Mewla BenawI dogru seyler yazmis.
tartisilabilir. Apo'cu diyerek tum bir hareketi kategorize edmesi, yaftalamasi, bence netice'de yanlis. gene de information kaynagi olarak, strategy acisindan uzerinde dusunmeliyiz forum olarak, Kurdistan ulusal hareketi olarak...
[url=http://www.kerkuk-kurdistan.com/nuceyek.asp?ser=3&cep=1&nnimre=5235]htt…]
Kürt'ler belediye seçimlerinde etnik siyaseti esas almalı
Mewla Benavî
Eğer AKP'nin korkusundan olmazsa, apocular, Kürdistan belediyelerini de Türk'lere teslim edecekler. Kardeşlik bahanesi ile, Türk devleti ajanlarını Kürt'lerin başına efendi yapıyorlar ve bu yeni değil. Kürdistan'da belediye seçimlerinde sadece ve sadece Kürt ve Kürtçe bilenler, Kürt'lerin sayı olarak çok oldukları Batı mahallerinde de Kürt olma şartı esas alınmalı. Uygun olan diğer yerlerde de etnik siyaset uygulanmalı.
Apocuların milletvekili seçimlerinde yaptığı maskaralık devam ediyor ve aynı maskaralığı belediye seçimlerinde de yapacakları ile ilgili işaretler var. Maskaralık: Aday kişilerin yaşadıkları, bildikleri, tanıdıklar veya halk tarafından tanındığı yerden değil, “merkezin“ emri ile başka bir yerde aday göstermektir.
Türk devleti, DTP ve sülalesinin siyasallaşmasına müsade etmedi, etmiyor. Siyasallaşmak: Gelenek sahibi olmak, kalıcı olmak, halk içerisinde parti üyeleri dışında güce sahip olmaktır. Konjuktürel gelişmelerden bağımsız güç sahibi olmaktır. Kürt'ler açısından bu, Kürtlüğün, Kürdseverliğin; ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal ve askeri alanda ölçü olmasıdır. Türk devleti ve sözcüsü Abdullah Öcalan buna müsade etmiyor.
Nasıl ki Türk devletinin resmi politikası—1996 yılında askeri kanadın MGK'ye sonuduğu bir raporda, Kürt'lerin nüfus artışının Türk devleti için startejik tehlike olduğu tesbit edilmişti. Kürt'lerde nüfus artışının önlenmesi gerektiği ve önlemek için tekliflerde bulunmuştu— olan; Kürt'leri nüfus planlamasına tabii tutmayı ’jina azad' ve kadın hakları ile yaptılarsa, milletvekili ve belediye seçimlerini de kardeşlik, çatı partisi ve benzeri uyduruk bahaneler ile Kürt olmayanalara, ’mahalli' olmayanlara teslim etmeye çalışıyorlar.
DTP'nin milletvekilleri adaylarının nasıl tesbit edildiğini bilen var mı? Var ama konuşmuyorlar. Emine Ayna, Aysel Tuğluk, Fatma Kurtulan, Sabahat Tuncel, Demirtaş'lar ve diğerlerini hiçten getirip milletvekili adayı yapan hangi güçtür? Emine Ayna Balıkesir'de hemşirelikten parti başkanı yardımcılığına becerisi ve çalışması ile mi geldi? Hiç sanmıyorum.
Türk devletinin şu veya bu şekilde DTP adaylarının bellirlenmesinde bellirleyici olduğunu düşünmek için yeterli neden var.
Mesela DTP başkanlığına seçilen Nurettin Demirtaş'ın başkanlığını uygun görmeyen Türk devleti, bir yolunu bulup başkanlıktan azletti. Sanki Nurettin Demirtaş'ın sahte rapor aldığını bilmiyorlarmıydı, ya da sahte rapor alan sadece Nurettin Demirtaş mıdır? Hiçbiri değil. Devlete hakim güç, Nurettin Demirtaş'ın DTP başkanı olmasını uygun görmedi.
Bu olay; Nurettin Demirtaş'ın illahi devlet ile ilişkisinin olmadığı anlamına gelmiyor. Nurettin Demirtaş ve kardeşinin JITEM ile ilşikili olduğunu Abdulkadir Aygan açıkladı—Aygan'ın açıklamasının zamanlaması da ilginçti—ve Demirtaş'ların verdiği cevap ikna edici değildi. Selahattin Demirtaş Zaman gazetesine verdiği mülakatta ne olduğunu gayet açık söylüyor.
Kürt milliyetçiliğine karşı olduğunu söylüyor. Bu aşamada Kürt milliyetçiliğine karşı olan, her Kürt'ten kuşku duymak lazım. Eğer kişi önemli bir mevki veya pozisyonda ise bu daha fazla böyledir. Selahattin Demirtaş solcu olduğunu söylüyor, solculuk nedir bilse bari.
Merkezden belediye başkanlarını atamak kemalizmden de daha geri ve gerici bir iştir. Merkezden belediye başkanı tesbit emek ile bir Türk karakoluna atanan çavuş, kaymakam, vali atama arasında bir fark yok.
