Direkt zum Inhalt

Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(13)

Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(13)

Aso Zagrosi

Yaşar Hanım, Memduh Selim Bey’i tanımıyor ve duymamıştı. Fakat, Tevfik Beyi duymuştu. İhsan Nuri Paşa ile birlikte Beytüşşebap devrimini başlatan subaylardan biriydi. Bundan dolayı Yaşar Hanım çok mutluydu. Ali Hoca’ya teşekkür ediyor.

Ali Hoca gittikten bir kaç saat sonra Memduh Selim Bey ile Tevfik Bey Hotele geliyorlar.

Memduh Selim Bey: “ Hoş geldiniz!! Ne zaman Halep’e geldiniz?” diye bir soru sorar.

Yaşar Hanım’ın annesi : “Oğlum dün geldik” diyor.

Memduh Selim Bey: “Hiç bir kaygıya kapılmayınız. Biz buradayız ve siz bizim yanımızdasınız. İhsan Nuri Beyi sizin geldiğinize dair haberdar edeceğiz. Onun cevabı geldiği an size bildireceğiz. Sizin bu odanız da iyi değil, yeni bir oda almamız gerekiyor” diyor ve gidiyor.

Memduh Selim Bey Yaşar Hanım ve annesi için daha büyük bir oda kiralıyor, pencereleri sağlamlaştırıp perde taktırıyor ve Hotel sahibine “bu bayanlar ne istiyorlarsa verin ve kendilerine göz kulak olun” diyor.

Yaşar Hanım ve annesi yeni odaya taşınıyor. Hotel sahibi tümden değişerek onlara daha saygılı davranıyor ve hürmet gösteriyor. Yaşar ile annesi 5 gece bu Hotel’de kalıyorlar. Memduh Selim Bey ile Tevfik Bey her gün Hotele geliyorlar ve Yaşar Hanım’a bir ihtiyaçlarının olup olmadığını soruyorlardı.

Altıncı gün Memduh Selim Bey ile Tevfik Bey yine Hotele geliyorlar Yaşar Hanım’a: “Sizin bu otelde kalmanız uygun değil, yoldaşlarımızla konuştuk sizi bir köye göndereceğiz. Sizi Mustafa Şahin Bey’in köyüne göndereceğiz. Mustafa Şahin Bey bizi yoldaşımız, Berazi aşiretinden ve aynı zaman da Suriye Parlamentosunda milletvekilidir. Köy buradan 2 yada 3 saat uzaklıktadır. İhsan Nuri Bey’den haber ulaşır ulaşmaz hemen yanınıza geliriz. Ayrıca hal ve hatırınızı sormak içinde uğrarız” diyorlar.

Ertesi günü Memduh Selim Bey ile Tevfik Bey Hotele gidiyorlar. Tevfik Bey eski elbiseler giymiş ve taksiyi sürüyordu. Yaşar Hanım ve annesi aşağı inip Memduh Selim Bey ile vedalaşıp arabaya biniyorlar ve köye doğru yola çıkıyorlar.

Tevfik Bey yolda Yaşar Hanım ve annesine eski elbiseleri niçin giydiğini açıklarken: “Yolumuz üzerinde küçük bir arazi parçası Türkiye’nin denetimi altındadır. Beni tanımamaları için bu eski elbiseleri giydim. Size bıraktıktan sonra yeniden geri dönerim.” Diyor.

Yaşar Hanım’ın annesi: “Oğlum kendini koru, tehlike ve ziyan karşı dikkatli ol!! Mustafa Şahin Bey nasıl bir adamdır?” diye sorar.

Tevfik Bey: “Mustafa Şahin Bey Xoybun Komitesinin üyesi ve hanedan biridir. Türkçeyi iyi biliyor ve yakın yoldaşlarımızdandır. Suriye devleti içinde etkili biridir. İhsan Nuri beyden haber gelene kadar onun evinde kalacaksınız. Kendisi aynı zamanda Suriye parlamentosu üyesidir. Bir bakalım acaba İhsan Nuri kendisi mi geliyor? Yoksa sizi onun yanına göndermemizi mi isteyecek yakında sizi bilgilendiririz” diyor.

Tevfik Bey, Yaşar Hanım’a ve annesine İhsan Nuri ile giriştikleri Beytüşşebap direnişini ve yurtdışına çıkışlarını bir destan gibi anlatıyor. Kadınların hiç haberi olmadan Türkiye’nin denetimi altındaki topraklardan geçiriyor ve yeniden Fransızların denetimi altında demir yoluna yakın bir köye ulaştırıyor.

