IV. Murad bilindiği gibi sırp asıllı Anastasya'nın oğluydu. Anastasya Osmanlı sarayında entrikalarıyla ünlenmiş Kösem'den başkası değildi. Tıpkı İskender'in annesinin yaptığı gibi oğlu Murad'ın kadınlardan uzak büyümesini sağladı. Amacı, oğlunu erkek cinsine yönelterek birinci kadın konumunu sürekli muhafaza etmekti.
IV. Murad tahta çıktığında hem fail hem mef'ul bir erkek düşkünü olarak oldukça yol almıştı. Nahcivan seferinde esir ettiği Timur soyundan prens Ermirgun Mirze'nin kendisi gibi erkek düşkünü olduğunu anlayınca yendiği diğer rakiplerine yaptığı gibi Emirgun Mirze'yi katletmedi. Aksine başkent İstanbul'a getirerek ikamet etmesi için bugün Emirgan Köşkü denen sarayı birlikteliklerinin aşk yuvası olarak inşa ettirdi. Emirgun Mirza ölünceye kadar bu köşkte yaşadı. İstanbul'un Emirgan semtinin adı bu prensten ve adına yapılan köşten gelmektedir. Dönemin hiciv şairleri elden ele dolaşan gizli şiirlerinde Emirgun Mirza'dan 'Emirqun' olarak bahsetmekteydiler. IV. Murad yaşadığı sefih hayat nedeniyle 34 yaşında öldü.
([i]Yukardaki satırlar Adnan menderes'in metreslerinden Suzan Sarısözen'in 'Kızıl Zambak' adlı biyografik romanından alınmıştır. Suzan Sarısözen'in ilgili romanı Yassıada mahkemelerinde davaya konu olmuş yazarına ceza verilmemiştir. Mahkeme IV. Murad'ın erkek düşkünlüğünü onaylamıştır.[/i])
Mustafa Kemal'in erkek düşkünlüğünü ise Lozan Murahhası (daimi delege) ve Kemal'in Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur 'Hayat ve Hatıralarım' adlı kitabında açıkça belirtmektedir.
Erkek düşkünü IV. Murad zamanında imzalanan Osmanlı-İran anlaşmasıyla (Kasr-ı Şirin - 1639) Kürdistan ikiye bölünürken, diğer erkek düşkünü "türk asili" Kemal döneminde imzalanan Lozan anlaşmasıyla (1924) Kürdistan 4'e bölündü.
"Türk asillerinden ve türkün asaletinden" kürtlerin payına düşen soykırım, sürgün ve parçalanma oldu. Kürtlerin uğratıldığı vahşetin kuşkusuz ahlaki nedenleri de vardı. Kürtler, talanı tetikleyen menfaat güdüsü kadar soysuzluğun ve ahlak tanımazlığın kurbanı oldular.
IV. MURAD'IN İZİNDE YÜRÜYEN ASALET