Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 5 April 2011

Ahmet Altan ve Genç PKK`liler

Yazarlar - Hasret Birsel--
rojevakurdistan.com dan aktarma-4 nisan 2011

Aslında yazmak bile gelmiyor içimden. Dilime bir ağıt dolandı. Yüreğimin kıyılarında isyan ateşleri yanıyor.

Yedi Kürt çocuğu, yedi gerilla yaşamını yitirdi.

Ne kadar kolay ve ne kadar övünerek manşete çıkardı Türk basını bu haberi. “Hatay'ın Hassa ilçesi ile Akbez beldesi arasındaki kırsal alanda güvenlik güçleri ile çatışmaya giren 7 PKK'lı öldürüldü.”

Bu kadar basit mi ölüm? Bu kadar kolay mı öldürmek?

Haberin anında üstüne atlayan Türk kökenli yazarlar, didik didik ettiler haberi. Silahlardan dem vurdular. Öldürülen Kürtçocuklarının üzerinde çıkan patlayıcıların türlerinden ve silah markalarından yola çıkarak çözümleme yaptılar. Ahmet Altan "Genç PKK`liler " Başlığı altında bir makale yazdı.

Ölenlerin acısının nasıl içimize çöktüğüne hiç aldırmadan, ha babam, de babam komplo teorileri ürettiği yazısı köpeğe atsan yenmeyecek türdendi.

İnsan yuh ulan diyor. Hiçbir şeyden utanmıyorsan yaşından utan. Seçme gerilla dediğin gurubun içerisinde 88 doğumlu olan var. Ve üç yıl önce katılmış PKK`ye. En seçme gerilla da olsa, üzerinde bir çokça silah çıksa da, henüz çocuk sayılacak yaşta olduğu gerçekliği değişmez değil mi?

Ey Ahmet Altan, oğlun Kerem sayende gazetende çok sesi sedası çıkmadan, evinde köpeği ile yaşayıp, Moda sahillerini arşınlarken o çocuk aç açık dağlarda gezdi. (Defne Foster evinde ölmeseydi kimse oğlunun adını dahi duymayacaktı.) Kızın ve torunun rahatı yerinde yaşıyorken, sen bu acıyı anlayamazsın. Eğer dersen ki Kürtlerin acısını çokça yazdım

Sadece yazık derim sana.

Meşhur yazıların var Kürtler üzerine bu inkar edilmez. Okuyan herkesin "helal olsun" dediği... Ne yazık ki yürekle değil sadece kalemin gücüyle yazılmış yazılar bunlar. Kürt pazarında önce yer edindin. Sana inan, yüreğinin yüreklerine benzediğine güvenen duygusal saf Kürtleri kazandın. Ardından da hem nalına, hem mıhına vuran yazıların geldi. Romancılıkta istediğin yere gelsen, Nobel`i alsan bu günkü yerinde olmayacak, yüklendiğin misyondan uzak duracaktın. Yenilmişliğin ve hayal kırıklığının faturasını kalemine ve sana inan saf Kürtlere ve Türklere kestin.

Artık mızrağın çuvalı sıyırdı.

 

Kulağına üflenenleri romancılıktaki fantezilerini katarak yazılar kaleme alıyorsun. Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Ayıp, yazık, günah… Ölen ve öldürülen çocukların vebali günahı çok ağır. Nasıl taşıyacaksın?

Bir yandan "PKK`de demokrasi yok keşke içlerinde muhalifler çıksa" diye yırtınırken; diğer yandan, kendince teoriler üretip`, şahin bir gurubun varlığından ve Öcalan`ı dinilemediğinden söz ediyorsun. Altan ayetleri mi desek buna acaba? Karar ver muhaliflerin varlığı iyi mi, kötü mü?

 

 

İnsanın birazcık içi acır. Ölüm karşısında bir suskunluk süreci var`, onu yaşar. Öldürülen çocukların ailesine saygılı davranır.

