بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

KERKÜK PAZARLIK KONUSU EDILEMEZ.

Siz Kürdistan'in politik iradesini tanimayabilirsiniz, topraklarini istediginiz parçalara bölebilirsiniz, söz konusu cografiya halkini krimdan geçirerek, asaglayarak, demografik yapisiyla oynayabilirsiniz ve hata o topraklarda politik hakimiyet'de kurabilirsiniz. Ama o toprak parçasini göçertiginiz insanlar gibi ortada kaldiramazsiniz. Bütün isgalcilerin yaptigi gib alt üst zenginlik kaynaklarini büyük sehirlerinize akitarak ve metropollerinizde gökdelenler dikerek bir zaman daha eylenebilirsiniz. Fakat isgalci oldugunuzu ve bir gün mutlaka o topraklardan kovulacaginizi asla unutmayiniz.Cünkü Kürdün diline, felsefesine, özüne ve efsanelerine yabancisiniz. Cünkü jenosid, iskence, irkçilik, inkâr, yasak ve yalan anladiginiz tek dil oldu. Simsekleri Kerkük üzerine çekerek, Kuzey Kürdistan'daki isgalinizin gündemlesmesini bir süre daha geciktirmekle kurtulamayacaksiniz. Kibris isgalinden, Ermeni jenosidinden kurtulamadiginiz gibi. Anlasilan odurki, kuvvetli bir devlet ve orduya sahip olmayan Kürtlerin ve Kürdistan cografyasinin önemli bir bölümünün halen islenmemis olmasi çevre devletleri için sahipsiz bir ganimet olarak degerlendiriliyor. Kerkük'ün petrol rezervleri Kürdistan'in merkezilesmesinde cazip bir isleve sahip olacagi endisesi söz konusu ilgiyi dahada artirmistir. Fakat Kürdistan'in birinci dünya savasi yillarinda, konjonktürün etkili gücü ve düzenleyicis Ingiliz ve rakibi suç ortagi Fransiz emperyalistlerin önderliginde parçalanarak dürt devlet arasinda son derece haksizca bölüstürülmesi ve birbiriyle akraba milyonlarca insanin tel örgülerle, mayinli sinirlarla birbirinden koparilip 21.asra tasirilmasi 90 yillik bir utanç ve insanlik trajedisi olarak daha fazla çözümsüz kalmasina Kürt cellatlari disinda kimse razi olmayacaktir. Ingiliz ve Fransizlar isgal ettikleri topraklarin tümünü uzun vadede kontrol edemeyeceklerini biliyorlardi. Isgal sinirlarini biraz daraltarak, modern sömürgecilikle birlestirip daha bir kontrol eder hale getirmeleri için, dönemin güç dengelerini-de hesaba katarak riskli bulduklari belli yerleri olusturduklari Türk, Acem ve Arap kukla devletlerle idare ederek onlarin lehine geri çekilmeyi çikarlarina daha uygun bulmuslardi. Sömürgecilere karsi gelisen Kürt isyanlarin her seferinde kanla bastirilmasini görmezlikten gelen Ingiliz, Fransiz, Rus ve benzerlerin sesizligi söz konusu devletlerle tarihi ekonomik, askeri antlasmalarin bir örünü olmaya devam etti. Dikkat edilirse bahsi geçen devletlerin Kürdistan'inin dürt parçasina karsi tavirlarindan halen olumlu köklü bir degisiklik yasanmamistir. Söz konusu dönem'de türkmenlerin geneli Baas rejiminden yana tavir aldiklari biliniyor.Türk devletin yönlendirmesiyle sekillenen bu siyaset, TC'nin Kerkük Konsoluslugu ve belli illegal birimlerle yürütülüyordu. Turancilar petrol sirketi (I.P.C.)nin önemli bir nufuza sahip türkmen aileleri üzerindeki etkisi, dolayisiyla kürtlerin üzerindeki baskinin çok tarafli olusmasi ve Kürtlerle Türkmenler arasinda sorunlarin çikmasina neden olmustu. Bazi önemli noktalarda, güvenlik birimleri içinde odaklanan türkçü Turancilar ortami gerginlestirmek için çok yönlü provokasiyonlar örgütlemekten geri durmuyorlardi. Ayrica Kerkük'te 14 Temuz Devriminin birinci yil dönümünde baris ve cosku havasinda