Son yıllarda Kürdistan'ın farklı parçalarında "Ulusal Kongre" ve "Kürdistan Kongresi" gibi girişimlerden söz ediliyor. Fakat bugüne kadar Kürd kamuoyunda bu konuda ciddi bir tartışma yaşanmış değildir.
Bundan dolayı biz Newroz.Com olarak farklı biçimlerde ve farklı alanlarda yıllardan beri Kürd siyasal yaşamının içinde yer alan arkadaşların "Ulusal Kongre"ye ilişkin düşüncelerini almak istiyoruz.
1-Aso Zagrosi: Genel olarak "Ulusal Kongre'den ne anlıyorsunuz. Başka ülkelerde yaşanan "Ulusal Kongre" tecrübeleri hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
Mehmet Müfit: Ulusal Kongre, ülke ve millet olma esasini temel alan, tamamiyla siyasi amaç ve hedeflere sahip olan partilerin, degisik örgüt ve teskilatlarin, toplumun öne çikmis sahsiyetlerinin bir araya gelerek kurulusunu gerçeklestirdikleri en üst düzeyde temsil gücü olan örgütlenmedir.
Degisik ülkelerde farkli biçimlerle ortaya çikan bu tip örgütlenmeler, meclis, cephe yada kongre adlarini almistir. Hindistan ve Güney Afrika’da kongre, Latin Amerika kitasinda ve Avrupa’da cephe, Arap ülkelerinde meclis ismini almistir. Bu alandaki uluslararasi deneyim oldukça zengin ve ögretici olmasina karsin, Kürdistan ulusal kurtulus hareketi içinde yer alan teskilatlarin ve aydinlarin, bilgi ve deneyime yol açacak önemli bir arastirmaya sahip olmadiklari görülmektedir. Kürdistan tarihinden bile kayda deger seviyede ögrenildigini söylemek maalesef zordur. Kürdistan Teali Cemiyeti, KDP’nin kurulus biçimi, Bereyî Kurdistan örneklerinin son derece ögretici olduklarini düsünüyorum. Öncelikle kendi tarihini referans almayan milletlerin topallayarak yürümeye mahkum olacaklarini önceden bilmek oldukça önemlidir.
Bu bakima, özellikle kuzey Kürdistan’da her nedense hiç bir siyasi çikis, olmasi gerektigi gibi ortaya çikmamistir. Ikinci dünya savasindan sonra, yeterince millet ve ülke olma bilinciyle hareket edilmemistir. Bu kötü gelenek bu gün bile esas siyasi yönü belirlemektedir. Oysaki, yüksek seviyede yogunluk kazanmis tarih bilinciyle hareket eden bir Ulusal Kongre, Kürdistan ulusal kurtulus hareketine kalici, paha biçilmez bir ivme kazandiracaktir. Ne var ki ; karamsar oldugum için degil ama böylesi bir Ulusal Kongre’nin sartlarinin oldugu kanaatinde degilim.
Kürdistan’in bagimsizligini siyasi strateji olarak belirlemeyen, bil cümle « Türkiyeciligi » yerle bir etmeyen her türlü kongre girisimi, bu güne kadar süre geldigi gibi, milli dinamikleri sürekli demoralize eden, sonuçta dagitan icraatlar olma ötesine geçemeyecektir.
2-Aso Zagrosi: Tarihsel olarak Kürdlerin "Ulusal Kongre" girişimleri oldu mu? Eğer Kürdlerin böyle girişimleri olduysa bugüne kadar neden başarılı olmadı?
