Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 26 February 2011

Güney Kürdistan'da var olan siyasal partilerin silahsızlandırılması ulusal bir görev olarak Kürdlerin önünde duruyor.

17 Şubat günü Suleymaniye'de başlayan gösteriler, KDP'nin etkili olduğu Kürdistan şehirlerinin dışındaki tüm şehir ve kazalara yayılmaya başladı. Bu gösteriler esnasında şimdiye kadar 3 genç öldü, yüzlerce gösterici yaralandı ve bir hayli göstericide gözaltına alındı.
Buna rağmen gösteriler yayılarak sürüyor. Yapılan açıklamalara ve gösterilere katılarak düşüncelerini açıklayan kesimlere baktığımız zaman bu gösteriler Güney Kürd toplumunun farklı kesimlerinin desteklerini kazanmaya devam ediyor.

Kürdistan Parlamentosunda yolsuzluklara karşı mücadele ve şeffafiyet komisyonu başkanı Dr. Refiq Sabir, 21 Şubat günü Kürdistan Parlamentosu Başkanına gönderdiği bir mektupta „Yolsuzluklara karşı mücadelede canlarını veren gençlerin olduğu bir ortamda yolsuzluklara karşı mücadele için kurulan bir komisyonda eli kolu bağlı olarak oturmaktan utanıyorum“ diyerek istifa etti.

Refiq Sabir 25 Ocak'ta Suleymaniye göstericilerini ziyaret ederek bir konuşma yaptı. Dr. Refiq Sabir biraz ironik olarak „İşte başka bir kışkırtıcı daha sizlerin saflarına katıldı“ dedi.

17 Şubat günü Suleymaniye'de olaylar başladığı zaman Kürdistan Parlamentosu tatildeydi.
Yaşanan olaylar neticesinden siyasal ve güvenlik ortamı bir hayli hasaslaşmıştı. Tvoplumun tüm kesimleri yaşanan olaylara kendilerine göre tavır takınıyordı. Zaten basın savaşı da ortalığı daha da elektirikli bir hale sokmuştu..
Kürd generalleri „Kürd kazanımlarına karşı komplolardan“ söz ediyorlardı.
Kürd İstihbarat Teşkilatların şefleri „planlı bir oyundan“ sözediyorlardı.
Binlerce Peşmerge Hewler'den Suleymaniye'ye aktarıldı..

„Normal“ bir ülkede, demokratik bir ülkede bu tip kurumların yöneticileri çeşitli siyasal partilerin arasındaki sorunlarda tarafsız kalmak zorundalar.

Bu tip kurumların yöneticileri kamuoyunun karşısına çıkarak her hangi bir siyasal partiye karşı konuşma hakları yoktur.
Zaten ülkemizde bu tip askeri ve istihbarat teşkilatları hala geçmişten kalan iki idarenin kötü sonuçları olarak varlıklarını sürdürüyorlar.
Ayrıca bu kurumların başında olan yöneticilerde farklı partilerin politbüro üyeleri.....

Zaten Güney Kürdistan'da çeşitli devlet kurumlarının parçalanmışlığı ve partilere bağlı oluşları sorunlara kaynaklık ediyor..

Bir de bu kurumların başında olan insanlar kendilerine uzatılan mikrofonlarda kin kusuyorlar..

Herkesin konuştuğu bu elektirikli ortamda Kürdistan Parlamentosu olağan tatiline devam ediyordu.

21 Şubat günü, Yekgirtuyi İslami Kurdistan, Gorran, Komelay İslami Kurdistan, Türkmen ve Asurilerden 37 milletvekili Kürdistan Parlamentosu başkanlığına Kürdistan'ın son durumunu görüşmek için Kürdistan Parlamentosunun olağanüstü bir şekilde toplanması için ortak bir önerge verdiler.

37 milletvekili içinde tek bir YNK'li yada KDP'li milletvekili yoktu.

23 Şubat günü Kürdistan Parlamentosu olağanüstü toplandı.

