Sn. Ali Kızıl Bey tarafından kaleme alınan ve Rojev Kurdistan Stesinde yayınlanan "Parçalı Tarih Bilinci" başlıklı makalesi ilgimi çekti. Genellikle Kürt aydın ve araştırmacıları tarih konusuna girmek istemezler. Elde gerekli belge/bilgi yok çünkü. Ayrıca tarih işi ağır bir iş. Yanlış bir şey söylemekten çekiniyor insanlar. Hep başkaları tarafından yazılan tarihimizi adeta bize yabancılaştırmaya çalışmışlardır. Katkım olsun diye, Sayın Ali Beyin makalesini azıcık kurcalamaya çalıştım. 74 yaşındayım, yanlış bir şey söylemiş olabilirim. Herşey %100 doğru olmayabilir. Ama lütfen, biribirlerimize kulak verelim, biribirlerimizi tehammül edelim ve gelecek kuşaklara iyi şeyler bırakalım.
Ali Beyın makalesini bölüm bölüm değerlendirmeye çalıştım. Makalesini "Rojeva Kurdistan" stesinde okumanızı isterim.
Şimdi Parçalı Tarih Bilincımızı çalıştırmaya başlayalım:
___ Şeyh İdris-i Bitlisi' söylemi yanlıştır. O'na, Büyük Diplomat, Kürt Büyüğü, Mewlana Hakimuddin İdris, Sultanların Dostu, Devlet Adamı, Bilgin, Tarihçi ve Şeref Han'ın dediği gibi "- Araştırma alanının atlısı, başarı yolundaki kervanın reisi, temel kanunları ve detay kanunkarının mütrhassisi, düşünülen ve işitilmiş olan defterlerin düzenleyicisi, kutsallık medresesinin Müdderisi (1) , Bedlis bilgininin oğlu düşünür İdris..." deseniz, daha uygun düşer.
___ Mewlana İdris Kürdistan Beylerinin ve hükümdarlarının karar ve istekleri doğrultusunda Osmanlı Sultanını ikna etti ve Kürt/Osmanlı İttifakı bazında Kürdistan krallarının eskiden olduğu gibi otonom statulerinin –irsi haklarının – kurunması şartıyla çok hayatı ve önemli bir andlaşmayı başarılı bir şekilde ve kısa bir zaman zarfında gerçekleştirdi.
___ Bu dönemde 'Türk' kelimesi hiç yok. İdris için 2 şey çok önemlidir. 1- Kürt önderleri ve Osmanlı Sultanının ona tevcih ettikleri görevi en iyi şekilde yerine getirmek. 2- İslamın Ehi-sünnet ve cemaet görüşünü hakim kılmak, O zaman Çemişkezek (Dersim) hükümdarlığının Alevilerinden başka Müslüman olanların azami çoğunluğu Sunnî ve Şafiî idiler ve Kürtlerin istek ve iradeleri de bu yönde idi.
___ Kürdistanın sümürgeleşmesi tezi 1976'lardan sonra Özgürlük Yolu Dergisinde çok açık ve doğru bir şekilde analiz edildi. Kürdistanı Sömürgeleştirme olayı, İdris'ten 300 sene sonra başladı.
___ Kasr-i Şirin Andlaşması da İdris'ten 120 sene sonradır. Bana göre İran Şahlığı ve Osmanlı İmparatörlüğü, kendilerine taraftar Kürt Beyliklerinin sınırlarını belirlediler. Erdelanilerle Babaniler (Senandeş –Süleymaniye), Mükriyanlılarla Şenbolular veya Soranlılar (Ormi, Mahabad, Rewandiz, Hakkari ve Van/Xoşav) her biri, ayrı ayrı devletler gibi kendi kendilerini idare ediyorlardı. Osmanlılar Andlaşma masasında bütün Kürtleri istedi. Çünkü Kermanşah dahil bütün Kürdistan toprağını İrandan almıştı. Ama İran tarafı olan ve bugün İran kesiminde kalan Beylikler ayrılmak istemediler.
___ İdris ne hayindir, ne de Türk- Kürt kardeşliğinin mimaridir. İsris kendisine verilen görevi yerine getirmiş; Alevi, Sunî, Yezidi ve diğer inanç farkını gözetmeden, örnek olarak Bitlis, Çemişkezek ve Sıncar statülerini eşit bir şekilde Osmanlı Kanunnamelerine geçiren diploması yanı çok kuvvetli bir brokrattır. Kürt Beylerinin istek ve iradelerine son derece saygılı ve dürüst bir uzmandır..
