Türk Blöfünün Altında, Kuzey Kurdistan’ ın Hibe Edilme Pazarlığı mi Yatmak

 PKK’ nin eş zamanlı Iran ve Türkiye’ ye şikeli saldırısı, var olan gerçekliği bir daha gözler önüne serdi. TC ve Irak Kurdistan’ ın güneyindeki kazanımların devletleşmenin, bağımsız birleşik Kurdistan önadımı olduğu bilincinden hareketle, Kurdistan’ ın güneyine müdahele etmek için piyonlarını harekete geçirip bir realiteyi de gözler önüne serdi.  PKK’ nin eş zamanlı sömürgeci devletlere, Kurdistan’ın güneyine müdahele etme zemini hazırlama senaryolari bir realiteyi gözler önüne serdi. Iran Halkı ve Türk halkının olay ve sorunlara yaklaşım tarzı arasındaki farklılıkları net bir şekilde ayrıştırdı. Doğal olarak Türk toplumu ile İran toplumu arasındaki tarihsel, kültürel, siyasal, toplumsal...vs faklılık toplumun geçmişi,  tarih ve kültürü ile ilintilidır.  İki kültür arasında varolan  farklılık, Türk toplumunun, ucube , ekletik, asimilasyoncu, linç ve talancı yapısından kaynaklanmaktadır.  Türk toplumunun büyük bir çoğunluğunun linç ve talan etme kültürünün kökleşmesi ve son dönemlerde bir histeriye dönüşüp, Kürtlere karşı saldırma histerilerinin depresleşmesi kronik bir hastalığa dönüşmesi artık inkar edilmeyecek bir realitedir.  Bu Realite Kürt, tarafının barışçı güvercinleri tarafından görülmese yada görülmek istenilmesede, bir gerçekliktir. Türk devletinin akıl danışmanları, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Taha Akyol, Mehmet Altan....vs tarafından operasyona karşı çıkılsada, Kürt halkı ile Türk halkı arasındaki derin uçurumları kapatmaya yetmemektadir. Nihayetin de TC’ nin akıl danışmanları, TC’ nin Kurdistan’ in Güneyine yapacağı operasyonları, TC’ nın çözülüş günün yakınlaştıracağının bilinci ile hareket edip, Kürt sorunun başka yöntemlerle hal edilmesini öneriyorlar.  Barişçı Kürt Güvercinleri bunun farkında olmamaları mümkün değil, ama esas kaygıları, Sömürgeci sistem içersinde sahip oldukları imtiyazlardır. Bunları bir yana bırakıp linç ve talan etme histerileri ile hareket edenlerin toplumsal yapılarına bakınca, bu kesimlerin Türkiye’ nin dıştalanmış, yoksulluk sınırlarının altında yaşayan, ulusal gelirden yararlanmayan yada karın tokluğuna yararlanan geniş bir toplumsal katman karşımıza çıkmaktadir.  Türk bayrakları ile Kürt bireyini gördüğü yerde linç etmeye çalışan, sürü güdüsü ile hareket eden bu geniş tabaka, kendi toplumunun elit tabakası tarafından da insan yerine konulmayan, horlanıp aşağılanan, dışlanan, küçük görülen bu geniş kesim kendi ezilmişliklerini başkanlarını linç ve talan etmekle rahatlama çabası içersindedirler. Türk toplumunun en küçük bir spor müsabakasını ulusal-milli onura dönüştürenlerinin altında, ezilmişlik, dünya uygarlık ailesine, talan, barbarlık, yağma, öldürme, linç etme dışında hiç bir değer katmamasından kaynaklanaktadır. Her toplum halk şu veya bu şekilde insanlik ve uygarlığa şu yada bu miras vermekle övünürken Ya devşirilen, ekletik Türk toplumu? Sorunun temeli burada, Kürt ulusal sorunun barışçi yol ve yöntemlerle çözülemiyeceğinin cevabı bu soru içersinde yatmaktadır. İktidar tarafından sürü perspektifi ile yönetilip yönlendirilen Türk toplumu, Kürt halkını linç ve talan etme histerisi ile sokaklara dökülmesi ve buna karşın kendilerini, demokrat, islam, liberal, devrimci, solcu-sağcı, Kürt dostu diye lanse edenlerin, bunlara karşı barikat oluşturmamalarının temelinde bu etkilenme yatmaktadır. 1990’ lı yılların başında, Kürt ve Türk toplumları arasında başlayan temel ayrışma, Kürt halkının ana hedef ve amaçlarını ortaya koymasına rağmen, yaşadığımız süreçte, maalesef bu ayrışmayı ortadan kaldırmak ve Kuzey Kurdistan’ ı Türkiye’ ye hibe etmektir.  Aylardır, ABD, Türkiye, Irak, Iran ve Güney Kurdistan hükümetleri arasında sürdürülen gizli pazarlıkların birden bire sıcak çatışma blöflerine dönüşmelerinin altında ne yatmaktadır sorusu akıllara durgunluk vermektedir. Türk toplumun linç- talan ve sürü güdüsü ile hareket etme avantaji , Türk devletine, Kuzey Kurdistan’in Güney Kurdistan’ daki gelişmelerden etkilenmeme, Kuzey Kurdistan’ın Türk’ ın arka bahçesi olarak bırakılması pazarlığını mı yatmakatdır? Bu soru beni ciddi bir şekilde kaygılandırmaktadır!