gerçeklestirilmek istenen etkinlik isgalci güç ve parali katillerin provokasiyonuyla kana bulanmisti.Türk devleti bugünde Kerkük'te parali askerleri olan Irak Türkmen Cephesi ve özel görevli timleri vasitasiyla benzer oyun ve tertipler içindedir. Simdilik sözkonusu dönem uzun bir yazi konusu oldugundan dolayi kisaca deginerek ve geçmis provokasiyonlardan bir örnek alintiyle birlikte derledigim yaziyi aktariyorum. "Barzani gerçeklestirdigi ziyaretlerin birinde Ikinci Firkanin karargâhina ugradi ve Kasim 1958 tarihinde buradaki ordu evine konuk oldu. Hidayet Arslan isimli bir Turanci subay, Barzani'yi tasiyacak olan helikoptere zaman ayarli bir bomba yerlestirdi. Fakat Kürt subaylardan birinin bunu ögrenmesiyle suikast plani bozuldu. Bu olayin ögrenilmesinden hemen sonra Turanci subay bir kalp krizi geçirerek kin ve nefretiyle birlikte öldü. Bu olay Kerkük'te yildirim hiziyla yayildi. Az kalsin kanli bir felaket yasanacakti." "KERKÜK OLAYLARI""Kerkük sehri bir çok nedenden dolayi önem kazaniyor. Bunlarin en önemlisi de büyük bir petrol rezervine sahip olmasidir. Ayrica bir ekonomik merkez olmasi da önemini arttiriyor. Bu yüzden diger Kürt sehirlerinden çok daha fazla Araplastirma tehdidi altindadir. Cografi konumu da önemini arttirici bir unsurdur. 1975 yilindan sonra uygulanan yüz kizartici irkçi politikalardan önce Kerkük sehrinin Yüzde Seksen'i Kürttü. Geri kalanini ise Arap, Türkmen ve Asuri'ler olusturuyordu. Eger Irak Hükümetleri istikrarli politikalar uygulasalardi, bir kardeslik sehri olabilirdi. Ama su anda, Araplastirma, etnik temizlik, baski ve demografik yapiyi degistirmeye dönük politikalarin sembolü konumundadir. Hiç kuskusuz Kerkük sehri Kürdistan'in kalbi sayilir.Bu yüzden kindarlar ve sovenistler bu sehri gasp etmeye ve nüfüs yapisini degistirmeye çalisiyorlar. Hatta Ingiliz emperyalistleri de Birinci Dünya Savasi'ndan sonra Seyh Mahmud Berzenci liderliginde Kürdistan devletinin kurulmasini kabul ettiklerinde, Kerkük'ün Kürdistan'in sinirlarina dahil edilmesine onay vermemislerdi. Kürdistan Halkinin, topraklarindan çikarilan Kerkük petrollerinden payina düsen, acilardan, zulumlerden, katliamlardan baska bir sey olmadi. Bagdat Hükümeti petrol karsiliginda ölüm kusan silahlar satin alarak bu silahlari Kürdistan'da kadinlara ve çocuklara karsi kullandi. Buna karsilik Irak'in diger bölgelerinde üniversiteler, hastaneler açti. Yol yapti. Bu bakimdan, Kürdistan petrolü Kürdistan Halkina yikim getirdi, desek gerçegi ifade etmis oluruz. Kerkük'te uygulanan Araplastirma politikasi yeni bir sey degildir. Ancak Baas rejiminin yaptiklari utanç verici olmasi hesabiyle önceki rejimlerin tümünün yaptiklarinin ötesindedir. Baas Partisi ilk defa 1963 tarihinde iktidara geldigi zaman, güvenlik gerkeçesiyle Kerkük çevresindeki yirmi üç Kürt köyünü bosaltti. Onlarin yerine Seyh Havvas Sadid'l birlikte Arap ailelerini bu köylere yerlestirdi. Bu mesele 1966 tarihinde yapilan görüsmler esnasinda üzerinde siddetle tartisilan bir konuydu. Bezzaz ve Evfa Tahir Yahya bu Arap ailelerin önceki yerlerine nakledileceklerini ve bu köylerin yasak alan ilan edileceklerini, petrol sirketinin merkezine çok yakin olmalari nedeniyle ne Arap ne de Kürt hiçbir ailenin buralara yerlestirilemeyecegini vaat etti."Kerkük sehri son olarak 1970 tarihinde baas Partisi'yle yapilan görüsmelerde de ihtilaf konusu oldu. Sonunda 1957 