Köylüler Yaşar Hanım ile annesinin o gün köye gideceklerini bildiklerinden dolayı kendilerini köyün girişinde karşıladılar.

Tevfik Bey bir gece köyde kaldı ve ertesi günü vedalaşarak geri döndü.

Böylelikle Yaşar Hanım ile annesi tanımadıkları bir köyde İhsan’dan haber almak için beklemeye başladılar.

Mustafa Şahin Beyin iki eşi vardı. Büyük eşinin iki oğlu ve iki kızı vardı. Misafirler için bir oda hazırlamış, gereken masa, sandalye ve yatakları yerleştirmişti. Hizmetçiler sabah ve akşam yemeklerini odalarına getiriyorlardı.

Evde kadın ve gençler içinde yalnızca Mustafa Şahin Beyin küçük eşi “Adile Hanım “ Türkçe biliyordu. Mustafa Şahin Bey’de güzel Türkçe konuşuyordu. Bozan Bey de bir dönemler İstanbul Meclisi’nin üyesiydi.

Mustafa Şahin Bey akşamları sık sık Yaşar Hanım’ın annesini çağırır ve kendisiyle sohbet ederdi. Adile Hanım’da yanlarında olurdu. Fakat, Yaşar Hanım bu sohbetlere katılmak için gitmiyordu.

Mustafa Şahin Bey’in büyük eşi Ayşe Hanım sık sık Yaşar Hanım’ın yanına gidiyor, fakat Türkçe bilmediğinden dolayı anlaşamıyorlar. Ama, el ve kol hareketleriyle bir komünikasyon yakalıyorlar.

Belli bir dönem sonra Yaşar Hanım ile annesi hizmetçiler tarafından getirilen yemeklerin içinde bazı mide bulandırıcı şeyler buluyorlar ve gelen yemekleri yemiyorlar. Ekmek vb şeylerle idare ediyorlar.

Mustafa Şahin Beyin küçük eşi Adile Hanım’ın misafirlere karşı tavrı değişmişti. Bir gün Yaşar Hanım’a: “siz dediniz ki bir kaç gün kalır gideriz. Niçin gitmiyorsunuz? Yalan söylüyorsunuz. Mustafa sizi evlenmek için getirmiş” diyor.

Yaşar Hanım sinirleniyor, fakat elinden bir şey gelmiyordu. Adile Hanım kıskançlığından dolayı Yaşar Hanım ile annesini rahatsız ediyor.

İffet Hanım Yaşar’a: “ Kızım dişlerini sık!! Biz geri dönemeyiz. Eğer böyle bir şey yaparsak milletin ağzına sakız oluruz” diyor.

Mustafa Şahin Bey’in evine geldikleri zamanda Dr. Ali Haydar’a bir mektup yazmış, İhsan’ın bir arkadaşının evinde olduklarını, ona haber gönderildiği ve cevap beklediklerini bildirmişlerdi.

Bir gün Mustafa Şahin Bey hizmetçinin elinde dolu tepsiyi görüyor ve yakından bakıyor yemeklerin için hayvan dışkısına rastlıyor. Hizmetçi Mustafa Şahin Beye belli bir dönemden beri Yaşar ile annesinin yemek yemediklerini söylüyor. Mustafa Şahin Bey durumu araştırıyor, Yaşar ile annesinin rahat etmemeleri için her şeyin yapıldığını fark ediyor.

Mustafa Şahin Bey hemen Yaşar Hanım ile annesinin kaldıkları oda ya büyük bir dolap gönderiyor. Kendilerine yemek yapmaları için ne gerekiyorsa her şeyi torbalarla gönderiyor. Yaşar Hanım’ın anılarında verdiği yiyecek listesinde baldan pirince kadar her şey var.

Mustafa Şahin Bey Yaşar Hanım’ın annesini çağırıyor ve kendisine: “ İffet Hanım siz yemekleri yemiyordunuz niçin bana söylemediniz? Eğer siz bu eve ateş de verseniz hiç kimsenin sizi engellemeye hakkı yoktur. Bu ev senin enişten İhsan’ın evidir ve bende sizin hizmetçinizim. İhsan Nuri bizim için Kürd milleti için güçlü bir düşmanla savaş içindedir.” diyor.

Devam edecek

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.