Mehmet Müfit: Dogrudan Ulusal Kongre olarak tanimlanmamista olsalar, Kürdistan’in her parçasinda bu yönlü bir çok girisimler olmustur. Daha çok ulusal cephe olusturma girisimleri söz konusu olmustur. Bir ve tek cephe yada ulusal kongre olusturma faaliyeti ve girisimleri ortaya çikmissada sonuç alici olunamamistir. Belli dönemlerde bir araya gelmeler ve görüs alisverisleri olmasina ragmen, Kürdistan’in her parçasini baglayacak bir olusum bu güne kadar ortaya çikarilamamistir. Bunun baslica sebeplerini söyle siralamak mümkündür; birincisi, her parça kendi sahasinda cephe arayisini temel almistir. Biz KAWA’cilar bunu 80’li ve 90’li yillarda „Siyaseta Perçegeri“ olarak tanimlamistik. Ikincisi, Kürdistan’i sömürgelestiren devletlerle içine girilen son derece karmasik ama baglayici iliskiler içine girilmesi. Üçüncüsü, Kürdistan’in bagimsizlik stratejisine sahip olmama ve parçayi temel alma, bir ve tek millet olundugu bilinçiyle hareket etmeme. (Hatta, Irak KDP ve PKK örneklerinde sikça görüldügü gibi, diger parçalarin iç islerine mudahale etme, „sere birakujî“ yada „sere xwekujî“ diye tanimlanan savaslar dahi yapilmistir.) Yaratilan düsmanliklarin yaralari daha sarilmamistir, güvensizlik ve karsitlik düsük yogunluktada olsa hala devam etmektedir. Iç savas ve düsmanliklarin hakim oldugu bir ortamda ulusal birlikler yada ulusal kongreler yaratilamaz elbette. Dördüncüsü, Kürdistan’in parçalanmisligi farkli siyasi kosullarin olusmasina neden olmustur. Güney Kürdistan’in 1991’den beri statü degisikligine ugramasi, parçalarin uzun yillardir sahip olduklari sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel farkliliklar, siyasi parti ve örgütlerin iliski biçimlerini farkli yönde sekillenmesine yol açmistir. Bunlar, bir ve bütünlüklü milli birlik olusturma önünde engelleyici son derece ciddi faktörlerdir.
3-Aso Zagrosi:Kürdistan gibi parçalanmış bir ülkede "Ulusal Kongre" ne anlama geliyor? Kürd siyasal yapıları tüm dünya halklarının sahip oldukları ulusal hakları talep etmek için bir "Ulusal Kongre" de birleşmeye hazırlar mı?
Mehmet Müfit: Hiç süphesiz, Kürdistan gibi ülkesi ve milleti bölünmüs bir cografyada, ulusal kongreyi toplamak ve baglayici siyasi milli irade olarak ortaya çikmak son derece önemlidir. Böylesi bir durum, Kürdistan ulusal kurtulus hareketinin yeniden biçimlendirildigi ve sahip olmasi gereken milli iradesine kavustugu anlamina gelecektir. Bunu yeniden dogus olarak tanimlayabiliriz.
Ne var ki, ulusal kongre’nin olusmasi ve ortaya çikarilmasinin kosullari ne yazikki bu gün yoktur. Güney farkli bir statü kazanmistir ve jeopolitik iliskileri onun böylesi bir girisime kalkismasini engellemektedir. Kaldiki, güneyde iktidarda olan siyasi güçlerin bu yönlü vizyonlarida yoktur. Kuzey’de ise ulusal kurtulus hareketine hakim olan PKK’nin içine girdigi çeliskili ve oldukça karmasik, tahrip edici iliskilerden dolayi milli iradeye sahip oldugu söylenemez. Sözünü ettigimiz bu güç, dogu Kurdistan’da ve güney-bati Kürdistan’da da oldukça olumsuz bir durum yaratmistir. Milli irade adina o, sahip oldugu zaaflar ve handikaplarla kalkistigi her seyi çürüterek hiçe çikarmistir. Geri kalan kesimlerinde bu gün, harekete geçirebilecekleri güçleri kalmamistir. Gerçekçi olmak gerekiyor; böylesi bir durumda ulusal kongre toplanamaz ve yaratilamaz.
4-Aso Zagrosi:Kürdistan'ı işgal eden ve sömürgeleştiren ülkelerle farklı parçalardaki Kürd partilerin girdikleri ilişkilere bakıldığı zaman dünya Kürdlerinin gerçek talepleri nasıl programlaştırılabilir?
