(...)
KÜÇÜK KIVILCIMLARI DERİN VE AĞIR ATEŞLERE ÇEVİR!
Bugün gelinen noktada şu çok iyi ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır;Kürdistanın bağımsızlığı,ulusumuzun özgürlüğü dört parçada birleşik bir örgütlenmenin yaratılmasıyla ancak kendi gerçek statüsünü elde etmenin imkanına ulaşacaktır.
Ve bu birleşik örgütlenmenin en asal yanı ulusal bir politikayla biçimlenmesi ve ulusun çıkarlarını tüm her şeyin üzerinde tutulması gerektiğini kavramak zor – undayız.
Şu ana kadar var olan örgütlerin,partilerin gerçek bir bağımsızlık anlayışıyla hareket ederek cesur davranamamıştır. Olgulara ulusal bakış açısıyla değil,ak – sine örgüt ve parti prağmatiğiyle ,ideolojik anlayışıyla yaklaşmıştır. Ve kendi öz gücüne güvenme yerine güçlülere öykünmüştür. Bu kangrenin kesilip atılması lazım. Bunu nasıl beceririz? Bu her şeyiyle kendine güven ile mümkündür. (...)
Bu durumun aşılması için var olan partilerin, örgütlerin, gurupların bu gün ne o şansı var ne de geleceğin teminatıdır. Onun için var olan bu yapıların imkanlarını KUKM'ne aktarmanın çalışması içinde bağımsız davranmak durumundayız. Her şeyden önce;birbirlerini tanıyan, birbirlerine güvenen insanlar gurupları oluşturmalıyız ve bu gurupların kendi arasındaki bağ güncel tartışmaların seyri içinde gelişip güçlenecektir. Her gurubun kendi içinde ve kendi arasında en temel ilkesi güven olmalıdır ve bunu temel alarak kıskançlık,çekemezlik gibi olumsuzluğa düşmeden birbirlerinin eksiğini gönüllü bir fedakarlıkla tamamlamalı ve yanlışlara ortak tavır geliştirmelidir. Bu gönüllü guruplar bulunduğu her yerde kendi insiyatifleriyle gelişmelere tavır almalı ve bunu forumlar aracılığıyla tartışmalıdır.
Güncel gelişimlere karşı tavır geliştirilmesi açısından sürekli konferanslar yürütülmeli,kampanyalar geliştirilmelidir. Bu tür çalışmalar süreç içinde bu gurupların arasında güven bağını oluşturduğu gibi yurtsever kitleyle de bağını derinleştirecektir. Ülkede yerel önderliklere destek sunmalı onları öne çıkarmak için derin ve gönüllü bir çaba içinde olmalıyız.
Bu tür çalışmalar içinde kendimize yakın gördüğümüz yapı ve kurumları kesinlikle zorlamalıyız. Günün gelişimine ilişkin olarak forumlarda sürekli yazarak,tartışarak baskı unsuru olmaya özen göstermeliyiz.
KOLEKTİF ÖNDERLİK GEREKLİDİR VE HER MİLİTAN BİR ÖNDERDİR!
Bu şiarı kesinlikle ilke edinmek zorundayız. Çünkü, var olan örgüt,parti ve gurupların en büyük açmazlarında biride burada yatmaktadır. Güvenin olmadığı bir yerde bir insan ne kadar yetenekli olursa olsun kesinlikle önderlik yapmasının şansı yoktur ve daha çok saldırgan,daha çok kincilik gelişecektir ve doğal olarak bu da amacın önünde engel düzeyine ulaşacaktır. Ve doğal olarak önderlik kendi kariyeri ve çıkarı için bir mekanizma oluşturmaya gidecektir ve sonuç itibariyle kişi likidasyonu oluşacaktır.
Bunun en iyi yöntemi her şeyden önce yoldaşlar arasında sevgi bağı geliştirilerek güven duygusu güçlendirilmelidir. Birbirlerinin eksikliğini tamamlayan, birbirlerini itekleyen,birbirlerini besleyen ve her şart altında gücünü koruyan insanlar olmak durumundayız. Ve bizim gücümüz birbirimize olan güvenin ta kendisi olmalıdır; bu yanımızla kolektif önderlik geliştirebiliriz ve her yoldaşın bir önder olduğunu düşünerek hareket etmek durumundayız.
Ülkemizin toprağında kıpırdayan her yaprak bizi ilgilendirmelidir.. önderlik vasfını yürüten kişiler,yapılar bu küçük kıpırtıyı gerçek harekete çevirecek yeteneğe sahip olmak durumundadır. Onun için kolektif önderlik esas olmalıdır.
Ve bu kolektif önderlik dönüşümlü olarak yürütülmesi en doğru olandır. Böylece gelişecek bürokrasinin çanına ot tıkanmış olacaktır.
