Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 28 July 2010

"“Önümde kırk kilo ağırlığında bir kız yürüyordu. Silahı ve sırt çantası 25 kilodan hafif değildi. İki büklüm yürüyordu. Dağlara ulaşmak için çok telaşlıydı. Projektör ışıklarının altına geldiğimizde kızı daha iyi seçebildim. Dal gibi, incecik bir kızdı. Ense tüyleri terden sırılsıklamdı… Kendi içimden dedim:
"Kız nereye gidiyorsun böyle?"
Gitti, o yükün altında nasıl gitti bilmiyorum. Sonra gazetelere şehit resmi iliştirildi.”

Bu alintiyi Hasan Bildirici nin son yazisindan aktardim.
yazi linki burda-tumunu okumak isteyenler icin:

http://www.kurdistan-post.com/modules.php?name=Niviskar&op=viewarticle&…

simdi kendime doneyim.
ben sentimental yazilardan , halat u ruhiyeden pek hoslanmam.
bu benim tercihim. kurdlerde ise sentimentalite feci derece de yayagindir, bu da kolektif tercih.
hasan iskence hikayeleri ile sentimentaliteyi sik sik yan yana yazar.
kendi hayatini anlatirken de ucundan sentimentalite yapar-o da onun secimi-
bu yuzden terbiyesizlik yaparak ona kurdlerin kemaletin tugcusu dedim-
terbiyesiliklerin de icinde guclu dogrular yatabilir-dogru olsa bile nihayetinde bu bbenzetme terbiyesizcedir.
bugun hasan in yazisini okudugumda, o yazidaki oteki unsurlari (bir suruu farkli konu var) bir yana biraktim,
yukarida aktardigim tasvirdeki kizi dusundum.
ben 7 kiz kardesi olan ve 18 yasinda bir kizi olan bir kurdum
ensesi terlemis bir kurd kizi, vucudu kadar agir esyalari tasirip kurdistanin "karanliklari" icinde kayboluyorsa
bu tasvir beni derinden ilgilendirir.
bunlari bana dusundurten Hasan Bildirici nin, pis bir inatla ve kendi elleriyle berbat ettigi guclu tasvirlerinden birini okudugumu dusundum. onumuze bu tur kiymetli urunler koyan kislerin kiymetini bilmek zorundayiz.´
Sirf bu kiymetten dolayi onlari daha da fazla elestirmeye devam etmek zorunda oldugumuz gibi).
Hasan Bildirici, yakinlik duydugumuz icin hasan diyelim(o itiraz edebilir tabii bu luzumsuz samiyet ifadesine)
kendi yasadiklarini-bizzat yasadiklarini yazinca cok ilginc cok guzel yaziyor. onun yanilmiyorsam istanbul adapazari aralarinda bir benzin istasyonunda gecenin ortasinda bir turk hirsizi/cakali ile yasadiklarini aktardigi yaziyi hic unutmadim. hem aci veren hem matrak bir yasam kesiti idi. aci ile matrakligi yan yana koydugunuz da luzumsuz sentimentaliteyi de kovmus olursunuz.

hasan ne yapti?
kendine ait olmayan bir dunyaya
gerila dunyasina girdi
ben onun gerilla romanlarini hep amatorce buldugumu soylerim.
yeteneklerini kurd piyasasinin ihtiyacina gore bicimlemeye kalkti
bu mesru bir girisimdir ama bu isi hasan yapamadi
oysa kendi yasadiklari degil bir roman bir antalojiyi uc bes kere dondere dondere cikartacak malzemeyle dolu.
ustune ustluk yazarlik illa yasanmislari degil daha da fazla HAYAL GUCU ve kurguyla buyuyen bir sey.
bu seylerin rasina yasanmislardan usturuplu parcalar koyamak da mumkun vs vs.
niyetim roman elestirisi filan yazmak degil.
hasana geri donelim;
uc kere suikasttan yittigini soyluyor.
kim bu suikastlari duzenleyen?
bir kurd aydinina
habire YAKINMAKTA yerden goge kadar HAKLI oldugu SAHIPSIZLIK icinde kivranann
ciliz kaynaklari bir yana birakalim, devasa ilkel engellerle bogusan (bu engellerin bir coguda KURDI engellerdir haberin olmayanin haberi olsun!)
kurd aydinlarinin canina kasdedenler kimler?
bir devasasini bilyoruz: Tork sistemi
ya bilmedigimiz-veya bilipte soylemedigimiz, soyleyemedigimiz oteki katillik kaynagi kim-kimler?
Hasan aydin olmanin agir yuklerinden birinden hep yan cizdi
politiukaci mi aydin mi olduguna, (ikisi de birden olabilir elbette) hangi misyonunun hem onun hem kurdler icin daha one cikmasi gerektigine bir turlu karar veremedi.
simdi bir karar vermis gibi
umalim
kurdistanin tarihi ileride daha serbetsce ve daha genc bilgili kavrayisi ufku genis kurdler ve yabancilarca yazildiginda
bogazimizi sikan tork ilkeliklerinin yani sira abdoismin nasil bir ilizyon denizinde bu ulusun nice degerini curutugunu de yazildiginda
hasan bildirici bu curumeye rehinalinmaya istemedden de epigrone luk yapmaktan vazgecmis bir aydin olarak anilir.
anilir mi?
bugune kadar gosterdigi performansa bakilirsa anilmaz.

simdi HB nin her kurd bireyinin bir vazifesi sayilan aydinina sahip cikma aksiyonuna ihtiyaci var.
aydinina ekonomik acidan sahip cikmayan ahali ulud, devlet vs degil
bir tatil kampi bile kuramaz
haberimiz olsun da
ona gore talep edelim.
hurmetler

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.