İsmail Beşikçi Hoca’nın ,”devletler arası sömürge” tezi düşündürücü olmakla berabar;Bir elit batılının sömürgesi değimlidir.Daha doğrusu,siyasi alanda yetkin olmayan Kürtlerin savaşcı-direnişçi emeği, zaferi sonuca götürülemiyor.Numan Uçarın “diplomatik yeteneksizlik”vurgusu haklı bir pay taşımakla beraber;diplomasinin arkasında askeri ,caydırıcı bir güç varsa diplomasi güç kazanır ve ciddiye alınır.Kürtlerin her zaman “liderimiz yok bundan dolayı sonuca varmuyoruz”benzerinden deyimleri bazı kişilerin
karizmalarını besliyor.
Özellikle Öcalanın konumu;”Bir önderimiz olsun”dan kaynaklanan bir durum.Düpe-düz suni bir önderlik yaratıldı.A.H.Kalkan sanki bu işle görevlendirilmişcesine”Peygamber gibi”cümlesi halen kulaklarımızda..Bilindiği gibi önderler,milletini özgürlüğe götürendir.TC
ile savaşcıların teslimyetini dahi konuşan suni bir önderlik ,Kürt ulusal haklarını bir yana atarak sömürgecilerin ulusallığı ve önderliğini Kürtlere dayatmıştır.K.Kürdistanlı siyasi kişiler ,TC nin meclisine girmek için aynı bir Türk partisi disiplini,yemini,devamı olarak çaba sarf ediyorlar.Çizilen stateji ;Türk partisi olarak ,Türk uluscuğunu korumaktır.Eğer uluslar arası diplomatik alanda görüşmeler sonucu legal alanı Kürtler kullanarak ,temsilci seçilerek
destek sunulacağı yönünde bir hazırlık-girişim olsaydi ; elbette kabul görecek bir gelişme olacaktı.Oysa, uluslar arası görünüm hiçte böyle değildir.Zaten Türk tarihinde böylesine sivil
bir gelişme asla söz konusu olmamış.En son örneği Kıbrıs olmuştur.Dış dünyaki diplomasi,
diplomasi tarihinden yola çıkarak “sivil”yolun TC mantığında almadığını biliyor.O halde ,suni bir önderlikle TC kapılarındaki sürünmeyi suni siyaset olarak yorumlamak daha doğrudur.
Kürt siyasi sınıfı ,burjuva ve küçük burjuvanın ulusal zafere varması için önderlik
gibi bir sorunu değil,kurum sorunu vardır.Önderlik kuru bir daldır.Kurum her alanda kurumlaşmadır,kurumların toplamı ise devlettir.Beşikçi Hocamızın “devletler arası sömürge”
tezi Çin,asya,Afrika halkı için ne denli geçerli olur.Fakat Önderlik arayışı ,sorunu Kürt kurumlaşmasının önünde engeldir.Karizmatik bir kişi,karizmasını perçinlemek için,kurum,kuruluş hatta şahsiyetlerin enerjisini kendisine sayar ve yükselir.
Elli milyona varan bir milletin kendisini savunacak doğru düzgün bir ordusu ve araçları yok.
Uluslar arası güçler ,“elli milyona yakın nüfüsün,zengin ekonomik kayanağın var,devletini kur”demez.Tam tersine el koymaya çalışır.İki güç üzerinde hesap yapılır.Bir kazanan,iki kayıp eden.Fakat ana yatırım kazanana olur.K.Kürdistanlılr hep övünür.”Otuz-kırk yılda başarılı çıktık.Kürtler bitmişti ,biz kurtardık(PKK )”.Oysa çok abartılan bir durum.Askeri gücü ,sayısı aynı yerde sayıyır.Sayı olarak bu en az elli binlerde olmalıydı.Siyasi olarak
uluslar arası alanda silindiler.TC nin bir kurumu olmak için kendini parçalamak 30-40 yıllık
bir zamanda nasıl bir başarı olarak yorumlanabilinir.
Sorumluluğu diğer devletlerde aramak,devletlerin çıkar-ekonomik,coğrafik konumundan uzaktır.Dünya devletlerinin tarih politikası hep böyle olmuştur.Halk arasındaki değimle”herkes kendi şarkısını söyler”.Kürtler kendi
şarkılarını söylemiyorsa tek sorumludur.Ekonomisine sahip çıkamıyorsa tek sorumludur.Dikkat edilirse,12 yıl boyunca yapılan tek şey, tc’yi meşrulaştırma ve onun ulusallığı altında yaşama politikaları güdülmüş.Bunun baş mimarı ise suni önderliktir.Yine dikkati
çeken ve üzüntü veren K.Kürdistan siyasi zümre, suni liderin direktifleri doğrultusunda
K.Kürdistan halkına tc ulusalcılığı altında yaşama dışında bir yol göstermezken onun buyrukları dışına çıkılmamış.Yani Kürt ulusal çıkış yolları(başta kuzey olmak üzere,Doğu,batı,hatta az da olsa güney) bunların ördüğü duvarlarla örülmüş.Neyimiz varsa,ya da Kürtlükten geriye ne kalmışsa tc ulusallığı altına sokma ve eritmedir.Kürt ulusallığı,tc ulusallığının kafesine konmak isteniyor.
Kürt sorununun başlıca nedeni Kürtlerin kendisidir.Ulusal refleks denen bir şeye
ulaşma olanakları bırakılmamış.Eğer bu refleksler biraz olsa idi hiçbir parti Kürtlerden bir
tek alamazdı.DTP boş torba ile başbaşa kalırdı.İşte o zaman tüm oyunlar değişirdi.
Not.Beşikçi hocamıza karşı olma diye bir durum söz konusu değil.Sadece sorun sorunları yaşıyanlarındır ,diğer devletlerin insyatifi köksel olamaz