Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 16 Juni 2012

Leyla Zana ve Murat Karayılan - Hejarê Şamil

Gündeme Leyla Zana’nın ‘Hürriyet’le (Ahmet Kaya!!!), PKK komutanı Murat Karayılan’ın eski (ve de muhtemelen devamlı) MİT ajanı Avni Özgürel’le söyleşisi damgasını vurdu.

Leyla Zana simge bir isimdir. Bu nedenle türkün Hürriyet’ine verdiği röportaj tartışma gerektirir.

Murat Karayılan ise PKK’de Abdullah Öcalan’dan sonraki ikinci kişi sayılıyor.

Keşke Leyla Zana, görüşlerini kurdistan-post’a veya başka bir Kürd gazetesine açıklasaydı. Daha iyi ‘düzeltme, düzenleme’ yapardık.

Entelektüel birikimi yüz Avni Özgürel kadar olan bir Kürd gazeteci Murat Karayılan’ın danışmanlarına yüz bin defa yalvarsa, “BAĞIMSIZ KÜRD GAZETECİSİ – MURAT KARAYILAN SÖYLEŞİSİ” gerçekleşmez. Ne var ki, Avniler kolayca Kuzey Kurdistan Genelkurmay Başkanı’na sızabiliyorlar. Üstelik Kurdistan komutanının ne üdüğü belirsiz türk gazetecisinin bir elini iki elleri arasına aldığını görüntüleyebiliyorlar.

Yüz kez düşündüm; M.Karayılan-A.Özgürel buluşmasının Kurdistan sorununun çözümüne katkısı ne? Kocaman bir 0 (sıfır). Boş işlerle uğraşmanın kocaman örneği işte. Bir de bize “boş işlerle uğraşıyorsun” diyorlar.

Leyla Zana’yı Leyla Zana yapan bizler Xan’ımızın görüşlerini ilk elden yansıtmak lütfüne layık değiliz ne yazık ki.

Bu işin “teknik” duygusal-ulusal tarafı. Leyla Xan’ımızın BDP-AKP vekillerini “duygusal-düşüncel” tanımlamasından esinlendik. Geçiyoruz.

Sömürge yasalarından nasibini almış ve almakta olan sömürge bir Kürdün sömürgeci devletin baş gazetelerinden birindeki söyleşisi mutlaka tartışma gerektirir.

Söyleşiye bayağı bir emek verilmiş; 1). Konuşma yapılmış 2). Hurriyet ikilisi kaleme almış 3). Leyla Xan’a gönderilmiş 4). Leyla Xan okumuş ve çıkartma ve eklemelerini yapmış 5). Hurriyet ikilisi ‘bu cümle şöyle olsa daha iyi olmaz mı?' demiş… 6) Nihayetinde röportaj hasıl olmuş.

Yani söyleşideki tek bir kelime bile ‘tesadüfü’ değildir.

“Erdoğan’ı destekledim”, “Erdoğan çözer” sözleri tesadüfî, ‘yanlışlıkla' söylenmiş sözler değil yani.

PKK’si, BDP’si Erdoğan zatını verip veriştirirken BDP içinden bir ses çıkıyor; “Erdoğan çözer!” Bunu ne PKK, ne de BDP kabul etmez, edemez.

Zana’nın bu açıklaması kendisini kocaman bir boşluğa atması veya “türk tarafının” merhametine sığınmayı hedeflemesi demektir. Türk tarafının ‘merhameti” ise Leyla Zana isminin sonu demektir. (Bizim tayfamızda yüz yıla kazanılan isim bir günde silinir).

Tamam mı?

PKK İçinde Anti-Zana Toplantıları başladı bile…

Bazıları gene “boş işlerle” uğraşıyorsun diyecek.

Nefesimiz gedip gelene kadar “boş işlerle” uğraşacağız. Kurdistan’la uğraşacağız yani.

“Boş işlerle” uğraşmak bir zevk ve onurdur bizim için.

“Boş işlerle” uğraşma onurunu başkalarına kaptırır mıyız? Asla.

