بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 26 Gul 2010

Daha evvelki bir yazida, tarihi arastirmaya merakli olanlara esasli bir ipucu vermistim; insallah okuyanlardan ilgilenenler cikar.
Aslinda bu husus, tarihi olgulari aciklamaktaki bilgi-info-metodoloji eksikliklerimizin mazereti olarak ortaya cikan " kahramanlik menkibeleri" naklinden cok farkli, koklu; ve gelecek kusaklara deger tasiyan sirlarin dikkatli desilmesiyle ortaya cikarilacak zevkli ve onurlu bir ugrasi addedilmeli derim.

Simdi,Anadolu halklarinin bagimsizligina gidecek yolu Ittihat ve Terakki, verdigi aptalca kararla, Almanyanin safinda savasa girmekle acmisti aslinda.

Ve Rusya'nin muhtemel isgal korkusunu engellemek icinde potansiyel muttefikleri addedilme noktasina gelinen Ermenileri temizleme karari aldilar; gerci temizlik kararinin altinda, dusunceme gore Balakn savaslarindan kacan soylarina ihanet eden Musluman Slavlara yeni bir vatan yaratma planida bulunuyordu.
Ama netice itibariyle, Ittihat ve terakkinin korktugu basina geldi; Ermenilerin yokedilmesine ragmen Rusya henuz daha savasin ikinci yilinda Kurdistan ve Pontus'a girmisti bile.

Burada yapmak istedigim, Rusya faktorunun, Anadolu halklarinin kurtulusuyla olan dogrudan ilintisine deginmek,ki bu ilinti adeta determinist bir surec olarak isliyordu, anlayana elbette...
Rus isgali sirasinda, Ermeniler jenoside ugramamis olsalardi dahi, daha farkli bir manzarayla karsilasalibilirdi ama elimizdeki tum veriler, zamanimiza kadar yasanan surec, mesela Kurd milletinin bu vartada ortaya devlet cikarabilecek durumda olabilecegine isaret ediyor; hatta Kurd halkinin asiret yapisi ve dini farkliliklarinin milliyetciligin kitlelere mal olmasindaki zorluklari besleyen sosyal faktorlerin varligina ragmen, ulkede savas sonrasi kalici bir Rus isgali halinde, devletlesmeye zorakide ite-kaka da olsa tahvil edilebilecek potansiyelin olusmus olabilecegini soylemek mumkun.

Soyle bir dusunelim; savas devam ediyor, henuz 1916 da Ruslar Anadoluya sokulmuslar, Osmanli buyuk ihtimalle 1918'i bile goremeden teslim olabilecek duruma gelecekti; yahut ta diyelim, surec normal isledi ve savas 1918 de bitti; dusunelim acaba Rus ordulari nerelere kadar gelecekti ?

Yani demem odurki, Sovyet devriminin dunyada yarattigi yenilikci sosyal-politik ruzgar, yeni bir dunya kamplasmasi vs nin ilk kurbani, basta Kurd halki olmak uzere Anadolunun diger yerli halklari olmustur.

Ve de ilk faydalanani olan Turkiye Cumhuriyetinin, yani su an Misaki milli dedikleri sinirlar icersindeki devletin ise, varligindan bile soz edilemeyecek, ya da Rusya-Ingiltere ikilisinin tanzim edecekleri bicimde, Istanbul -Trakya ile marmara uzantilarinda bir bolgede Osmanli varligini devam ettirebilecekti( veya bir baska isim altinda).
Ne oldu, Anadolu yerlileri yok edildi, yoktan, tamami muhacir olan yabancilarin olusdturdugu yeni bir devlet kuruldu.
Bolsevikerin iktidari alamadiklari bir Rusya, Anadoludaki isgalini surdurecek, her bir noktada konuslanmis olan Osmanli ordusunu tasviye edecek, ne Yunanli-Rum'un karsisina cikacak, ne son Ermeniyi kesecek, ne Pontusu bitirecek, ne de Kocgiride topal osman vs Kurdleri katledemeyecekti.
Ne bir Samsun, ne Sivas -Amasya kongreleri falanda olmazdi; o yogun Rus askeri isgali ve de yine bu guc tarafindan desteklenmesi kesin olan Ortodoks halklar Rum ve pontuslular)yurtlarinda kalacaklardi .