Yazında PKK`de, şahinler gurubunun varlığını ve genç PKK`lilerin “rahatsızlığını” Kurtuluş Tayiz`in haberine dayandırmışsın. Kurtuluş hani şu Evrim Alataş`ın, sizin gazetenizde yazmasını sağlayan Kürt değil mi? Evrimi hatırladın mı? Sadece mail yolu ile iletişime geçtiğin, kanserin pençesinde iken ziyaret etmediğin, gazetenden tek kişinin tanışma zahmetinde bulunmadığı kalemi güzel, şimdi maviliklerde uyuyan Kürt kızı

Kurtuluş Tayiz kim?

Kürdolag mu?

PKK üzerine araştırmacı mı?

Ortadoğu uzmanı mı?

Kurtuluş Tayiz, bu bilgileri hangi güvenilir kaynaklardan alıyor?

PKK`ye yakın kaynaklardan aldığın bilgiler doğrultusunda Öcalan`ın kandırıldığını düşünen gerillaların varlığından söz etmişsin. PKK`ye yakın kaynaklar size bilgi veriyor öyle mi? Bu söylem inandırıcı mı dersin?

Yazında demişsin ki, “Gelen haberlere göre PKK’lılar on iki gündür “termal kameralarla” izleniyorlarmış..” Can alıcı soru tam da burada yatıyor. Eğer yazdığın doğruysa ki bence doğru. Bunun birçatışma olmadığı, gerillaların çembere alındığı ve imha edildiği sonucuna götürür bizi 12 gün izlenen, üstelikte de tam teçhizatlı bir gurubun gelip yola mayın döşemesi, ya da karakol basması beklenmez değil mi?

Bu gerillalar neden sağ ele geçirilmedi?

Ya da şöyle sorayım, sağ ele geçirilenler neden infaz edildi?

İnsan yaşamı her şeyden kutsal değil mi? Neden yazında bunu hiç sorgulamıyorsun?

Ateşkes olmasına rağmen neden operasyonlar devam ediyor?

“İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 'Çevre illerimizin valileri burada, bölge komutanlarımız, emniyet müdürlerimiz hepsi burada. Bu Amanosları temizleyin diyorum. Ne yaparsanız yapın”Söyleminden sonra orada farklı şeyler dönüyor olmasın?

Askere yakın kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, Osmaniye’deki garnizon iç güvenlik olmuş, oysa piyade erler iç güvenliğe bakmazlar . Normalde iç güvenlik polisin işidir değil mi? Kırsalda ise iç güvenliğe jandarma bakar yanılıyor muyum? Sürgün yeri olarak bilinen Osmaniye şimdilerde 50 bin paralı asker, yani sözleşmeli asker yasası ile başvuru yapanların çoğunun eğitim gördüğü yermiş. Garnizondaki askeri personelin tümü değiştirilmiş ve bunlar Beşir Atalay`ın, "temizleyin" sözünden sonra olmuş.

Kulağına haber üfleyenler bunları unuttu mu?

Yeniliyorum yazdığımı, eğer 12 gün, bu gerillalar izlendiyse ve çembere alındıysa buna yargısız infaz denmez mi?

Hani dağdaki çocuklar sizlerin de çocuklarıydı?

Kürt ve Türk çocukları ölü kuşlar gibi eteklerimize dökülürken, matematiksel hesap yapıp nerede Kürt hareketinin açığını yakalarım kaygısı güden birinden bu soruların cevabını beklemek gafletine düştüğüm için kendimden utanmam lazım.

[email protected]

HeK-not (not verified)