___ Ezdînşér, Bedirhan Beyin yegenidir. Miré Kor, Rewandız (Soran) Hükümdarı, yanı Hükümet Başkanıdır. Miré Kor, Muhammed Paşayé Gewre veya Miré Soran olayı, Bedirhan ve Ezdinşér den öncedir. Olayı 1836 yılıdir. Bu koca harekat Babanlı Abdurrahman Paşadan 30 yıl sonra başlamış ve ancak bir yıl sürmüştür. Bedirhan Beyin mücadelesi 1842-1847'dir. Ezdinşér'in Büyük Harekati 1854-55 dönemidir.(2)
___ Şeyh Ubeydullah'ın oğlu Seyyid Abdulkadır ve Torunu Şeyh Muhammed Sıddık, Şeyh Said Efendi ile beraber asıldılar. Bana göre Bedirhan Beg dahil, Miré Soran, Miré Baban, Miré Hekkari ve diğer Mirler, Birleşik bir Kurdistan kırallığı için yola çıkmadılar. Hiç birisi, Şeref Han IV. Veya Sultan Melik Halil-i Eyyubi gibi, Kurdistana genel bir bakış sunmadılar.
Melik Halil Şah İsmail'in kızkardeşi ile evliydi. Safevi Şeyhzadesi - çocuk yaştaki - Şah İsmail, kendi evinde, eniştesini ve 12 tane önemli Kurdistan krallarının el ve ayaklarını bağlatıp zindana attırdı. Bu büyük önderler Şah'ın onlara verdği söze dayanarak, kendisi ile ittifak şartlarını görüşmek için ona uğramışlardı.
Bundan sonra, Kurdistan Beyleri ve Hükümdarlarının birlikte hareket etme programları - Mevlana İdris'in tasviyeleri sonucunda da olsa, çok mükemmel bir yol ve yöntemle başladı. Şeref Han V.'e göre, Mewlana İdris, Mihemed Ağa Kelhokî ile beraber ( bu Mihemed Ağa, çok önemli bir şahsiyettir. ) Kürdistan Beylerinden 20 kişiyi ikna ederek, en az bu 20 Beyin imzalarını ihtiva eden bir mektubu Sultan Selim'e verilmek üzere - İdris aracılığıyla- Edirne'ye gönderildi.
Çaldıran Savaşından sonra Selim, İdris'e: "- Kürtler aralarında bir Beylerbeyi seçsinler, ben onunla oturup anlaşayım demiş." İdris bir Milli Meclis toplantısını 28 Bey'in mevcudiyeti ile gerçekleştirmiş ve Beylerin tek kişiye iradelerini teslim edemeyeceklerini görerek Sultana "- Kürtler biribirlerine boyun eğmezler. Sultanın iradesi uygun bir Kürdistan Beylerbeyini tayin etsin, hep beraber işaret ettiğiniz kişiye tabi olurlar" diyerek işi uzatmadan bitirmiş.
___ Beylerden sonra Nakşî Şeyhlerinin dönemi başlar. Bu Şeyhlerin evveliyatları Kadirî Tarikatindan gelmiş olsa da, Nakşebendilik 1811'den sonra, ortalama 1820 de başlamış ve 1880'lere gelininceye kadar 60 yıl gibi uzun bir zamanı geride kalmıştır.
Şeyh Ubeydullayé Nehrî 4 tane Kürdistan Hükümdarlığının (Ekrad Hükümet Sancaklarının) enkazları (Hakkari, Mukriyan, Mahmudî ve Behdinan 'Ekrad Hükümet Sancaklarını kastediyorum ) üzerinde belirli bir noktaya gelmiş ve kendini bir imparator gibi hissetmiştir. Şeyhimiz, artık kendine bir Kral gözü ile bakıyordur. Mahabad Bölgesi dahil, bu 4 Beylik topraklarından vergi toplayacak noktadadır. Sultan Abdulhamid İran'a girmesi için ona göz kırpmışsa da, İngiliz ve Ruslar başta olmak üzere, bütün Haçlı Devletler ve içerdeki yandaşları Osmanlıya baskı yaparak, bu harekatın hemen durdurulmasını istediler. Şeyhimiz Sultanın çağrısına uydu ve Mekke ye sürgüne gitti.
