[b]Aso Zagrosi:[/b] Ülkemizin Güney Parçasında 25 temmuz günü Kürdistan Parlamentosu ve Kürdistan Başkanı için seçimler yapılacak. Siz bu seçimleri genel olarak nasıl görüyorsunuz?
[b]
Rojhat Badikî:[/b] 1992 yıllında Kurdistan' ın güneyinde yapılan ilk Kurdistan parlamento seçimlerinin heyecan ve coşkusunu yaşayan bir kişi olarak, 25 Haziran' da yapılacak Kurdistan parlamentosu ve Kurdistan başkanlık seçimileri, ilki gibi olmasada, yinede beni heyecanlandırmaktadır. Her ne kadar iki seçim biribirinden konum ve içerik olarak farklı olsa da, Kürt halkının kendi temsilcilerini seçme ve kendilerini yönetmede önemli bir adımdır. Kısmende olsa özgür Kurdistan topraklarında, Kürt halkı sömürgeci güçlerin dipçikleri altında değilde, kendi özgür iradesi ile kendi temsilcilerini seçme, özgür ve demokratik bir değişimin yaşanılması için adım attiyor. Bu çok önemli bir noktadır. Bu seçimlerin diğer bir önemi de, Kurdistan bölge parlamentosu, hükümeti ve başkanlığının uluslararası arenada meşrulaşmasıdır. BM, AB, Amerika ve uluslarası kurum ve kuruluşların Kurdistan seçimlerine temsil düzeyinde gözlemci göndermeleri, Kurdistan yönetiminin uluslararası alanda meşruluğunun bir göstergesidır. Bu Türkiye, İran ve Suriye açısında diplamatik bir yenilgidır. 25 Haziran seçiminin diğer bir özelliği de, çok farklı kesim ve renklerin seçimlere katılmasıdır. 25 Haziran sonrasi, Güney Kurdistan açısında olduğu kadar, Kurdistan' ın diğer parçaları içinde bir dönüm noktası olacağına inaniyorum. Kısacası 25 Haziran 2009 tarihi tüm Kurdistan halkı için değişim ve ulusal mücadeleyi çok yönlü demokratik bir sisteme oturtma yönünde bir dönüm noktası olacaktır.
[b]
Aso Zagrosı[/b] : Bu seçimlere Nawşirwan Mustafa'nın bağımsız bir liste olarak katılması, seçim propagandalarının daha çok iç sorunlara kaydırılması hakkında düşünceleriniz nelerdir? Nawşirwan Mustafa'nın çevresinin başarı göstermesi halinde parlamento denklemi, KDP ve YNK balansı nasıl olacak?
[b]Rojhat Badikî:[/b] Nawşirvan Mustafa ve ekibinin bu seçimlere katılması ve seçim propağanlarının daha çok iç politikaya kaymasının nedeni, iç politikanın tıkanması, yönetim erkinde şeffafiyetin olmaması, yolsuzluk-rüşvet, partizanlığın hakim kılınması, Kurdistan' da ulus ve devlet erkenin hakim olmasından çok parti ve aileciliğin egemen olmasından kaynaklanıyor. Düşünün, bir gecede, Kurdistan'ın parlamentarist yönetim sistemi değiştirilip başkanlık sistemine geçiliyor, 18 yıl bir anayasa sahip olmayan bir ülke bir parlamento oturumu ile anayasaya sahip olabiliyor. Burada tartışmak yok, bunlar talimatlarla yapılıp uygulanilıyor. Bu düşünce ve yönetim tarzı, kendini her alanda topluma empoze ediyor. YNK ve PDK 18 yıldır iktidarı ellerinde tutuyor. Halen bir Kurdistan ulusal ordusundan bahsetmek mümkün değil. Kurdistan ulusal gelirleri, Hükümet bütçesi, projeler hakkında, halen her iki parti politbüroları karar veriyor. Kurdistan parlamentosu işlevsiz. Parlamentoya düşen görev, politbürolarda alınan kararları uygulamak. Üzülerek belirtmek gerekir ki, Kurdistan' ın güneyinde halen iki başlı bir yönetim bulunmakta, Bu da Süleymaniye Hükümeti ve Hewlêr Hükümeti. PDK' li bir vezirin, Süleymaniye de, YNK' li bir vezirin Duhok' ta hükmü yoktur. Bütün bunlar doğal olarak, seçim propağandalarının odak merkezi oluyor. Seçim proğandaları, iç politikalara yöneliyor. İç politikadaki başarısızlık, yada iç sorunlar aşılmadan sağlıklı bir dış politika, sağlıklı ulusal bir strateji oluşturulamaz. Ben bunu çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum. İç politikaların seçim propağandalarında tartışılması yararlıdır. 18 yıldır biriken ve tıkanan sorunlar nihayet masaya yatırılıyor, belki bu YNK ve PDK' yi etkileyip kendi özüne, dağdaki şiarlarını hatırlatmada yardımcı olur. PDK ve YNK' nin dağdaki özüne dönmesi, kitlerle olan ilişkilerde duvarların kalkması, Kurdistan ulusal davasına dinamizm kazandırır.