Tue, 04/05/2011 - 16:06

Genç PKK'liler-Ahmet Altan   Pazar, 03 Nisan 2011 12:57 Kurtuluş Tayiz’in dünkü “Genç PKK’lılar Rahatsız” başlıklı yazısının yayımlandığı gazete henüz bayilerden toplanmadan, yazdıklarını doğrulayan olay gerçekleşti.Hatay’da, Amanos Dağları’nda yedi PKK’lı gerilla öldürüldü. Gelen haberlere göre PKK’lılar on iki gündür “termal kameralarla” izleniyorlarmış.Üstlerinden çıkan silahlar ise öldürülen gerillaların öyle sıradan militanlar olmadığını gösteriyor.Yedisinde de, söylenenlere göre, üst düzey PKK komutanlarının taşıdığı M16 tüfeklerle, A4 patlayıcıları bulunmuş.Hepsinin “çatışmada” ölmediği, bazılarının sağ yakalanmalarına rağmen “infaz” edildiği yolunda söylentiler de var.Şu anda hangi söylentilerin doğru olduğunu bilmiyoruz. Ama, üstlerindeki silahlara bakıldığında, “seçme yedi gerillanın büyük bir eylem için hazırlandığı” iddialarının gerçek olabileceği ihtimali yüksek görünüyor. İmralı’da Abdullah Öcalan’ın devletle müzakerelerini sürdürdüğü ve “diyalog ve müzakere yöntemine şans veriyoruz. Bu yöntem pratikleşirse 2011 yılı çözümün geliştiği yıl olacaktır” dediği, ateşkesin hazirana kadar uzatılmasını istediği bir dönemde, neden “A4 patlayıcıları” taşıyan bir grup PKK’lı Amanos dağlarında dolaşıyordu? Sanırım bunun cevabı Tayiz’in dünkü yazısında var: “PKK’ya yakın kaynaklar, örgüt içinde etkili bazı isimlerin bu mutabakattan rahatsız olduğunu belirtiyor. Üstelik bu rahatsızlık hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Bugüne kadar Öcalan’ın her sözüne ilahi anlamlar yükleyen bu isimler, artık onun İmralı’da yaptığı görüşmelere şüpheyle yaklaşıyorlar. AKP’nin Öcalan’ı oyaladığını, sahte ümitler verdiğini ve hatta kandırdığını düşünüyorlar... Örgüt içinde ateşkese karşı çıkan küçük ama etkili bir şahinler grubunun varlığı aslında herkesin malumu. Bunlar sertlik yanlısı bir politika izlemekten yanalar.” PKK içinde Apo’ya karşı çıkmak mümkün mü? PKK’lılar “iradelerini teslim ettikleri önderliğe” karşı gelebilirler mi? Çok kolay bir iş değil elbette PKK’nın içinden Apo’ya karşı çıkmak ama “barış” süreçleri her zaman zor süreçlerdir, İrlanda Kurtuluş Ordusu’nun tarihine baktığınızda o örgütün nasıl sancılı bir süreçten geçtiğini görürsünüz. Çok uzun sürmüş silahlı mücadelelerden sonra barış yaklaştığında, bu savaşı sürdürmüş taraflarda birbirine benzer endişeler ve öfkeler belirmesi doğaldır, “biz o şehitleri boşuna mı verdik, ne karşılığında barış yapıyoruz” soruları sert bir şekilde gündeme gelir. Öcalan’ın dünkü konuşmasında ilginç bir bölüm vardı, “kendisine karşı çıkanların” varlığından haberdar olduğunu sezdiren bazı cümleler yer aldı o açıklamada. “Burası bir önderlik kurumudur. Burayla yapılan görüşmeler de bu kapsamda yapılıyor. Bunun bu şekilde anlaşılması gerekiyor. Ben önderlik olarak sorunlar için ön açıcı oluyorum. Görüşmeye gelenler de benim bu önderlik konumumu bildikleri için gelip benimle görüşüyorlar,” diyordu. Bilmiyorum yanlış mı anladım ama bu sözlerde, “ben önderliğim, önderlik olarak görüşüyorum” vurgusu, onun yaptığı görüşmelere kuşkuyla yaklaşan PKK’lılara bir uyarı gibi geldi bana. Peki, PKK içinden bir grup Apo’ya karşı çıkarsa ne olur? Bu soruya, “TAK seçimler yaklaşırken büyük şehirlerde çok ses getirecek eylemler yapacak” türünden söylentileri de göz önüne alarak cevap verirseniz, bu cevap sadece üç kelimedir. Çok kan dökülür. Ama dökülecek kan, zamanın akışını ve hayatın gerçeklerini değiştirmez. PKK, büyük fedakârlıklarla, binlerce insanını kaybederek bu ülkede Kürtlerin yaşadığını, “Kürt” bile diyemeyen insanlara öğretti, “Kürt sorununu” toplumun gündemine soktu. Benim görebildiğim kadarıyla bundan öteye silahla gidilebilecek bir yol yok. Ne Türkler ne de Kürtler birbirlerine silahla bir şey kabul ettirebilirler artık. Bundan sonrası “sivil eylemlerle”, siyasi hamlelerle yürüyecek. Dünyada “silahlı güçlerin” egemenliği bitiyor, diktatörler devriliyor, Türkiye’de “askerî vesayet” sona eriyor, Güneydoğu’nun yönetimine talip olduğu anlaşılan PKK da bunu “silahla” yapamaz artık. Orayı yönetebilmesi için herkesten önce Kürtleri ikna etmesi gerekir, bu çağda kimse silahla” ikna” edilmiyor, Kürtlerin de silahtan ve tehditten korkacağını sanmıyorum. PKK kadrolarının, “adam başı milli geliri on bin dolar” olan bir ülkede Kürtleri daha zengin, daha mutlu, daha özgür yaşatacak siyasi öneriler geliştirip, siyasi rakipleriyle siyaset zemininde yarışması gerekiyor bence. Bunun için de PKK kadrolarına “sivil siyasetin” yolunu açacak demokratik hamleleri yapmak hükümete ve devlete düşüyor. Apo da zaten bunları “müzakere” ediyor herhalde İmralı’da. Ölerek ve öldürerek gelebileceğimiz yere geldik. Bundan sonra yaşayarak ve yaşatarak devam etmemiz gerekiyor. Ölmeyi ve öldürmeyi becerebildiğimizi gösterdik, sıra yaşamayı ve yaşatmayı becerebildiğimizi göstermekte. Öldürmeye herkesin gücü yetiyor bu ülkede ama soru şu: Yaşatmaya kimin gücü yetecek?“ taraf

