Hamasi Kükremelerle Süreci Götürmeye Çalışmak
Türk devlet yetkilileri yine küklüyorlar. Süreci bununla götürmeye çalışıyorlar. Bir taraftan Kürdler korkutulmak istenirken, diğer yanda kendilerine Türk'üm diyen birbirlerine güvenleri olmayan Balkan ve Kafkasya göçmen muhacir etnik grupları cesaretlendirmek istenmektedir. Kürdistan'nın Güneyine girdik ha gireceğiz ezberleri bunu amaçlamaktaydı. Fakat ABD Başkanı Bush bu ezberi bozdu.. Mevcut dünya koşulları Türklerin Kürdistan'nın Güneyini işgal etmesine ortam sunmadı, sunmuyor. Buna rağmen işgalı göze alamıyorlar. Fakat bu istemlerinide daima sıcak tutuyorlar. Askeri seçenek masada deyip duruyorlar. Kürdleri tehdit ediyorlar. Buda yetmiyor. Önünde en büyük engel olarak gördükleri ABD'yi tehdit etmeye kadar işi vardırdılar. Gelinen noktada ABD ve Türk devleti çıkarları açısında birbirlerini tehdit güç olarak görüyorlar. Türkler, bölgesel güç, dünya devleti, NATO'nun ikinci güçlü ordusuna sahip vs. uzayan böbürlenmeleri ve ilgili ilgisiz her olayda tuz biber olma dayatmaları ABD'yi çileden çıkarmaya yetiyor. Onları tehdit olmaktan çıkarmak için büyük bir çaba içinde olduğu biliniyor. Buda ABD-Türkler arasındaki ilişkilerin kötüleşmesine yol açıyor. Sovyet bloğunun dağılmasıyla başlıyan bu süreç derinleşerek devam ediyor. Irak işgaliyle politıkaları çatışan bu iki devlet şu an geldiği noktaya bakıldığında ilişkilerin çok kötü bir noktada olduğu görülüyor. Tüm diplomatik çabalar bunu düzeltmeye yetmiyor. Kürdistan'nın Güneyindeki Kürd kazanımları, Kerkük referandumu meselesinde kattedilen mesafe, ABD Senatosu'nda, 29 Eylül'de 2007'de Irak'ın üç Federel bölgeye ayrılmasını ezici bir çoğunlukla kabul edilmesi Türk devletini bağımsız Kürd devleti kuruluyor krizine soktu. Sıranın kendilerine geleceği korkusunu yaşamasına yol açtı. Aynı korkuyu İran ve Suriye'ninde yaşadığı biliniyor. Arap ve Fars ırkçı şovenleri kendilerinin yapamadığını Türk ırkçılarına yaptırmak istiyorlar. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e "Her türlü tedbiri, tereddütsüz zamanında uygulamalısınız. Irak'ın tüm komşuları sizi anlayacaktır. Yeter ki, onları da zamanında bilgilendirin" deyip en büyük sensin pohpohlamasını üst seviyede seslendirdi Korkularını hatırlattılar. Bakın dediler. Kuzey Irak'ta Kürd devleti koruluyor. Devlet sınırların içinde büyük bir Kürd nüfusu bulunuyor. Kürd devleti korulursa senin Kürd'ünüde kendine katmak isteyecektir. Egemenliğinde bulunan Kürdistan parçasını koparmak için terör örgütünü finanse ediyorlar, destekliyorlar deyip Türkleri Kürdistan'nın Güneyinin üzerine saldırmak istiyorlar. İran ve Suriye yetkililerin açıklaması bu noktadadır. Bununla amaçlanan Kürd hükümetini ezmek olmakla birlikte Türk devletini ABD'nin hedefine koyup kendilerini hedef olmaktan çıkarmaktır.Türkler bunu görmedi değil, ama doğacak Kürd devletininde kendi sonları olarak algılıyorlar. Ne pahasına olursa olsun işgali düşündüler. Çalmadıkları devletin kapısını bırakmadılar. Kimseden vize alamadılar. Bu kez tek başlarına yapmayı düşündüler. İçe döndüler. Türk ordusunun Kürdistan’ın Güneyini işgal edebilmesi için parlementoda çıkacak tezkereye bağladılar. Bunun için çok hırgır çıkardılar. Sonuçta tezkere çıktı. Çıkmaması bir dertti, çıktı bir dert. Çıkarıpta işgali gerçekleştirmemek başka bir derttir. Türkler şu an bunun sıkıntısını yaşıyorlar. Türk Başbakanı bu çaresizliklerini “Gerektiğinde bu konuda atılması gereken adım neyse hiç tereddüt etmeden atarız. Ve bu işi gerekli kılacak bir adımı ilgili birimlerimiz, kuruluşlarımız bize henüz rapor etmiş de değiller” gibi kabadayılıkla geçiştirmeye çalıştı. O, her konu da bunu yapar. Her olay karşısında “sonuna kadar gidilecek” der, ama sözden öte bir icraat görülmez. Bu da Türk devletinin aczini gösterir. Bu nedenle, hükümetbaşı ne derse desin süreci beklemeden “atma Recep” diyebilirsiniz.Düne kadar Kürdistan'ın Güneyindeki Kürd kazanımları savaş nedeni sayanlar Türk Başbakanın ABD Başkanı Bush ile görüşmesişnden sonra artık telefuz edilmez oldu. Siz yalancı Türk Başbakanının “Başkan Bush'a, 'Bundan sanraki süreçte Türkiye'nin mi yanında olacaksınız? Yoksa Barzani'nin mi?' diye sordum. O da, 'Tabii ki Türkiye'nin', cevabını verdi“ demesine bakmayın. Kimse