Irak Parlamentosu seçimleri 7 Mart tarihinde yapıldı ve şimdiye kadar seçimlerin kesin sonuçları açıklanmış değil.
Bu arada açılan seçim sandıklarının belli bir kesiminin sonuçlar açıklandı.
Seçimlerin kesin sonuçlarının şimdiye kadar açıklanmaması ve seçimlere yolsuzluk karıştırıldığı gerekçesiyle yapılan ittirazlara cevap verilmemesi hem Irak'ta, hem Kürdistan'da ve hem de uluslararası kuruluşların bazı kesimlerinde rahatsızlığa neden oldu.
Bu konuda en çok suçlanan Başbakan Malikidir. Bazı çevrelere göre seçim saandıklarının hepsi açılmasına rağmen işi sürece bırakmaları iktidar güçlerinin seçime hille katma planından kaynaklanıyor.
Sonuçta seçim sonuçlarına ilişkin kısmi bilgilerden hareketle bazı şeyler yazılabilinir.
25 Temmuz 2009 Kürdistan Parlamentosu seçimleri ve 7 Mart Irak Parlamentosu seçimleri Kürdistan'a ilişkin bir gerçeği ortaya çıkardı. Artık KDP ve YNK dışında başka güçlerde Kürdistan siyasal yaşamında yerlerini aldılar.
Bu son seçimde Goran, Yekgirtu ve Komela bağımsız listelerle seçime katıldılar ve Irak Parlamentosuna adaylarını gönderebildiler. Tam net bir güç dengesini ve her partinin çıkardığı milletvekili sayısını tespit etmek için kesin sonuçlarını beklemek lazım.
Ama buna rağmen Güney Kürdistan halkının en azından 3/1 oppozisyon partilerine oy verdiği görülmektedir.
Bu ise geçmişe oranla Kürdistan'da farklı güç dengelerinin ortaya çıkmasına neden oldu.
Şimdi Kürdlerin önünde Bağdat'ta gitmeden önce Araplarla koalisyon girişimlerine girmeden önce Kürdlerin temel haklarını savunma konusunda ortak bir siyaset gerekiyor.
Yani Kürdistan'da seçimlere katılan tüm Kürd listeleri bir araya gelerek Bağdat'ta yürütecekleri siyaset hakkında ortak tutum tespit etmeleri gerekir.
Kürd Listeleri yapacakları ortak bir toplantıyla kendi aralarında Kürdlerin Ulusal istemleri konusunda „Kırmızı çizgilerini“ tespit etmeliler ve bunu Kürd halkına deklere etmeliler.
Kürd Evi içinde ortak tutum tespit edildikten sonra Bağdat'ta kurulacak hükümet konusunda var olan Arap listeleriyle görüşmeler başlatılabilinir..
Fakat son günlerde yapılan bazı tartışmalar hiç iç açıcı değil.
Birincisi, Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani yaptığı bir açıklamada „Mam Celal'ın Cumhurbaşkanlığı için Kürdlerin adayı olduğunu“ söyledi. Mam Celal'da yaptığı bazı açıklamalarda Kek Mesud'un bu görev için kendisini desteklediğini teyit etti.
Kek Mesud'un bu açıklamasından sonra Goran Listesi, Yekgirtuyi İslami Kurdistan ve Komelay İslami Kürdistan yaptıkları ortak bir açıklamada „Kek Mesud'un bu açıklaması bizi bağlamıyor, Kürdler adına değil, kendi listesi adına konuşuyor“ anlamında bir şeyler söylediler.
Biliyoruz ki Kek Mesud, Kürdistan İttifakı Listesi'nin temsilcisi değil, Kürdistan Başkanıdır.
İkincisi, Kürdistan İttifakı Listesi Eyad Allawi'nin başını çektiği Iraqi Listesiyle önümüzdeki süreçte kurulacak hükümet konusunda görüşmelere başladılar. Yarın başkalarıyla da görüşecekler.
Bu görüşme Goran vb çevrelerin tepkisine neden oldu.
Çünkü KİL, seçim esnasında „Goran'ın Türkmen Cephesi ve Musul Valisi ile görüşmeler yaptığını“ söylemişti.
Bu güçlerde Allawi'nin Listesinin içindeler. İster istemez „kendilerine helal başkasına haram“ söylemini gündeme getiriyorlar.
Aslında tam bu noktada Kürdistan Başkanı'nın tüm Kürdistani Listeleri ortak bir toplantıya çağırması gerekir.
Kürdlerin Bağdat'ta uygulayacağı ortak stratejiyi tespit etmek için böyle bir toplantı zorunludur.
Eğer yarın Goran ve diğer iki Kürdistani İslami Parti kendi başlarına Araplarla ittifak arayışına girerlerse Kürdlerin var olan kazanımları büyük zarar görür.
Bağdat'ta Kürdlerin var olan zayıf pozisyonu daha da zayıflanır..
Kürd Listelerinin hepsinin Bağdat'ta hükümete katılmaları gerekmiyor. Bazıları orada da opozisyonda olabilirler.
Ama, Kürdler önce kendi evlerinde yani „Kürd Evinde“ barışlarını sağlamalı ve Kürdlerin temel hakları ve istemleri konusunda bir „Şeref Antlaşmasını“ oluşturmalılar.
Silav
Aso Zagrosi
Re: Muktede Sadir Malikinin Adyligina karsi!