Direkt zum Inhalt

KÜRDISTAN SEMALARINDA EKSIK OLMAYAN SAVAS BULUTLARI -2

Uzun yillar sömürgelestirilmis, degisik inançlari üzerinde oynanarak çatistirilmis, manipülasiyonu içsellestirilmis iç parçalanmislik örgütlerimizi ve insanlarimizi asil görevlerinden uzaklastirmis, birbirinden veya düsmanlarindan medet bekleme durumuna getirmistir. Turklerin Kürdistan isgali Fransizlarin; Cezayir'i vatanlarinin bölünmez bir parçasi olarak degerlendirme isgaline, çok benziyor. Fakat PKK önderligi türk devlet isgalini bir sömürge sistemi olarak kabul edip kürdistan'da kovma stratejisiyle ulusal birlik ve devletlesme hedefiyle FLN'ye benzeyemedi. FLN 1954'te baslattigi anti sömürge ulusal kurtulus mücadelesi sömürgecilerin hizmetinde olanlarin disindakilerle genisleyerek 1962'de zaferle sonuçlandiriImisti.  PKK 23 yildir arkasindaki muazam kitle destegine, zengin bir ulusal deneyim potansiyeline ragmen basaramiyor. FLN ve Cezayir halki; "kahrolsun Fransa sömürgeciligi, Fransiz isgalcileri topraklarimizdan def olunuz" sloganini temel bir siyaset ve bu siyasetin sarti olan bütün sömürgeci kurum ve sembollerine karsi topyekun bir ulusal kurtulus savasi baslattilar. Bizim ise tuhaflasti, türk isgali için degil, Kürtler için sok hareketine dönüsmesine ragmen, her savasmada alternatifsizlik içinde düzelebilecegi umuduyla taraf olduk. PKK önderligi kürdistan halkinin fedakâr mücadelesine, Gerillalarin emsalsiz kurtulus direnisine uygun önderlik edemedi ve kendi içinde çikacak önderliklere'de nefes aldirtmadi.1990 lar sonrasinin küzey Kûrdistan serhildanlarind kürt halki, türk ordu zulmune karsi ayaklanarak; "kahrolsun türk isgali, isgalci türk ordusu kürdistan'da def ol" sloganlari parti görevlileri tarafindan engellenerek, "biji serok Apo" ve benzer sloganlarin atilmasi, ulusal kurtulus için etkisiz bir siyaset çizgisi haline getirildi. Tamam isteyen onlari'da atabilir, ama Kürdistan Ulusal Kurtulus Mücadelesi bu retorikle sekillenmemeliydi. Ulusal kurtulus güçlerince degerlendirilmeyen anti sömürgeci etnik argümanlar, tc tarafindan kürtlere karsi pervasizca kullanildi. Trabzon, Mersin, Akhisar,Ankara, Izmir ve benzer yerlerde devlet eliyle linç partileri örgütlendirilerek,"kahr olsun PKK,kürtler def olun" biçiminde bütün kürtler saldiri hedefi haline getirildi. Köylerinde göç ettirilen kürtler, türk metropollerinde yeni bir göçle çaresizlik içinde saga sola kosusturmalari her insanin yüregini agzinda getiriyordu.  Bu vahset herkes tarafinda görülen türkiyenin bir manzarasiyken, PKK'nin silahli gücünü yanlis kullanma anlayisina kizarak, karsi siddetin çözümsüzlügünü teorilestirmek ve Ulusal iradesi dürde parçalanmis kürtlerin, kafalarina indirilen darbelerlerden korunma reflekslerine karsi çikmak gündemlesti. Oysa TC gibi vahsi bir bas düsmana sahip Kürt Milletine yapilacak tek öneri, ulusal birlik ve mücadele çagrisi olmalidir. Kurtulusun yolu ulusal birlik ve mücadeledir. Buna karsi çikanlar kesinlikle kürtlerin kurtulmasini istemeyenlerdir. Evet agir isgencelerden geçtik yillarca hapislerde kamyonlarca dayak yedik, ciddi yenilgiler yasadik diye, degismeyen düsmana karsi negatif degismekle Kürt sorunu mu çözülecek ?  