Direkt zum Inhalt

DÜSÜNÜN!

DÜSÜNÜN!

Hasan H. YILDIRIM

Türk egemenlik sistemi, Kürd milletine karsi topyekün bir savas baslatmis bulunuyor. Devleti, hükümeti, muhalefeti, sivil toplum kurumlari, aydinlari, solculari, yani Türk denilen göcebe, muhacir toplumu tüm it kopuklariyla halkimza karsi linc seferberligi baslatmis bulunuyor.

Türk egemenlik sistemi, her Kürd´ü potansiyel suclu ilan etmistir. Gördükleri linc ediliyor. Kürdler, buna karsi tepkilerini her kosulda su veya bu sekilde dile getiriyor. Saflasma giderek derinlesiyor. Bir yanda Kürd ve Türk ayrisiyor. Iki toplum, hizli bir tempo ile birbirlerine karsi savas vaziyetine evrilmis bulunuyor. Diger yanda Bagimsizlikci gücler ile her renkten Türk Kürd´ü ayrisiyor.

Kürd-Kürdistan´a dayatilan statükonun yaratigi sonuclarin varacagi yer bu olacakti. Türk egemenlik sistemi degismeyecegine göre Kürd-Türk catismasi kacinilmaz olacaktir. Bu cok “akili” aydin ve politikacilarimizin “etmeyin eylemeyin, provakasyona gelmeyin tarihsel kardesligimiz yara aliyor” ugursuz rollerini usakca yapsalarda bu degismeyecektir.

Kürdistan halki, kan ve can bedeli direniyor. Bu, dogru okunmalidir. Hic kimsenin karakasi icin direnmiyor. Kimligine sahip cikiyor. Milli haklarina kavusmak istiyor. Bagimsiz Kürdistan´i Kurmak istiyor. “Ya Neman Ya Kürdistan” diyerek harikalar yaratiyor.

Kürd milleti, hizli adimlarla bagimsizliga dogru yol aliyor. Cünkü Kürd-Türk catismasinin kaybedenleri Türk egemenlik sistemi olacaktir. Türk egemenlik sisteminin akil hocalari, bunu simdiden seslendirmeye basladilar bile. Son olaylara iliskin degerlendirmelere bakilirsa „Aman Kürt milliyetciligi gelisiyor. Eyvah toplumun baglari cözülüyor“ denilerek Türk egemenllik sisteminin karsi karsiya oldugu tehlikeye dikkat cekiliyor.

„Aman dikkat yarayi kasimiyalim“ deniliyor. Türkiye´nin dört bir tarafina yayilmis gecekondularda getolasan Kürdlerin tepkisini
„kücük volkan patlamalarini andiran sert karsilasmalarin oldugu `etnik mekan ayrismalari´ olusturdu“ feryatlari yükseliyor. Ve arkasinda receteler üretiliyor.

”´Türk-Kürt´ ekseninde ya?anmas?, Türkiye için felaket olur. Herkes, toplumun her kesimi ve her kurum, Türkiye'yi böyle bir süreçten esirgemek için elinden gelen gayreti göstermelidir.“

Bu söylenenler sadece Fikret Bila´a ile sinirli degil. Türk egemenlik sisteminin tüm akil hocalarinin üstünde ortaklasa anlastiklari bir yaklasim olmaktadir.

Düsmanin korkulari büyüyor. Feryatlari söyle yükseliyor. ”Tehlike canlari, `Türk-Kürt catismasi` icin caldigini gösteriyor. ”Siyasi ayrisma genelesme egilimini gösteriyor”, ”vatan bölünüyor” korkusu sarmis bulunuyor.

Bu iyiye alemettir. Yillardir yapamadigimizi Türk egemenlik sistemi kendi eliyle yapiyor. Türk katil sürünün basi, „Sözde vatandas, tarihine bak. Basina gelenin daha betteri gelecek“ stardini vermesiyle Kürd millet bireyine karsi baslatilan linc giderek tirmandiliyor.

Devlet desteginde Türk it kopuklari sokaga salinarak Kürdlere saldirtiliyor. Kürdler, bu saldirilarda hirpanilacaklar. Sehit verecektir. Mali gasbedilecektir. Aci cekecektir. Aklimiza gelmeyen binbir muamelere ugrayacaktir. Ama sonuc olarak Kürd milletini Türk´ten ayristiracak, bagimsizliga bir adim daha yakinlastiracaktir.

Bundan eminim. Görev saha kalkan Kürd millet öfkesini Bagimsiz Kürdistan hedefine yönlendirmektir.

