Diyarbekir E-tipi cezaevinden Malatya cezaevine naklimiz icabi getirilip tikildigimiz malatya cezaevi "musahade" hucrelerine ilk gorusturuldugum kisi agabeyim idi.. kendisi de benim gibi ulusal kurtulus mucadelesi surecinde somurgecilerden aldigimiz kahredici 12 eylul somurgeci askeri dikta rejimi tarafindan kiskaca alinmis ve davasi benden once sonuclandigi icin malatya cezaevine nakledilmisti..
Hucrenin onune geldiginde yaninda ilk gordugum iki gardiyan ve daha once hic gormedigim ve tanimadigim bir insanla (bakislari sevecen ve koruyucu idi) duruyorlardi karsimda..
Hosgeldin aramiza der gibi agabeyim bana yanindaki daha once hic gormedigim ve tanimadigim insani gostererek 'bak bu Bedri arkadas Bedri Yolcu' deyince elimi uzattim ve merhaba dememe gerek kalmadan 'bu seansi sen kogusumuza geldiginde yapariz, simdilik bir seye ihtiyacin varsa soyle, gerisine karisma'deyince taman dedim.
ilk tanismamiz boyle oldu insan dostu, sevecen, koruyucu ve gelistirici o insanla..
...
Çok genç yasta olmamin verdigi sicakkanlilik mi yoksa gercekten somurgecilige duydugum kin ve nefretin davranislarima yansiyan bicimlerimi hala bilemiyorum, ama belli bir 'musahade' suresine tabii tutulmamizdan sonra, diyarbekirden gelen grubun koguslara dagitiminda ben,
agabeyimin de bulundugu 'nakledilecekler'(nakledilecekler o donem de somurgecilerin cezaevi yonetmeliklerine boyun egmeyen insanlarin degisik cezaevlerine dagitimi anlamina geliyordu) kogusuna verilmeyeceksem, hucrelerde kalamaya razi oldugumu bildiren bir dilekceyle cezaevi mudurlugune muracatta bulundum..Cunku beni yerlestirmeye calistiklari kogus (yasimin cok genc olmasindan ve daha yatacagim ceza suresinin kisaligindan gibi abuk-sabuk bahanelerle Kurdistanli devrimci kadrolarin siradan insanlarla iliski ve baglarini koparmak amacli) sicaga-soguka karismayan 'kendi halinde cezalarini yatip usluca tahliye olmayi bekleyenlerin kogusu'na yerlestirmek istiyorlardi..yani ya beni istedigim kogusa yerlestireceklerdi yada hucrede kalacak ve protesto icin de aclik grevine gidecegimi bildirdim..
(...)
iki haftalik gel-gitlerden sonra cezaevi yontimi beni istedigim kogusa vermeyi kabul etti ve bizzat cezaevi muduru tarafindan sozlu olarak karsimda su cumleleri ekleyerek:"git o kugusa, git ki senin daha tazecik beynini de yikasinlar, gitki seni de kendileri gibi devlet ve millet dusmani yapsinlar"
cok gulmustum bu sozlere cunku mudur sifatindaki unsur bizim kullandigimiz lugattan anlamiyordu..beyni yikananin kendisi oldugunu bilmiyordu..
Anlimiza yazilmis bir kere, bu duzene boyun egmeyecegiz, kendime olan sayginin geregi seninle bu tur tartismalara girmeyecegim mudur bey' dedim ve kestim..
Kurdistanli devrimcilerin kaldigi kogusa ilk girdigimde, belli bir duzenli yasam kurallarinin oldugunu ranzalarin uzerindeki yataklarin duzenli temiz ve bilincli bir yasam bicimi oldugu kanaati hemen uyandirdi bende..
Daha sonra hayatimda ilk duydugum KOMUN kelimesinin ne anlama geldigini bilmezdim.. "biz falan ve filan hareketin taraftarlari olarak ortak komun yasamini sectik, eger istersen sende bizim komunumuze katilabilirsin" diye bir ses arkamda duyunca kim oldugunu gormek icin donup baktigimda agabeyimin bana ilk gun hucrelerde tanistirdigi insani, Bedri Yolcu'yu gordum..
