Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 24 February 2009

ABD ,İrana karşı yumuşadı.Bu değişimi zorunlu kılan ana ögelerin başında İranın nükler güce sahip olmasıydı.Bu ne kadar gizli tutulsada bir gerçeklik.Ayrıca İranın Şii bir (Arap değil)devlet oluşu.Büyük tecrübelere sahip dünyanın eski ve zengin devletlerinden biri.Orta-doğuda zorlanan ABD -İran düşmanlıği riskli olduğundan yanlarına çekmeyi uygun gördüler.Ayrca İsrailin İran ile toprak sorunu yoktur.İranın yumuşatılması Hamas gibi örgütlerin güçsüz kalması demektir.Hateminin cumhurbaşkanlığı döneminde Madeleine Albright ile bazi diyaloglar oldu.Hatta Hatemi, Abd ye Afkanistan da yardımcı oldu.Taliban hakında taktık ve bilgiler verdi.İranı yanına alan ABD Avrupayı da rahatlatmış oldu.İsrail için nükler sahibi şii bir İranla anlaşma abd dayatmasıdır.Bölgede Kürtleri sömürge eden Sadam Irakı yıkıldı.Fakat ABD nın desteğini alacak olan Iranın daha da güçlenmesi Kürd sorunun bir kanadında tıkanmayı yaşıyacağı açık.Fakat bu kanat ta Irakın bütünlüğünden yana.İraktaki şiileri destekleyen ve üniter yapıyı korumak isteyen Bir İran.TC nın de İstediği bu.Şu sonuca gidebiliriz;Maliki başkanlığında yeni bir irak,yeni bir Saddam.Güney Kürdistanın
ABD şemsiyesi kırılırsa ki öyle görünüyor;Kürtleri zor günler bekliyor demektir.Kürt sorununu dış güçler bölmeli ele alıyorlar.Oysa Saddam sonrası milli bir birliğin izleri politikalara yansıyordu.Kürtler arası savaş bitti gibilerine.
TC ve diğer sömürgecilerin korktuğu da Kürd milliyetciliğinin gelişmesi ve yansımasıydı.Dış güçler ellerinde sopaları Kürtlere baskı yapıyor.Özellikle Güneye dayatılan bu.Güney aracılığı ile PKK ya baskı.Duyuyoruz PKK sillah bırakacak vs.Fakat PKK nın sillah bıraktırmasını gerektirecek hiç bir neden yok.Eğer abd ve tc Öcalanın özgürlüğünü pazarlık konusu yapıp ,PKK ya sillah bıraktırırsa ve PKK nın tarihine noktayı koyarsa;PKK Kürt halkı karşısındaki "Tarihi "sorumluluğunu yerine getirmiyor demektir.Fakat son Öcalan görüşmelerini göz önüne alırsa ! "PKK direnecek"cümlesini hatırlaması gerekir.PKK nın direnmesi gerektiğine inanarak bir kaç noktaya değinelim:PKK üstlenmiş olduğu dağlık alan geographique olarak stratejik bir alandır.Afkanistan örneğinde olduğu gibi.PKK nın
bu alanı boşaltması düşmanlarımız tarafından doldurulacağı ve ele geçirleceği açıktır.Buraya yerleşen düşman burdan bir daha çıkmayacağı,yeni bir hataya da fırsat vermeyeceği de bilinmelidir.PKK nın direnmesi Güney Kürdistan üzerindeki baskıyı da hafifletir,diplomaside güç kazandırır.Milli bilinci körükler ve genel bir seferberliğe açık kapı bırakır(İspanya Franko dönemi gibi.Bu dönemde herkes sınırları aşarak Diktaya karşı savaşmıştı).Bu gün Kürtler bir güçtür.Kendilerini dayatabilirler,başarabilirler.Aksi taktirde eski tas,eski hamam örneği ile karşılaşmak mümkün.Kürtler arası diyalog ve dayanışma bir çok kazanımda beraberinde getirir.Unutmamak gerekir savaşan bir düşmanında ağır darbeler alacağı
ve harebeye döneceği ve sonuca katlanacağıdır.

Kürtler elbette savasmali hemde ta haklarini tam eldene dek. Savassiz hak nerede ve ne zaman alinabilmis ki, kürtler savasmadan haklarini hirsiz ve mafiyaci devletlerden alabilsinler. Her yöntemi kullanmak mubahtir. Cagin gecerli mücadele yöntemleri neyse kürtler bu mücadele normlarini kullanarak haklarini elde etmesini bilmelidirler. Kürtlerin zerre kadar günahlari yoktur. Simdiye kadar kürtlerin liderlik sathinda büyük sanssizliklara düccar olduklari sözkonusudur. Liderliklerimiz tarih boyu tasfiye de edildiler. Anlasildigi gibi hayatin her alaninda bu halkin can düsmanlari tarafindan cok yogun bir anti-kürt yöntem yürürlükte tutulmustur. Birde din sorunu vardir. Düsmanlarimizla ayni dini paylastigimizdan, onlara karsi etkili bir mücadele tarzi gelstiremedik hicbir zaman. Ayni dini paylasan sömürge ve sömürgeci iliskileri yasamis olan baska halklarin mücadelelerinden dersler cikarmamiz gerekiyor. Avrupa Birligi somut bir hal almistir. Her gecen gün yeni yeni gelismeler yasayarak büyük gelismeleri önüne katarak gitmektedir. Ister istemez Kürdistanin ülke ve millet olarak [b]Kürdistan bagimsizlik sorunu[/b] da kendini AB gündemine sokmustur. AB'nin aynen 1800. yy da yaptigi gibi uluslararasi ALTIN STANDARDI pazar prensiplerini benimsedigi ve daha sonra da Ingilterede (Hampshire, 1944) Bretton Woods Uluslarasi yeni para pazari piyasasi anlatmasina göre: BÜTÜN ulusal sorunlar ¨cözümsüzlük icinde birakilarak sadece bu politikalarin hayata gecirlmesine agírlik verildi. Vahsi sömürgeci dört devlet de bugüne kadar Avrupanin bu politikalarindan oldukca yararlandi. Avrupa bu hatasini bugün kabul etmektedir. Yeni global sartalar olustu. Yeni mücadele yöntemleri doguyor. Kürtler hem eskisini ve hemde yanisini, ellerinde olan bütün imkanlarla diger halklar gibi bagimsizlik ve özgürlüklerini, hemde cok gec kalan özgürlüklerini aramak ve elde etmek zorundalar.. Bunun disindaki bütün stratejiler düsmana hizmet eden ihanet teori ve pratikir. Örnegin Abdullah Öcalanin ve PKK nin bugün yogunca zikrettikleri yeni ihanet teorileri gibi.. Neymis, toplum bilimcilerinin yeni teorileriymis. Ulusal devlet artik köhnelesmismis! Oysa cagin en saygin ve en yetkin toplumbilimciler bugün sunu demekteler: ULUSAL DEVLET GLOBAL AILENIN TEMEL YAPI TASLARIDIRLAR VE ULUSAL DEVLETSIZ GLOBAL BIR DÜNYA IFLAS ETMEYE MAHKUMDUR. Selam ve saygilarimla ZOM

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.