Sevgili Diyar,
Ben senin değil sen benim ağabeyimsin. Hem de kalbi..
Azınlık inancına mensup olanlara çoğunluk ve de hakim inanç mensuplarınca yöneltilen eleştirilerin ne kadar incinmeye yol açtığını hakim milletlerin mensuplarına karşı yıllardır tepki vermemin şahsında bir kürt olarak bilmek durumundayım. Çok az insan farslarla, türklerle, araplarla benim kadar kavga etmiştir ve eder. Ben kürtlerle kavga ederim hem de her gün. İşim gereği İsveçte her gün bir yığın kürtle karşılaşırım. Ben milletime tutkunum başka tutkunluğum olmadı. Onun için nereli olduğunu sorarım. Öğrenmek istediğim hangi şehirli olduğudur. şehrine ve bölgesine istinaden lehçesini öğrenmeye ona kendi anlayacağı lehçede hitap etmeyi arzuladığımdan sorarım. Muhakkak içlerinden biri Iraklı yada İranlı olduğunu söyler. Daha doğru deyimle Irak yada İran kürdü olduğunu söyler. Bazen de benim aksanıma bakarak ben sormadan birileri bana sen türkiye kürdümüsün der. İşte bu kavga sebebidir. Karşımdaki benimle karşılaştığına pişman olur. Kürtlerle bu dalaşmalar hep tatlı sonuçlanmıştır. Kürdistan kürdü olduğumuz, ülkemiz olduğu, hiç kimsenin kürdü olmadığımız ve olmayacağımız her zaman kabul görmüştür. Benim güzel insanlarımın saygı duyulacak yanı budur. Beni hep bağışlamışlardır.
Araplar yada türkler yada farslar sorduğunda durum daha farklı olmuştur. Onlara aşağılayıcı cevaplar vermişimdir ve vermeye devam edeceğim. Tehdit ettiğim de olmuştur. Şikayet konusu oldu. Polise ifade vermek zorunda kaldım. Olay işyerinde olduğu için ayrıca işverenden uyarı aldım. Adamlar sorar, hangi millettensin? Kürdüm. Nerenin kürdüsün? Cebaxçor'un. Cebaxçor nerede? Kürdistan'da. Hangi Kürdistan'da? Cevabım kaç tane Kürdistan var şeklinde olur. Onu demek istememiştik, yani nerenin kürdüsün? Dedim ya Kürdistan'ın kürdüyüm. İyi de yani Irak'ınmı yada Türkiye'nin Kürdistanımı? Hayır kürtlerin Kürdistanındanım. Soru faslı buraya ulaştığında karşımdaki ileri gitmeyi sınarsa artık kavga nedeni oluşmuş demektir.
Hayatım boyunca Kürdistan'ın kürdü olageldim. Hal böyleyken bütün bunlara maruz kalmak diğer bir yanıyla incinmektir. İncindiğim, üzüldüğüm, kendimi inkar edilmiş hatta aşağılanmış saydığım için tepki veririm. Yoksa fanatik değilimdir. Hakkımın gasp edildiğini, varlığımın inkar edildiğini, insanlığımın küçümsendiğini, tecavüze uğradığımı düşünürüm. Kürtlüğüm aşırı hassasiyetimdir, namusum gibi titizlenirim. Kürtük bilincine sahip her kürt böyledir. Bu konuda yalnız yada aşırı örnek değilim. Kimseden daha fazla kürt olduğumu da düşünmem ve söylemem.
Kürtlerin diğer dünya milletleri önündeki konumundan ve hassasiyetlerinden hareketle kürtler içindeki azınlıkların konumunu ve hassasiyetlerini anlayabildiğimi sanıyorum. Dini ve etnik hassasiyetler bir noktada benzer çağrışımlar yapıyor. Bütün bunları sizleri anlamakta olduğumun anlaşılması için yazıyorum.
Bilimde açık olmak gerekir. Tabulara karşı gerçekçi ve cesur yaklaşmak gerekir. Kuşkusuz bunu inançları bastırılmış kesimin insanlarından kendi yaklaşımımın olumlanması adına istemiyorum. Egemen inancın selameti adına da beklentim yok. Milletimizin dini bağnazlığı aşıp günün gereklerine göre şekillenmesi gerekiyor. Bu bağlamda bütün dünyada genel kabul gören uygar normları izlememiz hata bu şekillenmeyi kendimizden başlatmamız gerektiği açıktır. İncinmeye neden oluyorsa ben azınlık inancına sahip olanların hatırı için söylediklerimi geri alır ve bağışlanmam ricasını takdirlerinize sunarım.
İnançlara saygılı olma kuralını her zaman izledim. Dini ve etnik azınlıkların mensuplarının inançlarına ve aidiyetlerine yönelik eleştiriler çoğu kez onların hassasiyetlerini olumsuz etkileyebilir. Bu tür eleştirilerin aynı halka mensup kardeşlerden gelmesi ihtiyaç duyulan güveni zedeleyebilir. Bu nedenle azınlıkların haklarına ve hassasiyetlerine saygılı olmakta geri kalmaktansa ileri gitmek çok daha evladır. Güven yaratabilmenin, birlikte mücadele edebilmenin haklara ve hassasiyetlere saygı temelinde mümkün olabileceğini hatırımda tutuyorum. Bütün bunların hepsinden daha önemli olanı her insanın doğuştan birlikte getirdiği inanç hürriyetidir. Bir toplumu özgürleştirme uğraşı içindeyiz. Özgürlüklerin başlıcaları arasında olan inanç özgürlüğünü görmezlikten gelerek özgürlük kavgası verebileceğimizi söyleyemeyiz. Bu tutum eşyanın tabiatına ayıkırı olur. Özgürlüklerin her türlüsünü kabulü sindirememiş, kendi için olmasa bile başkaları için hak ve özgürlük teşkil eden kavramlara saygıyı ve bu uğurda mücadeleyi sindiremeyenler toplumlarının özgürleşmesine hizmet etmiş olmazlar. Dahası toplumlarının özgürleşme şansını ortadan kaldırmış olurlar. Kalender ve nezaketli serzenişlerin her zaman olduğu gibi hürmetimi mucip oldu.
Sevgi ve selamlar.
Re: Son Tartışmalara İlişkin