Bu durumda, her ne kadar- bizim Kurdlerin geleneksel olarak dusmanlarina saygilari( asiret degil, turk-fars iikilisine) ve islami yonleri mutad bir Musluman kardes tuzagina dusulebilecek sartlari tasiyorsa da, iste bu noktada Kocgiri'yi yaratan dinamikle ile Cibranli Halid Bey'in orgutlenmesi olumlu neticeler getirebilirdi.

Ama Sovyet devrimi, Rusya'nin tamamen domestik politikalara donmesini getirdi; isgal kaldirildi. Rusya icine kapandi ve ustelik Lenin, iktidarini saglamlastirmak icin , guney sinirlarini ( Osmanli) saglamlastirmak ve ayni zamanda da kendine mal ettigi " uluslarin kendi kaderlerini tayin hakki" soyleminin onune bir de " anti-emperyalist" ibaresi kondurarak, Mustafa Kemal'i destekledi.ve yeni turkiyecilerin onunu sonuna kadar acti, bir de silah yardimi yapti.
Burada gercektende Kurd halki icin buyuk birt sanssizliktan bahsedilebilir.Pontus ve Rumlar icinde elbette.
Kurd halki lehine, Kurd halkinin siyasal orgutlenmelerinin bile katkilarina gerek kalmaksizin cok pozitif baslayan savas sureci, Sovyet devrimiyle tamamen ziddina dondu.

Iste bu noktada , birden destek ruzgarini ardina alan Mustafa kemal hareketine karsilik Kurd siyasi orgutlenmesinin niteliginin onemi ortya cikiyor; ve yine, Halid Bey'in bagimsizlikci planlarina kaynak olabilecek sosyal dokunun niteligi daha bir onem kazaniyor.

Bu sosyal doku, sadece Milli karakterin orgutlenmeye giden surecteki zayifligi degil, ayni zamanda da bizatihi orgutlenmelerin( yalniz Azadi degil, Kocgirideki spontane hareketin yapisida onemli) ideolojik yapisini gelsitirebilecek lider kadrolarin dunyaya bakislarinida menfi etkileyecek faktorleri yaratiyordu.
Ve uzun lafin kisasi, bizzat Emperyalizm, Sovyet devrimim sanssizligina ragmen Kurd halkinin onculerine bagimsizlik firsati verdi ama yukaridaki sebeblerden oturu bu altin firsat degerlndirilemedi.
Sovyet devrimi ile Kurd halki ve durduk yerde ortaya cikan celladi Turkiye Cumhuriyetinin varligi arasinda , Kurdlerin aleyhine dogrudan ve reel bir baglanti var goruldugu gibi.

Belki ilgilenen olur genc kardeslerimden, daha da arastirirlar diye yazayim dedim.Dahada gelistirebilirim bu arastirmayi ama kaynak zorlugum var, bir de takatimi asan konular bunlar, ben fikri vereyim de, belki arastiran olur.

Hasan Dogan'a bir not:

Hasan bak ne yazmissin:

"senin Sex Mahmud´un Bagdad tan ingilizler tarafindan Suleymaniye´ye vali olarak atanmasi örnegini veriyorsun.!!! Iste ayri dustugumuz seyler sorunlara yaklasim mantigidir. Söz konusu dönemde ingilizler iraka egemen degilken gelip Suleymaniyeye vali atamasini iliski olarak yorumlarsan varacagin sonuclarda yanlis seyler olur. Bu atamaya Sex Mahmud´un tavri Kurdistan Kiralligi olarak verilmisken neden nicinler daha iyi anlasilmazmi????"

Hasan arkadas, Seyh Mahmud " governer" yani bir nevi vali olarak,Ingiliz ve Osmanli tmsilcilerince 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros mutarekesinden hemen sonra, Kasim ayinin sonlarina dogru " tayin" edilmistir, Ingiltere tarafindan. Hukumdarlik girisimleri ise sonradir, malum.