Kürdistan Parlamentosu Güney Kürdistan'da son dönemlerde yaşanan olaylara ve göstericilerinde taleplerini gözönüne alarak 17 karar aldı.(Bu kararları Newroz.Com'da bulabilirsiniz)
Her ne kadar Gorran fraksiyonu, Kürdistan Parlamentosunun aldığı bu kararların tatbiki için zaman sınırının konulmayışından ve parlamenterin tartışmalarına sunulmamasından dolayı imzalamamışsada , alınan bu kararları önemsiyorum.

Önemsiyorum , çünkü bu kararlar Güney Kürdistan'ın demokratik bir zeminde kurumlaşması için gerekli kararlardı..

Kürdistan Parlamentosu, 1.kararında göstericilere açılan ateşi, parti binalarına ve resmi kurumlara yönelik saldırıları mahkum ediyor.

Bilindiği gibi 17 Şubat günü Suleymaniye'de yaşanan olaylardan sonra Zervani Güçleri Hewler'den Suleymaniye'ye kaydırıldı..

Suleymaniye göstericilerinin en önde gelen taleplerinden biri de bu askeri güçlerin şehirden çıkarılmasıydı..

Kürdistan Parlamentosu bu konuya ilişkin çok önemli kararlar aldı..

Kürdistan Parlamentosu, ikinci kararında 17 Şubat olaylarından sonra hareket haline sokulan tüm askeri güçlerin eski yerlerine geri dönmelerini istiyor. Bu konudada özellikle Suleymaniye'ye dikkat çekiyor..

Askeri güçler sorununda Parlamento'nun aldığı 6. karar hem Kürdistan'ın bugünü ve hemde geleceği için önemlidir.

Kararda şöyle deniliyor: „Kürdistan Peşmerge Güçleri, her türlü iç siyasi sürtüşmelerden uzak durmalılar. Kürdistan Peşmerge Güçleri, ulusal bir güç olarak vatani görevi Kürdistan halkının kazanımlarını korumaktır.“
Kürdistan Parlamentosu 10. kararında duruma daha da açıklık getiriyor, „bir şehirden başka bir şehire askeri güçlerin kaydırılması kararını dış tehlikenin varlığına“ endeksliyor.

Burada açık bir şekilde Kürdistan Peşmerge Güçlerinin görevini Kürdistan sınırlarını korumak ve Kürdistan'a yönelik dış saldırılara karşı ülkeyi savunmak olarak tespit ediyor.

Yine Kürdistan Parlamentosu yürüyüş ve gösterilerin korumasını polislere bırakıyor ve bu konuda çok net tespitlerde bulunuyor.

Son gösterilere ilişkin olarak Kürdistan Parlamentosu „suç işleyenlerin dışında gözetim altına alınan tüm göstericilerin serbest bırakılmasını“ istiyor.

Ayrıca mahkeme kararı olmadan hiç kimse gösterilere katıldığından dolayı tutuklanamaz gibi kararlar var..

Ayrıca son olayları araştırmak amacıyla bir soruşturma komisyonu oluşacak..vs..

Görünen o ki Suleymaniye göstericilerinin bir haftadan beri ileri sürdükleri bir dizi talep Kürdistan Parlamentosu tarafından karar haline getirildi..

Yolsuzluklarla ilgili maddelerde var.

Aslında Kürdistan Parlamentosu bu 17 maddeyi bir gün içinde karar altına alırken, bu düşünceler bir gün içinde oluşmuş düşünceler değildir.

Güney Kürdistan'da var olan sorunlar yıllardan beri toplumun farklı çevreleri tarafından tartışılıyor..
Kürdistan Parlamentosu içindeki tüm fraksiyonlarda kendi aralarında bu sorunları tartışıyorlardı.

Fakat, yeni olan şey Kürd toplumunun siyasi, idari ve askeri sorunları kapalı kapılar ardında değil, sokaklarda tartışılmaya başlanmasıdır..

