Direkt zum Inhalt

Bu İkiyüzlülük Nereye Kadar?

Takiye yapmayı sevmem. Yapanlarıda sevmem. İkiyüzlülüktür takiyelik. Böylesi birçok insan tanırım. Hepimizin çevresinde bu tipler var. Acınacak halleri var. Bu hokayı yutmayı kendilerine nasıl layık görürler anlamış değilim.

Özelikle Apocu çeteden kopanları mercek altına alın. İki kişiliklidirler. Ceplerinde iki kart var. Zaman ve mekana göre kartlardan birini kullanırlar. Her kart bir yüzü simgeler.

Bir dostunuzun falankesi nasıl bilirsiniz diye sorusuyla karşılaştığınızda ne diyeceğinizi şaşırırsınız. Acaba hangi yüzünü söylesem diye teredüt geçirirsiniz.

Kürd internet dünyasına bakıyorum. Birçok insanın yazdıklarına bakıp şaşırıp kalıyorum. Yazdıklarının kendi gerçek düşünceleri olmadığını biliyorum. Çünkü bu insanların gerçek düşüncelerini biliyorum. Düşünüyorum. Bu insanları buna iten dürtü ne olabilir diye. Her ne kadar birçok ihtimal aklıma gelsede bu ihtimaller onları haklamıyor.

Gerekçeleri ne olursa olsun Kürd milletinden gerçekleri sakladıkları için suçlu duruma düşmeleri bir tarafa kendi kendilerine haksızlık ediyorlar. Savruluyorlar, kendileri olamiyorlar. İnanıyorum ki, bu tutumlarından dolayı iç huzurada kavuşamıyorlar. Kendilerine diyeceğim o ki, kendileri olsunlar. Şuna inansınlar. Kendileri olmayı başarırlarsa hem kendileri ve hem de Kürd milleti kazanır.

Apoculuğun başından beri Türk egemenlik sistemin Kürd milli potansiyelini tasviye etmek için oluşturduğu bir proje olduğunu dünden bugüne söyledik ve söylüyoruz.

Bu iddia olmaktan öte bir gerçekliğin kalın çizgilerle ifade edeilmesidir.

Heyhat ama gören körleri, işiten sağırlara anlatamadık.

Gerçekliği görmeleri gerekirken dediklerimizi “komplo teorileri” ilan edip Apocu ve tabii olarak efendisi Türk egemenlik sistemim değirmenine habire su taşıdılar.

Türk egemenlik sistemin ve tetikçisi Apocu tayfanın ve de bilerek veya bilmeyerek onların dünem suyunda kulaç atan beyinsizlerin yarattığı eser ortada.

Çok başlı bir ejderha. İçtiği Kürd kanı, yediği Kürd etti.

Canını-malını bu ejderhaya kaptırmayan tek bir Kürd ferdi kalmadı.

Kürd siyaseti aldığı darbelerle hastalıkı, sakat ve kişiliksiz bir konuma evrildi.

İsmi bile yasaklı 40 milyonluk bir milletie reva görülen kölelik.

Kendi kendisinin efendisi olmaması için her yol ve yönteme baş vuruldu ve vuruluyor.

Kürd milletinin kendi efendisi olması demek kendi milli devletine sahip olması demektir.

Kürd milletinin devletleşmemesi için Türk egemenlik sistemin kontra örgütü Apocu çete tarafından devletin ne kadar zararlı olduğu Kürd milletine empoze ediliyor.

İkiyüzlü aklıevvellerde Apocu kontra çetesine Kürd milli misyonu yüklüyor.

Kimi, tüm ektekletüel birikimini bu yolla sarfederken, kimi de, sistem patentli kontra örgüt kapısında ikbal arayarak onlar etrafında “milli birlik projeleri” dikta ettirmeye çalışıyor.

Kimi de, sistemin diğer kanatları altında icazetli “Kürtçülük” yapıyor.

Silaha veryansın ediyor. Ama itirazı sadece Kürd’ün elindeki silahla sınırlı.

Türk’ün ateş kusan silahlarına bir itirazları yok.

Hatta Türk’ün elindeki silahla korunmayı marifet biliyor.

Bu tayfalar Türk’ün olmuş ihanetçi Kürdler oluyor.

Bu görülmeli. Bıkmadan, usanmadan yüksek sesle dile getirilmeli.

Bunların maskesi düşürülmeden, Kürd milleti nezdinde ihanetçi yüzleri açığa çıkarılmadan Kürd milletinin kurtuluşu bir yana çok daha ağır bedeller vermekten kurtulamaz.

Kürd aydın ve siyasetçisi olarak ortalıkta dolaşanlar yalancı ve ikiyüzlü. Kimi de ihanetçi çetelerin yalakacısı.

Olan biteni bilmelerine karşın kişisel, ailesel, çevresel çıkarları gereği aile ve dost sohbetlerinde ihanetçi çete ve şeflerine etmedikleri küfür bırakmazlarken, kompitörün başına geçtiklerinden de övgü dizmekten kendilerini alıkoyamıyorlar.

Burada bu zevatın isimlerini zikretmem gerekmiyor. Ama şunu demem gerekiyor. Bu ikiyüzlülük nereye kadar?

Aile ve dost sohbetlerinde ajan ilan edilenlere, yazdıkları makalelerde “ulusal önder,” “büyük Kürd politikacısı,” “ulusal birlikçi” vs. payeler biçiyorlar.

Halkın tabiriyle buna öküz altında buzağı aramak denir.

Kürd milleti bu durum karşısında şaşkın ve çaresiz.

Yazık bu millete!

14 Mayıs 2012

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.