Irak'a Ingilizlerin egemen olmadigini yazmissin; atiyorsun bilip bilmeden. Ingiltere Bagdad'i 1917 Mart-Nisan aylarinda zaptetmis ve orada zaten tum ofislerini kurmustu. Seyh Mahmud'u da iste bu yuksek komiserlikten tayin ettiler oraya. Ingiltere sadece Guney Kurdistan'i isgal edememisti, orada hala Osmanli birlikleri vardi; orayada, yukarida dedigim gibi Mondros mutarekesinden sonra girdiler.
Bilmedigin hususta hem israr ediyorsun, hem de aklin sira bana ders veriyorsun; merak etme, burada tek cahil sen degilsin, cok kalabaliksiniz, cook .

selamlar

Canbek

"Bilmedigin hususta hem israr ediyorsun, hem de aklin sira bana ders veriyorsun; merak etme, burada tek cahil sen degilsin, cok kalabaliksiniz, cook ." Canbeg, Ez bawer dikim yê herî nezan tu yî. Tu ne dîroka xwe nas dikî û ne jî xwe. Pêyvên jor yê te nîn. Yê kû di vî malperê de gengeshîya dishopînin ji te zanatir in. Bi peyva bavê xwe dikarim bejim ku;'xwedê aqil û fahm bide mirova, ger neda shelpeze dibe" Tu bixwe jî di teksta xwede dibejî ku ez zede niaznim le ez dixwazim rê vekim. Ger tu nizanî tu chima ji insanê ku li vira dinivisîne ji wanere dibeî nezanin û gellek in. Bi rastî yê herî nezan tu yî. Bi Tirkî ku bejîm tû zir cahîl î. Mirov ku perwerdebunê ji Tirkan bigre û di nav wane de mezin bibe cahîlîya --nezanistî ya- xwe jî ji wana digre. Tu însanek ne bi rêz î...Te dest pê kir ji hemedê xwe derketî û serokatîya Netewa Kurdre 'Ehmaq'got' Nuha jî ji rezdarên virare...'cahil'dibejî û zircahîlîya xwe vedisherî. Neyse dirêj nekim. Li ser hemdê xwe binivisîne ku faydeyek te bigehîshe me.

Bunca yazdim, butun anladigin yukariya gectigin satirlarmi ? hadi bana karsisin, bari su yazdiklarimda hic mi goze dise dokunur bir sey bulamadin be adam; ulen senin gibi haybecilerin beslenme kaynagi, kavga gurultu ortami, anlasildi artik.kavga olmadan rahatiniz yok, akilda fikirde de zaten bi halt yok ! Ne yazdigini pek anlamasamda, sana su kadarini soyleyeyim; ,Kurdlugu ne senden, ne de benzeri yoldaslarindan ogrenecek durumda degilim.bana topunuz viz gelirsiniz... Ayrica sende azicik terbiye olsa, daha evvelki ricami goz onune alir, bana anladigim somurgeci dilinden hitabederdin, he he anladik, kurdceyi iyi konusuyorsun ama eninde sonunda boynunda egreti bir yafta gibi siritiyor, cabalarin komik bir poz gosterisinden ote anlam tasimiyor gozumde. Kurdce okuyup yazamayan bana, surekli, israra ragmen, yukariya Turkce pasaj asip, daha sonra yorumu Kurdce yapmak, ancak sana , senin gibi kalin kafalilara uyan bir tepki bicimi olsa gerek. ne yapacaksin yazilarimi okuyup, sen ogrenecegini ogrenmissin zaten; kafanda kurdugun zirha, degil benim laflarim, tanksavar roketi bile islemez alimallah, belli ki ne belli !