Benim açımda en büyük handikap bu, Nawşirvan Mustafa' nın başını çektiği GORAN listesi, seçimlerde başarı sağlarsa ki, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek. YNK ve PDK' nin tutumu nasıl olacak? İktidar partileri tavırlarının boyutu nasıl olacak! Bu, benim için bir soru işareti! Goran listesi çok iddialı bir şekilde, DEĞİŞİM, REFORM ve EŞİTLİK parolası ile seçimlere giriyor. Yolsuzluk-Rüşvetle mücadele, aktif bir parlamento, 3 erkin ( Yasama –Yürütme-Yargı) işlevleştirilmesi, iki başlılığın ortadan kaldırılması, yasa ve kanunların egemen kılınması, parti ve devlet erkinin ayrıştırılması....vs talepler GORAN Listesinin ana hedefleri. Bu istemler, Güney Kurdistan' lı bağımsız aydınlar tarafında desteklenilmekte, gittikçe toplum içersinde aktif destek almakta. Kısacası Kurdistan parlamentosunun denklemi değişecek. Goran Listesinin yanısıra Kurdistan parlamentosuna üye gönderilmeleri beklenilen Yekgirtuyî Îslamî Kurdistan, Komelay İslami, Zehmetkêşanê Kurdistan ve Sosyalist Demokratların oluşturduğu “ Hizmet ve Reform Listesi'' ile birlikte daha aktif bir parlamento statüsü ortaya çıkacak.
Bu nasıl olacak? PDK ve YNK bunu kabullenecek mi bu da başlı başına büyük handikap. Maalesef, YNK ve PDK' nin şimdiye dek süre gelen iktidar kavgası, Kürt halkının davasına büyük zararlar vermiştır. 94-98 iç savasi bunun açık bir örneğidır. Biz bunu birlikte yaşadık. PDK ve YNK, Kurdistan parlamentosunda Muhalefet olgusunu hazmetme, kabul etme seçeneğini seçerse, Başta Kürt halkı olmak üzere herkes kazançlı çıkacaktır. Nasıl, 1992 Kurdistan parlamento seçimleri Kurdistan tarihinde bir ilkse, PDK ve YNK' nin 25 Haziran seçimlerinden sonra Kurdistan parlamentosunda muhalefet olgusunu hazmetmede, Kurdistan tarihinde bir ilk olacaktır. Sanırsam İktidar partileri bu olguyu kabulleneceklerdır, çünkü düne nazaran ulusal ve uluslararası koşul ve şartlar oldukça değişmiştır, uluslararası koşullar, barış içersinde istikrarlı bir Kurdistan istemektedir. PDK ve YNK bunu gözardı edemez.
