Direkt zum Inhalt
Submitted by Rêvebir_D on 24 March 2014

Kürdler, Türk Devleti içinde Türklerle bir arada yaşamaktan ne gördüler, neyi umuyorlar?

Kürdlerin ne gördüklerini ve tarıh boyunca nasıl bir cehenem ortamı yaşadıklarını çok iyi biiyoruz. Defalarca kandırılmış, aldatılmış ve defalarca katledilmiş, soy kırımdan geçirilmişlerdir.

Dilleri, kültürleri yasaklanmış ve her türlü insanlık dışı muamelelere tabii tutulmuşl...ardır. Ne bekliyorlar TC devletinden?

"Küristan'i bir Kürt cografyası olarak değil, bütün halkların ortak coğrafyası olarak görüyoruz."

Sırı Süreyya Önder ajanı söylüyor bunları. Ajan olmadığını idia edenler varsa, açsınlar geçmişine bir baksınlar. Bu İmralı postacısının yaşam hikayesini okusunlar. Bir ipucu verelim: Ergenekoncu Tuncay Özkan'la mülkiyeden arkadaş olan S.S.Önder, onunla hangi tv kanalında beraber çalıştılar ve hangi ilişkiler içindeydiler?

Peki, o zaman S. S. Önder neden tutuklanmadı diye sorabilirsiniz! Cevabı gayet açık: Siyasal islamcı kliğin başındaki Erdoğan, kendi tarafına geçmiş olan bu ajanını tutuklaması kendi işine gelir miydi? Onu kullanmak varken, TC Hükümeti onu neden tutuklatsın ki?

Tutuklatmak tabii ki işlerine gelmez. Egenekon ile İslamcılar arasında mekik dokuyan Öcalan'a bu devlet nasılki içerden PKK'yi yönetme özgürlüğü tanıyosa, S.S. Önder'e de, ''Kürd olma'' payesi ve ''İmralı komiserliği'' ünvanını veriyorlar.

Yoksa bu devlet, Türk olduğu halde Kürdlüğü savunan bir parlamenterine o kadar demokratik davranır mı sanıyorsunuz? Olmayan demokrasiyi onun için neden icad etsın ki?

Kürdlerin doğal haklarından bahsettiği için, DEP Şırnak milletvekili Kürd Orhan Doğan'ı ensesinden tutup, meclisin kapısından cezaevine hangi barbarlık kiniyle götürdüklerini izlemedik mi? Kürdler, Türklere ne kadar yanaşırlarsa yanaşsınlar, her zaman bu barbarların pençesini enselerinde göreceklerdir.

Örnek bir Türk - Kürd işbirligi görevlisi olan S.Süreyya Önder, Kürdistanlıların anavatanını, hangi amaçla tüm halklara ortak edebiliyor. Esas amacı, Kürdistanlıları sömürgecilerin kölesi yapmak olduğu için, bu kelime oyunlarıyla ancak kuzu gibi dinleyenleri etkileyebilir.

"Barış süreci zarar görmesin" diye yalakalık ve sahtekarlık yapan Türk işbirlikçisi Kürd hainler, asker veya polisin vurdugu Kürdistan gençlerinin öldürülmesini, "provakasyona geldi, polis havaya ateş açarken kaza kurşunu ile vuruldu" gibi devlet patentli sözlerle açıklıyorlar. Kendi ağacının kurdudurlar bunlar. Kürd ağacının gövdesine dadanmış kemirgenlerdir.

Kendilerini TC devletine satmış olan bu ihanetçiler tayıfesi, pazarları dolaşıp, yalan tuzaklarına düşürecekleri satılık Kürd arıyorlar. Öcalan'ın ipe bağladğı nohutları meydanlara serperek tavukları avlıyorlar.

Bu simsarlar, satılık mal bulmakta da cok zorlanmdıkları ortadadır.Çünkü, putlara tapanları pazarlamak, onlar için çok kolaydır. Yalanın canı ''sağ'' olsun. Yeterki vicdan ve onur ayağa düşsün!

Öldürülen Kürdler ve Katliamlar ile ilgili olarak demeç veren BDP ve Kürd işbirlikçi çeteleri, "biz bunları unutmaya hazırız" diye demeçlerinizle neyi amaçlıyorsunuz?
Her zaman yüz yüze baktığınız komşunuzun çocuğu bir tavuğunuzu yaralasa, otuz sene kin yapar kan davası yürütürsünüz. Onlarca akraba veya köylülerinizi öldürürsünüz.

Ama parçalanmış olan tüm Kürdistan cografyasında, sömürgecilerimiz Kürdleri param parça ediyorlarken, siz kalkmış ''unutmaya hazırız'' diyorsunuz.