Mehmet Müfit: Kürdistan’i isgal ve ilhak eden devletlerle içine girilen iliskiler bütün 20. yüzyil boyunca ulusal kurtulus hareketini oldukça ciddi boyutlarda handikaplara ve sondere acili olaylarin yasanmasina sebep olmustur. Gerçek manada bir tuzak olan bu iliskiler, baska sebepler yanisira Kürdistan ulusal kurtulus hareketinin hep kaybetmesine yol açmistir, iç düsmanliklarin ve çatismalarin basta gelen zeminlerinden birisini olusturmustur. Bir çoklarimizin bildigi gibi, bu iliskiler Kürt milletine çok çektirdi. Halada bu lanetli iliskiler kuyumuzu kazmaya devem ediyor. Hiç bir zaman esit kosullarda gerçeklesmeyen söz konusu iliskiler, Kürt milletinin ve siyasi davasinin hep aleyhinde olmustur. Bundan dolayi KAWA, kendi tüzügünde düsman devletlerle iliski içine girmeyi yasaklamistir.
Fakat degisen dünya ve bölge kosullarinin sundugu yeni olanaklarla, Kürdistan davasi kendisine yeni iliskiler ve imkanlar bulmustur. Güney Kürdistan bunun sonucu olarak ortaya çikmistir. Sayet bir ulusal kongre ortaya çikacaksa bundan sonra olacaktir. Buda ancak, bagimsiz ve birlesik Kürdistan bilinci ve siyasi hedefiyle mümkün olabilir. Bölünmüslügün ve parçalanmisligin yegane panzehiri bundan baska bir sey olamaz.
5-Aso Zagrosi:Daha somutlaştırmak gerekirse Türkiye ve İran ile ciddi ekonomik ve siyasal ilişkiler içine giren Kerkük, Xaniqin ve Musul gibi Kürdistan toprakları meselesinde Irak Araplarıyla ciddi problemleri olan Güney Kürdleri Kuzey ve Doğu Kürdistan Kürdlerinin "Ulusal Talepleri" konusunda ne önerebilirler?
Mehmet Müfit: Jeopolitik çikarlari geregi Güney Kürdistan’in Iran ve Türkiye ile siyasi, ekonomik ve kültürel iliskiler içine girmesi zaruridir. Tarihimizde bu yeni bir durumdur ve Kürdistan’in kurulusu ve yükselisi sürdükçe söz konusu iliskilerde agirligida artacaktir.
Güney Kürdistan topraklarinin % 43’ü hala özgür degildir ve bu oldukça ciddi bir problem olusturmaktadir. Söz konusu bölgelerin siyasi statülerinin belirlenmesi için Irak Araplari önerilen demokratik referanduma yanasmiyorlar. Türkiye ve Iran’da Kürdistan’in aleyhine sürekli çalismaktadirlar ve hatta olasi bir savasin zeminini olusturmaktadirlar. Güneylilerin oldukça temkinli ve hesapli olmak sorumluluklari vardir.
Güney Kürdistan’in simdilik, dogu ve kuzey Kürtleri için siyasi bir sey önermelerini sahsima istemiyorum. Bu yönlü bir politikalari da yoktur. Zaten bir sey talep edecek konumda degildirler; sözkonusu devletlerle olan iliskilerine zarar vereceginden dolayi onlardan bu yönlü bir beklenti içine girilmesini dogru görmüyorum. Ne var ki; „Suriye- Kürdistan’i“ için yapacaklari çok sey oldugunu bilmek lazim. Günü geldimi, hem kendi jeopolitik çikarlari geregi ve hemde Suriye’deki Kürtlere yardimci olmak ve müdahale etmek için simdiden hazirlikli olmalari gerekiyor. Suriye Kürtleri yalniz birakilamazlar.
6-Aso Zagrosi:Arap Kürdü, Fars Kürdü ve Türk Kürdü ya da bu devletlerin sınırlarını temel alan ve bu sınırlar çerçevesinde "Kürd Sorunu" çözmeye çalışan anlayışların hakim olduğu bir "Ulusal Kongre"ye ihtiyaç varmı? Böyle bir "Kongre" geleceğe ilişkin Kürd kuşaklarını zor durumda bırakmazmı? Onların iradelerini hipotek altına almaz mı?