Su an yurtsever kitlenin „Apocu“ ihanet sebekesinin etkisi altinda olsa da sonuc olarak Kürdistan halkinin kalkisi Türk egemenlik sistemine karsidir. Sevindirici olan da budur.

Bugün ihanet sahadadir.Yurtsever kitleyi onlar yönlendirmektedir. Baskalari sahada olursa halkimiz onlarida destektekleyecektir. Bu nedenle yasanan gelismeler karsisinda yanlisa düsmemek gerekir. Kürdistan halki, dogru yoldadir.

Halkimiz üstüne düseni yapiyor...Kürd milleti, Bagimsizlik istiyor. Türk sömürgeciligini Kürdistan´dan söküp atmak istiyor.

Gecmis bir yana Batman, Van, Diyarbakir, Siirt, Yüksekova vs. alanlarsa halkin kalkisi bunun örnegidir. „Burasi Türkiye degil, Kürdistan´dir. Biji Kürdistan! Sehid Namirin!“ söylemi bunun kanitidir.

Azgin inkar ve imhanin dayatildigi bir kosulda eger halk sokaga cikip bu onurlu tavri ortaya koyuyorsa bu halkin eli öpülür. Sömürgecinin ve ihanetin tüm inkar, imha, alavere ve dalaverelerine karsin eger bu halk ölümüne meydan okuyorsa eli öpülmesi gereken bir halktir.

Bir gercegin altini kalin cizgilerle cizmek gerekiyor. Niye bu eli öpülesi halk, ihanet örgütünü destekliyor diye sezeniste bulunma hakkimiz yoktur...

.................

Yigit Kürdistan halkini elestirme hakkimiz yoktur. Halk üzerine düseni fazlasiyla yapmistir. Agir bir bedel de ödemistir. Ödemeye devan etsede bunu göze almistir. Düsmanin inadina milli haklari ugruna mücadeleye devam etmektedir...

...................

Ihanetin ne yaptigi ve yapacagi acik ve nettir. Kürd reformist hareketin ne yapmaya calistigi ise son dönemlerde ortaya koydugu yaklasimlari ile kendini yeteri derece aciga cikarmistir. Kürd milletini Türk egemenlik sisteninin kapisina baglamaya kendilerini konumlandirmistir. Son HAK-PAR toplantisi bunun somut örnegidir.

HAK-PAR´in Ankara Sürmeli Otel´indeki toplantisi fiyaskoyla sonuclandi. Bagimsizlikci kanadin insiyatif koymasiyla Türk Kürd´ünün plani bozuldu.

Ümit F?rat´in toplantida konusmacilarin bagimsizlikci tavrindan rahatsizlik duymasi ve konusmalarin amacini astigini belirterek konusmak istememesi ve kamuoyuna yapilan aciklama sonrasi alelacele yaptigi aciklama Türk Kürd´ünün planinin bozuldugunun ifadesidir.

Peki bu zevat kendini ne zanediyordu? Altan Tan, Ahmet Aras, Resat Deli, Ümit Firat vs. gibi unsurlar, Kürd´ü Türk egemenlik kapisina baglayacaklarini mi saniyorlardi? Boyunlarinin ölcüsünü aldilar. Bagimsizlikci güclerin sert direncine carparak darmadagin edildiler.

Bagimsizlikci kanadin kaleme aldigi bildiride Kürdlerin kendi kendilerini yönetmesi gerektigi tezi Türk Kürd´ünü cok rahatsiz etti. Eder! Efendilerine verilmis sözleri var. Türk egemenlik sisteminden beklentileri var. Umut ettikleri imtiyazlarinin elde gitme riski var.

Düsman, ihanet ve Türk Kürd´ü yapmasi gerekeni yapiyor. Kürd milletine karsi büyük bir oyun sahneye konulmus bulunuluyor.
Osmanli da oyun cok. Sahnelenen oyunun oyunculari hep ayni, tanidik. Esas oglan Türk egemenlik sistemi. Figuranlari Türk Kürd´ü.

Cok „akili“ politikacilarimiz ve aydinlarimiz herkesin gözü önünde gelisen olaylara sasi bakiyor. Gercekleri görmüyorlar mi? Buna inanmak zor. Görüyorlar görmesinede Türk egemenlik sistemiyle barisik yasamak istiyorlar.

Bu cevrerin politikalarini mercek altina alin. Meselenin özüyle degil bicimiyle meskul olduklari görülür. Türk egemenlik sistemin tabularina karsi gelmeksizin bazi icraatlarinin kenarindan kösesinden söyle bir es gecerek politika yaptiklarini zanediyorlar. Dahasi buna “akili” politika deyip bize de kabullendirmeye calisiyorlar.