___ Kürtlerin henüz gerçek bir tarihleri yokken, Kürtler kendi tarihlerini henüz yazmamişken, "çağdaş tarih veya moderin tarihten" söz etmek doğru olur mu? Çağdaş tarih denilen devrimci vurgular ve söylemlerin Türk Tarih tezlerinden farkı var mi? Mevlana İdris'e yakıştırılan yanlış ve yersiz iftiralar gibi mesnetsiz ve lüzümsüz yorumları içeren kalıplardan ibaret bir şey mi? Kürtler, zaten tarihlerini pek bilmiyorlar, Kürtler hafizasını kaybetmiş 165 yıldır otoritesiz yaşayan bir milletir. İnşaellah bir gün gelecek, slogansız ve tarafsız, tamamen belgelere ve gerçeklere dayanan Kürt tarihi yazılacaktır.
O da ancak Kürtlerin Özgür üniversitelerinin verecekleri akademisyenlerln araştırmalarıyla mümkün olacaktır. Bizim şu anda yapabileceğimiz tek şey, Kürtlerin yanlış ezberlerini bozmak ve bazı gerçekleri yeni nesillerin hafizalarına sunmaktır. Ben son 15 yıldır bunu yapıyorum.
___ Beni bağışlayın ama bu 'Modern Kürt Bilinci' deyimlerinizden de bir şey anlamıyorum. İdeolojik bir deyim mi? Bu da 'demokratik özerklik' gibi bir şey mi?. Mesela İnsan haklarını, ulusal hakları veya idare sistemlerini ele alalım. Nedir demokratiklik, moderinlik veya çağdaşlık? Millet olarak evvela hakkını al, esaretten kurtul, dünyanın en modern sistemiyle kendi dil ve kültürünü de içine alan eğitimi yaptırt. Dünya ne yapıyorsa sen de onu yap.
___ Mela Said-i Kurdî, Kürdistan Medreselerinde yetişmiş cesur, gayretli ve Kürtlerin geleceklerini garantıya alacak çareleri titizlikle arayan bir din adamıdır. Zaman gelmiş, Rusların ve Rus Ordularının önünde Kürdistan da cirit atan, katliamlar düzenleyen Ermeni çetelerine karşı Milis Komutanlığını yapmış. Zaman gelmiş 40 bin Ermeninin hayatlarını Osmanlı askerlerinin elinden kurtararak, onların sağ salim Ermenistana varmalarını sağlamış, zaman gelmiş İttihad ve Terakkınin 2. Meşrütiyetlerine kurtarıcı gözü ile bakmış, Sultan Abdulhamid'e gidip Kürtlerin eğitimleri için Dar-l Fününlar istemiş, İstanbul Kürt ve Kürdistan Cemiyetlerine katılmış mücadele vermiş, Kemalistler diktatörlüğü Türkiyeyi cehenneme çevirdikten sonra da, sürgünde insalık için Kuran-i Kerim ayetleri ile aydınlıklı bir yolu bulmaya çalışmış ve çok büyük başarı sağlamış, bir önder, bir rehber ve bir liderdir.
şeyh Said Harekatına katılmamış olması ve bu harekat düştükten sonra ona maledilen sözleri - şahsen inanmamakla beraber- sarfetmesi ile şu anda Kürt Aydınlarının çoğunluğu tarafından PKK nın silah kullanmasına karşı olan tavirları arasında ne fark var. Kürtler yıllar yılı Bülend Ecevit'in peşine düşmediler mi. Ha Ecevitin partisi, ha Teşkilat-i Mahsusa. Teşkilat-i Mahsusa, belki de o zaman Osmanlı Müslüman halkları için bir umud, bir ışık kapısıydı. Melayé Meşhur, Mela Seidé Kurdi, Molla Said-i Norsi veya Bediuzzemanın bütün hayatı ortadadır. Biz gerçekten tarihin parçalarını toplarken, zaman ve mekanı hesaba katmalı ve 'hiyanet' deyimlerini mümkün mertebe kullanmamalıyız.
___ 2005'te Barzanı'lı bir aydınla birlikte Barzan Bölgesinde bir gezinti yapmıştık. Bu gezinti ile ilgili 'Péndro' başlıklı bir makale yazmıştım. Makalem Hala Rızgari sitesinde okunuyor. Beni gezdiren arkadaşım: "- Mam Şakir, Barzani hareketinin bu bölgenin 4 tarafında yer almış Zébari, Rékanî, Bıradosti ve Sürçi Eşiretlerinin ellerinden çektiğini Arap, Türk, Farıs ve İngilizlerin ellerinden çekmemiştir." Demişti. Şimdi kimse kimseye hain demeden hep beraber Federal Kürdistan'in kalkınmasına katkı sunuyor ve Ortadoğunun en moderin ve demokratik bir yönetim tarafından yönetiliyorlar. Cahşlık, kimsenin alnına yazılmamıştır.