Sindirilen bir çok insanimiz, öldürülen, bombalanan ve yanan cografyamizi ya isgalcinin gözüyle görüyor, yada ötekilesmemek için hiç görmüyor. Kürdistan zor kullanilarak feth edilmistir. Asiri baski, zorun korunmasi, sömürgeci talanin devamini isgalci orduyla teminat altina almistir. Militanca bir karsi atak, top yekun bir ulusal kurtulus mücadelesi verilmeden nasil basarilacaktir ? Tabii öncelikle ne yapmak istedigimizden net ve dürüst olmamiz lazim. Bütün ulusal taleplerimize ölüm ve hakaretle cevap verenlere karsi Ulusal kurtulusa hizmet etmeyen yanlis bir politikanin silahlisiyla, silahsizi arasinda bir fark olmadigini uzun uzun anlatmaya zaten gerek yok. Ancak Hiç bir sömürgeci devletin, isgal edecegi ülke otoritesinin müsadesini istemedigini bilmek, verilecegi yaniti açiklamaktadir. Kürdistan örneginde oldugu gibi sömürgelestirilen bütün uluslar isgalcilerin tecavüzüne ugramis, kapatmasi olmustur. Bu taplo görülmeden kürt ulusalligi adina siyaset yapilamaz, yapanlara'da inanilmaz. Kuzey Kürdistan'da 25-30 yillik parti ve örgütlere sahip, ancak 25-30 kisilik profesiyonel elemanlara sahip olmayanlara kim inanir ? Devlete karsi siddetli mücadeleye karsi çikan siyasetçilerimizin ezen ulusun sömürgeci politikacilarina öykünmelerini esefle izliyoruz.Mücadelenin özünde bir degisiklik isgalcinin konumuyla yakinen alakalidir. Isgalciyle isgal edilenin konumunda nitel bir degisiklik yasanmamistir. Türk cumhuriyetin kurulusundan beri temel çelismesi kürt milli çelismesidir. Bas çeliski her dönem kürtlerle türk isgal ordusu arasinda olmustur. Mücadelenin dogasi ve güçler dengesine bagli olarak süreçsel duraganligi ve keskinligi siddetli ve çatismali bir seyir izlemistir. Türk isçi sinifinin TC ile çeliskisi kürt sorununa endeksli ve sunîdir. Bunlar isçiler arasinda türk bayraklariyla gösteri yapan, asil mücadeleyi frenleyen,saptiran devlet ajanlaridirlar. Kürtlerin türklerle çeliskisi ve türklerin türk olmayanlarla çeliskisi dogru kavranilmazsa devletin hizmetine götürür. Türk isgalini kendi utançlari olarak görmesi gereken türk aydinlari,yazarlari ve gençleri devletin senariyosunda PKK bahanesine karsi birer fügüran durumundadirlar. Vicdansizca kürtlerin ulusal kurtulus umutlarina saldiriyorlar. Can çekisen türk sömürgeciligi ölürken destek olmuyorlar, ama demokrasiden veya isçi sinifindan bahs ederek nasil bir demokrasi veya bir devrim'se savunduklarini söylüyorlar ! Mensubu olduklari sömürgeci ulusun çeliskisini anlamayan, yudumsamayan türkler ve yazarlari kürtlere akil verebilir mi ? TC'nin eski ve yeni yöneticileri, muhafazakâri, fasisti ve demokratlari kürtlerle ilgili herseyi konusuyorlar, ama kürtler konusturulmuyor, veya korkutularak kontrollu konusturuluyorlar.Türkler, Irak'taki araplarin Amerikan isgalinden kurtulmasini isteyecek kadar vicdan sahibi olmuslarsa, Kürtlerin türk isgali altinda kurtulmasini neden istemiyorlar ? ABD ordusu Bagdat'ta isgalci oluyor-da, Türk ordusu Diyarbekir'de misafir mi oluyor ? Hiç kimse sömürgeci, isgalci sistemin düzelebilecegine inanmamalidir. Sorun Isgaldir. Cözüm; isgalcinin isgal ettigi topraklardan çekilmesidir.Toplumsal temel çelismenin siyaseti bireysellesirse, sosyal amaçsizlik içinde islevsizlesir ve asil hedefine ulasamaz. Dolayisiyla bu siyaset tarzinin kontrol altina alinacagi ve etkisizlesmesinin daha'da kolaylasacagi açiktir. Türklerin Kuzey Kürdistan'i