Direkt zum Inhalt
Submitted by Rêvebir_D on 18 August 2014

Dünyada 200 binin altında nüfusu olan milletler bağımsızlıklarını aldıkları halde, 40 milyonunun üzerinde bir nüfusa sahip olan Kürdler ve Kürdistan, hala köle ve sömürge ise, bunda bir çarpıklık var demektir.

Kürdistani duygularını yittirmiş olan kesimden tutun, bağımsızlıkçı ve milliyetçi yurtsever kesime kadar olan yelpazedeki Kürdleri inceleyin, karşınıza çok çarpıcı bazı gerçekler çıkacaktır. ''Halkımız cahil bırakıldığı için sahtekâr ve çıkarcı partiler ve liderler ile TC tarafından kandırılmaktadır'' diyoruz. Bunun gerçek payı vardır ama hepsi bu kadar mı?

Kürdlerin büyük bir kısmının, danışıklı Türk- Kürd ihanet savaşında bile, Kürdistan Ulusal Mücadelesi ‘ne karşı olduklarını gördük. Bu kesim, aslında TC kanunlarına uygun şekilde kurulmuş olan Kürd patentli işbirlikçi legal BDP'ye karşı bile tavır koyan ve uzak duran kesim, ne oldu da sonradan, Öcalan ve PKK'nin sahte barış çağrıları ve işbirlikçi teslimiyetlerine rağmen BDP ve HDP 'yi savunur oldular? Bunun nedeni, bu kesimin Kürd davası ile ilgili U dönüşü yapmaları, daha, önce karşılarken sonradan bunlara oy vermeleri bu teslimiyetin tam da Türk'lük hayranı ruhlarını okşamasının neticesidir. Bu kesim birden bire teslimiyetçi Kürd legal partilerinin savunucuları oluverdiler. Türkiye hayranlığı ve Türkiye'lilik ruhlarını okşayan bu teslimiyetçi siyaseti anında benimseyen bu kesime, kandırılan cahiller diyebilir miyiz? Hayır, bunlar gönüllü yeni yetme Türk'türler ve kendilerine uygun düşen bu yeni durumu hemen anında benimseyip uygulamayı bilecek kadar kurnaz ve çıkarcıdırlar. Bunlar PKK ve diğer teslimiyetçi, ihanetçi Kürd parti ve kadrolarının Türk Bayrağı'na olan saygısını, TC'nin diline, meclisine, ülkesine ve işgal ettiği topraklardaki sınırlara bağlılıklarını savunan, Kürd kıyımını gerçekleştirmiş olan katil TC Devleti'nin kurucu liderlerine saygı duyduklarını ilan edip dile getirenleri ayakta alkışlayan sahte ve tutarsızlardır. Bunların sömürgeci Türk, Arap ve Pers kardeşliğini savunmaları, ama Kürdistan ile ilgili haklı talepleri reddetmeleri tesadüfü değildir.

Bir kesim daha vardır, bunlar da lider kültünün virusuna yakalanmış, liderlerin her türlü işbirlikçi ihanetini alkışlayan ''çıplak kral'' müritleridirler. Kralın çıplaklığına rağmen, onun ipek ve sırma giysiler içinde olduğunu söyler, ''sırmalar içindeki'' el etek öpmek için sıraya girerler. Bunların iflah olmaları hemen hemen olanaksızdır. Bu kesime en iyi örnek, PKK lideri Öcalan'ın, TC'nin işbirlikçisi ve taşeronu olduğunu açıklamış olmasına rağmen, onu ''Kürd Halk lideri'' olduğunu hararetle savunan zübüklerin çarpıcı tavırlarıdır. Bunlar, gözünü kırpmadan Kürdistanlılara karşı savaşırlar. Yeter ki taşeron ve ihanetçi liderleri emretsin.