Ez nizanim ev camêr Tirk e an Kurd e. Ger Tirk e; ji peyvan jî xwîya dike ku ne camêr û ne jî mêr e. Ger Kurd be; bibîne halê me Kurdan û xwelî li serê mêran. Ebdillah digot ez peyxamber, ez ji mêran mêrtir...ez û ez û ez.... Canbeg jî ji Ebdillah xirabtir. Zimanê shirîn marê resh ji holê derditîn e. Zimanê Canbeg, ji marê resh xirabtir e. Zero zero di destte ma zero. Bi rastî dema ku bavê min bi insanên beredayîre diaxfî di peyvek te mabesta xwe danî ziman û digot;'hirrr' Radibe ji însanê ku tevlî babetan dibe ji hemuyanre cahîl,nezan dibeje. Berî dide dîroke ji merxasenre; 'ehmaq'dibeje le wek teralen xwe li ba dike tê û diche. Dibêje bi zimanê dagirkeran bi minre biaxfe û ihtiram bigre. Na, zimanê min ji ziman direjîya te bashtire. Zimanê min rêsen e. Mirov ku tishtek dizane bi camerî parve dike ne bi qeshmerî. 'be adam; ulen senin gibi haybecilerin beslenme kaynagi.....'cart û curt. Zimanê Kurdî destur nade ez bersiva vî beredayî yê bidim. Dema ez zarok bûm;golikvan bum. Di germa havînê de dema ku tînê dida pishta golikan û vizik li ser wan kom dibun;mozdikirin. Dochik li pishtê dikirin xelek û dibezîyan. Ne bostan, ne ji bax û bostan dihishtin. Lê diqelibin herderek xira dikirin. Nuha jî Canbeg li Newrozê qelibîye xwe star ke. Ewê ne etik bimine û ne jî helwest. Yezdanê Dilovan me ji erisha Canbeg durbixîn e. Shur û mertal kiriye destê xwe û diqire; "bana topunuz viz gelirsiniz..." Kuro Canbeg, bi rebê te be ku di turikê minde peyv reng bi reng e.Kurdîya min bi kêmasî be jî, ez bi kêfxweshî bi peyvan dilîzim. "...ancak sana , senin gibi kalin kafalilara uyan bir tepki bicimi olsa gerek...' ' Peh, peh peh Kirizogli Mistefa beg... '....ne yapacaksin yazilarimi okuyup, sen ogrenecegini ogrenmissin zaten; kafanda kurdugun zirha, degil benim laflarim, tanksavar roketi bile islemez alimallah, belli ki ne belli !" Teh teh teh....

