Kürd, Türk, Arap, Fars Kardeşliği ve Mamoste Goran
Kürd, Türk, Arap, Fars Kardeşliği ve Mamoste Goran
Kamuran Melikendi
Mamoste Abdullah Goran’ı okuyorum.
En sevdiğim Kürd şairlerinden biridir.
Mamoste Goran bir Kürd Komünisti olarak şiirlerini hep Kürdçe yazdı.
Irak Komünist Partisi’nin üyesiydi.
O Irak kralığından ve İngilizlerden çok çekti.
1904 yılında Halebçe’den dünyaya gelen Mamoste Goran küçük yaşlarında babasından Kuran kurslarını aldı. Sonrada Halebçe’de „Mizgefta Paşa“ da eğitimine devam etti.. O dönemler Mamoste Goran halk arasında „Feqî Ebdullah” olarak nam salmıştı. Mamoste Goran 1925 ve 1937 yılları arasında Halebçe’de öğretmenlik yapıyor. Bu aralar Mamoste Goran anti faşist hareketi içinde çok aktiftir. İkinci Dünya savaşından sonra ise Barış Hareketi içinde aktif olmaya devam ediyor. Mamoste Goran siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklanıyor ve 1952 yılında serbest bırakılıyor.
Mamoste Goran serbest bırakıldıktan sonra Suleymaniye’ye gidiyor ve orada JÎN Gazetesi’nin sorumluluğunu üstleniyor. Mamoste Goran 1952 ve 1954 yılları arasında JÎN gazetesindeki sorumluluğunu sürdürüyor. Mamoste Goran 1954 yılında Suleymaniye’de bir grup barış yanlısı ile birlikte tutuklanıyor ve 1 yıl hapse ve bir yılda gözetim altında kalmaya mahkum ediliyor. Bu iki yıl boyunca Mamoste Goran Irak ve Güney Kürdistan’ın bir çok cezaevi ve şehrinde kalıyor.
Mamoste Goran 1956 yılında serbest bırakıldıktan sonra Bağdat’ta gidiyor. O sıralar Kerkük Orfi Mahkemesi onu 3 yıl hapse mahkum ediyor. Farklı hapishanelerde kalan Goran 1958 yılında Irak’ta krallığa son veren askeri darbeden çıkan aftan yararlanarak dışarı çıkıyor.
Mamoste Goran hapishaneden çıktıktan sonra bir delegasyonla Sovyetler Birliği, Çin ve Kuzey Kore’yi ziyaret ediyor.
Mamoste Goran 1959 ve 1960 yılları arasında Suleymaniye’de Şafaq dergisinin sorumluluğunu üstlenerek Beyan adı altında yayın faaliyetini sürdürüyor. 1960 yılında Şaklawa’da yapılan Kürd Öğretmenlerin kongresine katıldığından dolayı işinden atılıyor. Daha sonra Bağdat’a giden Goran, Bağdat Üniversitesinin Kürd Edebiyatı bölümünde çalışıyor ve aynı zamanda “Azadi” gazetesinin yazar kadrosu içinde yer alıyor.
1962 yılında Mamoste Goran kanser hastalığına yakalanıyor, önce Irak’ta daha sonra Moskova’da tedavi görüyor, fakat tedaviler sonuç vermeyince 18 Ocak 1962 tarihinde Suleymaniye’de Kürd ve Kürdistan halkına veda ediyor.
Mamoste Goran’ın yaşamından bazı kesitler verirken, amacım onun tüm yaşamını ve eserlerini anlatmak değil. Zaten böyle bir girişim bir makale olayını değildir.
Bir çok Kürd gibi bende Mamoste Goran’ın farklı dallarda Kürdçe kaleme aldığı şiirlerini zevkle okuyorum. Hatta özel bir çaba sarf etmeden ve kafa yormadan onun bir çok şiirini ezbere biliyorum.
Geçenlerde Mamoste Goran’ın Divanını yeniden karıştırırken “halkların kardeşliği”, “birlikte barış içinde bir arada yaşama”, “Kürd ve Arap Kardeşliği” vb... konuları işleyen bir hayli şiirlerine takıldım.
Mamoste Goran’ın bu konuya ilişkin şiirlerinin benim dikkatimi çekmesinin nedenlerinden biri de Kürdistan’ın farklı parçalarında Kürd siyasal yapılarının sürekli olarak Kürdlerin Arap, Fars, ve Türklerle birlikte “barış içinde bir arada yaşama” meselesini gündeme getirmeleridir.
Mamoste Goran “ Kürd ve Arap kardeşliğine” inaniyordu. Bir şiirinde şöyle diyor:
Brayî Erebî çaw reşim,
Tal bû beşit, tal bû beşim,
Le yek kase talî noşîn,
Brayî kirdin be hengiwîn......”
“Ey roley Kurd,
emperyalizm ew bawke mird,
ke bray Ereb le gel to,
wekî caran bika rencero,
bêt teqe bêt le tifeng,
be mîlyonan merdî cengî piştet
eğirin,
wek reşkey ka wrgî edrin,
pitir le milyar aşîtîxwaz
piştîwanin roley serbaz....”