yilinda yapilan nüfüs sayiminin esas alinmasi üzerinde görüs birligine varildi. Ancak Baas Partisi nüfüs sayimi kayitleri üzerinde tahrifatta bulundu.11 Mart Antlasmasi'nin imzalanmasindan önceki görüsmelerin birinde Abdullah Selum, Samarrai toplantiya katilanlara bir soru yöneltir." "Ben diyorum ki Kerkük Kürt degildir. Kim bunun aksini ispat edebilir." Bu söz üzerine ortam bir anda gerildi. Barzani sinirli bir sekilde ona su cevabi verdi: Kerkük ezelden beri "Kürt'tür. Senin bu sözlerin hiçbir tarihi gerçege dayanmiyor. Isteseniz de istemeseniz de Kerkük Kürt kalacaktir. Kerkük konusu pazarlik konusu edilemez. Bir daha böyle bir söz duymak istemiyorum. Kerkük için hertürlü bedeli ödemeye haziriz."Baas rejimi Mart Antlasmasi'ndan sonra önceden hazirlanmis planini yürürlüge koydu. Kürt isçileri petrol sirketinden, kola sirketinden ve diger kurumlardan baska bölgelere nakletti. Buna karsilik onlarin yerlerine Araplari yerlestirmeye basladi. Bunu yaparken kendisinin uydurdugu nüfus sayim kayitlarini gerekçe gösterdi. Bu Araplara her türlü imtiyazi tanirken Kürtlere baski uyguluyord, onlari Kerkük'ten uzaklastiriyordu. Iki tarafin da Kerkük'le ilgili tavrindan taviz vermemesi üzerine 11 Mart Antlasmasi hayata geçirilemedi ve 1974 yilinda savas yeniden basladi. 1975 yilindan sonra, Eylül Ayaklanmasi'nin basarisizlikla sonuçlanmasi üzerine rejim kendini daha özgür hissetmeye basladi. Irkçi sovenist uygulamalarina hiz verdi. Sadece Kerkük'ün demografik yapisini degistirmekle kalmadi, bu uygulamasini tüm Kürdistana tasidi. Rejim bu alçak politikalariyla, Arap ve Kürt Halklarinin akibeti üzerin de gerçeklestirdigi tahribatlarla basarili oldugunu düsünüyor olabilir. Ama ben rejime sunu hatirlatma geregini duyuyorum: Basarisi geçicidir. Er veya geç kendisi gibi bu uygulamsi da ortadan kalkacaktir. Tarih, yöneticilerin geçici, buna karsilik halklarin kalici oldugunu kanitlamistir. Özellikle irkçi ve zalim yöneticilerin zevali ise kaçinilmazdir. Bütün Kürtlere ve gelecek kusaklara sunu tavsiye ediyorum: Aklinizdan çikarmayin ! Kerkük'ü ve Kürdistan'daki bir çok bölgeyi Araplastiran Baas rejimidir. Bunu da salt kör irkçiligi nedeniyle yapmistir. Kürdistan'daki Araplastirma uygulamalarina son vermek için var gücünüzle mücadele edin. Kerkük'te bir Türk azinligin bulundugu gerçegini kimse inkar edemez. Bu bir realitedir. Ama bunun yaninda Asuri azinligi da vardir. Bazi Araplar da Cuveyha bölgesinde yasarlar. Bunlar geçen yüzyilin ortalarinda Mithat Pasa tarafindan buraya yerlestirilmislerdir. Türkmenlerin Kerkük'te ve Kerkük'e bagli bazi ilçelerde çogunlugu olusturduklarina dair sözleri isitiyor ya da okuyoruz. Bu noktayi tartismak istemiyorum. Cünkü yerle gök birbirinden ne kadar uzaksa bu iddia da realiteden o kadar uzaktir. Diyelim ki bu iddia dogrudur. O zaman Kerkük'ün Kürt topraklarinda yer aldigi, Türk topragi olmadigi gerçegi açik bir sekilde kabul edilmelidir. Bununla beraber Türkmen kardeslerimiz bir etnik azinlik olarak her türlü haklardan yararlanmalidirlar, diger azinliklarla birlikte onlarin da haklari verilmelidir." Not: Kerkük olaylari baslikli yazi, Kürdistan Bölge Baskani sayin Mesud BARZANI tarafindan kaleme alinan, "BARZANI ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi" adli eserin birinci cildinden derlenmistir. [email protected]

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.