Sayın Canbeg Eğer gerçekten kavga etmiyeceksen , meydana gel demiyeceksen tartışmaya değer bir konu üzerinde uzun uzadiye tartışabiliriz.Zaten amaçta bu değilmi ? Böylesi bir tartışmaya ihtiyacımız yokmu ? Var diyeceğine eminim. Anladığım kadarı ile eğer Ruslar ilerlese ve Yunanlılarda zaferle çıksa idi Ermeni ve Pontus katliamı olmuyacaktı demişsiniz.Burası doğrudur.Fakat eğer Kürdlerde bu hengamede bir devlet sahibi olurdu diye beklentiniz var ise bu yanlıştır.Harita şöyle çizilecekti o zaman ; Karadeniz pontus ve kısmı Ermenistan olacaktı.Ege, marmara ve içanadolu yunanlıların olacaktı.Ki bu onların vatanıydı olabilirdi.Belki marmamarda minnacık bir türk devleti olurdu Buda canları sıkıldıkça pataklamaları için olabilirdi.Neyse bu bizi pek ilgi- lendirmiyor.Kürdistan yerine Metina dağlarına kadar Ermenistan olacaktı çünkü Kuzey Kürdistan a Batı Ermenistan dedikleri sır değildir.Güneydede Mérdin Çolamérg ve Ruha şeridide Asuri devleti olacaktı.Kim ne derse desin harita bu olacaktı.Peki Kürdlere ne olacaktı ? Tarihten silinip gidecekti.Öyle bunlar soykırıma uğradı, kayboldu şeklinde kimsede ne ağlıyacak ve nede peşine düşecekti.Bana hayal kuruyorsun diyebilirsin.Olabilir lakin ben Garo Sasoniyi ve Abdurrezzak Bedirxanı okuyunca bunu rahatlıkla görüyorum.Mesela Garo Sasoniye göre orası Batı Ermenistandır.500 bin Kürdden sadece 100 bin Kürd kaldı diyor.Abdurerrezzak Bedirxan ise resmen Rus tarafında geçip onların ordularıyla ilerliyor.Belki bir Kürdistan hayal ediyor.Lakin Kürdler üzerinde uygulanan acımasız soykırımın sadece şahidi olabiliyor.Yani başkada bir şeye sahip olamıyor.Yine bir başka delil , Şu anki Ermenistan daki Kürd sayısı ilk kurulduğu yıllardaki Kürdler ile aynımıdır ? Orda hatırı sayılı bir Kürt kitlesinden geriye ne kaldı ? Ya sürüldü, yada kırıldı... Güneyde böyle bir şey olmazdı diyenler İngiliz desteğinde Asurilerin Kürdlere saldırdığını ve yenilgi aldığını herhalde duydunuz. Kısacası eğer Lenin sovyet devrimini yapmasaydı Kürd Mürd diye bir şey kalmazdı.Sırf bu nedenle Bıji Lenin dersek pekte haksız sayılmayız.Fakat kürdlerin yerine Mısto Kemali desteklemesi ise Ulusların kaderi tayini hakkında dürüst olmadığını gösteriyor.Zaten onrdan sonrada ulusların kaderi tayin hakkı yüksek sovyet çıkarları şeklinde olmuştur. Mesela 1920 lerde Yunan falan denize döküldü deniyor ya, işte buna milli kurtuluş diyorlar.O sıra Kürdler Tırkoya arkadan vursaydı hiçte fena olmazdı Yunanlılar kendi topraklarını alırlardı, Kürdlerde kendi topraklarını diyeceğim ama peki Rusların o sıra kuzeyden girmeyeceği üzerine kimse garanti verebilir mi ? Yada Farnsızların veya İngilizlerin güneyden saldırıya geçmemesi üzerine bir garanti varmı ? Şimdi Kürdistanı sadece bir devlet, Ya sadece İngiliz Yada sadece Franszı işgal etseydi belki 50-60 yıl sürersi ama bölünmeden ve tek bir Kürdistan kalırdı.O da bir şekilde devlet olurdu.Tabiki bunlar varsayım Şeyh Mahmud Berzenci nedense tartıştığım her Kürd ile aramda sorun oluyor. Şeyh Mahmudu İnglizler desteklemiş kral etmişler ama rahat durmamış Osmanlıya bağlanırım demiş ve bu nedenlede İngilizler sürgüne yollamış ! Şimdi böylemi durum ? Hayır Kürdler başlangıçta itidallı yaklaşıyorlar.Fakat İki krallık yerine Kürdlerin Irak denen uyduruk bir devlete ve onun kralına bağlacağını öğrenince Şeyh Mahmud ayaklanıyor.Barzanilerde bu konuda huzursuzdur.Zaten İngliz ordusu ile Türk ordusu iç ieçedir.Lütfen çekilirimisin sör ? diyen İngilize ordaki Türk ordusuda tabii azizim diyen bir konumdadır.Ve çekiliyorda en azından ordaki görev yapan İngiliz subaylarının anılarındanda bunu görmek mümkündür.Peki neden böyle oluyor ? Petrol İngilizleri ilgilendirirken Türküde Kürd meselesi ilgilendiriyordu.