sömürgelestirdigi bir realitedir. Sömürgeciligi kovma iddiasiyla kurulmus direnis örgütlerin izliyecegi yol'da dün oldugu gibi bugünde bir realite olmaktan çikmamistir. Dünya devletleri tarafindan'da inkâr edilmedigi, tartisilan ve önerilen çözüm biçimleriyle onaylanmistir. Geriye kalan tek sey; birinci derecede isin muhatabi olan Kürdistan'i örgütlerin ulusal müstereklerde birleserek, akilli bir yaraticilikla Kürt ulusuna önderlik etmeye müktedir bir ulusal iradeyi olusturmalari ve kendilerini ilgili taraflara kabul mücadelesini yogunlastirmalaridir. Demokrasi, Otonomi,Federasiyon ve Bagimsizlik tezleriyle alakali kesimlerin, her birinin bir kürdistan politikasi zaten mevcuttur. Kuzey kürdistan'da önemli bir güce sahip oldugu için belirtiyorum, kurtulus mücadelesinde, moglak ve net bir siyasete sahip olmayan PKK önderligi devlet lehine siyaset degisikligi kürtleri siyasi linç'e götürmekten baska bir islevi olmamistir. Ali Haydar Kaytan, Özgür Politika'da 02 04 2007 tarihli yazisinda Kürdistan Ulusal Bayragini "ilkel milliyetçiligin sembolu olarak degerlendirip Perinçek ve özel savas konseptinin yillardir savundugu anti kürdistan argümanlari kürtlerin ortaminda savunma cesaretini göstermesinin kaynagini hepimiz biliyoruz. Özellikle 99 sonrasi durus mücadeleye agir bir darbe vurmus ve tahribatlari halen devam etmektedir. Bu siyaset terk edilmezse, tc'nin dayattigi yeni bir savasta kürtlerden olumlu bir karsilik beklenmemelidir.  Sömürgecilerle sömürgelesitirilenin iliskisi; "kendi kendisini yadsiyan sömürgecilerle," kendi kendisini olumlulayan sömürgeci" arasindaki gerillimi yasayarak kamplara bölünmüsüz. Bu manada toplumumuz adina siyaset yapan lider ve politikacilarin durumu içler acisidir. Dahasi benliginin bilincini yitirmektir ve kürdistan'da yasanan acilari, öldürülen ve çildirtilan çigliklarla alay edercesine ve çekinmeden sömürgeci partilerde siyaset yapan kürt kökenlilerin olaganlasmasina hizmet etmektir. Kuzey Kürdistan, Ortadogu'nun en barbar ve irkçi bir düsmanina sahiptir. Cok geriye gitmeye gerek yok. özellikle son bir haftadan beri, Sirnak, Bitlis, Bingöl, Dersim ve benzer kürt yerlesim yerlerin türk ordusu tarafinda tekrar bombalanmaya baslanmasi ve gerillalara karsi her türlü sillahi kullanarak vahsice katletme hareketini keyifle izliyorlar. Ayni türkler bir kaç ay sonra bombaladiklari yerlere gidip oy istiyerek bir dahaki seferde hazirlik yapacaklardir. Peki kürtler adina siyaset yapanlarin bir hazirligi varmidir ? Bu vahsetin önüne nasil geçecegiz ? Türk isgalinden nasil kurtulacagiz ? Bütün ulusal kurtulus örgütlerinde oldugu gibi FLN'de Ulusal birlik siyasetini esas almisti.Cezayir isgalinde, sömürgeci partilerlerde görev alanlar, ulusal hain olarak degerlendirilip geregi yapiliyordu. Kürdistan'da ise oy veriliyor ve milletvekilligiyle ödüllendiriliyor. Cünkü ulusal politikamiz ve birligimiz yok. Ulusal birligi olmayanin iradeside olmaz. Olsaydi türk genelkurmay baskani Yasar Büyükanit, türkiye Kürdistan'ina ragmen "Küzey Irak'a girelim" (Federal Kürdistan) dermiydi ? Cezayir'de 19.yüzyilda yasanan bu durum, Kuzey Kürdistan'da 21.yüzyilda yasanamamasi gelecek nesillere nasil açiklanacak ?  M.Kobal Aryali 13 04 2007[email protected]

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.