Isin özü bu cevreler, Türk egemenlik sistemin aksesuarlaridirlar. Üniter devletcidirler. Birazda demokrasinin su yosunudurlar. Hani minare calinirsa kilifta gerekir ya. Bunlarinkide iste o hesap. Üniter devletciliklerini demokrasi söylemleriyla kilifliyorlar.

Hani Bitlisliler icin anlatilan bir fikra var. Rus isgali döneminde derelerdeki göleklere boyunlari kadar dalip, “Oris emi, Oris emi, biz insan deyilug, kurbagayug” deyip kurbaga gibi ötüslerini bugün cok “akili” politikaci ve aydinlarimiz yapiyor. Türk egemenlik sisteminin Kürd milletine karsi baslatiklari topyekün savasa karsi bir “kardeslik”, “dostluk” türküsü tuturup gidiyorlar.

Kürd milletini Türklestirmek icin Türk egemenlik sistemi ve Türk Kürd´ü elele vermis bir konsept olusturmuslar. Her unsura oynamasi icin bir rol vermisler. Bu planin uygulabilinmesi icin Türk Kürd´ünü öne sürmüsler.

Kendilerine Kürd ”aydin ve siyasetcisi” diyen Türk Kürdleri, son günlerde usakliklarini biraz daha yüksek sesle seslendirmeye basladilar. Hem de birbirleriyle yarisircasina. Devlet katinda prim yapmak icin tuzu dumana kattilar.

Onlar, devleten itibar edinebilirler. Fakat bilinsin ki, mazlum Kürd milleti, hafiza kaybina ugramis degildir. Gün olur, devran döner, bunlarin hepsinin hesabini birer birer insandan sorarlar. Herkes hesap ve kitabini buna göre yapmalidir. Bu isin sakasi yoktur.

Asagiya bir kac alinti alacagim. Simdi bu tür seyler Kürd milliyetciligi, yurtseverligi, dahasi Kürdlük adina söylenecek sözler mi?

„Türkiye'nin bütünlüðüne saygýlý, demokratik mücadeleyi arzulayan bir Kürt partisine þiddetle ihtiyaç var…Türkiye'nin bütünlüðüne saygýlý, sosyal demokrat bir parti olsun istiyoruz… Yani Kürtler bu milletin esas unsuru. Bunun belirtilmesini istiyoruz.“ (Serafettin Elci)

“Bu konuda tek muhatap “Türklerin de Kürtlerin de ba?bakan? olan Erdo?an’d?r.” (HAK-PAR Genel Ba?kan Yard?mc?s? Re?it Deli)

“Ortada ne iki farkl? devlet ne de iki farkl? millet var. Dolay?s?yla bir yerlerde çözüm için muhatap aramaya gerek yok. Ba?bakan, sorunu çözme kararl?l???nda ise muhatap Meclis’tir, hükümettir. Ancak, Kürt ayd?nlardan fikirleri al?nabilir.” (Ümit F?rat)

"Yücelmis Türklükle iç içe ve kardesçe yasamak gerçekten de muhtesem olacak. Bunu basaracagiz". (Ali Haydar Kaytan)

"Eskiden Türkiyelilik diyordum. Vaz geçtim, artik Türkiye Ulusu diyorum. Biz Türkiye ulusundaniz. "Ne mutlu Türküm diyene" ve benzeri söylemler Atatürkün kültürel milliyetçiligini gösterir. Atatürk'ün irkçi sözleri yok". ( A. Öcalan)

”Türkiye, Türkiye halklar?na ba?l?, karde?lik içinde birlikte ya?ama arzusunda olan böyle bir önderli?i hiçbir zaman bulamayacakt?r. Zaten i?birlikçi-milliyetçi çevreler Kürt Halk Önderine bundan dolay? öfkeliler ve sald?r?yorlar.” (Mustafa Karasu)

"Biz Türkiyelilik üst kimligini savunyoruz. Mustafa Kemal'in de düsüncesi böyledir.” (Hatip Dicle)

Bu alinti sahipleri aptal mi? Devleti mi, yoksa bizleri mi aptal saniyorlar? Bunlar kimi kandirmaya calisiyorlar?

Kürd milliyetcisi, Kürd yurtseveri, Kürd liberali, Kürd sosyalisti, dahasi Kürd politikacisi, Kürd milletini ezen, tarihte yok etmeye calisan bir ulusun ”esas unsuru”yuz diyemez.