Şöyle varsayalım acaba tüm yabancı güçler Kürdistanın komplesinden çekilseydi ve Mustafa Kemale buyu Kürdistan baştan sona sizin devlete bağlansın desyedi, Acaba Musatafa Kemal kabul edermiydi ? Yine kabul etmezdi.Çünkü büyük lokma boğazımızda kalır ! derdi.Nitekim benim duyduğuma göre (nerden duydum acaba ?) Ruslar bkaüye kadar olan yeri bırakma niyetinde iken Mustafa Kemal pek yanaşmamıştır.Büyük lokma boğazda kalır demiş tir. Peki varsayımları bir kenara bırakalımda aslında neler oldu ? Ruslar çekildi ve muhacir Kürdler tekrar kuzey Kürdistana dödüklerinde neleri gördüler ? Tamamen yakılmış bir coğrafya ve kırımdan geçirilmiş bir milleti gördüler.Geriye gelenlerin açlıktan kırıldıkları üzerine bilmem hiç hikaye duydunuzmu ? Açlıktan ağaç yaprağı yiyenlerin bağırsaklarının düğümlendiğini karınca yuvalarından bir avuç buğday aradıklarını hiç duydunuzmu ? Mesela ben dedemin sadece ayran çorbası yapın dedikten sonra , Muhacirliğin ne demek olduğunu çok iyi bilen nenemin kızarak cimriliği tuttu bu adamın diyerek koyun kestirip etli pilav ziyafeti çektiğini duymuştum.Güya iyilik yapan nenem bir bakıyorki çocuk ve ihtiyardan oluşan bu muhacirler kıvranıyor.O sıra gelen dedem ancak sabunu suya karıştırıp ve belki bu şekilde kurtulurlar dediğini ama buna rağmen bir kaç kişinin öldüğünü duymuştum.Yine serhadlı muhacir kadın yolda ölmüş ve bebeği yanınd ağlarken dedemin geitirip neneme ezmdirdiğni duydum.Onun gibi belki onlarca çocuk yetişmiş bizde.Bunların bir kısmını piri fani olarak gördüm.Bu konuda Nuri Dersimi de açlıktan ölenlerin ve Kürdistan ın halini yazdığını hepimiz biliyoruz. İşte şartlar bu ! Yine uluslararası diplomaside kimse Kürdleri muhattap almıyor ve temsil hakkı tanımıyor.Geriye kaldı bir askeri ve birde milli duruş ! Peki o ne alemde ? Xalıt Beg ilk olarak Xormeklilere öneri götürüyor. Cevap ? Biz Kürd değiliz falan filan birde ihbar ediyorlar.Erzurum Madragından Selim Beg "éééé Xalıto ji doza tıştan dıke !" diyor.Bir başkası yeter değilmi? Tosbağa ve kurbağa eti yedik ? diyor.Artık bir daha savaşmak kim biz kim ? Böylesi bir ortamda en iyisi sağlam örgütlenmek ve dış bağlantılar kurmak değilmi ? Her ulus bunu yapmıyormu ? Tabiki Tırko erken davranıp Xalıt Begi kelepçeleyip önüne katıyor.O sıra bir Kürd köylüsüne git bana begin 100 altın göndersin diyor.(50-100-150 ve 200 altın olarakta söyleniyor) Peki beg nasıl yanıtlıyor ? Cevap yok ve sohbete devam ediyor.O sıra dayanamıyan oğlu devreye giriyor.Baba Xalıt begin altına ihtiyacı yoktur diyor.Adam istiyor ! Beg ise oğluna tamam tamam anladım.Sen beni aptalmı sanıyorsun ? yani yardım etmiyor. Bu beg kim ? Oğlu kim ? Beg ihanetine devam ediyor.Sonra pişman oluyor tabiki ama oğulları ise babalarının inadına yurtsever kalıyorlar ve destan yaratıyor lar.Düşünün baba hainleşiyor, oğulları ise vatansever oluyorlar.Durum böyle iken ne olacak ? Birde bu ara bir şansızlıkta oluyor onuda ekliyeyim.O beg yardım göndermiyor.Lakin Agiri önderlerinden Xalıs beg yolda adamları ile gelirken Xalıt beg askerli görüyor.Kendisi o sıralar kaçak olduğu için ayıp olmasın diye gizleniyor.Ancak iş işten geçtikten sonra Xalıt begin tutuklu olarak götürüldüğünü öğreniyor.