Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 1 September 2010

Son baharin aylarinda daha 3- dört yaslarinda minicik elerimle önce yuzumu yikadim
ardinda ninemin önume bir tas corba ve yaninda sogan ile tendur ekmegimi cabukca yeyip bitirdim. Sabah gunesin dogaya hakim olmasila seherin soguklari birden sicak havaya terk etmisti.
Annemin koyun yunden ördugu guzel coraplarimi ayaklarima gecirdikten sonra birde hayvan postunda yapilmis corak ayakabilarimi temizletip ayaklarima gecirdikten hemen sonra ninemin hazirladigi "heki" cuvali sirtima gecirip yola koyuldum.
"Heki" cuvalda babama sabah kahvaltisi icin hazirlanan corba,sogan ve bir "tendur"ekmegidi. Corbaya bazende "kavorma" etti olurdu bundan dolayi sirtimdaki "heki"mde olan corbayi kontrol ederdim bir cok kez. Kavorma etti olunca birazdan babamin anlamiyacak sekilde biricik ettin yan kenaridan koparip tadina bakardim cunku kavormayaayda yilda bir gun bize kismet olurdu.
Köyden hayli uzaklardaki tepeyi astigimda babamin kara sapanla iki buyuk bas hayvani ile cift surdugu
tarlasinda karasapanin hemen yaninda uzanip acliktan takati kalmadigindan uzanip dinleniyordu.
Babam beni görunce hemen corbaya kavusma keyfi ile ayaga kalkip karsiliginda bana hediyesi olan kirma tufegi ile vurdugu guvercinleri gösterip aksam yemek icin yanimda alip eve göturmemi istemisti.

Babam cok zamanlar hem avci hem karasapanla yoksul cifcidi. Kara sapanla calistiginda yuzlerce gövercinlerin tarlasinda ucustugune sahid oluyordum. Babam hem tarlasina istilal eden gövercinleri uzaklasmasi icin hemde aksama ailenin bulgur ve corba dan olusan yemeklerinde kus etti olusmasini icin gövercinleri avliyordu. Hemen yakinimizda bulunan pinarin basina varip babama pinarin sguk suyunu getiri vermistim.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.