Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 8 Juni 2011

Demokrasi ve savaş üzerine
Murat Karayilan üc degil iki secenek var demi$. Ya demokratik cözüm ya da direni$, $imdiki mevcut durum devam etmeyecekmi$. Ben Murat Karayilana inanmiyorum. Yine sava$mayacaklar. Yillardir sava$tan kaciyorlar, demokratik cözüm olsun diye ate$kes ve eylemsizlik yapiyorlar. Bunlar sava$mazlar. Aslinda demokrasiden fazla bir$ey de anlamiyorlar.

Demokrasi, farkli olanlarin bir arada bariş icinde yaşayabildigi, her farkli
kesimin temsilini bulabildigi bir sistemdir. Farkliliklara tahammül
gösterilmeyen ortamlarda demokrasi eksikligi vardir.
Biz Kürt genclerini ilgilendiren iki alanda demokrasi eksikliginden kaynaklanan
sorunlarimiz vardir.
Birisi Türk-Kürt ilişkisindeki demokrasi eksikligi, digeri Kürtlerarasi
ilişkilerdeki demokrasi eksikligi. Ikisinde demokrasi geliştigi oranda bari$,
birlik beraberlik de geli$ebilir.
Yani hem Türkiyede, hemde Kürtler arasinda bir demokrasi eksikligi var ve bu hem
Türk-Kürt arasi hem de Kürtlerarasi barişi engellemektedir.
Türkiyede demokrasi geliştikce Türk ve Kürt halklari arasindaki birlik de
gelişir.
Kürtler kendileri demokratikleştigi oranda, Kürtlerarasi ulusal birligin de
gelişmesi mümkündür.
Burda iki alanda demokratikleşme mücadelesi verilmesi gerektigi görülüyor; hem
Türk devletinin hemde Kürtlerin demokratikleşmesi gerekiyor. Bu noktada
karşimiza cikan sorular var;
Bizim icin hangisi öncelik taşir? Ve hangisi daha saglikli, daha dogru ve
gercekcidir? Tcnin, yani düşmanimizin demokratikleştirilmesi mi daha önemli,
yoksa kendimizin demokratikleşmesi ve böylece aramizdaki birligin geliştirilmesi
mi daha önemli? Tabi ki, önce kendi aramizdaki birligi geliştirmek gerekiyor,
sonra düşmanla birleşmenin yollarini aramak gerekiyor. Kendi aramizdaki
demokrasiyi, birligi ve kardeşligi saglamadan, düsmanla birlesme yollari aramak
saglikli olmaz, hatta isbirlikcilige ve ihanete götürebilir.
Bu noktada bir carpikliga işaret etmek gerekiyor. Bizim adimiza siyaset yapanlar
genelde Türkiyenin demokratikleşmesi için mücadele ediyor. Ama Kürtlerarasi
ulusal birligin gelişmesi icin, Kürtlerin demokratikleşmesi için mücadele
etmiyorlar.
Türkiye de Kürtler farkli olduklari için her türlü devlet terörüne maruz
kaliyor. Demokrasinin oldugu yerde farkli olanlarin da yaşam hakki var, ama
Türkiyede Kürtlerin Kürt olarak yaşamaya hakki yoktur, yani demokrasi yoktur. O
halde Türkiye yi demokratikleştirmek, Kürtlükten kaynaklanan farkliliklari yok
etmek yerine, farkliliklara saygi göstermekten, Kürtlügü yaşatmaktan ve Kürtlere
en dogal haklarini vermekten geçer. Ama gelin görün ki, TCdeki bütün
demokratikleşme cabalari, Kürtlükten kaynaklanan tüm farkliliklari inkar ve yok
etme temelinde yürütülüyor. TCnin demokratikleşebilmesi icin önce Kürtlükten
kaynaklanan farkliliklar giderilmeliymiş, Kürtler Türklüge entegre olmaliymiş.
Ancak Kürtlük yok edildikten sonra TC demokratikleşebilirmis!! Türklerin ve
Türklere hizmet eden Kürtlerin demokratikleşme konusundaki sahtekarligi bu kadar
aciktir!
Ateşkes, siyasi çözüm ve silahsizlanma Kürt siyasi ve askeri çevrelerinin
yillardir agzindan düşürmedigi kelimeler oldugu halde, Türk Devleti Kürtleri hic
muhatap almamakta, hatta Kürtlerin Türklerden ayri bir siyasi temsilciligini
bile kabul etmemektedir. Kürdistandaki militarizmini, Kürt varligina karşi
topyekün özel savaşini sonuna kadar sürdürmektedir. Böyle oldugu halde, Türk ve
dünya medyasinda siyasetci-aydin-ve yazar geçinen Türk-özel-savaş elemanlari,
bütün sorunlarin çözümünü ancak, dagda bir kaç bin Kürt gerillasinin silahlarini
birakmasinda aramakta, bu temelde yogun bir propagandayla psikolojik savaş
yürütmekte, böylece her zamanki gibi gerçekleri çarpitmaktadir.