Insani etkileyen ve inandirici koruyucu durusu ile o an bende cok buyuk etki birakti..
1,5 yillik birlikte o ortak komunde malatya cezaevinde Kurdistan Ulusal Kurtulus Mucadelesinin temel siyasal tezlerini egitim calismasi seminerlerinde o insanlarin anlatimlaridan bir nebze de olsa ogrendim..
"Yeryuzunun en korkunc silahi orgutlu kitlelerdir" sozunu ilk Bedri Yolcu adli Kurdistanli devrimciden duydum..kimbilir daha once kac yurekli duzen karsiti insan tarafindan soylenmisti..Kim bilir bu dusuncelerin beni belkide hayatimin anlam ve gayesi olan somurgeciligi her kosulda ve yerde red etmenin bilinc ve davranis sekillenmesini baslatti..kim bilir belki de isyanimin kivilcimi idi..kim bilir belki KURDISTANLI KADROLAR KORUNMALIDIR gibi her yerde ve herzaman dillendirmeye calistigim yaklasim biciminin ilk basamagiydi o seminerlerde ki soylenen sarf edilen sozler..
(...)
kesin tarihini suanda hatirlamiyorum(hatirlamama da gerek yok diye dusunuyorum, cunku olaylar olgular kiside veya kisilerde biraktigi mesajlarla onemlidir gun ve saatle degil..) buyuk capli bir aclik grevi orgutlenecekti..
Devrimci agabeylerimiz tarafindan kimlerin katilmasi konusunda tartismalar dusunce alis-verisi trafigi basladiginda, cezalari kesinlesmis ve kisa surede tahliye olacak insanlarin aclik grevine katilmamalari yonunde karar cikmasina ragmen (cunku ben o kategoriye girenlerdendim) itiraz ettim ve direterek aclik grevine katilacagim, sonucu ve yaptirimlari ne olursa olsun bunun benim kisisel kararim oldugunu ve hic bir gucun beni bu eylemin disinda tutamayacagini bildirdim.
Bende ki bu inatcilgi fark etmis olacakki agabeyim yanima Bedri Yolcu'yu gonderdi..
"seni cok iyi anliyorum, Kurdistan devrimi somurgecilige karsi bir mucadeledir, ve bu mucadele tum kurdistanlilarin omuzlarinda ki agir yuktur..Bu yuku omuzlayan omuzlamaya calisan davranislarin hic kusku yokki saygi duyulacak bir olgudur. Kurdistan Ulusal Kurtulus Mucadelesine her sart ve kosulda katilmak katki sunmak her Kurdistanlinin gorevidir. Ben buraya seni eyleme katilmaman icin iknaya calismaya gelmedim..sadece ogrenmek istiyorum, neden illahim katilmak istiyorsun?" diye sorunca,
'Abi nasil olsa disari da ciksam yine bu mucadeleyi yurutmeyecekmiyim, ha disarda ha burda ne fark eder, disari deyince neyi anliyoruz, bence disarisi yok, icerisi yok, disarida da iceride de korkunc somurgeci bir hegamonya var oyle degilmi?' deyince,
"evet haklisin, ozgur iradesi ile anti somurgeci mucadeleye katilacak olana saygi duyulur" dedi ve diger abilerle kogusun arka tarafinda 'gizli' birseyler konustular ve bende onlarla birlikte eyleme basladim..
eylemin 21.gunuydu sanirim cezaevinin revirinde bobrek sancilari ile kivranirken,
Adem (soy ismini hatirlamiyorum) adli gardiyanbasi iceri girerek serum takilmasi emrini basimda donup dolasan 'doktor'una verdi. kabul etmedim ve seromu tekrar cekip attim..inanmiyordum eylemin bitmis olabilecegine.. somurgecilerin gardiyanligini yapan Adem'leremi inanacaktim!