HeK.notlar (not verified)

Wed, 04/06/2011 - 15:50

uzun yzamayacagim ahmet alatn in o yazisina bu kadar agir ve yanlis yorum olabilir mi? oluler uzerine bu kadar sentimentalite yapmak yerine bu genclerin orgutunun bir vakitler baslatip baslatiklari bin bir oteki prje gibi sonunu getirmedikleri cenevre konvansiyonuna asilmak ve TC yi yakalanmis gerilayi infaz edemeyecek durumløara sokma cabasina davet etmek varken ahmed altan dan olenlenlere karsi duyarsiz olarak bahsetmezk insafa sigmiyor olene asil duyarsiz olan onlari sehit olarak cok ustaca kullanan  abdullah ocalan ve onun PKK icinde dal budak salmis kulturu olmasin? gerci sucu sadece abdullah ocalan a atmak da buyuk hakslzilik be diger kurd orgutlerinde de cok sik rasladim genclerin canina sahip cikmak yerine cesedine sahip cikip miting yapmaktan orgutsel fayda saglayan zihniyete HBirsel kurd aydini olacaksa icimize coreklenmis bu yasami hice sayan genclere vurdumduymaz kulture karsi iki cif laf yazsin kadindir bunu daha kolay yazabilmesi gerekir (mi?)

Shevhat. (not verified)

Thu, 04/07/2011 - 20:16

Cok yersiz bir yazi....fakat senin beklentini anliyamadim.... benim anladigim kadariyla..boyle bir yazi yazan birisi ya...bilincli carpitma ve sacmalamakla gorevlendirilmis--(Demogoji demek istemiyorum...sonucta demogojide yetenek gerektirir)...yada gercekten aptal birisi....her iki secenekte bu kisi icin hic ic acici degil.... Ama yapacak bir sey yok...gecenlerde Imam cemmat ornegini vermistin...hic bir sekilde tutarli olmak gibi bir niyeti olmuyan bir SAYIN BASKAN (Serok kelimesi biraz ilkel milliyetci kokuyor) oldukca...boyleleri ortada biraz laf olsun diye kose yazari oluyorlar.....buda aslinda Kurtlerin seviyesini gosteriyor...utanilacak bir durum.. slav u rez Shevhat   

HeK.notlar (not verified)