Mehmet Müfit: Mevcut devlet sinirlarini temel alan, Kürdistan’in bagimsizligini pesinen red eden anlayislarin ve siyasi yapilanmalarin „Ulusal Kongre“ sorunlari olamaz. Özellikle kuzey Kürdistan, tarihinin hiç bir döneminde bu kadar kötü bir konuma düsmemisti. Siyasi iradesini düsmanina teslim eden bir millet kendi davasi için ne yapabilir ki? Kürdistan’in isgal ve ilhak edilmesine karsi olmayan, otodeterminasyonu savunmayan bir „Ulusal Kongre“ye ihtiyaç olacagini düsünmek yanlistir.
Fakat, en ufak bir ulusal talep için bile bir araya gelme anlayisina ve siyasetine sahip olmak gerekiyor. Kürt milleti, vahsi asimilasyon sayesinde nufus olarak küçülüyor ve sürekli toprak kaybediyor. Buna karsi en azindan, kültürel direnise yeniden yasam kazandirmak dogrultusunda „ulusal konferanslar“ örgütlenmelidir. „Türkiyecilik“ yapanlarin bu yönlü bir kaygilarinin olacagini sanmiyorum. Gelecek kusaklarin isini kolaylastirmak için, o halde geri kalan „sessiz“ kesimlerin kültürel ve siyasi kalkislari gerekiyor. Unutmamak gerekirki, Kürdistan’da politikalarinin basarisi için düsman olan Türk devleti, dürüst ve samimi olan vatanseverlerin sessizligine ihtiyaç duymaktadir.
7-Aso Zagrosi:"Ulusal Kongre"ye ilişkin çıkan çeşitli haberlere bakıldığı zaman daha çok sömürgeci güçlere kullanılacak mücadele biçimleri ön plana çıkıyor. Siyasal hedeflerden ziyade mücadele biçimleri konusunda bazı kararlar alınırsa ve uygulamaya konulsa Kürdler arasında yeni çatışmalara neden olmaz mı?
Mehmet Müfit: Sömürgeci devletlerle isbirligi yapan güçler „Kürtler arasi“ bir çatismaya yeniden kalkisabilirler. Sagduyu sahibi olma ve çok deneyim sahibi olamanin bir fonksiyonunun olacagini sanmak saflik olur. Istegimiz ve temennimiz iç çatismalarin olmamasidir. Kaldiki, mücadele biçimleri ve siyasi hedeflerin belirlenmesinde her sey muglaklasmis ve dogru olanla yanlis olan arasindaki sinirlar siliklesmistir. Öncelikle bu sorun üzerinde durulmalidir. Yeniden analizlere ve tanimlamalara ihtiyaç vardir.
8-Aso Zagrosi: Türkiye'de bazı çevrelerin "Kürd Ulusal Kongresine" "pozitif" yaklaşması gibi bir izlenim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Müfit: Antik dönemde yasamis olan Cin düsünürü Sun Tzu’nun son derece ögretici olan bir sözü vardir: „Yapmak istemedigin bir seyi düsmanina yaptir“. Türk devleti tamda bunu yapiyor; öteden beri „Kürtler arasi“ iç çatismalari kiskirtmis ve zemin hazirlamistir. Güney Kürdistan’a karsi bir çok kere PKK’yi kullanmistir. Bunu hepimiz yasadik ve gördük. Geçmiste güney Kürtlerinide bu hareketin üzerine saldirtmistir.
„PKK’nin silahsizlandirilmasi“ politikasina güneyli politik güçleri angaje etmek isteyen Türk devleti, esasinda Güney Kürdistan’i savasa zorlamaktadir. Amaç, sözünü ettigimiz gücün silahsizlandirilmasi degildir, güney Kürdistan’in basina çorap örmedir.
Hepimiz önceden biliyoruz ki, Türk siyasi güçleri Kürtlerin bir araya gelmelerini ve birlik kurmalarini asla istemez. „Kürt Ulusal Kongresine“ „positif“ yaklasmalarinin altinda düsmanca planlar vardir.