Hemen belirtelim ki, Türkiye nin demokratikleşmesini engelleyen APOIZM ve PKK
degil, Kemalizm ve Türk ordusudur!
Kuruluşundan beri Kürt Milletine karşi savaşan, ama en temel savaş yasalarina
bile uymayan faşist irkci Türkiye Devleti, halen bugün bile Kürdistan daki
askeri varligi ve uygulamalariyla evrensel insan haklarini ve savaş haklarini
hiçe saymaktadir. Bu zalim Türk Kemalist rejim, daha en temel savaş kurallarina
bile uymamaktadir, en temel insan haklarina saygi göstermemektedir.
Böylesi çeteleşmiş ve bu kadar suç işlemiş kirli bir devlet daha savaş
kurallarina uyma noktasina gelmeden, hiç bir özeleştiri yapmadan, demokrasi
adindaki yüce olaya nasil ulaşabilsin?
Demokratikleşmeye geçmeden önce Türk devletinin uyguladigi kirli savaşi normal
savaş düzeyine getirmek gerekiyor. Ama yok, Kürdistan da keyfi uyglamalar,
hukuksuzluk ve soykirim sürecek, öbür yandan ülkenin demokratikleştigi
söylenecek, Avrupa Birligiyle müzakere edilecek ve durmadan Kürtler görmezden
gelinecek!
Türk devleti Kürtlerin bütün tavizlerinden ve teslimiyetlerinden sonra hala
neden en basit bir dialoga gelmiyor? Cünkü bu, ideolojik yenilgi anlamina
geliyor, resmi ideolojinin iflasi anlamina geliyor. Hatasini kabul edip
düzeltmek yerine, hatasinda israr ediyor, her ne pahasina olursa olsun
Kemalizmde israr ediyor. Diger yandan Kürtlük resmiyet kazazanirsa ve en dogal
ulusal ve demokratik haklarina kavuşursa, TC nin hic uymadigi en temel
uluslararasi yasalara uymak zorunda kalip kirli savaşi sürdüremiyecegini ve
kaybedebilecegini biliyor.
Bütün yasalari çignemeden Kürtlere karsi başarili savaşmak mümkün degildir.
Türkiye de Kemalizm ve ordunun mutlak egemenligi aşilmadikca ne demokrasi
gelişebilir, ne de Kürdistan Sorunu çözülebilinir. Çünkü Kemalizm teklige
dayanan , cogulculugu ve demokrasiyi ret eden çok gerici faşist bir resmi devlet
ideolojisidir. Bu ideoloji temelinde hareket eden bir devletin demokratikleşmesi
mümkün degildir. En temel insan haklarina ve demokrasi kurallarina uymayan, Türk
Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt insanina eşi benzeri görülmemiş vahşi bir biçimde
kiyan, bütün hak ve özgürlükleri gasp eden, Kürtlere soykirim uygulayan, bütün
yasalari çigneyen bir devlet nasil demokratikleşebilsin?
Neden TC yi bu gerici ve zararli siyasi çizgisinden dolayi kimse eleştirmiyor
ama hep PKK gerillalarindan silahlarini birakmalari isteniyor?
Çok açiktir ki, PKK nin ve giderek Kürt Milletinin daha kolay ezilebilmesi icin
silah birakilmasi isteniyor.
Türklerin hedefi nedir? Kemalizmin hedefi nedir?
Cevap: Kürt varligini her yol ve yöntemle yok etmektir.
Hala nasil oluyor da düşman medyasi ve birçok Kürt hainleri, öyle sahtekarca
PKK nin silahsizlandirilmasi gerektigi biciminde bir propaganda yürütüp etkili
olabiliyor?
Generaller Kürtlükle barişacagina, Kürtlügü yok etmeye devam karari aldi. Bunu
görmezden gelip Kürtten silahsizlanmasini istemek, açikca düsmanlik, ajanlik
degilde, halkimizla dalga geçmek ve yok edilmesini istemek degilde nedir?
Kültürüyle ve bütün insanlik degerleriyle yok edilen bir ulus için demokrasinin
ne faydasi var?