Kürdistan Parlamento'sunun bir gün içinde aldığı bir dizi olumlu kararlara baktığımız zaman sokakların olumlu ürün verdikleri görülüyor..
Belkide Kürd siyasi elitin harekete geçmesi için sokak baskısı gerekiyordu.

YNK ile Gorran arasında dün Suleymaniye'de gerçekleşen görüşmede sokakların pozitif ürünlerinden biridir.

Bugün Kürdistan'ın farklı şehirlerinde sokaklara dökülen gençler, aydınlar ve Kürdistan zenginliklerinden pay almayan kesimler, şiddete bulaşmaksızın, kamunun mallarını tahrip etmeksizin, çeşitli iktidar partilerine ve mallarına zarar vermeksizin, taleplerini Kürd toplumunun ezici çoğunluğuna kabul ettirebilir.
„Kurdkuji“ savaşlarını defalarca yaşıyan Güney Kürdleri herkesten daha fazla iç şiddetin tahripkar sonuçlarını biliyor. Herkes bedellerde ödedi.
İç sorunların çözümünde şiddet çıkmaz sokaktır ve herkese zarar verir. Zaten son 10 gün içinde Kürd aydınlarının ve farklı kurum ve kuruluşların yayınladıkları açıklamalarda Güney Kürdistan'da sağduyunun ve sorumluluk bilincinin çok yüksek olduğu görülüyor.
İdari parçalanmışlık ortamında hiç kimse iktidar olamaz ve Güneyi yönetemez..
Tüm hükümetler yıpranır.

Güney Kürdistan'da siyasal oluşumlar arasında tartışmalar en sert boyutlarda sürüyor.
Bazende çok kırıcı bir hal alıyor.

Dün Irak'ın Arap bölgelerinde yürüyüş ve gösteriler vardı.
KDP, YNK ve Gorran'ında içinde olduğu tüm Kürd partileri ortak bir açıklama yaparak Kürd halkından bu yürüyüşlerden uzak durun çağrısında bulundular.

Bu tavır olumluydu.

Ulusal kaygılardan dolayı Kürd partileri tüm iç sorunlarını bir kenara bırakabiliyorlar..

Bu iyi bir mesajdı.

Kürdlerin önünde iki idarenin kökünü kazıyarak tek bir hükümet temelinde birleşme görevi duruyor..

Kürd sokakları buna hazır.

Tüm dünya Kürdlerin gözleri Güney Kürdistan üzerinde...

Aso

Kurdistan u azad-i (not verified)

Sun, 02/27/2011 - 19:55

Madem muhalefet köylülüge, asiret yapisina, is bilmezlige, yolsuzluga...karsi bas kaldirdi. O zaman neden elestirdigi bu kavramlara karsi ayni yöntemi kullaniyor. Ne anlami kaldi muhalefetin? Muhalefet neden is bilen, alaninda uzman kisiler tarafindan organize olmuyor? Iyi bir organizasyonla tamamiyle demokrasinin icerisinde karsi durduklari kavramlari  etkilemek yerine tamamiyle o kavramlarla hareket etmek biraz inandiriciligin disinda kaliyor. Kerkük konusunda tarihi bir hata yapildi. Eger o hata yapilmamis olsaydi Kürtler bugün Kerkük konusunda cok fazla mesafe kaydetmis olacaklardi. Simdi bu kaybedilen mesafenin yeniden kazanilmasi ise daha cok efor ve zaman istiyor. Mesut Barzani su an icin Kürdistan´in en büyük degeridir. Lidercilige, particilige ...karsi olan birisi olarak bunu söylüyorum. Necirvan Barzani´den bahs etmiyorum, Mesut Barzani´den bahs ediyorum. Soyadi´nin Barzani olmasi onun Mesut Barzani ile ayni seviyede tutulmasi anlamina gelmiyor. Necirvan kendisine bir üniversiteden 3 milyon dolar karsiliginda doktora satin aliyor(Böyle bir söylenti var) fakat Mesut Barzani ise tüm tehtilere karsin Kürdistan´in cikarlari icin yurtsever bir insan olarak elinden geleni yapiyor.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.