Bu devlet memurluğudur, halka karşı hiçbir sorumluluğu yok. Apocular da öyle olduğu için yapıyorlar. Bu işi gerilla saflarında da yaptılar, yapıyorlar ve sorumlu seçtikleri her alanda uyguluyorlar. Kürdistan'da katliamlara neden olanlar, JITEM, Ergenekon ve diğer Türk devleti örgütleri ile birlikte çalışıp Kürdistan'ı boşaltanlar kimlerdi? Fiili olarak bu işe katılan apocu sorumlular kimlerdi? Hiçbiri belli değil ve kimse adlarını bile bilmiyor.
Bir örnek ile yazayım. Fatma Kurtulan Kocasının PKK saflarında sorumlu olduğu yazıldı. Fatma Kurtulan Türk medyasına çıkıp defalarca bu işin nasıl olduğunu açıkladı. Kocası ile ilişkisinin kalmadığını, evliliklerinin çok kısa sürdüğünü, akrabaları PKK saflarında olan AKP'li milletvekili, bakanların olduğunu söyledi. Yani sorumluluk duyduğu Türk devletine karşı sorumluluğunu yerine getirdi.
Ama Kürt tarafını ilgilendiren iddialar da var. Kocası Salman Kurtulan'ın Türk subayı olduğu ve Türk devleti ajanı olarak PKK saflarında olduğu Ergenekon belgelerinde iddia olarak yazıldı. Ne Fatma Kurtulan ne de kocası bu konuda tek kelime söylemediler. Çünkü ne Fatma Kurtulan ne de kocasının Kürt'lere karşı hiçbir sorumlulukları yok. Onları bulundukları yere getiren Kürt'ler değil. Tamamen yukardan gelen emir ile bulundukları yerde bulunuyorlar.
Bu PKK ve yandaş örgütlerinin tümü için geçerlidir. İşte ’halka' böyle yapıyorlar. Bir zamanlar kemalistler de aynı şeyi yapmışlardı ve onlarca yıl sadece kemalist parti oy alabiliyordu.
Merkezden aday atamak, DTP'nin savunur gibi yaptığı, mahalli idarelerin güçlendirilmesi fikrine de terstir. Terstir ama Türk devleti apocular aracılığı ile Kürdistan'da uyguluyor. Zaten Türk'lerin Kürdistan'da uyguladıkları herşey ilkel, gerici ve dünyanın başka yerinde uygulanması mümkün değil.
Acaba AKP, CHP, MHP ve hatta Muhsin Yazıcıoğlu'nun partisi, Kütahya'nın bir kazasına belediye başkanını başka yerden gönderebilir mi? Göndermeye çalışırsa ne olur düşünebiliyormusunuz? Ama apocular yapıyor. Cizre'ye kimsenin görmediği, tanımadığı, bilmediği birini İstanbuldan gönderdiler ve belediye başkanı seçildi.
Fatma Kurtulan belki hayatında Van'ı görmemişti, Emine Ayna Mardini görmemişti, Sevahir Bayındır Şırnak'ı görmemişti. Ama seçildiler. Kimse de wîran olası wîran şehirlerde insan mı yoktu bunları gönderdiniz demedi. Bunu düşündüler mi? O da belli değil.
Belediye seçimlerinde tekrar Kürt'lüğün en güçlü olduğu yerlerde bunu yapmaya çalışacaklar. Şırnak, Hakkari, Diyarbekir, Van belki Mardin—Mardin'de AKP güçlü olduğu için ve başka nedenlerden dolayı da belki yapamazlar—ve kazalarında aynı şeyi fazlasıyal sürüdürecekler. Şırnak'ın Uludere kazasına bir ’jina azad' kişiyi gönderirlerse şaşmayın.
Türk devletinin politikasına karşı Kürt politikası
1- Kürdistan'ın belediyelerine gösterilen adayların Kürt olması, Kürtçe biliyor olaması, aday olan kişinin aday olduğu yerde mukim olması.
2- Kürt'lerin yoğun olarak yaşadığı, Kürdistan dışındaki yerlerde Kürt olma şartı aranmalı.
3- Kürdistan dışında, uygun olan yerlerde, etnik aidiyeti belli olan adaylar tesbit edilmeli, desteklenmeli.
Üçüncü kategorinin açılımı:
Laz, Gürcü, Pontos, Pomak, Rum, Arap, Çingene olup, etnik aidiyetlerine sahip çıkan kişilerin aday gösterilmesi ve desteklenmesi gereklidir.
Mesela İstanbul'un bir mahalesinde Yahudi birini aday göstermek, desteklemek oldukça muteber ve Kürt'ler açısından başarılı bir politika olacaktır.
Etnik adaylar tesbit edilirken, desteklenirken hiçbir ideolojik, fikri gerekçe aranmamalı. Sade ve sadece kendi etnik kimliğine sahip çıkması yeterli ölçüt olmalıdır.
Böyle bir politika, Kürt'ler için geleceğe yatırım olacak ve Türk devletinin baskısı altında ezilen, horlanan, seslerini çıkaramayan milletlerin uyanmasına neden olacaktır.
Eğer halkların, milletlerin kardeşliği sağlanacaksa ancak böyle sağlanabilir. Ezilen milletler el ele vererek Türk'lerin esaretinden kurtulabilir.
Kasım — Aralık 2008
Eski fitne ve fesat bazi KUK-DDKD geleneginde gelen ihanetci bey