Çok hayıflanıyor ve neye mal olursa olsun ben Xalıt begi kurtarırdım diyor.Şimdi vaziyet budur.Kürdler milli bilinçten tamamen yoksundurlar.Bir kaç şahıs veya aşiret düzeyini geçmiyor.Bu malzeme ile yola çıkmam zaten imha değilmidir ? Şimdi siz bu manzaraya şöyle yanıt verdiniz ; Şeyh Said kalkmadımı ? Hani şartlar kötüydü ? Onuda izah edeyim.Xalıt Beg tutuklanıp Bidlise götürüldükten sonra , bir sürü toplantı yapılıyor.Görüşler tartışılıyor.Xalıt Begin en yakın adamları ve subayları Xalıt Beg için yapacağımız hiç bir şey kalmamıştır.Onu kurtarmaya çalışmak hareketi provaksiyona getirmek olur.Hazırlıklara devam ve Şeyh Saidin önderliğinde milleti cihada davet etme kararı alınıyor.Zaten Xalıt Begin istemide budur.Şeyh Said bu nedenle Erzurumdan başlayıp taa Pirana kadar görüştüğü herkes ile görüşüyor.Yani Xalıt Begin örmeye başladığı örgüt ağına milletide katmaya çalışıyor.O sıra dışardan ancak kendi olanakları ile ve zengin tüccarların yardımı ile silahlar getirilip karların kalkması ile hareketin başlatılması düşünülüyor.Lakin Piran da Türk askerinin basit bir oyununa Şeyh Abdurrahimin birde kimseyi dinlemiyen mizacıda karışınca resmen hareket başlıyor.Hazırlıksız ve örgütsüz hareket artık dağdan bir sel gibi akıyor.Xarpét şehrinde askeryenin silah deposunu alacaklarına havaya uçuryorlar Şehirde başlayan talanda eklenince onları sevgi gösterileriyle karşılayan halk onlarla savaşıyor.Şehirden çıkıp Malatya ile Xarpét arasında gidecek yeri olmayan ve kararsız kalan Türk askeri haberi alınca tekrar şehire dönüyor ve şehiri ele geçiriyor.Halbuki Malatyada onları beklediği için askerye orayada çekilmemiş iki arada kalıyor.Peki ne oldu ? İşte örgütsüz ve bilinçsiz halk yığını şehiri ganimet olarak görüyor.Çünkü olay cihad ya ? Ganimette helal artık ! Amed iline ise daha önce gizliden 500 civarında silahlı adam gönderelim fikrini yapan Kürd subaylarını ise kimse dinlemiyor.Zaten hareket başladığında savaş deneyimi olan tüm subaylar safdışı edilip hiç bir deneyimi olmayan Şeyhler savaş cephe komutanları olarak durumu ele alınca hareketin yenileceği belli bile olmuştu.Amed ve Xarpétten çekilen birlikler darmadığın bir şekilde ancak yer yer çatışabiliyorlardı.Hemen hemen hepsinin yönü ya İran yada Suriye idi.Sadece daha önce dağda kalmış bazı küçük firar birlikleri kendilerini Gerilla savaşına göre ayarlabilmişlerdi.Şimdi bu isyan eğer o Piran provaksiyon una gelmeyipte vaktinde başlasaydı ne olurdu ? Başarılı olması daha yüksekti değilmi ? İşte Xalıt Beginde hedefi buydu.Millet olmayan bir Kürd halkından millet yaratmak kolay olmasa gerek. Ana hatları ile görüşlerine itirazlarımı yazdım.Eğer konu konu gidersek daha az karışır ve daha net sonuç çıkarırız diye düşünüyorum.Ha milliyetçilik dersine gelince, Haşa ben kimseye milliyetçilik dersi vermiyorum.Belki bu konuda herkesten en gerideyim.Lakin insan dedesine karşı kullandığı üslup ile oğluna karşı kullandığı üslubu ayrıştırırsa çok daha iyi olur kanaatindeyim. Selamlar