[b]
Aso Zagrosi :[/b] Kürdistan Parlamentosunun son anda bir kararla Anayasa'yı referanduma sunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Parlamento'da 30 cıvarında milletvekili Anayasa oylamasına karşı çıktı. Kürdistan'da bazı siyasal oluşumlar Anayasa'ya reddedeceklerini açık bir şekilde proganda ettiler. Fakat Irak Yüksek Seçim Kurulu “teknik“ nedenlere dayandırarak Anayasa Referandumunu erteledi. Bu konuda Kürdler ikiye bölünmüş durumda. Bir kesimi, Maliki'nin Jeo Biden'e söylediklerini ve Abdullah Gül'ün Obama'ya açtığı telefon konuşmasına dayanarak bu ertelenmenin “siyasi“ olduğunu söylüyor, diğer bir kesim ise Ağustos'un 11 referandum tarihi olarak verilmesini sebep olarak göstererek “teknik“nedenlere bağlıyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
[b]Rojhat Badikî:[/b] Güney Kurdistan'da muhalefet ve aydın tabakasının, Kurdistan Anayasasının, Kurdistan parlamentosunda onaylanmasına karşı çıkmlarının haklı bir gerekçeleri vardır. Anayasa taslağı, İktidar partileri tarafından bir yandan seçim malzemesi olarak kullanilmasi diğer taraftan 25 Haziran sonrasi Kurdistan parlamentosunda oluşacak tablo tahmin edilememesinden dolayi aceleye getirilmesidir. Kurdistan bölgesinin kendisine özgü yasa ve kanunların olması, federal sistemin bir özelliğidır. Farklılığın korunması ve bunun bir anayasa ile garanti altına alınması ile Kurdistan bölge yönetiminin uluslararası alanda meşruluğunun garantilenmesi demektir. Bu adımın giderek diğer parçalardaki Kürtleri etkilemesi, uluslararası alanda destek dayanağının bulunması, sömürgeci devletlerin paniklemesine yol açacaktır. Bu noktada Türkiye ve Irak devletinin harekete geçip, ABD' yi devreye sokması, bizim açımızda olumsuz bir noktadır. Bu arada Güney Kurdistan iktidarını sorgulamak gerekir. Türkiyenin başını çektiği sömürgeci devletlerin 140. maddenin sulandırılması karşısındaki plan ve programları nedir? Türkiye son 2 yıl içersinde giriştiği diplomasi atağı Güney Kurdistan yönetiminin zayıf halkasını yakalayarak, ABD' ye yaptığı baskı ile bir çok kazanımları sulandırdı. Türkiye, Güney Kurdistan, Irak, ABD ve ortadoğu politiklarında değişiklik yaparak atağa geçerken, Güney Kurdistan yönetiminin TC' meddet umması anlaşılır bir durum değildır. Güney Kurdistan yönetimi sömürgeci devletle olan ilişkilerinde açık olmalı, örgüt dönemi gizli ve perde arkasndaki politikları terk etmelidır. Güney Kurdistan yönetimi Anayasa taslağı referandumunun ertelenmesini bir fırsat bilip bu konudaki tavırlarından vaz geçip tüm toplumu kapsayacak konseusla hareket etmelidır. Demokratik bir anayasa ve bunun etrafında kilitlenmiş Kürt toplumu, Sömürgeci güçlerin planlarını boşa çıkaracaktır. Toplumun eleştri ve önerilerini dikkate almayan bir iktidarın başarı şansı zayıftır.
