Değerli Kurdo, Sadece Delil arkadaş değil, Kek Eyübê Cüleri de oldukça önemli belgeler kullandı ve soguladı. Sevgili Delil'le Kek Eyüb'ün yazdıkları yekdiğerini tamamlar doğrultudaydı. İhanete karşıtlığında, Apoya ödünsüzlüğünde, bağımsızlıkçılığında son derece kararlı olan sevgili Alan Lezan'ın bir çok insanı şaşırtan ama aslında hayranlık uyandırması gereken hoşgörülü yaklaşımı, içtenlikle bütünleşme çabaları da ayrı bir etken oldu. Saz çalmayan tel kadrini bilmez. Sergilenen demokrat tutumun fincancı katırlarını ürkütmeye yettiği, aman bizim yandaşlarımız hoşgörü ve yurtseverlikle karşılanıyorlar kaygılarına neden olduğu bir vakıa kabilinden foruma yansıdı. Tüm bunlara birçok katılımcının ihanet olgusunu, türklerle işbirliğinin lanetli niteliğini sorgulayan ısrarlı tavırları da eklenince önce manevralar başladı, sonra forumu bırakıyoruz dendi. Bir hususun altını çizmeden edemeyeceğim. Forum yönetimi son derece doğru ve doğru olduğu kadar uygar bir yaklaşımla "bu forum da yeni eski ayırımı yoktur, hiç kimse diğerini kovma hakkına sahip değildir, istisnasız herkes aynı haklara sahip eşit katılımcılardır" anlamına gelecek cesur bir açıklama yaptı. On yıldır forumlarda aralıksız yazıyorum. Öyleki bazı forumlar benimle başladı benimle bitti. Ben hiçbir forumda o forumu yöneten siyasi kadroların kendilerinin tamamen zıddı konumda bulunan katılımcılara siyaseten bu denli esnek ve hoşgörülü davrandığını bugüne kadar görmedim. Forum çalışanlarının bu açıklaması bir nevi taahhüttü. Forumu bırakacaklarını söyleyen katılımcılar forum çalışanlarının bu tavrını dikkate almalıydılar. Her nedense önemsemediler. Burada kimse yeni katılımcılara tepki göstermedi. Uygarca sordu ve soruşturdular. Buradaki ortam onların alışkın olmadıkları ezber bozan bir ortamdı. Hoşgörü ve demokrat tutum esirgenmedi. Öte yandan konfedarasyona, kürt devleti tehlikedir satılmışlığına, milliyetçilik tu kakadır türk analı söylemine prim vermenin, ödüllendirmenin hoşgörü olduğunu düşünenler varsa son derece yanlış düşünüyorlar. Buraya gelmek için günler öncesinden köprü başı atarak burada "hedef yumuşatma" girişimlerinden sonra yer alanlara son derece doğru bir tavırla yurtseverliğin nasıl olması gerektiği anlatılmaya çalışıldı. Hiç kimse yurtseverliğin sadık ve tutarlı mensuplarını, ilaveten doğru bir yurtseverlik çizgisini muhafaza etmeksizin % 80i ihanetin dümen suyunda yol alanları dönüştürme şansına sahip olmaz. Dönüştürme, ilkelerden ödün temelinde gerçekleşmez. İlkelerinizden ödün verdiğiniz zaman siz dönüşmüş olursunuz. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz. Halis yurtseverliğe ihanetin versiyonları aşılanmaz, tam tersine kontralaşmaya ramak kalmış olanlara yurtseverlik aşılanarak bağımsızlıkçılığın, Kürdistancılığın dominant hale gelmesine çalışılır. Bir genetik kural olan dominant-resesif yasası siyasette de geçerlidir. Ödünlü yurtseverlik olursa PKK'ye dönüşülür. Yeterince işbirlikçimiz var, yeterince Türkiye'cimiz var. Kürt milletinin mukadderatında bu tür kadroların tüy kadar olumlu etkisi olmayacaktır. Milletin kurtuluş umutlarını ihanet yapılanmasına gırtlağına kadar batmış olanların hatırı için savsaklama hakkına hiçbirimiz sahip değiliz. İhanet olgusunu eleştiri ve sorgulama topuna tutan arkadaşlar bu anlamda son derece doğru bir tavır sergilemişlerdir. Gitmeye karar veren arkadaşlarımız bizler sizin dediğiniz gibi değiliz, tam tersiyiz, Kürdistancı'yız, bağımsızlıkçıyız, bizi değerlendirirken yanlış yapıyorsunuz diyorlarsa buyursunlar, kürsü onlarındır. Forum onlarındır. İhanete açık tavır alsınlar bizler de pişdarlıklarını yapalım. Kürt devleti tehlikedir diyen, arkadaşlarını timsah gibi acımadan yutmuş, tecavüzcülükten işkenceciliğe kadar en düşkün, en insanlıkdışı eylemlere tevessül etmiş birine lider demenin, toz kondurmamanın hangi vicdana, hangi namusa sığacağını izah etsinler anlayalım. Yurtseverlik bitti, bağımsızlıkçılık el fatiha.. Peki namus ve vicdan kavramları da mı aşındı? Biz onları bu düşkün, bu ucube halleriyle onare edip aramıza alıyoruz, yüceltiyoruz da bizim yurtseverliğimiz, Kürdistan tutkumuz mu bunlara batıyor? Birileri cevaplayabilirmi acaba? Bağımsız kürt devleti kimlere batmaktadır? Milletin mukadderatını, her köşesi ihanet ocakları tarafından tutulmuş, genelkurmayın elinde oyuncağa dönüşmüş kirli bir çetenin insafınamı teslim edelim? Umutlarımızı İmralı zübüğünemi teslim edelim? Mücadele, kürt milletinin paymal edilmiş namusunu kurtarmak içindir. Bağımsızlık aracılığıyla onurlu bir yaşam, insana yakışır bir yaşam kurulması amaçlanır. Bağımsızlığın başka anlamı ve amacı yoktur. İsmail Beşikçi Hoca, 30 yıl önce kürtlerin namusu ipotek altındadır belirlemesini yapmıştı. Devri Öcalan'la birlikte ipotek çizgisinden de geriye düştük. Hiç kimse ihanet çizgisinin taşaklarını ovalamakla bir yere varacağını sanmasın. Kürtlerin ihanet önünde dimdik durmak dışında hiçbir şansları yok. Unutulmasın her bir ödün diğerine kapı açar. Hepsi koskoca adamlar, bu kadar döktürmesini bilenler Öcalan'ın örgütünü ne menem kirli bir yola sokmuş olduğunu bilmiyorlarmı? Anlamıyorlarmı? Bu kadar anlatılmasına rağmen tınlamıyorlarmı? Burada siyaset dersi vermeye kalkışacak kadar bilgiç hepsi. Bu bilgiçler, bağımsızlığın, kürt devletinin ne anlama geldiğini bilmiyorlarmı, Öcalan'ın, PKK'nin ise bu yolun zıddı istikamette ilerlediğini görmüyorlarmı? Okudukları tilki mevlüdüdür vesselam. Senin kısa notun üzerinden düşüncelerimi açıklamış olmamı bağışlayacağını umuyorum. İfade fırsatı verdiğin için teşekkür ederim. Bı sılav u rez.