“Min gelim, gelî Iraq im,
Ereb em laq, Kurd ew laqim”
Evet Mamoste Goran Irak Krallığından ve İngiliz emperyalizminden çok çekti. 1958 yılında krallık yıkıldığı zaman zindanda çıktı. Irak Anayasasına “Irak , Arap ve Kürdlerden oluşuyor” maddesi konuldu.
Mamoste Goran şiirinde emperyalizmin Irak’ta öldüğünü, eğer birileri Kürdlere tüfekle saldırırsa milyonlarca savaşçı Kürdleri destekleyecek ve bir milyardan fazla barış savunucusu Kürdlerin arkasında olacak.... “ Kürd ve Arap kardeşliği bal gibidir” diyordu.
“Ben halkım, Irak halkıyım,
bir ayağım Kurd diğeri Araptır”
Mamoste Goran fazla yaşamadı... Arap ve Kürd kardeşliğini bal değil, zehir, kimyasal gazlar ve Enfal olduğunu görmedi.
Bırakın bir milyon savaşçı ve bir milyardan fazla barış yanlısının Kürdlerin yanında olmasını, Kürdler yalnız kaldılar ve herkes Kürdlerin yüzüne kapıları kapattı..
Keşke Mamoste Goran o süreci ve bugün Kürdlerin İŞİD Araplarıyla yaşadıkları kanlı kavgayı görseydi..
Mamoste Goran’ın Irak’ta öldüğünü ilan ettiği emperyalizmi 1991’de ve aktüel olarak İŞİD ile yürütülen savaşta Kürdler davet ettiler. Hem de Kürd komünistleri, Müslümanları, Êzîdîleri, demokratları, liberalleri ve Kürdistan’da bulunan tüm azınlıklar elbirliği ve söz birliği ile davet ettiler.
Burada Mamoste Goran’ı suçlamak istemiyorum. Ondan önce de Kürdler din ve daha başka ideolojilerle “Arap, Kürd, Türk ve Fars kardeşliğini” savundular. Geçen yüzyılın ortalarında yazılan şiirlerinden sonra Kürdler trajediden trajediye koştular...
Kürdler tarihlerinden dersler çıkarabilirdi.
Kürdlerin millet olarak başına gelen tüm felaketlerin başında Kürdlerin kendi devletlerini kurmamaları geliyor.
Bir başka ve günlük felaket ise Kürdistan’ı işgal eden Türk, Arap ve Farslarla “kardeş” olabileceği, bir devlet için de “barış içinde bir arada yaşayabileceklerini” söylemek ve propaganda etmektir.
Dünyanın hiç bir yerinde sömürgecilerle sömürge halklar barış içinde ve aynı haklara sahip bir şekilde bir arada yaşamamışlardır. Cellat ile kurbanın aynı çatı altında yaşaması olayı Kürd siyaset dünyasının Kürd ulusal bilincini sürekli ve sistemli bir şekilde tahrip eden hayal dünyasında vardır.
Elie Kazan’ın “America America” adlı bir filmi var. Bu filmdeki bir sahne hiç aklımdan çıkmıyor. Bir Yunanlı İstanbul’da geziyor ve aniden bir Türk Yunanlıya yaklaşıyor: “Kardeş!!! Kardeş!!!” diyor. Yunanlı korkmaya başlıyor ve panik içine düşüyor. Yunanlı, Türk kendisine “Kardeş” derken o Türk’ün onun başına bir şey getirmesinden korkuyor. Bunun altında yatan tarihi bilinçtir.
Kürd siyaset dünyasının Arap, Türk ve Fars devletlerini farklı renklerle süsleyerek Kürdlere empoze etmeleri tam bir felakettir ve Kürdleri ulusal bilinç alanında silahsızlandırarak yeni soykırımlara kapı aralamaktır.
Ulusal bilinç körlüğü, hiç bir ulusal hakkı olmayan Kürdleri kendi bağımsız devletini kurma yerine sömürgeci cellatlarını kurtarmaya kadar giderek trajediden komediye dönüşmüş durumdadır.
Bugün Kürdistan’da federasyon, otonomi, demokratik özerklik gibi tezleri savunan tüm çevreler, savundukları bu tezlerle Kürdlerin tarihsel fırsatları kaçırmalarına neden oluyorlar. Kürdlerin kendi bağımsız devletlerini ilan etmek için dış şartlar oluşuyor, fakat Kürdlerin ufukları sömürgeci devletlerin sınırlarını aşmadığından dolayı, hazırlıksız yakalanıyorlar ve altın tepsi de sunulan imkanları kaçırıyor.
“Feqî Ebdullah” dan “Komünist Kürd Abdullah Goran”a dönüşen Mamoste Goran Enfal, Halebçe ve İŞİD cellatlarının Kürdlere yapmış olduklarını görmüş ve yaşamış olsaydı, acaba Arap ve Kürd ilişkileri “bal gibi kardeşlik” mi yoksa zehir mi diyecekti?
Kamuran Melikendi
12.06.2015