Inanmiyorum eylem komitesinin temsilcisi (Bedri Yolcu idi) gelene kadar verdikleri karari bana bildirene kadar eylemi sonlandirmam mumkun degilb deyince Adem gardiyan: (saniyorum kendisi de Malatya Kurdlerinden idi) "Ulan bu Bedri sizin allahinizmi hersey onun basinin altinda cikiyor, ben demistim mudur beye o ...'gi hemen surgun edelim diye, burayi birbirine katar demistim, bak iste sen bunun ispatisin..ben sana eyleminiz bitti diyorum, sen hala Bedri kendisi gelmeyene kadar inanmam diyorsun" gibi acinacak soylemler dillendirince,
bende kendisine:Bedri Yolcu bir Kurd devrimcisidir. Kurd devrimciler somurgecilige karsi eylemlerinde samimidirler, durustturler, senin gibi duzen bekcilerine mi duzen gardiyanlarina mi inanacam Bedri Yolcu'larami?
deyince, cilgina dondu ve cekip gitti..
ama, bende 21gunun acligi, ve bobrek sancilari hicbisey kalmamisti. sanki yeniden dogmus gibiydim. Biliyordum ki birazdan aclik grevi komitesi bulundugum revire gelecekti..
hemen uzandigim ranzadan bir hamle ile indim ve tras olmak istedigimi 'doktor'a iletince, kogusumda bulunan tras malzemelerini getirmeleri icin rica ettim.. Ne agabeyimin nede Bedri Yolcu'nun beni o halimle gormesini istemiyordum..
Tras oldum ve yine ranzanin uzerine uzanmaya calistim ki zebellah gardiyanlarin arasinda dimdik yuruyen Bedri Yolcu ve Orhan Aydin'i gordum ve ayaga kalktim..
"ne o, ikinci isyan bayragi actigini duyduk, hayirdir?" diye gulumseme ile bana egilerek kulaklarima su sozleri fisildadi : SOMURGECILERIN KARAKOL BEKCILERININ BURNUNU YERE SURTTUK, ARTIK EYLEMI SONLANDIRABILIRSIN deyince
bu insanin sevkat ve sadakatlik abidesi durusunu oylece izledim durdum..kac saniye veya dakika oyle gecti bilmiyorum.
Bir anda "ne o bizi de mi takmiyorsun" diyen sevecen vefakar sesini duyunca, dusuncelere daldigimi ve iceriye girenlerin benim cevabimi beklediklerini hatirladim..
ranzadan indim ve somurgecilige karsi her eylem kutsaldir gibi bir soylem dillendirdigimi gorunce Bedri Yolcu ve Orhan Aydin "tamam tamam hele bir kogusa gidek bak Nesimi Yaman senin icin ne hazirlamis, midene iyi gelir" deyince Komunumuzun en lezzetli yemek yapan kisisinden bahsettigini fark ettim.
*ps*: bu yazi redekte edilmemistir. bu yazinin amaci ölümsüz Kurdistan devrimcilerini anlatmak degildir.. bu yazinin yazari bu satırları somurgecilige karsi mucadele prosesinde herhangi bir mekanda herhangi bir Kurdistan Devrimcisinin kisiliginde dusuncelerinde biraktigi etki ve izlerin anilarini dusundugu gibi hissettigi gibi kaleme dokulmesinden baska hic bir amac icin yazmamistir ve baska amaci da yoktur..
Bedri Yolcu hep yaşasın Kurdistanlıların yureklerinde ve somurgeciliğe karsı konulan her adımda eylemde !
Yüreğimde ki Kürt ve Kürdistan sevgisinin nakışlarından biri ey Bedri Yolcu sen ve mücadelen bu yürek çarptığı müddetçe hep yüreğimin en nadide konağında bulunacaksiniz!
Kahrolsun Sömürgecilik
Yaşasın Kürt Ulusunun insanca yaşamaktan başka hiç bir anlama gelmeyen anti sömürgeci demokratik kürdistan mücadelesi
kurdistan4all
Re: Yıl: 1987 Mekan: Malatya E-tipi Cezaevi