9-Aso Zagrosi: Eğer Güney Kürdistanlılar Kerkük, Musul, Xaniqin ve Mendeli'nin içinde yer aldığı Bağımsız Kürdistan'ı ilan ederse ve Irak Araplarıyla çatışma içine girerse diğer parçaların Kürdleri belli bir dönem "Bağımsız Güney Kürdistan" için Güneylilerin istemleri doğrultusunda hareket edebilirler mi? Buna hazırlar mı?
Mehmet Müfit: Bir bütün olarak Kürt milleti, güney Kürdistan’in olasi bir bagimsizlik hareketini destekleyecektir. Kürdistan’in kurulusu ve yükselisi gerçeklestikçe bagimsizlikta kendisini kaçinilmaz olarak dayatacaktir. Hepimizin hem fikir oldugu gibi, güneyin bagimsiz devlet olabilmesi, merkezinde „Kerkük sorunu“ olan Kürdistan’in jeografik sinirlarinin çizilmesine baglidir.
Güneydeki ulusal kurtulus savaslarinin merkezinde hep „Kerkük sorunu“ olmustur. O bakima, bu günde sinirlarin çizilmesi hadisesinin merkezinde yine bu sorun vardir. O halde, çikarilmasi gereken sonuç sudur: „Kerkük sorunu“ hal edilmeden Kürdistan bagimsizligina kavusamaz.
Güney Kürdistan da bütün Kürtlerin vatani olduguna göre, olasi bir savasta bütün Kürtler, simdiye kadar degisik biçimlerde yaptiklari gibi yine güney’e destek vereceklerdir. Bunu, Güneylilerin istemi dogrultusunda yapip yapmayacaklari ayri bir hadisedir.
10-Aso Zagrosi: "Ulusal Kongre" siyasal Kürd partilerinin mi Kongresidir yoksa tüm Kürdlerin mi kongresidir? Böyle bir kongre yapılsa hazırlıkları nasıl yapılabilinir? Diyaspora Kürdleri nasıl bir rol alabilir?
Mehmet Müfit: Temsil gücü olan bir Ulusal Kongre, elbette Kürt milletinin kongresi olacaktir. Açiktir ki, böylesi bir kongre, bütün Kürt milletinin ortak irade ve siyasi kararlarini temsil edecektir. Bazi politik ve toplum kesimlerinin kongrenin disinda kalmasi esasi degistirmez.
„Ulusal Kongre“ olayi basit ve kolay bir is degildir; oldukça zahmetli ve zaman alici süreçlerden geçilerek ancak gerçeklesebilir. Ciddi ve kalici tartismalar ve düsünce birligi olusmadan bu ise kalkisilamaz. Akabinde, askari siyasi bir insiyatif ve girisim gereklidir. Bunun içinde bir takim imkanlarin bir araya getirilmesi sarttir. Ulusal Kongre bir vatanseverlik görevidir. Vatanseverlik ise sloganlar atmak degildir, bir çalisma ve emek vermedir.
Diasporadaki Kürtler, kongrenin önemli bir bileseni olarak ele alinmalidirlar. Bir çok nedenden dolayi, Onlarsiz ulusal kongre olamaz. Diasporanin önemli ölçüde temsil edilmesi sarttir. Katilim ve temsil yönteminin önceden belirlenmeside önemlidir.
11-Aso Zagrosi: Bu kısa söyleşi için teşekkür ediyorum. Ayrıca eğer söylemek istediğiniz ek bir şeyler varsa buyurunuz...
Mehmet Müfit:Tabiat bosluk tanimaz. Siyasette öyledir. Bu gün Kürdistan’da derin bir düsünce ve siyasi bosluk vardir. Türk devlet sistemi, bu boslugu yarattigi fikirler ve siyasi islami motiflerle doldurmaya çalismaktadir. Vahsi asimilasyon ona muazzam bir avantaj saglamaktadir. Zor duruma düsen ezilen milletler kendilerini düsmanlarina yakinlastirarak benzetirler. Kuzey Kürdistan’da tamda bu süreç yasanmaktadir. Asil tehlike burada yatmaktadir. Öncelikle bunun önüne geçilmelidir. Tesekkürler. 19.04.2012