Halkımızın duygularıyla oynayanlara, yalancılara, sahtekarlara, işbirlikçilere ve İhanetçilere karşı eleştirilerimi en sert bir şekılde yaparım, yapmaktan da çekinmem.

Eleştirilerime karşı yorum yapanlar tarafından ne kadar sert eleştirilsem de cevap verirken, genelde küfürlü sözler kullanmak benim tarzım değildir.

Ancak Halepçe Katliamı ile ilgili videoyu seyrederken, ''unutmaya hazırız'' diyenler için Küfürler çok masum kalıyor.

Halepçe Katliamı ile ilgili birbirlerine sarılıp, acı içerisinde kıvranarak can veren o insanları gösteren videoyu seyrettiğimde, Şıx Sait, Ağrı- Zilan Deresi Katliamı, Koçgiri, Dersim Laç Deresi Katliamları gözlerimin önüne geldi. Gencecikken hayatlarını feda eden ve iç infazlar sonucu katledilenlerin masumiyeti geçti gözlerimin önünden.

Pınarlarından kopup yanaklarımdan aşağı peş peşe yuvarlanan gözyaşlarım, , Halepçe'de, dudak kıvrımlarımın birleştigi noktada kıp kızıl kan akan sele dönüşüyorlar. Acı ve hıçkırıklar içerisindeki tüm duygularım, kelime dağarcığımdan yayılan bir haykırışla, dudaklarımdan dökülen küfürlere engel olmam kolay olmuyor.

Öldürülen Kürdler ve Katliamlar ile ilgili olarak demeç veren BDP ve Kürd işbirlikçi çeteleri,"biz bunları unutmaya hazırız" biçimindeki demeçlerinizle neyi amaçlıyorsunuz?

Parçalatılmış olan tüm Kürdistan coğrafyasında, sömürgecilerimiz Kürdleri param parça ediyorlarken, siz kalkmş ''unutmaya hazırız'' diyorsunuz.

Katledilen Kürdlerin katliamlarıyla ilgili, dünya bu katliamları soykırım olarak tanımaya başlamışken, sizlerin bu zırvalığınız ihanet değil de nedir?

Siz kimler adına bu sözleri veriyorsunuz ki? Siz ancak puta tapan müritleriniz için konuşabilirsiniz. Biz Kürdistan bağımsızlıkçıları adına konuşamazsınız! Eger bizim adımıza konuşursanız, alın o sivri dillerinizi uygun bir yerlerinize sokun deriz.

Kadın ticareti yapanların bir taktiği vardır: Önce kadını kendine eş alacak gibi yaklaşır ona. Sonra korku, yalan ve şiddet uygular kadına. Kadın, şiddetin, korkunun ve satıcısının esiridir artık. Köle olmuştur sahibine. Kazandığı parayı sahibine teslim eder ve yine her gün yaptığı işine çıkar.

Bir an gelirki, serbest olsa bile ondan kopamaz. Çünkü kazandıklarını sahibi onun için değerlendirdirdiğini ve yaşlılığında kendisine de bir pay vereceğini sanıyor. Bu umut, bir görünmez yalan içerisinde, sahibi tarafından yeterince ona verilmiştir. Kadroya aynı yollardan alınanların sayısı gün geçtikçe kabarır. Ama sonuç herkesin de tahmin ettiği gibi bir hazin sahnedir.

Koyun veya sığır ne için beslenir, kendi menfaatimiz için. Eti, sütü, yünü, derisi lazımdır bize. Üreyip çoğalınca ve sürü olunca da bu menfaat kat kat artar.

Evçilleştirilmeden önceki çağlarda insanları görünce, insanlardan ürkerek kaçan doğanın o tabii yaratıkları, evcilleştirildikleri günden bu yana, sahibinin kapısından ayrılmaz duruma geldiler.

Bazı insanlarımızın, kalabalık PKK kitlesine bakarak, yandaş müritlerin Amed'de bir kelime Kürdistan ve Kürd Halkı'ndan söz etmeyen Öcalan'ın mit tastikli mektubunu kuzu kuzu dinlemelerine şaşırdıklarını görüyorum. Ama onların Öcalan ve PKK tarafından ne kadar evcilleşririldiklerini hesaba katmadıkları anlaşılıyor.

S.S.Süryya, Ertuğrul Kürkçü gibi melek görünümlü Kürd düşmanları, Qandil şarlatanları, BDP koltuk aşıkları ve hizmetkar İmralı şehzadesi Öcalan gibi mızıkacıların peşinden ayrılmadıkça, Kürdler daha çok kurban vereceklerdir.

Kürdistan yigitlerinin, zalim Dehaklara kurban verilmeyeceği günlerde yakacağımız ateşin umuduyla tüm Kürdistanlıların Newrozu kutlu olsun.

22. 03. 2014

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.