[b]Aso Zagrosi[/b] : Güney Kürdistan'da bir siyasi çevre ve aydınlar mevcut olan Anayasa Taslağının ciddi bir şekilde tartışılmadığını, Anayasanın bazı maddelerinin Kürdleri geriye götüreceğini, örneğin “hiç bir yasanın islam dinine ve Kuran'a aykırı olmayacağı“ yönündeki maddeleri sebep gösteriyorlar. Siz bu Anayasa sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
[b]
Rojhat Badikî:[/b] YNK ve PDK, Kurdistan anayası konusunda oldukça aceleci ve hatalı hareket ettiler. Kurdistan 18 yıldır Anayasasız yönetiliyor. Adı üstünde, bütün yasaların anası, toplum ile iktidar arasındaki hak-hukuku, ilişki, sınırları düzenleyen toplumsal sözleşme bu denli jet hızıyla yasallık süresi bitmiş bir parlamento da sadece evet yada hazır oyları ile onaylanmamalıydı. Kurdistan Bölge başkanı Sayın Mesud Barzani'nin açıklaması da bir talihsizlik. Çünkü, Kurdistan' da hiç kimse Kurdistan Anayasına, Kürt halkının bir Anayasa sahip olmasına karşı çıkmıyor, kimsenin böyle bir iddiası da yok. Tam tersi bu insanlar düne kadar, 3 yıldır sürüncemede olan Kurdistan anayasa taslağının neden parlamentoya sunulmadığını sorguluyorlardı. Karşı çıkanlar ki, bende bu Anayasa taslağının içeriğine karşıyım. Bu insanlar, Anayasanın içeriğine ve onama şekline karşıdırlar.Şunuda belirtmek istiyorum, hazırlanan anayasa taslağında, başkanlık ve parlamenter sistem bulunmaktadır. Başkanlık ve parlamenter sistem arasında iktidar ve yetki çatışması yaşanılacak, taslakta başkanın parlamentoyu fes etme yetkisi bulunurken, başkanın görevden alınma prosedürü karmaşıklaştırmaktadır. Bu sorun nasıl çözülecek? Doğrudan halk tarafından seçilen, yetkisini halktan alan birbirinden farklı iki sistem? Eleştrilerin odağındaki başkanlık sisteminin diktatörlüğe yol açağacığını savunuluyor. PDK ve YNK Irak' ta Parlementer sistemden israr ederken, Kurdistan' da başkanlık sistemini savunuyor. Büyük bir çelişki! Karşı çıkanlar, Kurdistan anayasa taslağının son anda değiştirildiğini, Kurdistan' da gericilik ve diktatörlüğe kapı açtığını, anayasa taslağının buna zemin sunduğunu, laik sistemden vazgeçildiği şeriat sisteminin Anayasa taslağında meşrulaştırıldığını, islamı partilerin onayını almak için taviz verildiğini, Yasal süresi biten bir parlamentodan onaylatırılarak, meşruluğunu sorgulatırıldığını ifade ediyorlar. Anayasa taslağının yeni parlamentoya bırakılmasını, Anayasa taslağının Kurdistan' daki bütün sınıf-katmanların, Kurdistan' da yaşayan azınlıkların da görüş ve önerilerini alıp geniş bir çerçevede tartışmaya açarak kabul edilmesini savunuyorlar. İktidar demokratik çoğulcu sistemi esas almak zorundadır. Kurdistan'da çıkarılacak bir yasanın şeriatla çelişmeme ilkesi, Kürt toplumunu ortadoğu gericiliğine teslim edecektir. Çok dinli ve çok mezhepli Kürt toplumunda Şeriat yasalarını Kürt toplumuna dayatmak, Kürt toplumunun temel uyum dinamizmini çökertecektir. Bu durum, bugün olmazsa bile ilerde büyük sorunlar oluşturacaktır.
[b]Aso Zagrosi[/b] : Bir çok Arap şövenist çevreleri ve Türkler kapalı kapılar ardında ve yer yer açık bir şekilde Kürdistan Anayasasına karşı lobi faaliyetlerini yürütüyorlar. Ayrıca farklı nedenlerden dolayı Güney Kürdistan'da azımsanmayacak bir Kürd kitleside bu Anayasa'ya karşı. Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani geçenlerde yaptığı bir konuşmada: “Kürdistan Anayasası düşmanlarımızın gözünde dikendir“ demişti. Bu konuşmayi Güney Kürdistan'da Anayasa'ya karşı çıkan kesimlerde üzerlerine aldılar ve Kek Mesud'a sert cevaplar verdiler. Hatta Şerko Bêkes Awine Gazetesinde “düşünce özgürlüğü“ bazında uzun bir makalede yazdı ve imza kampanyaları oldu. Fakat işin ilginç yanı Kürdistan Başkanı'nın yukarıda sözünü ettiğimiz sözlerine verilen cevapların hiç biri Kuzey basınına ve internet sitelerine yansımadı. Ama, Kürdistan Başkanı'nın basın sözcüsü Faysal Debax'ın konuya ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklama bir dizi basın ve yayın organına yansıdı. Faysal Debax Kek Mesud'un “Arap şövenistlerini hedef aldığını“ söylüyordu. Sizce Kürdler nasıl kısmen bağımsız bir basına sahip olabilir?
