Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(14)
Aso Zagrosi
İffet Hanım, Mustafa Şahin Beye “oğlum biz bu evde misafiriz, bizden dolayı ailenizde sorun ve problemlerin meydana gelmesini istemeyiz. Çok teşekkür ediyorum. Bizden dolayı meydana gelen sorunlardan dolayı utanıyorum ve sizden özür diliyorum” diyor.
Mustafa Şahin Bey: “ bu ne biçim sözler anneciğim. Siz bizim en kıymetli ve en değerli misafirlerimizsiniz. Sizin huzurunuzu ve güvenliğinizi sağlamak sadece benim değil, tüm Kürd milletinin görevidir. Bir şeye ihtiyacınız olsa hemen bana haber verin. Sizin kızınız benimde kızımdır ve aynı zamanda tüm Kürd milletinin gelinidir” diyor.
Mustafa Şahin Beyin küçük eşi Adile Hanım eşinin misafirlere karşı iyi yaklaşımından dolayı kıskanıyor, cadı ve sihirbazlara baş vuruyor. Yaşar hanımın anlatımlarına göre Adile Hanım köydeki yaşamı kendilerine haram etmeye çalışıyordu. Bu arada Yaşar Hanım, Adile Hanım’a İhsan Nuri Paşa’yı, Ağrı Direnişini ve neden İstanbul’u terk edip bu yollara düştüğünü anlatmaya çalışıyor. Fakat Adile Hanım inanmıyor... Adile Hanım bu kıskançlığını bazı bayan arkadaşlarıyla paylaşıyor. Tüm bunlar Yaşar Hanım’ında kulağına geliyor.
Mustafa Şahin Beyin bu gelişmelerden hiç bir haberi yoktu. Bir gün Yaşar Hanım’ın annesi Adile Hanım’a “ben bu yaşananları Mustafa Şahin Beye anlatacağım” diyor.
Bu sefer Adile Hanım panik içine düşüyor ve İffet Hanım’a Mustafa Şahin Beye bir şey söylememesi için yalvarıyor.
Bir gün Mustafa Şahin Beyin vekili geliyor, Yaşar Hanım’a ve annesine : “Fransız yetkilileri gelmiş, İhsan Nuri’nin eşi ile kimin geldiğini soruyorlar, çocukların olup olmadığını ve pasaportları görmek istiyorlar” diyor.
Yaşar Hanım kendisine pasaportları veriyor ve o da Fransızlara gösteriyor.. Hiç bir sorun yok.
Fakat, Adile Hanım ile sorunlar hep devam ediyor.
İffet Hanım’da Adile’nin yaptıklarından rahatsızdır. Bir gün Yaşar Hanım’a çoktan beri İhsan’dan bir haber yok, onunda durumu nasıldır bilemiyoruz. Sen gerekeni yaptın buralara geldin, geri dönüp Kutahya’ya gidip oradaki eve yerleşelim. Dr. Haydar’ında haberi olmaz ve gelişmelere bakarız diyor.
Yaşar Hanım annesinin önerisini kabul ediyor ve eşyalarını toplayıp Arap Pinar tren istasyonuna doğru yola koyuluyorlar. Tam tren istasyonuna yaklaştıkları bir anda arkalarında bir ses “Hanımlar nereye gidiyorsunuz? Kaçıyormusunuz?” diyor. Geri döndükleri zaman Mustafa Şahin Beyin vekilini görüyorlar hem de silahlıydı.
İffet Hanım : “Niye kaçalım? Tutulumuyuz? Biraz gezmeye çıktık” diyor.
Mustafa Şahin Bey’in Vekili kendilerine gezmek istedikleri zaman hizmetçilere haber vermeleri gerektiğini, kendisinin onlarla beraber gezmeye gideceğini ve kendilerinin buranın yabancısı olduğunu söylüyor.
Yaşar Hanım ile annesi Kürdlere tarafından konrol edildiklerini fark ediyorlar. Yaşar Hanım trene binip geri gitmediklerinden dolayı da seviniyordu.
Adile Hanım yine bazı hikayeleri Yaşar Hanım’a anlatmaya çalışıyor. Yaşar Hanım “biz Xoybun Komitesinin talimatı ile buradayız. Mustafa Şahin Bey de hanedan ve namuslu bir adamdır” diyerek kendisini tersliyor.