Kürdistan´in zorla tutuldugu devlet sinirlarini taniyorum ve saygi duyuyorum diyemez.

Kürd milletinin ulusal egemenligini gasbeden ezen ulus sembolleri benim de sembollerimdir diyemez.

Eger diyorsa bu unsurlar fiili olarak ezen ulus saflarinda Kürd milletine karsi bir savas icindedirler. Bu unsurlari, KUKM icinde degerlendirmek, yurtsever olarak tanimak, onlari onure etmek olur. Oysa onlar, onurlarini coktan Türk egemenlik sistemine kaptirmislar.

Bu unsurlari ogünden sonra Kürd millet bilesenleri olarak kabullenmek cok büyük hatta olur...

...........................

Bir Kürd stratejisine acilen ihtiyac vardir. Kuskusuz her örgüt ve partinin kendine özgü bir stratejisi vardir. Fakat bilindigi gibi bir degil bir cok strateji ortalikta dolasmaktadir. Iste sorunda burda tikanmaktadir. Bu sorunun asilmasi gerekir. Kürd milletinin milli stratejisini ortaya cikarmak gerekiyor.

Cözüm bekleyen bir sorun var. Bu sorun Kürdistan sorunudur. Bir cok cevre kendi perspektifi acisinda cözüm üretmektedir. Mevcut cözümler birbirlerini bosa cikarmaktadir. Mevcutlar birbirleriyle örtüsen degil, catisan konumdadir. Burada soru sudur. Peki mevcut olan hangi cözüm Kürdistan sorununun cözüm bicimidir?

Bu sorunun dogru cevabi, Kürdistan sorunu nedir sorunun cevabidir. O halde ise Kürdistan sorunu nedir meselesini yeni bastan tanimlamak gerekiyor. Isi buradan baslatmak gerekiyor.

Kürtler, bir millettir. Kürdlerin bir millet olma dogasi geregi dogal haklari vardir. Kürd stratejisi bu dogal haklari kapsamalidir. Fakat bu, reel durumda elde edilecek kisa erimli istemlerin reddi anlamina gelmemelidir. Kisa erimli istemler stratejiye hizmet ettigi oranda önem kazanir. Yoksa Kürd stratejisi kisa erimli alinabilinecek istemlerle sinirlandirilmamali.

Herkes ulusal birlikten dem vuruyor. Ama hic kimse bunun icini doldurmuyor. Ulusal birligin olabilmesi icin ulusal bir stratejinin olmasi gerekir. Ulusal stratejinin olmadigi bir ortam da ulusal birlikten dem vurmak kulaga hos gelsede bir sey ifade etmiyor.

O halde ulusal birlik demeden önce ulusal stratejimiz ne olmalidir meselesini tartismak ve Kürd millet haklari temelinde bir konsensüs yaratmak gerekir.

Kürd milli stratejisi olusturulurken öncelikle dikkat edilmesi gereken en önemli mesele mevcut olan tüm örgüt ve partileri memnun etmek, orta payda da bulusmak, tahamül, hosgörü vs. adina Kürd milletinin tarihsel haklari tartisma konusu yapilmamalidir.

Kürd milletinin en ihtiyac duydugu mesele milli bir siyasetinin olmayisidir. Peki bu hangi zeminde yükselecektir?

Bu zemin, Kürd-Kürdistan´in mevcut konumudur. Önce bu statüko tanimlanmalidir. Eger bu statüko kabullenilmeyecekse bunun asilmasinin programi yapilmalidir. Kürd millet stratesijisi, iste böylelikle ortaya cikmis olur.

Bu degil de, her önüne gelen kendi subjektif niyetlerini Kürd milli stratejisi olarak sunarsa bu isin altinda kalkamayiz…
………………

Ulusal birlik örgütlü ve düsmana karsi iradi mücadelenin icinde olan güclerin isidir. Ulusal birlik ha demekle olacak bir sey degildir. Su sorulara cevap ulusal birligin önkosulludur. Nicin? Kiminle veya kimin kiminle birligi?

O zaman su konu masaniza gelip oturur. Varolan parti ve örgütleri vede yaklasimlarini gözden gecirme aciliyeti dogar. O halde isi burada baslatalim…

…………………..

Yapilmasi gereken orta yerdedir. Kürd millet cikarlarini savunacak ve düsmana karsi sicak mücadele verecek olan örgütlere acil ihtiyac vardir. Kalkis noktamiz bu olmalidir…

…………………..

Düsünün!
……………………

08 Eylül 2005

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.