Örneğin uzun süreden beri Güney Kürdistan'da KDP ve YNK basın ve yayın organları dışında kalan Hawlati, Awine, Rojname ve Levîn gazeteleri “bağımsız“ oldukların söylüyorlar. Bu dört gazete Kürdistan Başkanı'nın basın çevreleriyle yaptığı toplantıyı Anayasa'ya karşı olan tutumlarından dolayı boykot ettiler, şimdi ise açık bir şekilde Nawşirwan Mustafa'nın “Goran Listesini“ destekliyorlar. Bağımsız basın böyle mi olur?
[b]
Rojhat Badikî:[/b] Daha önce yazdığım bir kaç makalede, Kuzey Kurdistan aydınlarının bu konudaki duyarsızlığına değindim. Oysa Güney Kurdistan' da yapılacak parlamento ve başkanlık seçimi bizim kaderimizi de yakından ilgilendirmektedir. Nihayetinde, ülkemizin özgür bir parçasında seçimler yapılmaktadır, Kuzey Kurdistan aydınlarının bu konuda duyarsız kalmalarını anlamış değilim. Oysa Kurdistan' ın güneyinde seçim ve anayasa taslağı üzerinde çok yoğun ve hareketli tartışmalar vardır. Bilemiyorum, belki de Kuzey Kurdistanlı aydınların bu sıcak tartışmaları takip edecek imkanlardan yoksundurlar. Ben bu tartışmaları önemsiyorum ve günlük olarak yakından takip ediyorum.
Kurdistan' ın güneyindeki iktidar ortakları korkunç imkanlara sahipler. Günlük, haftalık, aylık yayınlardan, tv'lere, çeşitli gençlik, kadın, örgütleri, iş dünyasından günlük yaşama ve günlük yaşamı denetleyen, kontrol eden tüm imkanlara sahipler, bunlara Pêşmerge, polis, belediye...vs leride ekleyin, sizin düşünemiyeceğiniz kadar toplumun en küçük hücresine yayılmış bir örgüt ağına sahipler. İktidar, toplumu çıkarları doğrultusunda yönlendirecek imkanlara sahip, bu yönlendirme bireyin olduğu kadar Kurdistan' ın kaderini yakından ilgilendiren konularda karar alma yetkilerine sahip olduğu bir süreçte, bağımsız yayından bahsetmek yanıltıcı olur. Sözünü ettiğiniz Rojnaame gazetesi bağımsız bir gazete değil Sayın Nawşirvan Mustafa' nın ekibine bağlı günlük bir gazetedir.
Haftalık Hawlati, Awêne gazeteleri ile Aylık Lwin dergisi bağımsız yayın organlarıdırlar. Goran listesi ile ayni saflara düşmeleri yada Goran listesini desteklemeleri bağımsız olmalarına gölge düşürmez. Hawlati ve Awêne iktidar parti yetkilileri çeşitli söyleşiler yapmakta, Kurdistan listesi sözcilerinin görüşlerine sayfalarında yer vermekte, Goran listesi ve Nawşirvan Mustafa' yı eleştiren makalelerde yayınlamaktadırlar. Diyebilirim ki Awêne, Hawlati ve Lwin dergisi, özgür ve bağımsız basın geleneğinin Kurdistan' ın güneyinde yerleşmesinde öncü rolünü oynamışlardır. Bu yayın organları çeşitli defalar toplatıldı, cezalandırıldı, muhabirleri şehit edildi ve en son Lwin dergisi Zaxo' da yakıldı. Hawlati, Awene gazeteleri, Goran listesi oluşmadan önce Kurdistan' ın güneyinde değişimin sözcüleri idiler, Goran listesini desteklemelerini doğal karşılamak gerekir. Hiç bir şey toplumsal sorunlar karşısında tavırsız değildir.