Dolayisiyla, düsmanin demokratiklesmesi icin mücadele etmekten önce, kendimiz
demokratikleşmemiz gerekir. TCden demokrasi istemek ama kendi icinde halen
antidemokratik bicimde hareket etmek demokrasiyi kavrayamamaktan, yada
sahtekarliktan dolayidir. Dogru oldugunu savundugun bir olayi başkalarina
önerebilmek icin onu önce kendin yaşamalisin, dogru oldgunu ispatlamalisin. Bazi
tipler hem demokrat geciniyor, hemde kendisi gibi olmayan Kürtlerdeki
farkliliklara gereken saygiyi göstermiyor. Biz Kürtlerin büyük bir
zihniyet sorunu var, demokrasi sorunumuz var.
Düsman karşisindaki zayifligimiz ulusal birlik olamayişimizdan kaynaklaniyor.
Ulusal birlik eksigimiz, tüm düşman faaliyetlerinin yaninda, ulusmuzun cok
farkli unsurlardan oluştugundan ve bu unsurlarin ulusal birlik
oluşturamadigindan dolayidir. Farkliliklarin bir arada bariş ve birlik icinde
yaşayabildigi bir sistem demokrasidir. Demek ki, biz bu zalim Türk düsmanin
karsisinda zayif oldugumuz icin güçlenmeliyiz, güclenmek istiyorsak,
birleşmeliyiz, birleşebilmek istiyorsak, ic demokrasimizi geliştirmeliyiz,
demokrat olmaliyiz, ulusal olmaliyiz. Zihinlerimizde ulusal kimligimizi ve
hepimizin olan vatanimizi yaşatmaliyiz, ön planda tutmaliyiz.
Ulusallik ve demokrasi, farkliliklara gereken saygiyi göstermeyi ögrenmekle,
farkliliklardan kaynaklanan düşmanliklara son vermekle, ve düşman karşisinda
birlik olabilmek icin mücadele etmekle mümkün olabilir.
Kendimiz demokratikleşmeden düşmani demokratiklestirmek gerekci degildir.
Kürtlerin demokratikleşmesi mümkün olabilir, ama Türk devletinin
demokratikleşmesi mümkün degildir.
O halde kendimizi demokratikleştirmeden TCnin demokratikleşmesi icin mücadele
etmek tam bir sahtekarliktan ibarettir.
Türk Devletinin açikca yillarca mafiayla ilişki içinde oldugu defalarca açiga
çikmişken, ve henüz hiç bir özeleştiri yapmamişken, hala 21. yüzyilda
ilkelligini ve igrenç kişiligini dünyaya zorla dayatmaya çalişan bir Türk
gericiligidir. Türklük bugüne kadar insanliga hiç bir katki sunmuş degildir!
Kürt halkinin şu son 7 yilda bariş için yaptigi fedakarliklar bile, insanliga
Türklerden çok daha fazla katki sunmuştur.
Türklük geçmişiyle hesaplaşmak zorundadir, Kürt varligina yaptigi insanlik
suçlarinin hesabini Kürtlere vermek zorundadir. Türk Devleti Kürt ulusundan özür dilemelidir!
Aksi tutum savaş ilani anlamina gelir aslinda, zaten Türk tarafi bunu acikca
söylüyor, böylece her Kürt icin bir SAVUNMA HAKKI dogar. Savunma hakki, son 7
yilda görüldügü gibi, bariscil yöntemlerle kullanilmasi mümkün degil. Türkler
tüm yasalara aykiri davraniyorlar. Kürtlügü inkar ve imha etmeye çalismakla,
bunu tek devlet politikasi yapip, devlet olmanin beraberinde getirdigi tüm
imkanlari kullanarak savunmasiz bir halka her türlü baski ve zulüm yapiyorlar.
Insanim diyen buna karsi çikar, ama bugün insan geçinen insanligin egemen
güçlerinin Kürdistan Sorununu görmezden gelmesi, insanliktan çok uzak
olduklarini gösterir. O halde bizlerde insanlikta israr etmemiz gerekir.
Hic unutulmamalidir ki, TC Kürt dilinin konuşulmasini yasaklamakla eşi benzeri
olmayan büyük bir suc işlemiştir. Halen dil yasaginda israr etmektedir, ve tüm
dünya bu insanlik dişiligi görmezden gelmektedir. APO o kadar taviz verip işi
bir dil ve kültür sorununa indirdigi halde, Türkler bunu bile kabul etmiyor!
Biz bir ulusuz, ve ulus olmaktan dogan en dogal haklarimizi istiyoruz. Dünyadaki tüm diger uluslarin
hangi haklari varsa bizde ayni haklara sahibiz. Haklarimiza ve özgürlüklerimize kavu$mak icin sava$mak zorundayiz.
Saygilar

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.