___ İdris-i Bitlisi'nin doğumu 1452 dir. Seyid Abdulkadır, Şeyh Sait Efendinin ve Bediuzzemanın doğumları arasında 4 asır (400 yıl) zaman farkı bulunmaktadır. 400 yıl önce Kürtler neden birlik oluyorlar da, 400 yıl sonra demokrasiden hiç nasip almamış Beşer Esad rejimine karşı birlik olmuyorlar? Birlik olmamanın sebebi hep Müslümanlık mi? Süriye Kürtlerini param parça eden, ortak menfaetleri doğrultusunda onların kenetleşmelerini engelleyen nedir? Eğer bunun sebebini teşhis edersek, derdimize de belki çare buluruz.
___ 'Şeyh Sait İsyanı' deyinimini başından beri sevmedim ve sevmiyorum. Kölelerin efendilerine karşı isyanı gibi bir vurguyu hatırlatıyor. Biz dünyanın en dıramatik baskı, zülum ve soykırımlarını yaşadık ama asla köleliği kabul etmedik. Kürtler birleşmeseler de, Birleşik ve bağımsız bir Kurdistan planı etrafında toplanmamış olsalar da; kesinkes bir millet olduklarına dair bilincleri vardır. Azadi Cemiyeti Miralay Cibranlı Halid Beg ve arkadaşları tarafından kurulurken en azında Türkiye Kürdistanını baştanbaşa programa almış oluyorlardı. Şemdinli olayı, Halid Bey ve çekirdek kadrosunun tutuklamaları, Şeyh Said Efendi'nin Hinis'tan Diyarbakıra doğru uzaması ve Jandarma Kuvvetlerinin gidip şehin divanında bulunan mahkümü veya mahkümları tutuklamaya yeltenmeleri ile patlak veren başkaldırı ve hemen civar şehir ve kasabaların kurtarılıp bu yerlere kaymakam ve Valilerin atanması olayları gösteriyorki Kürtler, kesinkes aldatıldıklarını; Cumhuriyetin kuruluşu ve Lozan Andlaşmasıyla anlamışlardır. Başlarının çaresine bakmak zorunda kalan Kürtler, zamansız, programsız ve hesap kitabı yapılmayan bir Kürdistani başkaldıryı gerçekleştirmişlerdir. Elbette Tarikat ve Dini renkleri olacaktır bu başkaldırının. Dünyanın her yerinde din olayı kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Müsülman müsülmana, Hırıstiyan da Hırıstiyana dinsizliği yakıştırmış ve iki taraf savaşırken, aynı Allah'tan yardım istemişlerdir. Ama her zaman güçlü olan taraf kazanmıştır.
Yerel veya genel olarak ortaya çıkan Kürt başkaldırılarından şahsen ben Koçgiri, Şeyh Said, Ağrı ve PKK hareketlerini Milli Hareketler olarak görüyorum. Kimi Müslümanlık ağırlıklı, kimi de mezhep veya ideolojik renkleri taşısa da bence bu başkaldırılar ulusal başkaldırılardır.
Geri kalanlar ise; Kemalistlerin Tedip ve Tenkil projeleri ile Kürtleri sindirmek ve toplu katliamlarını gerçekleştirmek üzere girdikleri her bölge de, direnenler olmuştur, karşı koyanlar olmuştur, meşrü savunma yapanlar olmuştur ve kanlarının son noktasına dek savaşarak Büyük Önder Seyyid Rizalar ve Sasun kahramanları Mala Eliyé Yunuslar gibi destanimsi ve acı hatıraları bize miras bırakmışlardır.
___ "- Tarihi başkaları tarafından yazılan bir halkın tarih trajedisidir, anlatmaya çalıştığımız çelişkiler. Bunun için Kürt tarihini anlamak kadar yorumlamak da çok zordur." Demişsiniz.
Çok doğru bir teşhis. Bu cümleden sonra söylediklerine katılıyorum.
Saygılarımla
05.07.2012 – Hewler
Şakir Epözdemir
D İ P N O T L A R :
(1) – Kutsallık Medreselerin müdderisi demek Saraylarda Prens ve Şehzadeleri eğiten eğitimci demektir.
(2) - Sn. Sinan Hakan'ın "Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kürtler ve Kürt Direnişleri 1817 – 1867 – DOZ yy. İstanbul" kitabı, gerçekten bu 50 yıllık döneme, yani Kürdistanin sümürgeleştirilmesi ve otoritelerinin tasfiyesi dönemine ışık tutmaktadır. Bulup okumanızı isterim.
Rojev
Parçalı Tarih Bilinci ve Sayın Ali Kızıl’ın Makalesine Yorum -