[b]
Aso Zagrosi[/b] : Mam Celal Irak Devlet Başkanıdır ve uzun bir dönemden beri Kek Mesud'un başkanlığı ve Kürdistan Listesinin kazanması için açık toplantılar yapıyor. Siz bu tutumu doğru buluyormusunuz?
[b]Rojhat Badikî:[/b] İyi bir konuya temas ettiniz, bir kaç kez bu konuya değinmek istedim. Mam Celal Irak devlet başkanıdır, Mam Kurdistan Silahlı Kuvvetler komutanıdır, Mam Celal YNK genel sekreteridir. Mam Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcısıdır ve Mam Celal 76 yaşını aşmaktadır. Allah uzun ömürlerde versin. Mam Celal hasta haline rağmen Bağdat' taki başkanlık koltuğunu bırakıp Süleymaniyede seçim yarışmasına katılması, Süleymaniye sınırlarının dışına çıkmamasının tek nedeni Nawşirvan Mustafa ve Goran Listesidır. Bu noktada, Mam Celal' den tarafsız olmasını beklemek biraz hayalcilik olur. Kak Mesud PDK genel başkanı ve Kurdistan başkanı, Kek Mesud Kurdistan başkanı olmadan önce Serê Reşte kalıyordu, Kurdistan başkanı iken de Serê Reşte kalıyor....Partisinin bütün aktivitelerine katılıyor. Merak ediyorum, Kurdistan başkanlık makamı Başkent Hewlêr demi Serê Reşte mi?
Mam Celal, şuanda bütün demokratik ilkeleri çiğneyerek Goran listesi ve Nawşirvan Mustafa ile Süleymaniye de iktidar kavgasına girmiştır. Kaybedenin tahtı Süleymaniye de zayıflayacaktır. Parti ile devleti aynilaştırma doğu blokunda egemen görüştü, Güney Kurdistanlı parti ve örgütlerde halen bu geleneğin etkisi altındadırlar, Sayın Nawşirvan Mustafa bu geleneği aşabilecek mi?
[b]
Aso Zagrosi[/b] : Güneydeki seçimlerle ilgili bir temeniniz ve isteğiniz varmı?
[b]
Rojhat Badikî[/b]: Şuana kadar, Kurdistan' ın güneyinde seçimler bir karnaval şeklinde şeklinde geçmekte. Süleymaniye de bir kaç küçük olayın olmasını, seçim atmosferi içersinde doğal larşılamak gerekir. Sanırsam Başta Türkiye ve Irak olmak üzere, Iran Suriye ve Arap devletleri, Kurdistan' daki seçim propağandalarını kaygı ile izlemektedirler. Hiç bir olayın olmaması bizleri sevindirirken Kürt halkının düşmanlarını üzmektedir. Olayın diğer boyutu da sanırsam Kürt halkı 94-98 kardeş kavgasından önemli dersler çıkardılar. Bu da gelecek kuşaklar ve toplumda çoğulcu-demokratik ve hoşgörü geleneğinin yerleşip kökleşmesi için önemli bir fırsat oldu. Umarım ki, Güney Kurdistan' li siyasi parti ve liderler bundan faydalanırlar. Seçimler de kazasız-belasız, hilesiz geçer. Bu konuda Güney Kurdistan Hükümetine önemli görevler düşmektedir. Seçimlerin karnaval şeklinde geçmesi, beni mutlu ediyor. Başka ne temenim olabilir ki?
[b]Aso Zagrosi[/b] : Bize zamanınızı ayırdığınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz.
[b]Rojhat Badikî:[/b] Bende teşekür ediyorum.
Rojhat ve Aso ya candan tesekkur!