Fri, 04/08/2011 - 00:13

sanirim KP kapanmadan onceydi ben bu Hasret Birsel in bir iki yazisini galiba orda okudum veya baska bir yerlerde neyse orasi onemli degil. daha onceki yazilarini okumamis olsaydim bu yazi ve bu alglayistan cikartilacak sonuc tam da senin gayet guzel ifade ettigin gibi iki sikli bir cukur olmaliydi yani sadece bu yaziya bakinca hakikaten haklisin fakat beser hep sasar bu hepimiz icin gecerli allah bilir o gun veya gunlerde hasret birsel kizgin mizgin olabilir okudugunu degil yakistirdigini elestirmis olabilir filan falan daha once yazilarini okudugum kisi bu yazidaki kisiye pek benzemiyor umut, hosgoru ve kredi kapisini melaneti bile bile ve tekrar tekrar zaaat edinen ve binlerce kisinin hayati ile utanmazca oynayan kisiler disinda herkese hep acik tutmali elde elestiri oklavasiyla (oklavayi diger islevi hayirli oldugu icin sectim!) hasret birsel den beklentimi onlarin sitesine iki kuck not olarak iki gun once yazdim genellikle benim notlari yayinlamiyorlardi-bu kez yayinladilar (ucuncuyu kestiler gerci ama yuzde 33 luk sansure katlaniyoruz nihayetinde;-) hasan onlarin yazabilecegi essek olmayanin da adresini anlayabilecegi yukaridaki yaziyi yazdi eger birbirilerinin yazilarini ve okur notlarini okuma terbiyesi edinmislerse etkilesim barizdir ve bu etkilesim iyidir kurdistan cocuklarinin hayati dunyalara deger bunun hesabini once irili ufakli liderlere ve lider musvettelerinin onune koymamiz lazim hasret cocuklara uzulmus belli-bu iyi bir durum burda iyi bir siaret var 10 -20 -30 binleri buldu bu cocuk olumleri ahlaksizca sadece olunce kiymet verilen bir et parcasina donusturduler bu insanlari her biri bir ayri dunyadir, teker teker,manasiz hedefleri iskambil kagitlari gibi diziop bozan bir melunun hatirina yok oluyorlar hasret halen olumlere uzulebilen nadir kurdlerden ise bu iyi ancak bu isi evrip cevirop yanlis adrese faturaliyorsa bu kotu olumlerden sentimental hikaye yapiyorsa bu cok cok daha kotu bu cocuklarin olmemesi icin nelerin yapilmasi gerektigine canak tutuklari orgutte sorarak ise baslamalari gerekir hasan yukaridaki yazida hesabi soramiyor ama hatayi kabak gibi koymus ortaya¨ bu hata nicin islendi? bu soru tarihin sayfalarina gecti ahmaklar kusagi seyrelip yerini yeni kusak kurdlere biraktiginda zihni de gozleri gibi melanet sacan abdo yakayi bu kusagin okuyacagi tarihten kurtaramayacak pis bir korkak olarak halihazirda gectigi tarihe pespaye bir lider ve aldigi kararlarla ona olumune baglanmis veya bu mecburiyete dusmus gencleri olume yolluyan karsilginda  basimiza 20 yil once lider olarak diyarbekir karpuzunu koysaydik bugune kadar mutlaka elde edebilecegimiz ivir zivir kulturel haklar ile bir tutam demokrasi bile almayi beceremeyn kurdleri cig cig yiyen dusmana karsi bir arpa boyu yol alamamis bir melun olarak. tarihe gececek o tarihe bir donem iki uc milyon kurde liderlik yapmis biri olarak gecince kurdlerin bu taifasi da insanlarin sik sik yaptigi aptaliklar tarihinde yerlerini almis olacak tabii hasret ile hasan da bu berbat halle anilmak istemiyorlarsa zarfin uzerine adresi dogru yazmayi ogrenmeleri gerekecek belkide ogrenmek demeyelim de cesaret etmeleri gerekecek veya daha munasip bir seyler iste yazisi benden iyi birileri ifade ediversin hurmetler HeK

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.