Belli bir dönem sonra Halep’ten haber gönderiliyor Mustafa Şahin Bey Yaşar Hanım , annesi ve Adile Hanım ile birlikte Halep’e gidiyorlar. Halep’te sekiz gün kalıyorlar. Bu arada Yaşar Hanım Halep’te Xoybun yöneticileri Celadet Ali Bedirxan ve Memduh Selim Bey ile görüşüyor. Celadet ve Memduh Selim Yaşar Hanım’a “şimdiye kadar İhsandan bir haber gelmedi ve yakında kesinlikle bir haber gönderir. Siz beklemek için yeniden köye dönün” diyorlar. Yaşar Hanım ve annesi yeniden köye dönüyorlar. Bu arada Adile Hanım’ın kardeşi evleniyor. Binlerce kişinin katıldığı bir düğün yapılıyor.
Süreç içinde Adile Hanım başka insanları da Yaşar Hanım’a karşı kışkırtıyor.
Bu arada Yaşar Hanım Memduh Selim Beye bir mektup yazarak rahatsızlığını ifade ediyor.
Memduh Selim Bey hemen köye geliyor ve Yaşar Hanım’a “Niçin huzursuz oluyorsunuz? Biz sizin rahatsız olmanızı istemeyiz” diyor.
Yaşar Hanım fazla detaylara girmeksizin “beklemekten dolayı huzursuzlaştıklarını” anlatıyor.
Memduh Selim Bey “Yaşar Hanım burası neresi Ağrı neresi? Ağrı’ya gitmek için 3 devletin sınırlarını aşmak lazım. Bu da çok zordur. Bizim yalnızca Tebriz üzeri bir kanalımız var. Bir defa daha kendilerine haber gönderdik. Umut ederim kısa bir zaman içinde bize bir haber verirler” diyor.
Memduh Selim Bey tekrar yeniden Halep’e geri dönüyor.
Bir gün Mustafa Şahin Bey Yaşar Hanım ile İffet Hanım’ın yanına geliyor ve İffet Hanım’a “Anne can tebrikler” diyor.
İffet Hanım: “ Teşekkür, ama niye tebrik ediyorsun?” diye sorar.
Mustafa Şahin Bey: “ Kürd milleti, enişten İhsan Nuri’yi Kürd ulusunun kurtuluşu için yaptığı fedakarlıklar, sahip olduğu cesaret ve değerli hizmetlerinden dolayı ‘Paşa’ unvanını verdi ve general rütbesiyle Kürd Özgürlük Savaşçılarının Genel Komutanlığına atadı” diyor.
Bu arada İffet Hanım biraz Yaşar Hanım ile sohbet ediyor ve Mustafa Şahin Beye kızımda “bölgenin eski ve kahraman halkı Kürdler kendileri için mücadele eden birine gereken değeri vermiş ve kadrini bilmiştir” diyor.
Mustafa Şahin Bey: “ Elbette İhsan Nuri Paşa bunu hak etmiştir” diyor.
İffet Hanım: “oğlum eniştem Kürdlerin özgürlüğü için yalnızca sahip olduğu rütbeleri ve huzuru değil, genç eşini, tüm mal ve mülkünü kurban etti. Kürd milletinin ona saygı göstermesi normaldir” diyor.
Mustafa Şahin Bey: “Elbette Kürd milleti hiç bir zaman onun ismini ve mücadelesini unutmayacaktır. Size bir başka müjdem daha var. İhsan Nuri Paşa’dan haber geldi. Size onun yanına göndermemizi istiyor ve yakında yola çıkacaksınız” diyor.
Yaşar Hanım ile annesi aldıkları haberlerden dolayı dünyanın en mutlu insanları olmuşlardı. Artık Adile Hanım’ın hikayelerinden de kurtulacaklardı.
İki gün sonra Mustafa Şahin Bey Yaşar Hanım ve annesinin yanına geliyor: “ Anne can yarın Halep’e gidiyorsunuz. Benim bazı işlerim var sizinle gelemeyeceğim. Benim akrabalarımdan biri sizi götürecek. Siz Halep’te Qadri Cemilpaşazadelerin evine yerleşeceksiniz. Ben de oraya geleceğim” diyor.
Devam edecek
Aso Zagrosi