BİRLEŞİK ÖRGÜTLENME VE MİLLİ KONSEY!
Bağımsız olan fakat kendi içinde birlik konumuna sahip gurupların en büyük şansı kendi insiyatifleriyle sürece müdahale etmeleridir .
Ülkenin dört tarafında bu tür oluşumlar mutlaka vardır ve bu oluşumların konumu şu an bizim durumumuzdadır. Hem duyarlı hem de bağımsız bir konumda olduklarından gelişme-dönüşme ve ileriye doğru açılımları çok daha sağlıklı bir yerdedir. Olaylara örgüt ideolojisi ve baskısıyla değil daha objektif baktıkları için daha sağlıklıdır. Her şeye ulusumuzun penceresinden bakılmaktadır, işte bu bakış açısı güven vermektedir!
Bu oluşumlar arasında sürekli diyalog geliştirilmeli ve birbirini besleyen,birbirini tamamlayan bir mekanizma olan platformlar işletilmelidir. Bu platformlar vasıtasıyla hem güncel gelişmeleri izleme,tartışma ve politika belirleme şansımız yüksek olacak hem de her dört parçada ki gelişmelere anında müdahale etme gibi bir gücümüz çıkacak ortaya. Bunun da en iyi yöntemi güncel gelişmeleri izleyen,aktaran ve farklı dillere çevirme durumuyla dört parçada bir gazetenin ve bir forumun gerekliliği üzerinde düşünmek .. Bunun içinde dört parça da yoğun ilişkiler ağı gerekmektedir; bu süreç içersinde bu gurupların bir üst düzeye sıçrama noktası olan platform sürecinde olabilecek bir şeydir. Ancak ileriye dönük olarak düşünülmesi gereken bir durum olduğunu hesap etmeliyiz.
Her yerde,herkesle dostane ilişkiler geliştirilmeli ve her çevrenin kendi arasında birer çalışma gurupları olmasını savunmalıyız. Örneğin :(...) yutsever enternet platformları birer çevredir.. Bu tür çevreleri sarıp sarmalamalı ve onları dıştan kuşatıp içten zorlayarak sürece müdahale platformunun bir öğesi olmasını sağlamalıyız.
Güneyde bir ayağımız mutlaka olmalı ve güneyli güçleri dört parça da merkezi konseyin oluşması gerektiği ve kesin ülke bütünlüklü ulusal bir mutabakatın en olmazsa olmazın bir koşuludur ve ancak biz böylesi bir mutabakatla Kürt ulusunun Kendi kaderinin Kendisinin Tayın Etme Hakkını gerçek hayata uygulama şansına sahip olacağına ikna etme ve zorlamak durumundayız.
BAĞIMSIZ BİRLEŞİK DEMOKRATİK BİR KÜRDİSTAN !
Ülkemizin askeri işgalden arındırılmasının yegane temeli merkezi örgütlenme olan milli konseyin oluşması için yeni bir oluşumun manifestosunu yazmak bizim elimizdedir. Bu eli harekete geçirilmesi cesaretini göstermeliyiz. Ulusal ve uluslar arası alanda tek bir bayrak altında yürümenin yolu bu konseyin yaratılmasından geçmektedir.
Geçmişin isli paslı gömleğini çıkarıp atmak ve var gücümüzle yeni baştan ulusal mutabakatın oluşturulmasının araçları üzerinde düşünmek ve nasıl yapabiliriz,ne yapabiliriz sorusuna cevap vermeliyiz. Ki bu gücümüzün olduğuna inanıyorum.
Artık,şu konuda kendimizi ikna etmek durumundayız; bu gün var olan örgüt parti ve guruplar ülkemizin askeri işgalden arındırılması ve bağımsız birleşik demokratik bir Kürdistanın gerçekleştirilmesi yeteneğini gösterememişlerdir ve üstelik devasa bir gücü paramparça ederek heder olmasını sağlamıştır.
Bizim yeni bir kasırgaya ihtiyacımız vardır.
Bizim yeni bir manifestoya ihtiyacımız vardır.
Bizim kolektif bir önderliğe ve her militanın bir önder olmasına ihtiyacımız vardır.
Her şeyden önce bizim Ülkemizin bağımsızlığına ulusumuzun özgürlüne ihtiyacımız vardır.
Bunların gerçekleştirilmesine giden yolda yeni bir platformun yaratılması bir zorunluluktur.
(*) Bu yazı Metin Esen'in "NE YAPABİLİRİZ VE NASIL YAPABİLİRİZ?" Metninden aktarmadır.
KÜÇÜK KIVILCIMLARI DERİN VE AĞIR ATEŞLERE ÇEVİR !(*)