Öncelikle ders vermeye kalktigin konuda derse ciddi anlamda ihtiyacin oldugu tespitiyle baslayalim. Sevr´den hareketle yaptigin tespitler tarihsel bir surec olmaktan cok bir sonuctur. Yani tarih ve sonuc karistirilarak tarih dersi verilmez. Sykes-pikot andlasmasi yerli yerine oturtulmadan ne sevr nede Rus ve Sovyet yaklasimlari anlasilabilir. Tarih tarif degildir. Tarih yasanan surecin tumudur. Eger sorun anlasilmak veya tartisilmak isteniyorsa surec yerli yerine konarak tartisilabilr. Bu olmasi gerekli olan yöntemdir. Eklektik tarih anlayisi ve tarih olmaz. Tarih skolastik bir sey degildir. Ne isdedigin yerden baslatabilirsin nede istedigin gibi yorumlayabilirsin. Yasanan surecin butun unsurlarinin her hareket,eylem,dusunce vb tumu yanyana getirilerek tarihi seyleri aciklamak anlamak mumkunken skolastik gibi isime geleni tarih kabul ederim gibi bir yaklasim olsa olsa tarih hocasinin degilde cahilinin söylemi ve yaklasimi olur. Canbek kardesimiz gecen yazisinda Kurdlerin Emperyalizmle neden iliski kurmadiklarini sorgularken bende sorunun yanlis konudugunu tam tersine Emperyal devletlerin Kurdlerle iliski kurmaktan kacindiklarini ve Emperyal politikalrin 1850-1950 surecinde Kurdun tasfiyesi uzerine kurulu oldugu belirtim. Canbek kardesimiz cevaben Ingilizlerin Sex Mahmudu Bagdad tan Suleymaniye valisi olarak atanmasini bir iliski olarak yorumlarken bu konuyu örnek verip cehaletimizi yuzumuze vururken adeta gözumuzu cikarmaya calisti ve calismaya devam ediyor. Bu yazisinda yine ayni söylem icerisine girerek cehaletimizi adeta dunyaya ilan ederken bir de hodri meydan sanki kavgaya hazir bir halde gibi bir ruh haliyle saldirmaya calisiyorsun. Sevgili Canbek kendince cok bilmis olabilirsin ve dahada önemlisi cok iyi birikim sahibi ve tarihci de: Benim sorunum bunlar degildir. Sorun su sen dedigim dedik caldigim duduk dercesine yanlis seyleri dogru gibi algilamamizi isterken hem akrasiv hemde cok cirkin bir dil kullaniyorsun. Buda dogal olarak bir sorun olarak sana dönuyor. Neyse Biz yine Sex Mahmudun atamasina gelelim. Bu yazinda bana özel cevabinda yine ayni o nakarati tekrarliyorsun. tekrarlarken sözleri karistiriyorsun. Yani tarihi bilmezken baskalarini cahillikle sucluyorsun. Kendi yazinda "Ingilizlerin Bagdada egemen ama henuz Kurdistana girmeden önce Sex Mahmudu vali adadilar" Yani ingilizlerin kontolunde olmayan bir yere kukla ararlarken Sex mahmuda gittiler. Sen bu gitmeyi iliski olarak yorumlayip cahiller derken kendi cehaltini disa vurmuyormusun?. Böyle bir iliski olamacagi gibi egemen olmadiklari bir alanda egemenlik saglamak icin giristikleri bir oyunu iliski anlacak kadar tarih bilgisi olan ilk Kurd sen oluyorsun yani gercekten helal olsun.. Gelelim Kurdlerin o surecte Ingilizlere guvenmeme meslesine Bedirxan beyligini yikilmasini bilince cikrtmadan Emperyal iliskilerin aciga cikartilamayacagini yazmistim. Bedirxan beyligini yikan ve bu yikimin bir an önce sonuclanmasi icin bölgeye ciddi mudahalelerde bulunan ve bir cok pravakasyonun tertipcisi olan ingilizlere Kurdun tarihi olarak bir guvensizligi ve mesafeli yaklasimi söz konudur. Sen bir cok konuyu oldugu gibi bu kouyuda karistirarak hakaretle sonuc almayi marifet saniyorsun. Bu dogru bir yaklasim mantigi degil. Sevgi Ve Selamlar

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.