekir'de ebedi olarak istirahat etmesine olanak sağlamalıdır. Bu alanda atılacak bir adım TC'nin Kürt açılımı konusundaki bir testi olacaktır. Ahmet ALİM France, 11 ağustos 2009