HAŞİYE

Kurdistan (ve de türk) basınının gündemine PKK komutanı Murat Karayılan’ın türk gazeteci Avni Özgürl’e verdiği röportajın ve BDP’nin TC meclisindeki en Kurdistanî vekili Leyla Zana’nın “Hürriyet” genel yayın yönetmeniyle yaptığı sohbetin damgasını vurduğunu yazının ilk paragrafında yazdık.

İki damga da “türk kökenli” ne yazık ki.

Hal giran e!

Hem Murat Karayılan, hem de Leyla Zana incitti.

Kendilerini utandırmamız lazım ama terbiyemiz el vermiyor.

Özgürel’le röportajdan Karayılan’ımızın tarih bilgisinden yoksun olduğu apaçık sırıtıyor. Zana’mız tarihi unutup ‘güncelin baskısı'yla siyaset yapıyor. TARİH unutulmuş.

TARİHİ PRESPEKTİF SUNMASI GEREKEN LİDERLERDEN YOKSUN HALKIM

Bin yıllık Kurdistan - Kürd tarihini ve gerçeğini ‘güncel realiteye’ teslim ederek bir adım bile atamazsınız.

Siyasetçimiz ve siyasetçi komutanımız güncele oynuyor. Sevdikleriniz, sevmedikleriniz, devrimciler, tırşıkçılar, dindarlar, sözde dindarlar velhasıl her kes ama herkes güncele oynuyor. Kurdistan uğruna gözünü kırpmadan canını feda etmeye hazır binleri, on binleri hatta milyonları olan bir halkın kaderi böyle olmamalıydı.

Suçlu kim?

Önderlerinin halkını suçladığı, halkın önderlerini kabul edip de inanmadığı bir topluluğuz biz.

Bu psikolojiyle mesafe kat edemeyiz.

Karayılan’ların Kurdistan Sorununun çözümüne katkılarının sınırlı olduğunu öğrenmiş olduk.

Sevgili Leyla Zana’lar da ‘sorunun” Kurdistanî olmadığını beyan etmiş oldular.

Yeni bir şey lazım.

Yeni.
Yeni.
Yeni.

Kurdistan Sorunu yeni muhataplarını bekliyor.

Şimdi bunu yazdık diye biz PKK düşmanı mıyız? Bizleri ‘PKK düşmanı belleyenlerin’ belleyişleri bize vız gelir.

PKK, BENİM HALKIMIN bir değeridir. Kuzey Kurdistan’ın Baş Değeridir günümüzde.

Bu değer, benim olmasa da sevdiklerimin kanı ile inşa edilmiştir. Sevdiklerinizin sizden daha değersiz olduğunu iddia edebilir misiniz?

Bu değer, ucuza harcanamaz.

Kandil PKK’si öyle sanıyor ki, siyaseti onlardan daha iyi okuyan yoktur.

Avni Özgürel’in bir elini iki elleri arasına alan Murat Karayılan “samimi”ymiş…

Samimiyet? Kürd silahlı kuvvetleri komutanının “samimi” olma hakkı yoktur. Hakkını ihlal etmiştir.

Oysa ki, biz “BAĞIMSIZ KURDİSTAN” şiarıyla yola çıkmıştık.

Sayın Murat Karayılan da, Sayın Leyla Xan da ellerini başlarının arasına alarak saatlerce, günlerce, haftalarca düşünecekler…

Düşünecekler, düşünmeleri gerekir.

“Askeri” ve “siyasi” önderliğin öyle kolay olduğunu mu sandınız?

Mesela, bendeniz ‘hamallığı’ tercih etti. Hiç gocunmuyorum.

Sizin gibi bin önder çıkaracak potansiyele sahip bir HALKLA “dalga geçecek” lükse sahip değilsiniz.

Sizi seviyoruz ama kendinize çeki düzen vereceksiniz.

Ağlaya ağlaya yazdım, ‘aşırıya kaçan’ kelimeler kullanmış olabilirim, af edersiniz.

Hejarê Şamil
[email protected]

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.