yanılmasın. ABD, Kürdleri yüzüstü bırakmıyacaktır. ABD'nin Kürdleri Türklere yedirme lüksü yoktur. ABD Başkanı George W. Bush, “Türkiye’ye açıkça şunu söylüyoruz. Irak’a askeri birlikler göndermelerinin, onların çıkarına olmayacağını düşünüyoruz” dediği herkesin malumudur. Bunu gizli kapaklıda söylemiş değildir. Basının karşısına çıkıp Türklere çuvalı hatırlatmıştır.Türk Başbakanın söyledikleri kuyruklu bir yalandır. Siyasal ahlak olarak böyle bir soru sorulmaz desek yanılgıya düşeriz. Haklı olarak Türklerden siyasal ahlak ne gezer itirazları gelecektir. Fakat ABD Başkanı Bush'nun böyle bir cevap verdiği doğru olamaz. Eğer doğru olsaydı Türk katil sürüsü çoktan Kürdistan'ın Güneyini işgal etmiş olurdu. Edememelerinin nedeni ABD'nin Kürdistan'nın Güneyinin korumasını üzerlerine almasıdır.Geriye PKK kalıyor. Peki Türkler PKK'nin tasviyesini isterler mi? Ben hayır diyorum. Türklerin PKK ile bir sorunları yok. Dahası kendi kucaklarında besledikleri kendi eserleri. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Türk devleti PKK'nin tasviyesini istemiyor. Tasviye etme gibi davranacaklar, ama böyle bir girişiminde bulunmayacaklar. Onlar şunu çok iyi biliyorlar. PKK'nin tasviyesi demek bağımsızlığı hedefleyecek Kürd yurtsever hareketin yükselmesidir. Bu nedenle PKK'yi tasviye etmiyeceklerdir. Kürd yurtsever potansiyelini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada PKK eliyle kontrol etmeyi politıka edinmeyi sürdüreceklerdir.Türklerin PKK'yi tasviye etmesi bir yana söylem ve uygulamalarıyla PKK'yi güçlendiriyorlar. DTP'ye yönelik söylem ve uygulamalarıda bu oyunun bir parçasıdır. DTP'yi kapatmışta olabilirler. Bu, DTP'nin politıkasından memnun olmadıkları anlamına gelmiyor. Bunu anlamak için çok politik olmayıda gerektirmiyor. DTP'lilerin söylemlerine bakmak yeterlidir.Son yıllarda PKK'nin söylem ve uygulamalarıyla Kürdistan halkı nezdinde önemli oranda anlaşılır olmuştu. Kitlerler güvensizliklerini seçimde net olarak ortaya koydu. Devlet bunu tehlikeli bir gelişme olarak gördü. General ve onların denetimindekilerin son dönemlerde PKK alehine sarfettikleri söylem ve uygulamalar aslında Kürd kitlelerini PKK'ye yönlendirme amaçlıydı. Bu konu da başarılıda oldular. Bunu görmemek için aptal olmak gerekir. Bu oyunu hem Kürdistan'ın Güneyinin siyasal önderliği, hem de ABD çok iyi biliyor. Bildikleri içinde buyur tasviye et dediler. Hatta bu kez ABD işin peşini bırakmayacaktır. PKK'yi tasviyesini Türklere dayatacaktır. Bu kötü bir şeyde olmayacaktır. Kürd yurtsever hareketin önü açılacaktır. Türk egemenlik sistemi bunu görmüyor mu? Görüyor! Peki bunca görültü niye diye sorulabilir. Sebebi açıktır. Gerçi her ne kadar Türk devletinin bazı üst düzey yetkililer tehlike algılaması sıralamasında Kürdistan'ın Güneyindeki kazanımları söylediysede resmi söylemde ağırlıklı olan “terör örgütüne karşı mücadele” diye dile getirilmektedir. Aslında söylemin ötesinde bunun bir önemi yoktur. Sadece Güneye müdahale etmenin gerekçesi olmaktadır. ABD, bunu bilmiyor muydu? Bal gibi biliyordu. Bu nedenle kendilerine yol verdi. Buyrun tasviye edin dedi. Kürd Hükümet yetkilileri buyrun dedi. Peki Türkler bu işe girişir mi? Hayır!Ankara'dan çıkan ve dönenin tecrübesinde çok ders çıkardıkları kesindir. O unsurun ABD tarafından paketlenip sahiplerine verildiğinde “bu adamı bize niye verdiler” dedilerse ABD'nin zorlamasıyla PKK'nin tasviye edildiği koşullarda “ABD, PKK'yi bize niye tasviye ettirdi” sorusunu soracaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Bunu düşünüyor ve tartışıyorlar.PKK'nin tasviyesi Türklerin politıkası değildir. Zaten Türk Başbakanın ABD Başkanı George W. Bush ile son görüşmesi sonrası Kürdistan'ın Güneyinin işgal hesapları tutmayınca savaş çığırtkanlıklarının birdenbire dibe vurmasının nedenide budur.Aslında tehlikenin büyüğüde buradadır. PKK „tehlikesi“ni sıcak tutarak onların uzantısı DTP üzerine giderek, onlara işitmek istediklerini söyleterek bunları Kürd halkına kabul ettirmeye çalışacaklardır. Kürd milleti için en büyük tehlikede budur. Kürd yurtsever hareketi bu tehlikeyi görüp önlem almadığı sürece tanık olduğumuz, ama bir türlü alışamadığımız bu oyun sürecektir. Ceremesinide Kürd milleti çekecektir. Anlayana...19 Kasım 2007