Şalvar Kürtlerinmi ?
Seksenlerin ortası ve patronumla üç arkadaşını gezdiriyordum.Kış mevisiminde iki haftaya sıkıştırılmış bir gezi planlaması idi.Kısa keseyim Ankara dan çıkıp Kürdistan ın bir kaç ili ve derken akdeniz şeridi ve İstanbul dan geri Almanyaya yolcu ettim.
İşte bu gezi sırasında Kürdistan da şalvarlı insanları görünce Bende çok bilmiş edasıyla,
Bu pantolunlar Kürdlerin milli giysisidir dedim.Derken Adana mıntıkası na geldiğimizde Kürdistan dan daha çok şalvarlı insanla karşılaşır olduk.Neyse Mersin Tarsun silifke vesaire derken şalvarlıların sonu bir türlü gelmiyor.Artık dua eder oldum inşallah unutmuşlardır diye !
Şimdi bizde sadece ihtiyarların bir kısmı giyerken bu herifler çocuğuna kadar şalvar giyiyorlar.
Bir ara bayağı şakacı olan patronum gülerek bana ; Kürdistan dan çıktığımızı sanıyorum ama hala şalvarlıları görüyorum.Bende şaka olarak doğrusun burası Kürdistan değil ama bir gün kurarsak şu Akdeniz sahillerinide bu sefer biz onlardan alacağız.Bari şimdiden alışsınlar şalvara dedim.
Daha sonrada cidden bende bu işten pek anlamadığımı söyledim.Neden buralar bu kadar şalvar giyiniyor acaba ?
Başımdan geçen hikayeden sonra acaba şalvar kime ait sorusunu kendime sorduğum olmuştur.
En sonunda bizden başka şal u şepik diyen varmı ? Varsa ortağız , yoksa bize aittir diye kestirip attım.Hayatımda şalvarı bir tek hafta İstanbulda giyinmişliğim vardır.Şimdi alaka ne ? İstanbul boğucu ve insanın canı yapış yapış oluyor.Şalvar gerçekten rahat bir giysi idi.Birde giyimim İstanbulların bayağı ilgisini çekiyordu.Almanların o dönemki meşhur gömleği seidensticker ve ayaklarda italyan ayakkabısı artı bizim şalvar.Sima ise parlak ve kumral saçlar hiçte Kürde benzer bir yanım yok.Köylüyede benzemiyor ama şalvar giyiniyor.Birde İTÜ ye şalvarla gidip birini ziyaret etmem ise işin finali oldu.
Koçer bir aileden olmama rağmen o yaşamı misafirlik düzeyinde yaşadım.Bu nedenle öyle at falanda bilmem.Arasıra bindiğim olmuştur ve O da bir yerden bir yere giderken.Bazen de yaylada düze ininceye kadar Amerika nın Mustangları gibi başı bozuk bırakılan atlar düğün günlerinde lazım oluyordu.O nun veya bunun atı farketmiyordu.Her genç ve hatta biz çocuklar bile ellerimizde tuz tabakları ile atları yakalamaye çalışıyorduk.Hele düğün konvoyuna tek başına bir ata binip girmek resmen şehirlililerin araba ile hava atmasından daha beter bir hava yaratıyordu.
Şimdi Kürdler iyi binicimidir ? Bunu bilmiyorum.Ama Arap atı diye bilinen atların Kürd atları veya Kürd atlarından üretildiği bizce biliniyor ama dünya bilmiyor.Mesela Hemdani ilk aklıma gelendir.
O zaman Kürdlerin iyide binici olması gerekiyor.Mesela isimleri Subartu olarak bilinen Kürdlerin ataları atlara bağlılıklarından bu ismi almış olamazlarmı ? Neyse günümüze gelirsek köylülerin iyi binici oldukları söylenemez.Belki tek tük insan olabilir ama genelde böyledir.Peki ya Koçerler?
Adamlar atla doğmuş ve atla büyümüştür.Mesela bizim ailenin at merakı ve o dönem cins atların sayısı epey fazlaymış.Bunların meselesi bitmezdi bir türlü !