PKK'den ayrıldıklarını söyleyen yanar döner bir kesim de, Öcalan ve PKK yöneticilerinin ihanet içinde olduğunu söylerler ama PKK'ye de sahip çıkarlar. Elbette PKK içinde bedel ödemiş yurtsever ve dürüst kesimler vardır. Ama bu buna rağmen, PKK'nin sahibinin Öcalan olduğunu, parti patentinin Öcalan'a ait olduğu gerçeğini görmezden geliyorlar. Yoğun eleştiri ve teşhirin olduğu dönemlerde, parti liderlerini eleştiren bu kesim, eleştirilerin azaldığı dönemlerde, yeniden nüks eden lider kültü virüsü ve TC aşkının etkisi ile tekrar ihanetçi dedikleri lidere sempati besleme sinyalleri vermeye başlarlar. Sanki Suriye'deki PYD, PKK uzantısı değilmiş gibi, Suriye işbirlikçisi Salih Müslüm ile TC işbirlikçisi Öcalan'ı farklı terazilerde tartarlar. Kısacası Türkiyecilik kervanının klavuzu olup, Ankara, Şam ve Tahran yollarında yolculuğa çıkarlar.

Orta yolcu bir kesim daha vardır. Bunlar, Kürd aydını olarak geçinen, ama sömürgecilerin yayın organlarında boy gösterip gerdan kırarak, bir taraftan sömürgecilere yağ çeken, ama öbür taftan Kürdler için kırıntı haklar talep ederek, Kürdlerin gerçek haklarını savunduklarını idea eden, Kürd Halkı'nı yanıltan nalcı ve mıxçı kesimdir. Bu gibiler her dönem vardırlar ve her zaman boy göstermektedirler. Bunlar her fırsatta, ''Kürdlerin ayrılma talepleri yoktur'' diyerek sömürgecilere hem yağ çekerler, hem de onlara akıl ve taktik verirler.

Bir de aşağılık kompleks içinde olan kesim vardır. Bu kesim, Türk kumşu ve arkadaş çevrelerinde, kendi kimliğini inkar eden, Türk'ten daha Türkçü geçinen kesimdir. Bunların çocukları tamamen kayıp bir kesimdir.

Diğer bir kesim de Kuzey Kürdistan'da örgütlendirilmiş ve Kürdistan'ın her parçasındaki uzantılarıyla işbirliği ilişkisi içine girmiş olan kesimdir. Güneybatı, Doğu ve Güney Kürdistan'daki paralel yapılarla ilişki içinde olan bu kesim, Kürdistan Bağımsızlık Mücadelesi önündeki en büyük engeli oluşturmaktadırlar. Bunların derdi Kürdistan Devleti'ni kurmak değildir. Aksine sömürgecilerin maşası, uzantısı ve vurucu gücü olarak egemenlik alanları elde etmek ve Bağımsız Kürdistan Devleti'nin Kuruluşunu engellemektir. Bunların Kürdistan'ın kurulması gibi bir dertleri yoktur. Esas görevleri sömürgecilere hizmet etmektir. Sömürgeciler istediği için, Kürdistan Devleti'nin kurulmasını engellemek ve sömürgecilere egemenlik alanları kazandırmaktır. Şu anda bunların kurdukları oyun ve en büyük tehlike, Güney ve Güneybatı Küdistan'da sahneleniyor. Güney Kürd Yönetimi, bu tehlikeyi bertaraf etmezse, hem kendileri, hem de Kürdistan bunun bedelini çok ağır öder. Umarım tehlikeyi önemser, uyku molasında hazırlıksız yakalanmazlar.

Yukarda saydığım bu Kürd kesimlerinde Kürdistan Bağımsızlık ruhu ya tamamen yok olmuş, ya da çok azdır.

Geride bir avuç Bağımsızlıkçı yurtsever ve milliyetçi Kürd kesimi kalıyor. Bunların işi oldukça zordur. Ancak şu andaki olumlu şartlarda, bir ateş kıvılcımı tutuştururlarsa, her kesimin içindeki yurtsever ve milliyetçi Kürdleri, Kürdistan bağımsızlık mücadelesine dâhil etmeyi başarırlarsa önemli bir atılıma önderlik etmiş ve Bağımsızlık Mücadelesini bir adım daha ileriye taşımış olurlar. Umarım bunu başarırlar.

18 Ağustos 2014

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.