"İran'da idam edilen genç var. Onların anısı için çok büyük düşünüyorum."
Abdullah Ocalan
18 Kasım 2009
'Genç'!? olay bu kadar basit işte....
Öcalan, sen bir devlet başbakanı değilsin.
Hele tüm o 'aştığın' filozoflar hiç değilsin...
Sen mazlum bir halkın önderisin!...
öyle görmesekte sonuçta bu halk seni öyle lanse etti ve umuduna koydu!.
Senin emrinde topu topuna bir kaç bin millitan Kürd çocuğu var.
Ölümlere sürükledin, failli meçhul infazlara (taş altı) ettin.
Bari o 'genç' diye ne idüğü belirsiz ve zayıf görme tabirinin
yerine 'heval' deseydin.
Hatta heval de değil o İran karşısında radikal ve onurlu duruşunun sayesinde
şafak vakti idam edilen İhsan'ın adıyla ansaydın.
Adı üzerinde İhsan yani insan demektir.
O bir bireydir adı, soyadı, hayalleri, özlemleri, aşkları, annesi...olan bir
insandı.
Salt bir 'genç' değildi.
Sen volta ve İmralı odasından şikayetini ikide bir dem vuruyorsun.
İhsan ise mektubunda gerçek bir filozof gibi hayata, ölüme, halkına, umuduna...
yönelik 'şikayetlerde' bulundu.
Ve karşılığında volta ve yatacağı odanın metre karesini değil
ömür boyu yatacağı iki metrellik mezarının çilesine rağmen yaptı.
Onun adı İhsan Fetahiyan'dır.