Usta binici denilirken benim aklıma ilk gelen kazaklardır.Adamlar atların akrobatlarıdır.Zaten onların savaştaki ustalıklarıda bundan ileri geliyor.Birde hunluların geceli gündüzlü atlar ile orayı burayı talan etmeleri ikinci aklıma gelendir.Kürdler bu işin neresinde acaba ? Bunu bilmiyorum ama o kadarda kötü binici olduklarını tahmin etmiyorum.
Acaba şalvar ile ata binmek cildi tahriş edermi ? Olabilir.Aklımda Fizikten kalan sürtünme ile çıkan enrjinin ısıya dönüşmesi gibi bir şeyler kalmıştı.Fakat yinede halimize şükür.Peki ya Kızılderililer ne yapıyordu ? Adamların önde ve arkada birer küçücük perdesi vardı.Hepsi bu!
Hemde eyersiz !...
Aklıma birde eski firarlar geldi.Hepsi atlı firarlarmış.Bazen ser xeté ve bazende bıné xeté gider gelirlermiş.Fakat çoğunun resmine baktığımda pantoluna benzer bir giyim giydikleri dikkatimi çekiyordu.Acaba bu nedenlemiydi ?
Yani uzmanlığımın dışında bir olaydır.Benden fayda yoktur.Ama epey çelişki veya soru çıkar ve nitekim yazıda uzadığına göre lafa ne gerek ?
At derken aklıma gelen anekdotlar var.Bunlardan biri Milan aşiretinden olsa gerek , herneyse adam genç ve deli doludur.Çokda güzel atları vardır.En sevdiği atına bir gün babası bakar oğlum o kadar at dururken sen buna neden biniyorsun ? Bu at terestir.Darda bırakır seni diyor ama delikanlı dinlermi ? Bir gün atıyla epey uzaklaşmışken birden karşı tarafın savaşçıları buna doğru atlarını koşturuyor.Herifte son surat canını kurtarmaya çalışıyor ama atın teresliği tutuyor ve adeta devirden düşüyor.Delikanlı bakıyor olacağı yok atını aşiretin çadırlarına doğru sürüyor ve aşiret liderinin çadırına vardığı gibi dar nefes kendini içeri atıp aşiret reisinden Bext istiyor.
Bext istendiğinde adam öldürmek Kürdlerde alçaklığın en büyüğüdür.Aşiretin reiside kadınmış.
Zaten herifin liderin karşısında diz çökmesi ile süvarilerin çadıra girmesi nerdeyse bir oluyor.
Kadın elini kaldırıyor ve adamlarına delikanlıyı gösteriyor ve O bizim misafirimizdir.Kuzu kesin ve yemeğimizi yemedende gitmeyecek deyince artık herkes misafire hizmete koşuyor.Kadın delikanlıya oğlum gel böyle yanıbaşımda otur dedikten sonra gülümseyerek oğlum senin baban gün görmüş ve deneyimli bir insandır.Bu atın teres bir at olduğunu sana söylemedimi ? Delikanlı hayret ediyor ve babam söyledi ama normal şartlarda bu atı geçen at yoktu ve bende babamı dinlemedim diyor.Kadın getiriyor güzel birde at hediye ediyor ve delikanlıya bir kaç muhafız verip emniyetli mıntıkaya kadar uğurluyor.Tabiki bu aralarındaki husumetin bittiği anlamına gelmiyor.
Dediğim gibi atlardan anlamam ama bazen TV ye baktığımda alımlı gördüğüm bir at olur vaybeee şu atın güzelliğine bak dememle babam hevesimi kursağımda bırakırdı.Beygirdir O !
Yada şu ne tipsiz bir at dediğimde Ooooo bu xalis ingiliz atıdır der.Yada bir bakarsın vaybe bu at ne kadarda yaşlıdır der ben ise bakarım yanı başındaki öteki at ile arasında en ufak bir fark görmem.Demek Kürdler atlardan anlıyor ama ben değil tabiki !
Kizilderililer atlar ve kurdler